Bartın bu yılda 15 Temmuz'u unutmadı
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminin 4. Yıldönümünde Bartın halkı yine Cumhuriyet Meydanındaki Demokrasi nöbetinde bir araya geldi. Bu yıl meydandaki 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma etkinlikleri koronavirüs salgını dolayısıyla maske ve sosyal mesafe kurallarına uyularak gerçekleştirilirken vatandaşlar 15 Temmuz şehitleri başta olmak üzere tüm şehitlerimizi dualarla bir kez daha andı, sloganlarla da hain darbe girişimine kalkışanları lanetledi. Meydandaki halka seslenen Bartın Valisi Sinan Güner, 'Biz burada 4 yıl sonra aslında hain darbe girişimini anmıyoruz, milletin cesaretiyle yazdığı büyük destanı anıyoruz' dedi.
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminin 4. Yıldönümünde Bartın halkı yine Cumhuriyet Meydanındaki Demokrasi nöbetinde bir araya geldi. Geçen yıllardan farklı olarak meydanda bu yıl ki 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma etkinlikleri koronavirüs salgını dolayısıyla maske ve sosyal mesafe kurallarına riayet edilerek gerçekleştirildi. Etkinlikler, Bartın Valisi Sinan Güner başta olmak üzere protokolün tam kadro katıldığı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Konvoyunun şehir turu atmasıyla başladı. Valilik önünden genciyle yaşlısıyla hareket eden konvoy, marşlar eşliğinde atılan şehir turu sonunda Cumhuriyet Meydanında vatandaşlarla bir araya geldi.
Halk, Türk bayraklarıyla yine meydandaydı
Bartın halkı meydanda ellerinde Türk bayraklarıyla 15 Temmuz şehit ve gazileri ile tüm şehit ve gazilerimiz için bir kez daha sabaha kadar demokrasi nöbeti tuttu. Vali Sinan Güner, Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, AK Parti İl Başkanı Turhan Kalaycı ve tüm protokolün katıldığı demokrasi nöbetinde Kuran-ı Kerim tilaveti yapılarak şehitlerimiz dualarla anıldı, darbe girişimine kalkışanlar ise atılan sloganlarla bir kez daha lanetledi. AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise Ankara’daki yoğun programı dolayısıyla bu yıl ki etkinliklere katılamadı.
Özçelik: “15 Temmuz’da destan yazan milletimizle övünüyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka seslenişinin de izlendiği etkinliklerde konuşan MHP İl Başkanı Ercüment Özçelik, milli şuurun her zaman ayakta kalması gerektiğini ifade ederek “Mili şuur her daim ayakta kalmalıdır. Bizi geleceğe taşıyacak bu şuur kardeşlik hukuku barış ve huzur ortamıdır. Milli Ruh bezginlik rehavet, teslimiyet ve mağlubiyet tanımaz. Dayanışma ve kucaklaşma ile her türlü sıkıntının eze eze üstesinden geliriz. 15 Temmuz’da destan yazan milletimizle övünüyoruz. Bu destanın kahramanları 251 şehidimiz, 2 bin 193 gazimize milletçe minnet borçluyuz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türk milleti yenilmeyecek, Türk devleti yıkılmayacaktır. Ne mutlu Türk’üm diyene!” dedi.
Kalaycı: “Rabbim bir kez daha 15 Temmuz’u bu şekilde yaşatmasın”
AK Parti İl Başkanı Turhan Kalaycı ise şunları söyledi:
“Tankın egzozunu tişörtüyle tıkayan abiye, kamyonuyla adam taşıyan ablaya, mahsulünü yakıp uçaklara engel olan ablaya, oyuncak kamyona bayrak takan kardeşime, tankı motosikletle kovalayan arkadaşıma, terlikle tanka vuran teyzeye, çatıdan jete atlamaya çalışan gençlere, tanktan çıkardığı askere sarılan polise, vatanı için canını veren şehidime, yüreğinde vatan sevgisi olan herkese selam olsun. Melekleri dahi imrendirircesine şehadete koşan yiğit vatan evladı Ömer Halis Demir’e ve kardeşlerine selam olsun. Rabbim bir kez daha 15 Temmuz’u bu şekilde yaşatmasın. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. 15 Temmuz akşamı “Parti binasında toplanın” diye bir telefon geldi. Arkadaşlarla birlikte toplandık. Bana da o zaman bir telefon geldi “Derhal parti binasını terk et. Orayı asker basacakmış” diye. O kişiye telefonda “Abi arkadaşlarıma ne olursa bana da o olur. Ben burayı asla terk etmem” dedim. Tanıdığım kim varsa teker teker telefon açarak meydana gelmesini istedim.
