Bayram, tarımdaki 2017 hedeflerini açıkladı

2017 kızılcık yılı olacak

Bayram, tarımdaki 2017 hedeflerini açıkladı

Nurdan Eroğlu

Bartın İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Abdulsetter Bayram, il tarımı ve hayvancılığındaki 2017 hedeflerini açıkladı. Müdürlüğün 2017 hedeflerinin başında Bartın’da genç çiftçi projelerinin sayısının arttırılması ve organik tarımı daha çok yaygınlaştırmak geliyor. Organik tarımda ise hedef şuanda organik tarımda yapılan 110 dekar araziyi 155 dekara çıkarmak. 2017 organik tarımda kızılcık yılı olacak gibi görünüyor.

Bartın İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Abdulsetter Bayram, il tarımı ve hayvancılığındaki 2017 hedeflerini açıkladı. Müdürlüğün 2017 hedeflerinin başında Bartın’da genç çiftçi projelerinin sayısının arttırılması ve organik tarımı daha çok yaygınlaştırmak geliyor. 2017’de hayvancılıkta da kendisine hedefler koyan Müdürlük, hayvanların aşılanmasında yüzde 100’e ulaşmak istiyor. İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Abdulsetter Bayram bu konuda “Biz normalde hayvan sayısına göre aşılama  yapıyoruz. Ama bizim hedefimiz mevcut hayvanların yüzde 100’ünde aşılama yapmak. Yani ihtiyaç olunan aşıların tamamının yapılması. 2016’da 158 bin gibi bir aşı yapmışız ama bunu 160 bin yapmamız gerekiyor” dedi.

GENÇ ÇİFTÇİLERDE HEDEF EN AZ 180

2017’de genç çiftçi projelerinde de hedeflere sahip olduklarını ifade eden Bayram, “Genç çiftçi projelerimiz 152 taneydi. Bu konuda hedefimiz bu rakamı en az 180’e çıkarmak. Yüzde 50 hibeli tarıma yönelik yatırımlarda 3 projemiz var. 2017’de bunları tamamlatmak istiyoruz. Proje müracaatlarında da sayıyı üst seviyelere çıkarmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

2017’de organik tarıma yine ağırlık vereceklerini kaydeden Abdulsetter Bayram, “2017’de ilimizdeki organik tarımı 110 dekardan 155 dekara çıkarmak istiyoruz. Aynı zamanda genç çiftçilerimize yönelik yapmak istediğimiz projeler arasında küçük alandan büyük gelir getiren ürünlerin yetiştirilmesini hedefliyoruz. Mesela lale dikimi, mantar yetiştiriciliği gibi. Mantar yetiştiriciliğini bu yıl birkaç kişi uygulamaya başladı. Biz bu projeleri üst seviyelere çıkararak ilimizin ekonomisine de katkı sağlamak istiyoruz” açıklamasında bulundu.

ORGANİK TARIMDA KIZILCIK ZAMANI

Organik tarımda Bartın’da son yıllarda kivi üretiminin yaygın olduğunu ancak bu konuda şuanda kızılcık meyvesine doğru yöneldiğini açıklayan Bayram, “Organik tarımdaki projelerimize yenilerini eklemek istiyoruz. Şuanda 110 dekar alanda 69 çiftçimiz organik tarım yapıyor. Bunu 155 dekara çıkarmayı hedefliyoruz. Ben 4 yıl önce Bartın’a geldiğimde organik tarım sadece böğürtlen ve ahududu da vardı. Son 3 yıl içerisinde organik tarım kiviye kaydı.  Kividen sonra kızılcığa geçmeyi hedefliyoruz. Kızılcık meyve olarak küçük gibi görünüyor ama değeri bayağı yüksek. Burada kızılcık yetişmek isteyen firmalarda var. Hatta şuanda safran üreten üreticimiz de bu üretimi organik yapıyor. İnşallah organik safran satacağız. Genç çiftçi projeleriyle tarımı bayağı harekete geçirdik. Mesela şuanda istiridye mantarına bayağı bir talep var” dedi.

