Bankoğlu sahil köylerindeydi
CHP Bartın Milletvekili ve 28. Dönem Milletvekili Adayı Av. Aysu Bankoğlu ve CHP Bartın örgütü Fırınlı, Güzelcehisar ve Karasu köylerindeydi. Bankoğlu 'Yurttaş, tezkere bekleyen asker gibi gün sayıyoruz dedi' açıklaması yaptı.
CHP Bartın Milletvekili ve 28. Dönem Milletvekili Adayı Av. Aysu Bankoğlu, İl Başkanı Selim Karakaş, Kadın Kolları Başkanı Fatma Mazhar ile Gençlik Kolları Başkanı Tolga Küçükyılmaz ve Parti örgütü temsilcileriyle birlikte Saadet Partisi İl Başkanı Mücahit Mekeç ve partililer Fırınlı, Güzelcehisar ve Karasu köylerindeydi. Heyet gittikleri köylerde gerek ev ziyaretlerinde gerekse kahvehanelerdeki yurttaşlarla bir araya geldiler. İttifak bileşenleri hem yerel hem de ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılar üzerine konuştular. CHP Bartın Milletvekili öncelikle ilk 100 günde yapacakları acil uygulamaları ve Millet İttifakı ortakları olarak uzun çalışmalar sonucu belirledikleri politikalardan söz etti. Bankoğlu öncelikli işlerinin hukuksuz olarak yapılan tüm uygulamaları ortaya çıkartmak olduğunu belirtip “Hesap vermekten korkmayan, şeffaf bir yönetime ihtiyaç olduğu muhakkak. Harun gibi gelip Karun olanları bir bir göreceğiz. Kimlerin bal tutup parmağını yaladığını hatta şeker komasına girdiğini göreceğiz. Düşünsenize 418 milyar dolarınız çalınmış. İşte onu bulup size geri vermeye geliyoruz” açıklamasında bulundu.
Bankoğlu, açlık sınırının 10 bin liraya, yoksulluk sınırının 34 bin liraya dayandığını, bu utanç verici tablo karşısında hükümetin saz çalıp türkü söyleyerek halkın önüne çıktığını eleştirdi. Yaptığı açıklamayı “Merkez’e bağlı Fırınlı köyüne yaptığımız ziyarette haliniz nicedir diye sorduk. Hemşehrilerim yeni hükümet döneminde emekliler, kadınlar ve gençler için ne yapılacağını bir de sen anlat dediler. Milletimiz de biz de biliyoruz ki; küçük bir kesimin mutlu olduğu, kalanın yaşam derdine düştüğü toplumların iki yakası bir araya gelmiyor. Bu işlere damat, dünür, ağabey, enişte diye başladınız mı ne hak, hukuk kalır ne de adalet. Kendi bakanı olduğu kuruma kocasından mal alan mı ararsınız, Kızılay’ın çadırını deprem bölgesine göndermeyip STK’lara satan mı istersiniz, bacısını genel müdür, karısını akademisyen, kardeşini yönetim kurulu üyesi atayan üçer dörder maaşlı kişiler mi istersiniz? Milletin istediği buysa durmasın yola devam etsinler. Geziyoruz, konuşuyoruz, soruyoruz. Hemşehrilerimiz illallah etmiş, tezkere bekleyen asker gibi gün sayıyoruz diyen oldu. Bu ülke, bu millet başına gelen bu dertleri, bu sıkıntıları hak etmiyor. 21.yüzyılda nasıl insan gibi yaşarız diye değil tarımda, eğitimde, teknolojide nasıl daha başarılı oluruz diye konuşuyor olmamız gerekirdi. 14 Mayıs’tan sonra ne konuşacağımıza halkımız karar verecek ve hepimiz de saygı duyacağız” sözleriyle bitirdi.