“Oyun üzerine oyun kuruyorlar”
Meydana geldik. İnanın o gün meydandaki insanlar birbirlerine öyle bir sarılıyordu. O anı yaşamadan kimse nasıl bir duygu olduğunu bilemez. Bugün de 15 Temmuz gazimiz Sabri Gündüz kardeşimi dinledim. Allah onlardan razı olsun. Şehitlerimizin ruhu şad olsun, mekanları cennet olsun. Bu vatanı onlara borçluyuz. Vatanımızın milletimizin kıymetini bilelim. Biz coğrafya olarak çok güzel bir yerdeyiz. Bu yüzden bütün dünyanın gözü ülkemizin üzerinde. Oyun üzerine oyun kuruyorlar. Bu nedenle bizim millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekiyor. O gece ve bu gece bu meydanda olandan da Allah razı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında dimdik ikbal ve makam gözetmeden vatan ve milletin istikbali ve istiklali için dirayetle duran Sayın Devlet Bahçeli’ye bu meydandan selam olsun. Sayın Cumhurbaşkanımıza da Allah uzun ömürler versin. Eğer ondaki feraset ve ileri görüşlülük olmasaydı bugün belki 0 mandacıları ülkemizi 100 yıl daha teslim etmiştik. Allah ondan razı olsun.
“15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız”
15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız. Bizi Yemen, Suriye, Irak, Mısır, Libya gibi yapamayacaklar. Çünkü biz böyle aziz bir millete sahibiz. Ben 15 Temmuz şehitlerimiz ve tüm şehitlerimiz için bir Fatiha istiyor ve hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.”
Akın: “15 Temmuz Türkiye'nin çığlığıdır”
Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın da meydanda halka şu sözlerle seslendi:
“Peyami Safa der ki: “İnsan saatlerce derdini anlatsa, bunun etkisi bir haykırış, bir çığlık kadar olamaz.” 15 Temmuz Türkiye'nin çığlığıdır. 15 Temmuz, karanlık bir planın; istismar ve takiyye fanusuna saklanmış hain bir terör örgütünün Türkiye'yi yıkma teşebbüsü ve tertibidir. Tarihsel bir hesaplaşma, tarifsiz bir hıyanettir. 15 Temmuz gecesi, askeri kamuflaj içine saklanmış dar bir kadro, bir avuç yılan milletimize ateş saçmış; milli kurum ve kuruluşlara acımasızca saldırmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz defalarca bombalanmış, kurşun yağmuruna tutulmuştur. Tarih sayfalarını karıştırdığımızda örneğine neredeyse hiç rastlanmayacak alçaklıklar, akla hayale sığmayan şiddet dolu sahneler, meşum ve melun 15 Temmuz gecesinde yaşanmıştır.
“15 Temmuz'da felaketimiz projelendirildi”
15 Temmuz 2016 gecesi uzun asırlar boyunca milli hafızalardan çıkmayacak vahim hadiselere, saldırılara, vahşet dolu teşebbüs ve tertiplere sahne olmuştur. Tam 4 yıl önce, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sirayet etmiş ipotek ve icazet altındaki dar bir kadro devleti işgal, iç barış ve huzur ortamını imha etmek için harekete geçmiştir. 15 Temmuz'da felaketimiz projelendirildi, 15 Temmuz'da son nefesi vermemiz gözlendi. FETÖ Terör Örgütü, milletimizin helali olan savaş uçaklarıyla saldırdı. Helikopterler tepemizde uçuştu, bombalar, kurşunlar üzerimize yağdı. 15 Mayıs 1919'da İzmir işgal edilmişti. İstanbul, 16 Mart 1920'de işgale uğramıştı. Biliniz ki, 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Mondros'ta çerçevesi çizilip Sevr'de dayatılan imha planları 15 Temmuz'da yeniden gün yüzüne çıkarıldı. 105 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip üzerimize ateş saçanlar, aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar Müslüman Türk'ün canıyla beslenen, hayat ve varlık haklarını çiğnemekle görevlendirilen yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır.