Bartın’da tarım ve hayvancılığın geriye doğru gittiğine dair yapılan yorumlar ve eleştiriler hakkında da konuşan Bayram şunları söyledi:

“TÜRKİYE GENELİNDE TARIMLA UĞRAŞANA NÜFUS SAYISINDA GENEL BİR AZALMA GÖRÜLÜYOR”

“Türkiye genelinde tarımla uğraşana nüfus sayısında genel bir azalma görülüyor. Genç çiftçi projelerinin ortaya çıkmasının altında da bu yatıyor. Amaç insanları yeniden kırsala döndürmek ve tarımı arttırmak. Bartın’da 152 kişiye 4 milyon 760 bin TL gibi bir hibeyle hayvancılık, arıcılık, istiridye mantarı ve lale dikiminde destekleme gerçekleştirildi. Bartın’da bence sadece tarımda değil bütün sektörler için geçerli olan bir sorun var. O da nüfusta yaşanan azalma. Bartın’ın nüfusu bundan birkaç yıl öncesine kadar eksilerde seyrediyordu.   Nüfus artışı yüzde eksi 2,5’tu. Üniversite öğrencilerinin gelmesiyle nüfus artışı yeniden artıya geçti. Ne yazık ki Bartın’da genç nüfus az. Aynı zamanda Bartın’da tarımın geriye gitmesi yakın zamanda olan bir olay değil. Geçmişten gelen bir sorun. Bartın’da bağımlı nüfusun ve ekonominin olmasından dolayı madencilerin ve gurbetçilerin fazlalığı olarak gösterebiliriz bunu tarımdan uzaklaşma olmuş. Tabi  insanlar arazilerini de terk edince tapulu olmayan araziler zamanla ormana dönüşmüş ve bu yerleri orman almış. Birçok kişi arazisini bu şekilde kaybetmiş.

“PROJELERDE KÜÇÜK ALANDAN YÜKSEK GETİRİSİ OLMASINA ÖNEM VERİYORUZ”

Ama biz Bartın’da tarımı geliştirmek ve insanları yeniden tarıma teşvik etmek amacıyla çeşitli projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Salep, safran yetiştiriciliği gibi projeler bu amaçla yapılan projeler. Mesela bizim ipek böcekciliği ile ilgili denemelerimiz de oldu. Biz yaptığımız projelerde küçük alandan yüksek getirisi olmasına önem veriyoruz.

PROJELERDE AĞIRLIK HAYVANCILIK VE ARICILIKTA

Genç çiftçilerimizin talepleri var ama kazanmasına rağmen son anda projesi hayata geçirmekten vazgeçen genç çiftçilerimizde çok. İpek böcekciliği yapacak olan vardı. Tavukçuluk yapacak olan vardı. Hatta 3 tane bahçe kuracak olan vardı. Ama son anda vaz geçtiler. Genellikle ağırlık hayvancılık ve arıcılıkta yoğunlaştı. Bu yılkini de uyguladığımızda 10 tane büyük projeye sahip olacağız. Bu projeler yüzde 50 hibeli ve 1,5 milyon TL’ye kadar hibe alan projeler bunlar. Ancak büyük projelerde de müracaatlar az geliyor. Bu sene sadece 3 proje geldi. Biz bunu insanlarımıza köylere kadar giderek dahi anlatıyoruz.

KARABÜK’TE POTANSİYEL AZ AMA MÜRACAAT BARTIN’DA ÇOK

Yapılan müracaatları da direk tarımla ilişkilendirmek zor. Hayvancılığa yönelik daha çok. Defne yaprağının işlenmesiyle ilgili bir proje var. Aynı zamanda butik otelle ilgili de bir proje var. Mesela bu yıl butik otel yapmak isteyenlere yine yüzde 50 hibeli 750 bin TL’ye kadar hibe desteği var. Bu müracaatta Mugada için. Tabi bunu da tarımdan saymak mümkün değil. Bu yıl bir üreticimiz fındık işleme ve paketlemeyle ilgili bir müracaat yaptı. İnşallah bu projesinden vazgeçmez. Karabük’te potansiyel bizden az olmasına rağmen 9 proje için müracaat olmuş durumda. Ne yazık ki proje başvurularını anlatmamıza ve kolaylaştırmamıza rağmen arttıramıyoruz. Ama biz bu konuda gerek eğitimlerle, desteklemelerle ya da birebir halkımızla konuşarak halkı bilgilendirmeye devam ediyoruz. Son olarak çiftçilerimize 600 etçi cinsi hayvan dağıtımı yaptık. İnşallah bu ırklar ileride çoğaldıkça et üretimi de artacak. Aynı zamanda ben göreve geldiğim zaman İŞKUR kanalıyla düzenlenen kurslar azdı bu kursların sayısını arttırdık. Bundan sonra da çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

KIZILCIK NERELERDE YETİŞİYOR?

Peki kızılcık meyvesi nerelerde yetişir? Faydaları nelerdir? En çok hangi alanlarda kullanılır? İşte o soruların cevapları!

