Bartın'da sonbahar şap aşılama kampanyası başladı
Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvan Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Programı kapsamında ilimizde büyükbaş hayvanlara Şap, LSD, Brucella ve PPR aşılama çalışmaları başlatıldı.
Şap Hastalığı Aşılı Arilik Genelgesi (Genelge 2017/3) kapsamında her yıl düzenli olarak planlanan ve uygulanan büyükbaş hayvanlarda "Şap Hastalığına Karşı Aşılama Kampanyası" kapsamında Bakanlığın hedefi; bölgemizi 2020 yılında "Aşılı Ari Bölge" ve 2023 yılında "Aşısız Ari Bölge" statüsüne ulaştırmak olduğu açıklandı.
80 bin aşılama planlandı
Şap hastalığında hastalığın salgın bir hastalık olması, tedavi masraflarının yanı sıra hayvanlarda et ve süt veriminde kayıplar yaşanması ve genç buzağılarda ölüme sebep olmasından dolayı aşılama büyük önem arz ettiği vurgulanırken, “Brucellanın konjuktival aşı ile Kontrol ve Eradikasyon Projesi kapsamında; Brucella S19 aşısı 3-6 aylık Dişi Buzağılar ile Geçen yıldan 1. Aşıları yapılmış Genç Ergin dişilere uygulanacaktır. Afrika Hastalığından (LSD) Korunma ve Mücadele kapsamında 2 aydan büyük genç sığırlara LSD aşısı yapılacaktır. Bir yaşından küçük ve hiç LSD aşısı olmayan hayvanlara da bu aşı uygulanacaktır. Bu amaçla İlimiz tüm belde, köy ve mahallelerinde bulunan yaklaşık 12 bin Hayvancılık işletmemizde İl ve İlçe Müdürlüklerimizde görevli Veteriner Hekim ve Yardımcı Sağlık personelimiz tarafından büyükbaş hayvan varlığının tamamına sonbahar dönemi şap aşısı, dişi buzağıya brucella aşısı ile bir yaşından küçük hiç LSD aşısı ile hiç aşılanmamış hayvanlara LSD aşısı yapılması planlanmaktadır. Bu şekilde ikinci dönem aşılama programıyla (kedi-köpek ve LSD aşılamaları hariç) yaklaşık olarak 80.000 aşılama yapılacağı planlanmıştır. İlk dönem yapılan aşılama miktarı 131.394'tür. Şap ve Brucella vb. gibi hastalıkların ciddi ekonomik kayıplara neden olmalarından dolayı tüm yetiştiricilerimizin aşı kampanyası süresince bu konuda duyarlı olmasını ve aşılama kampanyasında etkin rol almasını bekliyoruz.” denildi.
Şap hastalığı nedir?
Peki şap hastalığı nasıl bir hastalık?
Evcil veya yabani tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülebilen, kronik durumlarda zayıf ve yavru hayvanlarda ölüme sebebiyet veren, genellikle et, süt ve iş gücü kaybına sebep olan viral bir hastalıktır. Türkiye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca ihbarı mecburi hastalıklar arasında yer almaktadır. Hastalığın mortalitesi düşük olmasına karşın yüksek morbiditeye sahiptir. Bu şu anlama gelir: Öldürücü olmamakla birlikte sürü içerisinde veya bölgede hızla yayılır. Her ne kadar zoonoz kabul edilse de insanlara bulaşma oldukça nadirdir. Hastalık Türkiye'de ilk olarak 1914 yılında istatistiki bilgi olarak kayıt altına alınmıştır. Yüksek sıcaklık, direkt güneş ışığı virüs için uygun olmayan şartlardır. Direk güneş ışığı virüsün tahrip olmasına sebep olur. Direk güneş ışığına maruz kalmadığı şartlarda 40 °C 12 saatte, 60-65 °C 30 dakikada, 85 °C ise hemen tahrip olur. (sütü kaynatmak, eti kaideye uygun şekilde pişirmek virüsü temizler) Virüs normal hava şartlarında yaşamını sürdürür, virüs bilinen birçok dezenfektana karşı dayanıklıdır. Hastalık etkeninin normal koşullarında yaşama standartları donmuş sperma (-270 °C) 30 gün, yapağıda 24 gün, deri ve kıllarda 28 gün, kuru ot ve danelerde 130 gün, ayakkabı ve lastik çizme 80-100 gün, toprakta 28 gün dondurulmuş taze ette 1 yıl süreyle hastalık yapma yeteneğini korur.
Nasıl yayılır?