“Unuttukları Türk milletinin asaleti ve gücüdür”
Son 10 yıldır hem içerden, hem de dışardan siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalar kanalıyla ağır operasyonlara uğrayan ülkemizin 15 Temmuz’da iç kargaşa ve kaosa düşmesi, hatta bölünerek devrilmesi amaçlanmıştır. Zorlu bir coğrafyada yaşadığımız malum ve mazbut bir gerçektir. Yusuf Has Hacip bize öğüt verir: “Düşmanın varsa boş bulunma, düşmana düşman ol, düzgün ol düzgün insana.” Nitekim Türk'e düşmana düşmanız. Geçmişten tevarüs edilen husumet ve huzursuzlukların bugünkü zaman diliminde farklı yol ve yöntemlerle tedavülde bulunması devamlı surette tetikte ve teyakkuz halinde olmamızı gerektirmektedir. Fetihlerimizin intikamını, zaferlerimizin rövanşını almak için kuyruğa giren Türk düşmanlarının hiç boş durmadığı, ya doğrudan ya da devşirdikleri hainlerle rehavetimizi kollayıp müsait bir ortam yokladıkları bilinen bir husustur. Çağlar değişip tarih nehri hızla aksa da karanlık senaryoların hep aynı, değişenin ise sadece zulüm figüranları olduğu bellidir, milli bellekte bütünüyle mahfuzdur. Gelişmelere tarih şuuruyla bakıldığında her meseleyi kolaylıkla tasnif ve tefrik etmek elbette mümkün ve mutlaktır. Ama unuttukları, ihmal ettikleri Türk milletinin asaleti ve gücüdür.
“15 Temmuz’da ihanet imanı yenememiştir”
Türklüğe kefen biçen eli ve emeli kanlı güçlerin tezgâh ve oyunları defalarca bozulmuş, buruşturulmuş ve musallat olan bela def edilmiştir. Vatan sahipsiz değildir, millet yetim değildir, devlet öksüz değildir. Tarih boyunca yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden Türk Milleti, 15 Temmuz’da da tankın önüne dikildi, mütecaviz ve melun girişime “Dur” dedi. 15 Temmuz akşamı bu hain kalkışmaya, bu alçak tabloya suskun kalmayarak; Demokrasinin namusunu, Cumhuriyetin şeref ve kazanımlarını koruyan, tankların önüne yatan, kurşunların üzerine kahramanca yürüyen, ateşe, kine, nifaka kafa tutan, ihanetçilere bu aziz vatanı dar eden Türk Milledir. Darbecilerin gasp ettiği tanklar altında ezilseler de teslim olmayan, korsan savaş uçaklarının sortileri ve sonik patlamalarına boyun eğmeyen, helikopterlerden açılan ateşlere hedef olsa da korkmayan, meydanlarda, yollarda, köprülerde direne direne devleşen aziz millet evlatlarıyla ne kadar övünsek azdır. 15 Temmuz’da ihanet imanı yenememiştir.
“Asla Türk milletini pes ettiremezler”
15 Temmuz’da batıl Hakk’ı alt edememiştir. Milli birlik ve dayanışma ruhu “şerefsiz akını” yerle bir etmiştir. Türk milleti vatanında Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ilk kez namus ve haysiyet müdafaası yapmıştır. O gece okunan selalar Türk milletinin istiklal sancağının manevi ve maşeri temsili olmuştur. Bizim ne kaybedecek vatanımız, ne bölünecek milletimiz, ne de yıkılacak bir devletimiz vardır. Milletin kaderi, devletle bir ve aynıdır. Ecdadımızın zamanlar üstü çağrısı da bu ilkesel kararlılığa dayanmaktadır. Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanca hedeflerle çevrilmiş Türkiye’nin; milli birlik ve kardeşlik bağlarını güçlendirmekten, sanal anlaşmazlıkları zayıflatmaktan, tehlikeli kutuplaşmaları bertaraf etmekten başka seçeneği yoktur. Çare milli kucaklaşmanın her zemine taşınması ve bunun tecellisidir. Ankara Gölbaşı Özel Hareket Daire Başkanlığı'na, F-16 uçaklarıyla saldırıp Bartınlı kardeşimiz Mustafa Yaman ile birlikte 51 evladımızı şehit eden hainler, onların destekçileri, yardım ve yataklık yapan işbirlikçileri asla Türk milletini pes ettiremezler, sırtını yere getiremezler.