Marmelatı ve şerbetiyle tanıdığımız kızılcığa talep giderek artıyor. Üretimi yaygın değil, kurulu bahçe sayısı çok az. Bu şifalı bitkinin bahçesini erken kuran üretici kazançlı çıkıyor. Kızılcık Türkiye’de genelde yabani formlarda Karadeniz, Marmara, Trakya, Ege ve Akdeniz’de sahil ve yüksek kesimlerinde dağlık alanlarda, dere yataklarında tek veya gruplar halinde bulunuyor. Malatya, Bursa, Yalova, Karabük, İstanbul illerinde sınırlı miktarda aşılı kızılcık yetiştiriciliği yapılıyor. Bu illerin içinde işin ticaretini ise Yalova yapıyor. Hatta köylerinde “Kızılcık Şenlikleri” düzenleniyor. İstanbul’un kızılcık talebini de Yalova karşılıyor.

KIZILCIĞIN FAYDALARI NELER?

Kızılcığın sağlık açısından birçok faydası var. Kızılcığın sağlık açısından bu kadar faydalı olmasının en önemli sebebi içerdiği zengin miktardaki vitamin, mineral ve bileşenler.  Ortalama 100 gram kızılcık 46 kcal enerji içermekte. Aynı şekilde 100 gramlık kızılcık sadece 12.2 gram karbonhidrat içeriyor. A, C, E ve K vitaminleri açısından çok zengin olan kızılcık, tiamin, riboflavin, piridoksin gibi vücut sağlığı açısından hayati önem taşıyan maddeler içermekte. İyi derecede sodyum ve potasyum içeren kızılcığın ayrıca mineraller açısından da çok zengin sayılmakta. Kalsiyum, demir, bakır, manganez de kızılcığın içerdiği minerallerden sadece birkaçı.

KANSERE ŞİFA MI?

Kızılcık idrar yolu enfeksiyonuna iyi geliyor. Antitümör etkisi olduğu için kanser türüne yakalanma riskini azaltıyor. Kızılcık, kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor ve kardiyovasküler sağlığın korunmasına ciddi anlamda katkıda bulunuyor. diş çürümelerini önlüyor. Solunum enfeksiyonları önlüyor. Kemik ve dişleri güçlendiriyor. Sindirim sistemi sağlığını koruyor. Obezite ve kabızlık sorunlarına karşı da etkili. Aynı zamanda böbrek taşı oluşmasını engelliyor. Ülsere yakalanma riskini azaltıyor. Bağırsakları temizliyor ve bağırsak sağlığını koruyor. Kızılcık saç ve cilt sağlığı ve bakımında da yaygın olarak kullanılıyor.

KIZILCIK ŞERBETİNİN FAYDALARI NELER?

Cilt ve saç sağlığının korunmasına yardımcı olabiliyor.  Derinin yaşlanmasını geciktiriyor.  Saçların dökülmesine neden olan sorunları gideriyor. Birçok enfeksiyon hastalığının üstesinden gelme özelliğine sahip. Bunların en başında akciğer enfeksiyonu geliyor. Solunum yolu enfeksiyonlarına iyi geliyor, astım ve bronşit hastalıklarını hafifletiyor.  Bronşlarda rahatlama sağlıyor. Üşütmeden kaynaklanan boğaz ağrıları ve iltihaplarına iyi geliyor. Nezle ve grip gibi hastalıkların tedavisinde tıbbi amaçlı kullanılabiliyor. Mide ülserine iyi geldiği gibi genel anlamda sindirim ve boşaltım sistemi sağlığına mükemmel katkıda bulunuyor. Kabızlık sorunlarını ortadan kaldırabilen kızılcık şerbeti bu özelliği sayesinde obezite sorunlarını engelliyor ve zayıflamaya yardımcı oluyor. Genel anlamda ağız sağlığının korunmasına yardımcı oluyor. Ağız içerisindeki bakterileri temizliyor. Böbrek sağlığını koruduğu gibi, böbrek taşlarının oluşmasına izin vermiyor.  Kilo vermeye de yardımcı oluyor. Vücutta yağ yakımına destek olan bileşenler içeriyor. Beyin sağlığı için faydalı. Strese karşı savunma sistemini güçlendiren kızılcık şerbeti aynı zamanda zihinsel faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlıyor.

NERELERDE KULLANILIYOR?

Kızılcık, ortalama 1 metreye kadar uzanabilen kısa boylu ağaçlarda yetişen bir meyve. Kızılcık ağacının çiçekleri genelde sarı oluyor. Birçok şekilde tüketilen kızılcık, daha çok marmelat ve içecek olarak tüketiliyor. Bunun dışında çok eski çağlardan itibaren tıbbi amaçlı kullanımı yanında giyim sektöründe battaniye boyamak için de kullanılıyor.