Bankoğlu'ndan sert terör açıklaması!
CHP Bartın Milletvekili Bankoğlu'ndan sert açıklamalar, 'Kendi menfaatleri uğruna bizi terörle yan yana göstermeye çalışanların devlet anlayışını sorgulamak lazım.'
28. Dönem CHP Bartın milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, kendisine ve partisine yönelik özellikle sosyal medya üzerinden yapılan suçlamalara sert cevap verdi. Sosyal medya hesaplarından, “Özellikle sosyal medyada gerçek dışı paylaşımlarla şahsım ve partime ilişkin yalan ve iftira dolu içeriklerle halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna saygıyla belirtirim,” açıklaması yapan Bankoğlu, savcılığa yaptığı suç duyurusunun ardından önemli açıklamalarda bulundu.
“Ucuz iftiralarla yıpranacak değiliz”
Bankoğlu, “Geçirdiğimiz seçim döneminden başlayarak, şahsım ve partime yönelik çok çirkin itham ve iftiralarda bulunulmaya devam ediliyor. Seçimin ikinci tura kalmasıyla da bazı gruplar ne olursa olsun kazanmak için, halkımızın aklını karıştırmak, nifak tohumu ekmek için her yolu denemeye başladı. Özellikle, 14 Mayıs seçim sonucunu hazmedemeyen bir grup tarafından desteklendiğini bildiğimiz bu gibi yalan haber ve hakaretlere ilişkin yasal süreci başlattık. Böyle yalan yanlış paylaşımlar, iftiralar ve hakarete varan çirkin yorumlarla bizleri yıldırmaya ve yıpratmaya çalışıyorlar. Ancak, 100 senelik yüce bir devletin, yüce bir milletin borç batağına saplanmasına sebep olanların, böyle iftiralarla bizi yıldırması mümkün değil. Davamız bu ülkenin siyasi olduğu kadar, iktisadi bağımsızlığıdır. Bu gibi ucuz iftiralarla yıpranacak değiliz,” dedi.
“Terörün de, milli duygularımızı sömürenlerin de Allah belasını versin”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülke tarihine tanıklık etmiş bir parti olduğunun altını çizen Bankoğlu, “Bu ülkenin bağımsızlığının ne zorluklarla kazanıldığını en iyi bilen partilerden biriyiz. Yıllardır canımızı yakan terör belasının, ona karışan, destek olanların Allah bin belasını versin. Her seçim dönemi, kendi menfaatleri uğruna, ülkenin önemli kurumlarını, bu kurumlarda bulunan şerefli insanları terörle yan yana göstermeye çalışarak, terörü siyasete alet ederek, insanımızın milli duygularını sömürmeye çalışanların da Allah belasını versin,” diyerek terör konusunun seçimlerde siyasete alet edilmesini eleştirdi.
“Devlet ahlakından nasibini almamış olanlara milletimiz gereken cevabı vermiştir”
Bankoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti yüz senelik büyük bir devlettir. Bu hükümetle var olmadığı gibi, bu hükümetten sonra da var olmaya devam edecektir. Kendisini devletin teminatı zannedenler, tarihin affetmeyeceği bir kibirle devlette devamlılığın esas olduğu gerçeğinden habersizler. Bu büyük devlet, asla bir partinin görüşüne göre idare olunmaz. Bir devlet politikası vardır, siyasi partiler kendi görüşleri çerçevesinde bu politikaya işlerlik kazandırır. Sadece günlük bir siyasetçi gelecek seçimi düşünür, gerçek bir vatansever yaptığı işlerde gelecek kuşağı düşünür. Bizim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyasi ahlak anlayışımız da politika anlayışımız da budur. Yoksa bizi terörle yan yana göstermeye çalışanlara verilecek cevap bellidir. Ancak devletin saygın kurumlarına olan saygımız dolayısıyla, bu kurumların başındaki şahıslara olan eleştirilerimizi belli bir üslup çerçevesinde tutuyoruz. Aynı devlet ahlakından nasibini almamış olanlara verilecek en güzel cevabı milletimiz vermiştir, 28 Mayıs’ta da verecektir,” diyerek açıklamalarına devam etti.
