Çeşm-i Cihan Sohbetlerinde Medeniyet ve Adalet
Bartın Üniversitesi Çeşm-i Cihan Sohbetlerinin altıncısı Yalova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Karlığa ile Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İsmail Kıllıoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi.
Bartın Üniversitesi’nin geleneksel hale getirdiği Çeşm-i Cihan Sohbetleri’nin altıncısı “Medeniyet ve Adalet” temasıyla gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ‘Çeşm-i Cihan Sohbetleri’ ile öğrenci ve akademisyenleri alanında çok değerli uzmanlar ile bir araya getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Rektör Uzun, “Çeşm-i Cihan Sohbetleri ile hem sevgili öğrencilerimizi hem de değerli akademisyenlerimizi alanında uzman ve çok önemli görüşlere sahip bilim insanları ile bir araya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu zamana kadar gerçekleştirdiğimiz her etkinliğin, dinleyicilerimizde bir iz bıraktığına ve geleceğe dair bir tebessüm oluşturduğuna şahit olduk. Bu da bizleri oldukça mutlu ediyor.” dedi.
‘Batıya Doğru Akan Nehir’ belgeseli izlendi
Etkinlik kapsamında; Prof. Dr. Bekir Karlığa tarafından hazırlanarak 2013 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür-Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen ve dünyanın en uzun medeniyet belgeseli niteliğine sahip bulunarak, 43 ülke televizyonunda yayımlanma başarısı gösteren “Medeniyet Bilinci” adlı filmin gösterimi yapıldı. Filmin izlenen “Batı’ya Akan Nehir” adlı ilk bölümü katılımcılar tarafından büyük bir ilgiyle takip edildi.
“Medeniyetin maddi yönü olduğu gibi manevi yönü de vardır”
Ardından geçilen konferansın moderatörlüğünü Bartın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ömer Baykal yaptı.
Konferansta ilk sözü alan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İsmail Kıllıoğlu, medeniyet kavramının çok farklı şekillerde tanımlandığını ve özellikle maddi vurguların çok fazlaca yapıldığı belirterek, “Medeniyetlerin maddi bir yönü olduğu gibi bu yönü etkileyen, ona yeni bir yapı kazandıran, hatta şekillendiren bir de manevi yönü vardır. Medeniyet tarihçileri medeniyetleri incelerken inanç vurgusuna değinirler. Aslında buradaki inanç kavramı medeniyetim manevi yönüne yapılan bir vurgudur. Medeniyetlerin doğru bir tahlilini yapabilmek için o medeniyetlerin manevi yönlerinin ve onun yansımalarına özellikle dikkat etmeliyiz. Sadece maddi olana yönelmemiz durumunda medeniyetler üzerine ciddi bir açıklamaya getiremeyiz.” diye konuştu.
“İslamiyet hiçbir dini ve medeniyeti yok saymaz”
Geçmişten günümüze kadar batı toplumlarında her zaman farklı dinlere ve medeniyetlere karşı bir yok sayma hareketinin varlığını söyleyen Prof. Dr. Bekir Karlığa, İslamiyet’te bunu görmenin mümkün olmadığını belirtti. Karlığa, “İslamiyet hiçbir dini kendine düşman görmez. Onları ilahi bir ruhun parçası sayarak onlara saygı duyar ve hiçbir şekilde yok etmeye çalışmaz. Biz diğer dinlere hakareti meziyet saymayız. Hâlbuki gerek Yahudiler gerek Hristiyanlar İslamiyet’e ve Kur’an’a hakareti meziyet haline getirdiler. İslamiyet’in temellerinde ezeli hikmet vardır. İslamiyet’e göre insanoğlunun aklıyla ortaya koyduğu her eser Allah’ın ona vermiş olduğu aklın bir sonucu olarak görüldüğü için değerli ve hikmetlidir. Bu yüzden eski kavimlerin bütün yaptıkları, yazdıkları eserlerde ilahi bir hikmet vardır diyerek onlara sahip çıkmıştır İslamiyet. Ayrıca İslamiyet’te önemli temellerden biri de adalettir. Adaletin olmadığı bir yerde ne medeniyetten ne de dinden söz edebiliriz. İslamiyet’te adalet hukuki yönünün dışında farklı bir anlama daha sahiptir. Bu anlam iyilik ile kötülük arasında dengeyi bulmaktır, rezilet ile faziletin ortasına ulaşabilmektir.” İfadelerini kullandı.
Konferans, Prof. Dr. Bekir Karlığa ile Dr. İsmail Kıllıoğlu’na hediye ve teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından son buldu.