Hastalığın yayılışı 2 farklı unsurla gerçekleşir: Hasta hayvanlarda bunların ağız salya akıntısı, idrar ve dışkıları, sütü ve mihraklarda oluşan vezikülerin patlaması ile olur. Taşıyıcı hayvan ve kaynaklar ise fare, kuşlar, yaban domuzu, kanatlılar hastalığın yayılmasında rol oynar. Suni tohumlama, hastalıklı ortamda bulunan kaba yem, hayvan altlığı, su, hastalıklı ortamda kullanılan elbise, kıyafet ve malzemenin (sağım makinesi, kaşağı, zincir) dezenfekte edilmeden kullanılması ve hayvan nakilleri yayılır. Hastalıklı hayvan ürünlerinin gerekli işleme tabi tutulmadan piyasaya sürülmesi hastalığın salgın haline gelmesinde önemli rol oynar.
Belirtileri nelerdir?
Etken kuluçka dönemini bitirdikten sonra; yüksek ateş (40-41 °C), durgunluk, iştahsızlık, süt verimi kaybı, sürüden geri kalma. iç ağız bölgesinde kızarıklık, yem yememe, ağızdan salya akması, ağız salya akması, dilin soyulması, dilin dışarı çıkması görülür. Tırnak arasında oluşan yaralar, kızarıklık, apse ve ilerleyen dönemlerde tırnak düşmesi görülebilir. Meme yangıları sebebiyle; hayvan buzağının emmesine dahi izin vermez. Ağrı çeker. Sağımı reddeder. Süt verimi düşer. Buzağı, kuzu ve oğlaklar da hastalık belirtileri tam olarak görülmeden ani ölümlere rastlanabilir. Hastalık insanlarda da lokal ve hafif etkili olarak görülebilir. Belirtisi ağız ve el bölgesinde su dolu kabarçık oluşumu şeklindedir. Çocuklarda daha etkilidir.
Nasıl teşhis ve tedavi edilir?
Teşhiste ağız bölgesinde salya, köpüklü akıntı ve/veya tırnak arası bölgesinde oluşan erozyonlar ön teşhis için en belirli görüntüdür. Bu lezyonlar meme bölgesinde özellikle meme başlarında görülebilir ama bu teşhis için tam bir ayrım sağlamaz. Viral bir hastalıktır, birçok çeşidi olduğundan tam olarak tedavisi yoktur. Diğer hayvanlara sonradan bulaşmaması için sünger ile geçirilir, antibiyotik uygulanarak önü kesilir. Ağızdaki rahatsızlıkları gidermek için soda ve çamaşır suyu ile yıkanır. Böylece hayvanın dili soyulur ve rahatlama görülür.
Korunma tedbirleri nelerdir?
Şap hastalığı, Türkiye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının salgın hastalıklarla mücadele programında yer alan bir hastalıktır. Bu yüzden yurt genelinde 6 ayda bir aşılama programı gerçekleştirilir. Mümkün olduğunda dezenfekte olmadan ahırlara girilmemelidir. Ahırların duvarları, tabanı, yemliği kolay dezenfekte edilebilecek malzemeden inşa edilmeli ve dezenfeksiyonu düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Hayvanların devamlı bağlı kaldığı ahırların yanında yeni alınan hayvanların bağlanacağı ayrı bir bölüm inşa edilmelidir. Bakıcıların ahıra girerken özel elbise ve çizme giymeleri sağlanmalı ve başkalarının ahıra girmelerine izin verilmemelidir. Bakıcıların veya hayvanların ahıra giriş-çıkışta üzerine basacakları dezenfektanlı paspasların kapı önlerinde bulunması gerekmektedir. Sağımlardan önce ellerin, memelerin ve sağım ekipmanlarının her seferinde dezenfeksiyonuna titizlikle dikkat edilmelidir. Hayvanlar sistemli olarak şap hastalığına karşı koruyucu olarak aşılatılmalıdır. Bölgeye yeni getirilen hayvanların hastalığı taşıyıp taşımadığı takip edilmelidir. Aşısız hayvanlar ahıra sokulmamalıdır. Hastalıktan şüpheli hayvanlar hemen ayrı bir ahıra alınmalıdır. Hasta hayvanla ilgilenen bakıcı diğer ahırlara girmemeli, giydiği elbise ve çizmeler o ahırda kalmalıdır. Hasta hayvanın bulunduğu ahırdan çıkarılan artık yem ve altlıklar derhal yakılmalıdır. İhbari mecburi bir hastalıktır. Görülmesi durumunda Tarım bakanlığı teşkilatına haber verilmesi gereklidir.