“Hizbullah terör örgütünü meclise sokanlar bellidir”
“Bizim rehberimiz milletimizden aldığımız ilhamdan başka bir şey değildir ve olamaz,” diyen Bankoğlu, Millet İttifakı’nın sadece 6 siyasi partiden oluştuğunu vurgulayarak, “Bizim ittifakımızın hangi partilerden oluştuğu bellidir. Partimizin ittifak kurduğu partiler sadece 6 tanedir, 6 partiden oluşur. Biz ittifakımızda olmayan hiçbir partiye ne bir vekillik ne de bir söz verdik. 14 Mayıs seçimlerine 36 siyasi parti katılmış, ancak sadece 4 tane Cumhurbaşkanı adayı çıkmıştır. Dolayısıyla herhangi bir ittifakta yer almayan siyasi partiler de bazı cumhurbaşkanlarını destekleme kararları almışlardır. İttifaklar dışındaki bu siyasi partilerin destek kararları tamamen kendilerinin kararıdır. Örneğin, Vatan Partisi de Cumhur İttifakı’nda yer almamasına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı destekleme kararı aldı. Kimse Vatan Partisi sayın Erdoğan’ı destekliyor diye, AKP’nin Vatan Partisiyle ittifak yaptığını, beraber yol yürüdüğünü iddia etmezken; onlar CHP’yi karalayabilmek için masanın altıdır, üstüdür diyerek masallar anlatıyor. Başkaca ittifak iddialarında bulunanlar, en iyi ihtimalle art niyetlidir, kötü niyetlidir. Bu devletin terör örgütü listesinde yer alan Hizbullah’ın siyasi ayağı HüdaPar ile resmi ittifak yapıp, milletvekilliği sözü verenler bize masal anlatmasınlar,” ifadelerini kullandı.
“Kimseden milliyetçilik dersi alacak değilim”
“Ben Cumhuriyetçi bir ailenin Atatürkçü kızıyım. Kimseden milliyetçilik dersi alacak değilim. Hele hele terör örgütü Hizbullah’ın partisi ile aleni ortaklık kuran, 3 kişiye işkence edip öldürenleri, şahsi kararnameleriyle affedenlerden ve bu kişileri destekleyenlerden hiç almam,” diyen Bankoğlu, “Devlet ile terör arasına mesafe koymak, o devleti yürütenlerin vazifesidir. Yıllarca FETÖ’ye methiyeler düzüp de ‘kandırıldık’ diyenler hala makam koltuklarında oturuyorlar. Hangi milliyetçilikten bahsediyorlar? Bu ülkenin 34 şehidinin ardından, Rusya kapılarında bekletilenler mi bana milliyetçilik dersi verecek? 27 yaşında Uluslu polis memurumuz Mustafa Kemal Açıkgöz’ü Van’da şehit eden Hizbullah’a milletvekilliği sözü verenler mi, yoksa şehidimizin kim tarafından şehit edildiğini bile bilmeyen sözüm ona Bartın vekili mi bana milliyetçilik dersi verecek?” diyerek hükümete ateş püskürdü.
Kendisine yönelik suçlamalara da cevap veren Bankoğlu, “Bu milletin vekili olarak meclise girdiğinizde sizden sicil kaydı, sabıka kaydı alınır. Suçluyu, sabıkalıyı, terör şüphesi bulunan şahsı meclise sokmamak İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğu olduğu kadar görevidir de. Yoksa yüce mecliste mesai arkadaşlığı yapan insanların birbirinin sabıka kaydını araştırmak gibi bir görevi yoktur. Şahsımın sosyal medyada yayınlanan fotoğrafları, 30 Kasım 2021 tarihinde CHP olarak meclise getirdiğimiz Eşit Temsil Yasa Teklifi’nin görüşmelerine ilişkindir. Bunu seçim sonrasında, yeni bir fotoğrafmış gibi lanse etmek demokrasiyi hazmedememiş, kendi menfaati uğruna insanların duygularını kullanmayı makbul bulan bir zihniyetin ürünüdür. Nitekim, seçimlerden birkaç ay önce Kasım 2022'de AKP de Anayasa görüşmeleri kapsamında HDP'yi ziyaret etmiş ve heyetler beraber fotoğraflanmıştı. Bunu doğal karşılayanların, bize gelince yıllar öncesinin fotoğrafını pazarlayarak milliyetçilikten bahsetmeleri iki yüzlülüktür,” ifadelerini kullandı.