“Tarih Türkler ile başlar, Türkler tarih yazar”
Türk milleti, küresel mahfillerde yazılan senaryoların farkındadır. Dost görünümlü düşmanları, Müslüman kisveli müşrikleri, ağlaya sızlaya merhamet istismarı yapıp sonra da terörizmin sofrasına hizmetkârlık yapan takiye ustası hainleri tanımaktadır. Bu vatan üç beş teröristin keyif ve sözde vaazlarıyla düşmeyecektir. Zira bu vatan, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Ve üzerinde yaşadığımız topraklar vatandır, nitekim tertemiz şehit kanıyla yoğrulmuş, karılmış ve karışmıştır. FETÖ ve ihanet yoldaşı PKK, IŞİD, PYD ve YPG’nin şehit ettiği tüm kardeşlerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz kalkışmasında şehit olan kahraman Ömer Halis Demir ile birlikte 251 vatan evladına, 2 bin 193 kahraman gazimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Allah hepsinden razı olsun. Bir kez daha bu meydandan haykırıyoruz! Tarih Türkler ile başlar, Türkler tarih yazar. Töreye yani devletine ve devlet hukukuna bağlı olan anlamına gelen Türk, gücün, dirayetin, umudun, zaferin de adıdır. Ne mutlu Türküm diyene!”
Güner: “Millet olarak bu imtihanı başarıyla verdik”
Bartın Valisi Sinan Güner de meydandaki halka şunları söyledi:
“15 Temmuz 2016 gecesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla bu meydana gelen, devletine, milletine, demokrasisine kendi bekasına sahip çıkmak için biran için bile canını feda etmeyi düşünmeden bu meydanlara koşan tanıdığım veya tanımadığım bütün herkesi bir kez daha saygıyla anıyorum. Bugünler Türk milletinin önemli imtihanlarındandı. Millet olarak biz bu imtihanı başarıyla verdik. Bir daha böyle günler yaşamamak temennisiyle hepinizi tekrar selamlıyorum. Aziz milletimizin birliğine ve beraberliğine Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetine yönelik olarak FETÖ Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi karşısında milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin gösterdiği onurlu duruşun, hainlerin yenilgiye uğratılmasının ve demokrasi zaferinin 4. Yıldönümünde öncelikle şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
“Milletimiz ülkesinin geleceğine sahip çıktığını tüm dünyaya haykırmıştır”
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla milletimiz 15 Temmuz gecesi sokakları, meydanları doldurmuş, tıpkı Çanakkale Savaşı ve İstiklal Harbinde olduğu gibi bütün fertleriyle tek yürek, tek bilek olmuştur. Günlerce hiç yılmadan, bıkmadan, uyumadan, kadını erkeği, genci yaşlısı meydanlarda devletine, istiklaline ve iradesine sahip çıkmıştır. Demokrasi zaferinin ve milli irade gücünün ortaya konulduğu 15 Temmuz aynı zamanda hukuk devletinin, bağımsızlığın, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin zaferi olup milletimiz bir kez daha ülkesinin geleceğine ve iradesine sahip çıktığını tüm dünyaya haykırmıştır. Milletimiz kendisini bu topraklardan çıkarmak için bin yıldır yapılan bütün tertiplere rağmen var olma iradesinden asla vazgeçmedi. 15 Temmuz ihaneti bizi bu topraklarda yaşama irademizden vazgeçirmeye yönelik en kanlı, en son tertipti. FETÖ’nin amacı vatanımızı işgal etmek, milletimizin azmini ortadan kaldırmak ve gücünü kırmaktı.
