Bartın Çanakkale Zaferini ve şehitleri andı
18 Mart Çanakkale Zaferi, tüm yurtta olduğu gibi Bartın'da da törenlerle kutlanırken Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale şehitleri başta olmak üzere tüm şehitlerimiz şükran ve minnetle anıldı.
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla ilk tören Cumhuriyet Meydanında düzenlendi. Bartın Valisi Sinan Güner, Garnizon Komutanı Erkan Şahin, Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ve Bartın Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Altınok’un meydandaki Atatürk Anıtına çelenk sunduğu törene, protokol üyeleri, askeri erkan ve gaziler ile şehit aileleri yakınları katıldı.
“Altınok: “Çanakkale Zaferi şanlı bir destandır”
İstiklal Marşının okunup şehitler için saygı duruşunda bulunulduğu törende Çanakkale Zaferinin şanlı bir destan olduğunu ifade eden Bartın Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Altınok şöyle konuştu:
“Çanakkale Zaferi, Türk milletinin askeri, polisi, öğretmeni, hemşiresi, din görevlisi, öğrencisi, kısaca her bir ferdinin kahramanlığı, cesareti ve merhametinin tüm dünyaya örnek olduğu bir zaferdir. Çanakkale, Türk varlığına ve kutsal değerlerimize düşman olanlara karşı kahraman ecdadımızın yazdığı şanlı bir destandır. Asil milletimizde Çanakkale ruhunun hala yaşadığını kimse unutmasın. Gerektiğinde atalarımız gibi canımızla, malımızla aynı ruhla hiç tereddüt etmeden harekete geçeceğimizi tüm dünya alem bilmelidir. İşte bu nedenledir ki Çanakkale ruhunu anlamak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin boynunun borcudur. Çünkü bir milleti ayakta tutan da yaşatan da tarih bilgisi ve bilincidir.
“Tarihini, kültürünü bilen millet yok edilemez”
Tarihini kültürünü bilen millet yok edilemez. Öz benliğinden kültüründen uzaklaşmış bir millet ise yok olmaya mahkumdur. Devletimizin bekası ve ülkenin güvenliği asil Türk milletinin egemenlik ve bağımsızlığı için mücadele ederken şehit olanları rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Gazilerimize ise şükranlarımızı sunuyoruz. Devletimizin şehit ve gazilerin tek damla kanını bugüne kadar yerde bırakmadıklarını, bundan sonrada bırakmayacağını biliyoruz. Yüce Rabbimizin Allah yolunda vatan uğruna canını feda ederek şehitlik mertebesini kazanan kimselerin amellerini zayi etmeyeceğine inanmaktayız. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferinde bu toprakları bize vatan kılan tüm şehitlerimizi, başta devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun.”
Şehitlerimiz unutulmadı
Tören sonrasında ise il protokolü Bartın Şehit Mezarlığını ziyaret etti. Burada da İstiklal Marşı okunup şehitler için saygı duruşu yapılırken yine şehitler için saygı atışı da yapıldı. Şehitlik Defterinin imzalanmasının ardından da tüm şehitlerimiz adına Kuran-ı Kerim tilaveti yapılar dualar edildi. Şehitlerimizin kabrine karanfil bırakılmasıyla şehitlik ziyareti sona erdi.
İkinci tören Kültür Merkezinde yapıldı
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla ikinci tören Kültür Merkezinde düzenlendi. Kuran’ı Kerim tilavetinin yapılıp duaların edildiği törene Vali Sinan Güner, Garnizon Komutanı Erkan Şahin, Belediye Başkanı Cemal Akın başta olmak üzere il protokolünün tamamı, askeri erkan, gaziler ve şehit aileleri katıldı.
Gökçer: “Şehitlerimize olan borcumuzu ödemeye çalışıyoruz”
Günün anlam ve önemini belirten Üst Teğmen Emre Gökçer ise şöyle konuştu:
“Bugün, İngiliz ve Fransız donanmasına karşı 1915 yılında kazandığımız ve tarihe altın harflerle yazdırdığımız Çanakkale Deniz Zaferinin 107’nci yılını ve en fazla şehidimizin verildiği bu tarihi zaferle bağlantılı olarak, tüm şehitlerimize armağan olan, şehitler gününü idrak etmekteyiz. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve bugüne anlamını veren Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107’nci yıldönümünde, aziz şehitlerimizi bir kez daha şükranla anıyor ve onlardan aldığımız vatanseverlik bayrağını sonsuza dek taşıma azmi ile, yüce Türk milletine layık birer evlat olmaya and içerek, şehitlerimize olan borcumuzu ödemeye çalışıyoruz.