“Üç beş maaş almaktan utanmayanlar başımıza milliyetçi kesildi”
Bankoğlu, “Kuru sözle milliyetçilik olmaz. Bu ülkenin şerefli askerleri yıllarca hapislerde çürütüldü, bir tanesi kararnameyle dışarı çıkarılmadı. Ama Hizbullahçı katiller bir kararnameyle dışarı çıkarılıyor. Bu ülkenin şerefli hakimleri savcıları, teröristin ayağına, çadır mahkemelerine gönderildi. Bu mudur milliyetçilik, ülkeyi sevmek bu mudur? Büyük Ortadoğu Projesi’ne eş başkan olmak için, Oslo’da kirli pazarlıklar yapanlar, ‘Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık’ demekten zerre hicap duymayanlardan ve bu kişileri destekleyenlerden bu ülkeye hiçbir fayda gelmez. İmralı’daki için ‘Sayın Öcalan aldığı kellelerin bedelini ödüyor’ diyen bu ülkenin cumhurbaşkanı olan kişidir. Oy almak için, terörist başı Öcalan’ın mektubunu devletin televizyonunda terörist başının kardeşine okutanlardan vatansever olmaz. ‘Bağımsız Kürdistan’ diyen Barzani’yle boy boy fotoğraf çektirip, askerimize çuval geçirenlere karşı el pençe divan duranlardan bize hayır gelmez. Ata’mız ne demiş; ‘Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadiyatını düşünmüş olmasın,’ Şu an ülkenin hazinesi boşaltılmış vaziyette. Seçim için bütün devlet olanaklarını kullanıyorlar, 418 milyar dolar kaçırıldı, hesabını veremiyorlar. Devletteki yozlaşma, liyakatsizlik, akraba kayırmacılığı, milyarlarca dolarlık yolsuzlukların üzerini örtmek için sabah akşam milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Üç beş maaş alan partililerinin bırakın milliyetçilikten, utanmaktan haberleri yok. Bakanı olduğu kurumun ihalelerini kocasına verenler var. Ülkeyi mülteci kampına çevirdiler, yabancılar parsel parsel mal mülk değil, toprak alıyor. Vatandaşsa yoksul bir halde. Böyle bir durumdayken, patates soğanı taneyle almaya başlamış milletiyle dalga geçip, topla tankla şunla bunla övünerek, haksızlığı, hukuksuzluğu normalleştirmeye; yalan ve iftiradan beslenerek bizi sindirmeye çalışıyorlar. Hepsi boşuna, susmayacağız, cevabını sandıkta vereceğiz,” dedi.
“Önce millete hesap versinler”
Pazarcık depremindeki Kızılay skandalına da değinen Bankoğlu, “Bu ülkede daha üç ay önce 50 binden fazla yurttaşımız bu hükümetin beceriksizliği, liyakatsizliği yüzünden iki gün enkaz altında can çekişerek öldü. Seslerini ben duydum. Yazıklar olsun. Bu mu milletini sevmek?! Bu ülkenin 150 yıllık kurumu Kızılay, depremde can çekişen halkımıza yardım yapmak yerine çadır sattı, konserve sattı. Aylarca o adamı savundular, insanlar kan bulamadı. Söylerken utandığım, korku filmlerinde olmayacak şeyler yaşattılar millete,” diyen Bankoğlu, “Bizim alnımız ak, hesabını veremeyeceğimiz hiçbir gizli görüşmeye, hiçbir yolsuzluğa, haram kazanca karışmışlığımız yok. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu alnının teriyle devlete 30 yıl en üst kademelerde hizmet etmiş, bürokrat olarak başarıları ile daima onurlandırılmış lekesiz bir aday. Bütün enerjilerini cumhurbaşkanı adayımızın bir açığını aramaya harcayan ekipler kurduklarını biliyoruz. Şaşırmıyoruz, onların siyaset anlayışı bu. Bunlar siyaseti bir zenginleşme aracı, suçlarını kamufle etmek için bir dokunulmazlık hakkı olarak görüyor. Her seçim öncesi aynı masalı anlatıyorlar. Bugün Bartın’da kilometresi 180 milyona yapılan yolun hesabını versinler. Önce 418 milyar doların, hava limanlarını, köprüleri, hastaneleri kaç yüz milyonlara yaptırdıklarının hesabını versinler. Kurdukları çadır mahkemelerini, terörist başının abisini devletin televizyonuna çıkararak ne plan yaptıklarının hesabını versinler. Ülkenin itibarını üç kuruşa Katar’a, Rusya’ya peşkeş çekenler bize milliyetçilikten bahsetmesin, cevabımız çok ağır olur,“ diyerek açıklamalarını sonlandırdı.