Bartın'da 'Mısır'daki idamları durdurun' eylemi
Bartın Sivil İrade Platformu, şehir merkezindeki Arap Cami önünde basın açıklamasında bulunarak Mısır'daki idamları protesto ederek idmanların durdurulmasını istedi.
Bartın Sivil İrade Platformu, şehir merkezindeki Arap Cami önünde basın açıklamasında bulunarak Mısır’daki idamları protesto ederek idmanların durdurulmasını istedi. “İdamları Durdurun!”, “Zulme Boyun Eğmeyen Öncülere Bin Selam!”, “Müslüman Zulme Boyun Eğmez!” “Katil Sisi Hesap Verecek!”, “Benna’nın Seyyid’in Takipçileri Zulme Boyun Eğmez!”, “Mısır’da İdamları Durdurun!” sloganları atıldığı eylemde Platform adına basın bildirisini Orhan Topçu, Sisi cuntasının idamlarını durdurmak için insanlığın ayağa kalması gerektiğini söyledi. Topçu şu ifadelerde bulundu:
“Mısır’da darbe karşıtlarına verilen idam cezaları ve Mısır’daki son durumu tüm dünyada olduğu gibi Sivil İrade Platformu olarak protesto ediyoruz. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin darbeyle görevden uzaklaştırılmasından bu yana yönetimde bulunan darbecilerin hukuksuz yargılamaları 9 can daha aldı. Uluslararası Af Örgütü’nün 9 muhalif hakkında verilen idam kararının durdurulmasına yönelik tüm çağrılarına rağmen gerçekleştirilen idamlara bütün Müslümanlar tarafından tepki gösterilmesine karşılık bizi üzen bizi daha da dehşete düşüren vaka ise islam ülkeleri yöneticilerinin ses çıkarmayışıdır. Firavunlaşan Sisi cuntasının idamlarını durdurmak için insanlık ayağa kalkmalıdır! Mısır’da Haziran 2012 yılında Cumhurbaşkanı seçilen Mursi hükümetine darbe yapan Sisi cuntası, meşru hükümeti savunmak için Rabia meydanında oturma eylemi yapan silahsız binlerce insanı katletmişti. Maide süresi 32. Ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor. “…Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur….”
“Yargı tiyatrosunda yeni idam kararları veriliyor”
Emperyalist dünyanın ve işbirlikçi bazı Arap ülkelerinin desteğini alan Sisi, dünyanın kör vicdanından ve ümmetin sessizliğinden güç alarak gittikçe daha da Firavunlaşmakta, Firavun’un Hz. Musa’nın kavmine yaptıklarının bir benzerini binlerce yıl sonra Mısır’da masum Müslüman kitlelere yapmaktadır. Darbeci Sisi hükümeti yargısız infazlarla şehit ettiği binlerce kardeşlerimizin yanı sıra bugüne kadar göstermelik yargılamalarla idama mahkûm ettiği 165 masum kardeşimiz bulunmaktadır. Mısır zindanlarında her an idam edilmeyi bekleyen 600 kişi var. Üstelik ağır işkenceler eşliğinde ve de çelik kafesler içinde savunma hakkı verilmeksizin yapılan yargılamalar devam ediyor ve kurulan yargı tiyatrosunda yeni idam kararları veriliyor. Cunta yargısı daha geçen Eylül ayında aralarında Muhammed Biltaci’nin de bulunduğu 75 kişiyi daha idama mahkûm etti. İdam kararlarını tüm dünyanın gözleri önünde sessiz sedasız uygulayan Sisi cuntası bu kadar ölümlere rağmen kana doymuyor. Geçtiğimiz günlerde de 9 genç, cunta tarafından haksız yere idam edildi. Bu mücahitlerin şehadete gülümseyerek gittiğini bütün dünya hayretle izledi. Çünkü şehadetin nasıl bir makam olduğunu dünya bilmiyor. Kainatı yaratan Yüce Rabbimize ulaşmak, alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Rasulüllah'a kavuşmak...
