Bankoğlu'ndan Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı

CHP Bartın Milletvekili, CHP Parti Meclisi Üyesi ve Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü hakkında açıklama yaparak 'Gerçekleri, korkusuzca mesleğini yapmaya çalışan gazetecilere borçluyuz' dedi.

Bankoğlu'ndan Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı

 

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin olarak “Her zorluğa rağmen azimle mesleğini yapan gazetecilerin “Çalışan Gazeteciler Günü” kutlu olsun.”

Tam 60 yıl önce basın çalışanlarının iş sözleşmelerinin yapılması, işin türü ve ücretinin yazılması gibi haklarının yasal güvence altına alınması üzerine “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kabul edilen bu günün, kutlanacak durumdan çok uzakta olduğunu belirten Bankoğlu “Hükümetin ve partili Cumhurbaşkanı’nın ülkemizi ısrarla hak, hukuk ve adaletin dışında bırakmaya çalıştığı, anayasal hakların hiçe sayıldığı, pek çok alanda ama en çok da halkın haber alma hakkı konusunda dünya genelinde geri kalmış ülkeler ligine düşmüş olduğumuz, 67 gazeteci ve medya çalışanının hapiste olduğu dünya 2’liği rekorumuzla bir yıla daha girdik.

Basın özgürlüğü sıralamasında AKP’nin ülke yönetimine geçtiği 2002 yılında 99. sırada bulunan Türkiye, bugün 180 ülke içinde 154. sıraya kadar gerilemiştir. Her bakımdan geri kalmışlığa örnek gösterilen Afrika ülkeleri, Arap ülkeleri ve hatta adaletsizliğin, hırsızlık ve yolsuzluğun zirve yaptığı enflasyon şampiyonu Venezuella bile Türkiye’den önde yer almaktadır. Baskı, tehdit ve hukuksuzluklarla ülkemizdeki yolsuzlukların, hukuk dışı olayların, haksızlıkların ortaya çıkmasını engellemeye çalışanlara rağmen “gazetecilik” yapmakta ısrarlı, hapse girmeyi bile göze alacak kadar gözüpek, vatansever gazetecilerimize binlerce kere teşekkür borçluyuz. Doğru haberleri vermek gazetecinin, onları kendi düşüncesine ve ahlakına göre yorumlamak ise yurttaşların görevi olmalıdır.

Gece gündüz demeden yıl boyu zor şartlarda çalışan, demokrasinin gelişmesi ve korunması için olmazsa olmazımız gazetecilerdir. Gazetesinin yayın ilkelerinden önce kendi etik değerlerini her şeyin önüne koyan, vicdani ve ahlaki kuralları çiğnemeyen gazeteciler tüm toplumlar için büyük önem ve değere sahiptir. Güvenilirliğini ve saygınlığını korumayı başaran tüm gazeteciler meslek itibarını koruyan kutup yıldızları gibi parlamaktadır.

CHP olarak “hak, hukuk, adalet” ilkelerinin her alanda olduğu gibi basın sektöründe de  ne kadar önemli olduğunu sıklıkla vurguluyoruz. Gazetecilerin haberleri, köşe yazıları veya yorumları sadece bugün için değil yarınlara kalan tarihi belgeler olarak da büyük öneme sahiptir. Bu yüzden görüşü ne olursa olsun, doğrunun izinden ayrılmayan sağduyulu gazetecilerimizi saygıyla anıyoruz. Her zaman ve özellikle son 19 yılında bu değerleri korumaya çalışan gazetecilerin işini ve hayatına riske atarak görevlerini yaptıklarını biliyoruz. Basın patronlarının hükümetin uydusu olmak zorunda bırakılması, yandaş bir media yaratılmış olması, AKP’nin hem patronlara hem gazetecilere aba altından sopa gösterdiğini, türlü baskı ve tehditlerle kendi istediği hizaya nasıl getirdiğini görüyoruz. Bunun sebebi hukukun işlemeyişidir. Bugün tweet atanların hapse atıldığı bir ülkede basının ve gazetecinin özgürlüğü vardır demek insanların aklıyla dalga geçmektir.

Basın özgürlüğü sıralamasında 2002 yılında 99.sırada bulunan Türkiye, bugün 180 ülke içinde 157. Sıraya kadar düşmüştür. Geri kalmış ülkeler diye nitelediğimiz Afrika ülkeleri hatta Venezuella bile ne acıdır ki bizden çok önde yer alıyor. Hükümet baskısı ve korkusu olduğu sürece yolsuzlukların, hukuk dışı olayların, haksızlıkların ortaya çıkmasının mümkün değildir. Yurttaşlarımız gazeteciler sayesinde kimin ne olduğunu, nerede ne yapıldığını öğrenmektedir. Doğru haberleri vermek gazetecinin, onları kendi düşüncesine ve ahlakına göre yorumlamak ise yurttaşların görevi olmalıdır.

Gazeteleri sözde yaşatmakla sorumlu olan Basın İlan Kurumu, “gerçek” haber yaptığı için bazı gazeteleri cezalandırmış ve resmî ilan ve reklam verilmesini yasaklayarak, gazeteleri maddi darboğaza itme kararı almıştır. Gazetecilerin ekmekleriyle oynamaktan zerre çekinmeyen ve emirlerini Saray’dan alan her türlü kurum gibi yine kendi yurttaşlarına hukuksuzluk yapmayı, kendinden olmayanı yaşatmamak için tüm gücünü kullanmayı normalleştirmeye çalışmaktadır. Gazetecilere soruşturma açıp, sudan sebeplerle onları hapse atmakla tatmin olmayan hükümet, gazetelere saldırmayı, onları hedef göstermeyi asli görev bellemiştir. Cumhuriyet gazetesinin ilan yasağına karşı hukuki itirazları tabii ki reddedilmiş, tüm bu çağ dışılıklar sürerken partili Cumhurbaşkanı Sözcü gazetesini hedef göstermekten zerre imtina etmemiştir. “Ben okumuyorum, kimse de okumasın.”diyerek kinini de açıkca ortaya koymuştur. Bütün bunlar 19 yıldır ülkeyi yöneten AKP’li Cumhurbaşkanı “hukukta reform” yapacaklarını ilan ettikten sonra olmuştur. Taraf olmayanın bertaraf olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı aslında şunu demektedir “Benim tarafımda olmayan yaşayamaz.” Ne derlerse desinler temiz, şeffaf, yolsuzluktan ve yandaşlıktan arındırılmış, nezaket dilinin kullanıldığı bir siyaseti ve yönetimi bu ülkeye kazandıracağız. Ahlaklı, vicdanlı, hukuka saygılı, yurttaşlarının ve ülkesinin çıkarlarını kendi maddi faydasının önünde tutan gazeteciler de ülkemizin yoluna ışık tutmaya devam edecektir. Her akşamın bir sabahı vardır. Gazetecilerimiz de her yurttaşımız gibi emeğinin karşılığını göreceği, değerinin bilindiği günleri çok yakında yaşamaya başlayacaktır. Adalet duygusu olan, yurtsever, namuslu tüm basın emekçilerinin Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum” açıklaması yaptı.