“Milletin cesaretiyle yazdığı büyük destanı anıyoruz”
Bu ihanet bu milletin bu topraklarda bin yıldır karşılaştığı ihanetlerin en kalleşcesiydi. Milletimizin istiklaline ve istikbaline bağlığı sayesinde başarısızlığa uğrayan darbe girişimi benzer tüm niyetlerinde tarihe çöplüğüne atılmasına vesile oldu. Biz burada 4 yıl sonra aslında hain darbe girişimini anmıyoruz, milletin cesaretiyle yazdığı büyük destanı anıyoruz. Binlerce yıllık şanlı Türk tarihine bugünün bir kahramanlık destanı olarak işlendiğini anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dün olduğu gibi bugünde ülkemizin geleceğine kasteden FETÖ Terör Örgütüyle mücadelesine yurt içinde ve yurt dışında hız kesmeden aynı kararlıkla devam etmektedir ve edecektir. Bir yandan FETÖ, bir yandan PKK gibi bu global güçlerin bölgemizde ve ülkemizde oynadığı oyunların taşeronluğunu yapan bütün terör örgütlerine karşı bir olacağız, iri olacağız, dimdik ayakta duracağız ve oynanan oyunun farkında olacağız. Nasıl bundan önce olmuşsak bundan sonrada inşallah biz bunlara geçit vermeyeceğiz.
“Türkiye bağımsız bir ülke olarak yoluna devam etmektedir”
Türkiye darbe girişimi karşısında dahi yolundan şaşmadan hedeflerinden uzaklaşmadan kendi kararlarını kendi verecek güçte bağımsız bir ülke olarak yoluna devam etmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan gelişmiş ülkelerin sağlık sistemini dahi çökerten, insanların evlerinde, hastane koridorlarında perişan olduğu, hayatlarını kaybettiği, gömülecek mezarlık bulunamadığı halde dahi Covid-19’la mücadelede kendi kendine yeterli olma kapasitesinde dostlarına da yardım eli uzatarak gücünü bütün dünyaya bir kez daha göstermiş, bütün dünyanın takdirini kazanmıştır. Türkiye terör örgütleriyle mücadelesine devam ederken bir taraftan da tıpkı Libya’da yaşanan son olaylarda olduğu gibi küresel güçlerin hedeflerini ve oyunlarını bozmakta aynı zamanda gerçekleştirdiği sınır ötesi harekatlarla güvenli bölgeleri terörden arındırarak hem gerçek sahiplerine teslim etmekte hem de Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan mazlumların bu bölgelere geri dönmelerini sağlamaktadır.
“Bizim için önemli olan, unutmamak ve unutturmamaktır”
Türkiye kendi sınırlarını ve ulusak bütünlüğünü tehdit eden her türlü yapılanmaya karşı kararlılıkla mücadelesini sürdürmeye devam edecek, bölgesinde barış, güven ve istikrarın sağlanması noktasında yoluna emine adımlarla devam edecektir. Bugünden sonra bizim için önemli olan, unutmamak ve unutturmamaktır. Boğaziçi Köprüsünü unutmayacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesini unutmayacağız. Neredeyse evlerin pencere hizasında uçan savaş uçaklarını unutmayacağız. Yollarda milleti ezen tankları, milletin üzerine ateş eden helikopterleri, toplarına mermi sürülüp denize açılan gemileri de unutmayacağız. Atatürk Havaalanı unutmayacağız. Genelkurmayı unutmayacağız. Külliyeyi, MİT binasını unutmayacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisini unutmayacağız. Uçakları engellemek için tarlalarını yakan kahraman Kazanlıları da unutmayacağız. Hiçbir hainliği ve bunları yapan hainleri unutmayacağımız gibi Halis Demirleri, Bartınlı şehidimiz Mustafa Yaman’ı ve dahi 251 şehidimizi, korkusuzca tanklara, silahlara karşı koyan gazilerimizi, yurdun her yerinde liderinin çağrısıyla meydanlara toplanarak hainlere geçit vermeyen halkımızı unutmayacağız.”
Camilerden sela sesleri yükseldi
Sinan Güner’in konuşmasının ardından etkinliklerde Şehitlikten Cumhuriyet Meydanına kadar yapılan 15 Temmuz Şehitleri Sancak Koşusunda dereceye girenlere de ödülleri verildi. Saat 00.15’te ise Bartın’da tüm camilerden bir kez daha selalar okunurken Bartın halkı sabaha kadar meydandaki nöbetine devam etti.