“Büyük mücadelenin çıkış noktasıdır”
18 Mart; yenilmez sanılan, mağrur düşman donanmasına karşı, Nusret Mayın Gemimizin, uygun zaman ve mekânda döktüğü mayınların, düşmana verdirdiği ağır kayıplar sonucunda Boğazdan geri çekilmelerinin sağlandığı ülkemizin kaderinde bir dönüm noktasıdır. Çanakkale; bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı düşün altında binlerce kefensiz yatanı sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı bilincindeki Başkomutan Atatürk ve silah arkadaşlarının, bütün zorluklara ve engellemelere rağmen, verdikleri büyük mücadelenin çıkış noktasıdır. Seddülbahir, Arıburnu, Kirte, Conkbayırı ve Anafartalar’ın her karış toprağında eşsiz kahramanlıklar yaratan Türk askeri; kanıyla ve canıyla büyük bir destan yazmıştır.
“Takdire değer bir örnektir”
Çanakkale’deki en kanlı çarpışmalardan biri olan Kirte muharebelerinde; yarımadanın güneyini savunan 26’ncı alay 3’üncü taburun üzerine düşman donanmasından 4650 atım gibi akla durgunluk verecek miktarda mermi yağmış ve bu tabur; kendisinin 10 misli düşman karşısında 32 saat kahramanca çarpışmıştır. 4650 atım mermi; Çanakkale Deniz Savaşında tüm Türk tabyalarının kullandığı mermi toplamının iki katından daha fazladır. O tarihte yarbay rütbesi ile 19’uncu tümen komutanı olan büyük önder Atatürk; emrindeki 57’nci alayın kahraman askerleri için şunları söylemiştir: “Karşılıklı siperler, aramızda mesafe
“18 Mart Türk kahramanlığının akıllara durgunluk verdiği gündür”
Emin olunuz ki; Çanakkale Savaşını kazanan bu yüksek ruhtur.” bu duygularla 18 Mart’ı kutlarken, gözlerimizden damlayan gurur yaşları, kabaran göğsümüze iman ve kuvvet veriyor, çünkü 18 Mart Türk kahramanlığının akıllara durgunluk verdiği gündür… 18 Mart kan ve ölüm püsküren her çeşit harp vasıtasının, Mehmetçiğin iman dolu göğsünde parçalanarak yok olduğu gündür… Ve 18 Mart; destanların destanı; Türk’ün şanlı destanıdır… Bu gün, evladını “Vatanına kurban olsun” diyerek kına yakıp askere gönderen anaların ve babaların günüdür. Bugün; güzel yurdumuzun her köşesinde, her koşulda hizmet aşkıyla görev yaparken, şehit olan askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin, doktorumuzun, hemşiremizin günüdür. Şehitler günüdür.
“Aziz şehitlerimizin eseridir”
Türk Silahlı Kuvvetleri; Atatürk ilke ve inkılapları ışığında, çağdaş uygarlık düzeyini aşma yolunda, bilim ve teknolojiyi rehber edinerek, Türk ulusunun emrinde, onun en güvenilir ve yılmaz koruyucusu olmaya devam edecektir. Ölümlerin en şereflisi olan şahadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizin hatıraları, onlara layık olmanın bilinci içerisinde görev yapan, tüm Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızın kalbinde daima yaşayacaktır. Bugün ulaştığımız milli güç; ulu önder atatürk ve silah arkadaşlarının yanı sıra başta Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları olmak üzere, daha sonraki dönemlerde görevleri başında, bölücü terörle mücadelede ve 15 Temmuz demokrasi ve milli birlik gününde hayatını kaybeden aziz şehitlerimizin eseridir.
“Ruhları şad olsun”
Vatan için ölümü göze alabilen ve bu maneviyatını, yüce Türk Milletine yakışır bir şekilde, “vatan sağ olsun” sözleri ile dile getirerek son nefeslerini veren kahraman şehitlerimiz; kanlarınızla sulayarak vatanlaştırdığınız bu topraklarda sahip olduğumuz her şeyi sizlere borçlu olduğumuzu bir an bile hatırımızdan çıkarmadan, şanlı bayrağımızın gölgesinde başımız dik, huzur ve güven içinde yaşıyoruz. Vatana hizmet aşkını sizlerin manevi varlığınızda ve asil ruhlarınızda buluyoruz. Sizlerin manevi varlığı bu bayrağı ebediyen yükseklerde tutacak ve vatanımız sonsuza kadar hür ve bağımsız olacaktır. Cumhuriyete ve büyük Atatürk’ün ideallerine bağlılığın kararlılığı içinde; başta ulu önder Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş gazilerimizi, bu vatan uğruna hayatını feda eden, her zaman kalbimizde yaşattığımız kahraman şehitlerimizi gurur ve iftiharla anarken, aziz ruhları önünde bir kere daha saygı ile eğiliyoruz, ruhları şad olsun.”
Emre Gökçer’in konuşmasının ardından da Çanakkale Ruhu aslı slayt gösterisi yapılarak şiir ve müzik dinletisi gerçekleştirildi. Orotorya ve ödül töreniyle törende sona erdi.