“Ailelerinin gözyaşları insanlığımızı boğuyor”
Sisi cuntası, arkasına aldığı emperyalist ülkelerin doğrudan, insanlığın sessizliğinin dolaylı desteği ile her gün yeni idamlar gerçekleştiriyor, yeni barbarlıklara imza atıyor. Verilen karar ve yapılan idam karşısında Avrupa, BM ve bir kısım İslam dünyası bu olaya karşı kör ve sağır kesilmiştir. Bu olaylar karşısında Batı ve destekçileri insan haklarını ve adaleti unutmuşlardır. Çünkü onlar menfaatlerinden başka bir şey tanımamaktadırlar. BM’nin idamları durdurma çağrıları boşlukta yankılanıp sönüyor. İdam edilenlerin “ah”ları arş-ı alaya ulaşırken, ailelerinin gözyaşları insanlığımızı boğuyor. Bugün bütün İslam dünyası benzer bir saldırı altında. Bangladeş hükümeti Müslüman âlimleri ve önderleri idam ediyor; dünya sessiz. Çin’de Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz idam ediliyor, bir milyon Doğu Türkistanlı kamplarda işkence görüyor; dünya sessiz. Filistin’de her gün siviller, masumlar katlediliyor; dünya sessiz. Arakan’da idamlar, katliamlar, sürgünlerle soykırım uygulanıyor; dünya sessiz. Yemen’de masumlar katledilip, halk açlığın soğuk ellerine terk ediliyor; dünya sessiz. Suriye’de her gün varil bombaları, kimyasallar, işkence ve tecavüzlerle insanlık yok ediliyor; dünya sessiz. Malezya daki Mısırlı Müslümanlar katil Sisi ye teslim edilme hazırlığında dünya sessiz.
“İslam dünyasının neresine bakarsanız bakın kan, savaş, katliam, idam…”
Mısır’da yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki dünyada saflar nettir. Bir tarafta emperyalizm ve onların işbirlikçi kuklaları; diğer tarafta sömürülen ve ezilen kitlelerle onların sesi olma onurunu canlarıyla ödeyen vicdanlı insanlar. Demokrasi, insan hakları ve özgürlük nutku çekenlerle İslam dünyasını kana bulayanlar aynı safta ve aynı kesimler. Mazlum toplumların ve Müslümanların haklarını savunanlar ise dünyada yalnızlaştırılmaya, itibarsızlaştırılmaya, yok edilmeye çalışılıyor. Demokratik seçimlerle gelen ve halkın büyük kısmının desteğini alan liderlere kolaylıkla “diktatör” diyenler, cuntacı Sisi’yi başkentlerinde ağırlamak için birbirleriyle yarışıp, onu demokrasi kahramanı ilan edebiliyorlar. Bu ikiyüzlülüğü saklama ihtiyacı bile duymuyorlar. Mazlum toplumların ve Müslüman ümmetinin kendi göbeğini kendisinin kesmesinden başka çıkar yol yoktur. Yeni bir dünya mümkün diyenlerin seslerini ve güçlerini birleştirmeleri ve gürleştirmelerinden başka bir seçenek görünmemektedir.
“Susmadık, susmayacağız”
Biz onurun direnişte, izzetin hakkı haykırmakta, dirilişin zulme karşı mazlumu savunmakta ve kurtuluşun adaleti ayakta tutmakta olduğuna inanan Muslumanlar olarak, bugüne kadar susmadık, susmayacağız. Dayanışma ruhuyla hareket etmekten ve dayanışma çağrılarımızı bıkmadan usanmadan sürdürmekten vazgeçmeyeceğiz. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü şiar edinen bizler şu ilahi buyruğa iman etmişiz: "Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz." (Hud, 113) “Ey Mısır’daki yargıçlar, hakimler; Bu dava öyle bir dava ki, öyle bir güneş ki, bu güneşi ne Firavun ne Nemrut söndürebildi, sizin gücünüz de yetmeyecek. Mısır’daki kardeşlerimizin özgürlük mücadelesi zaferle sonuçlanacaktır. Allah bizimle beraberdir. Ümmetin tekrar yüzünün güleceği günler gelecektir.”
“Zafer inananlarındır, zafer yakındır”
Cuntacı Sisi ve destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz. Mısır’da idam edilen gençlerimizin şehadetleri vesilesiyle kendilerine rahmet, ailelerine ve bütün İslam ümmetine başsağlığı diliyor, Mısır zindanlarındaki masum ve mazlum kardeşlerimizle dayanışma irademizi bir kez daha ifade ediyoruz. Allah müslümanların yaşadığı toprakları zalimlere karşı muhafaza etsin.’’