Bartın'da bir ebeden tarihi aşk romanı

Bartın'da ebe olarak görev yapan Hamide Yeşilyurt'un 'Kalbimdeki Düşman' isimli tarihi aşk romanı yayımlandı. 4 ay önce basılan kitap Türkiye'nin dört bir tarafına dağıtılırken Yeşilyurt, kitabı yazma sürecini anlattı.

Bartın'da bir ebeden tarihi aşk romanı

Bartın’da hastanede ebe olarak görev yapan Hamide Yeşilyurt'un  “Kalbimdeki Düşman” isimli kitabı yayınlanarak satışa sunuldu. Kalbimdeki Düşman'ın, sürükleyici hikayesiyle tarihi aşk romanlarını seven okuyucuların kalbini esir alması bekleniyor. Wattpat uygulamasında tarihi kurgularda ilk sırada olan yazarın en çok okunan, Tarihi Aşk romanının kitap olarak baskısı yapıldı.
Hamide Yeşilyurt kitapla ilgili “Sağlık Meslek Lisesini bitirdikten sonra sağlık meslek yüksekokulundan mezun olarak ebe oldum. Üniversitede edebiyat fakültesi bitirmesem bile yazmayı hep seven bir insan oldum. Yıllardır da yazıyorum. Arkadaşlarımın ve tabi ki eşimin desteğiyle yazarlık hayatına atıldım. Aslında kendimi yazar olarak görmüyorum. Çünkü bir yazar olmak yılları ve emek gerektiriyor. Bir sürü kitap çıkarmayı gerektiriyor. İlk kitabımı çıkardım. Onun heyecanını yaşıyorum.  Ailem, arkadaşlarım, çevremdeki birçok insan kitabı çok beğendi. Türkiye’nin her yerine dağıtıldı. Daha birinci baskısı” dedi.

“Hayal gücüyle çok güzel bir hikaye ortaya çıktı”

Kitabı yazma sürecini de anlatan Yeşilyurt, şöyle devam etti:

“Geçen yıl yazdım. Yazma süreci çok uzun sürdü. 4 ay öncede basıldı. Okul hayatımda kitap yazacak kadar olmasa da kısa hikâyeler yazıyordum. Zaten bu işin temeli öyle başlıyor. İlk etapta kısa hikayeler yazıyorsunuz. Kitap yazmak için daha geniş bir hayal gücü ve daha çok tecrübe gerekiyor. İnsan yaşadıkça daha çok öğreniyor, daha çok görüyor, hayal dünyası daha çok genişliyor. Galiba bu kitabı yazmak için bu yaşa gelmem gerekiyormuş. Hayal gücüde işin içine katınca ortaya çok güzel bir hikaye çıktı.

“Herkes beğenip sürükleyici buluyor”

Sosyal medyada 12 tane hikayem var. Kalbimdeki Düşman’da sosyal medyada yer alan hikayelerimden biriydi. Orada 300 bin okuyucuya ulaşmıştı. İlk etapta bu hikayenin kitap olmasını düşünmüyordum. Daha sonra yayın evlerinden kitap olması için teklif alınca bende neden olmasın dedim. Tabi ben kitabı internet ortamında yazarken ben bu kitabın bu kadar sayfa olacağını düşünmüyordum. Yazıya dökünce kitabın ulaştığı sayfa beni de şaşırttı. İnsanlar genelde kalın, çok sayfası olan kitapları okumayı sevmez. Daha çok ince, az sayfalı kitapları okumayı tercih eder. Ancak bende hikayeyi bölüp iki kitap olsun istemedim. Bu sayfa sayısıyla basılması cesaretini gösterdim. Okuyanlar bana çok sürükleyici olduğunu söylüyor. Herkesin beğenmesi ve sürükleyici bulması beni mutlu ediyor.

“Hayallerinizin peşinden koşun”

Kitap basıldıktan sonra çevremdeki herkes kitap okumayı sevmeyen arkadaşlarım, iş arkadaşlarım dahi bana destek olmak amacıyla kitabı aldı. Hatta bir gün nöbete gittiğimde bir hekimimiz kitabı gördü, baktı. İlk tepkisi “çok kalın değil mi?” oldu. Bende  gülümseyerek “evet öyle” dedim. Ertesi günü hekimimizi gördüğümde bana “kesinlikle sizin yüzünüzden dün gece uykusuz kaldım. Kitap o kadar sürükleyici ki 300. Sayfada kendi kendime bırak artık yat uyu dedim” dedi. O zaman gerçekten çok mutlu oldum. Hayallerinizin gerçekten peşinden koşun. Resim yapmayı seviyorsanız resim yapın. Kitap okumayı ve yazmayı seviyorsanız hem kitap okuyun hem yazın. Bu çok önemli. Şunu da belirtmek isterim ki bir yazar asla gerçekten para kazanmıyor. Bir yazar yazdığında sadece mutluluk kazanıyor.”