Bankoğlu: 'Lozan Antlaşması, tarihi idrak edemeyenlerin inkarıdır'

24 Temmuz’un, Lozan Antlaşması ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin varlığının ve ülkemizin uluslararası saygın bir devlet olarak tanınmasının 96. yıl dönümü olduğunu söyleyen Bankoğlu, açıklamasına başlamadan önce Atatürk’ün Nutuk’undan konuya ilişkin hatırlatmalarda bulundu." ‘Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.’ Atatürk’ün bu sözlerini unutmamak gerekiyor”  diyen Bankoğlu, 24 Temmuz Lozan Antlaşması Zaferi'ne ilişkin “Antlaşma maddelerini rahat koltuklarından tartışmaya açıp değersizleştirmeye çalışanları öncelikle tarih okumaya davet ediyorum. Osmanlı'nın 1. Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkması sonucu imzaladığı ve topraklarının yağmalanmasına göz yumduğu Sevr Antlaşması unutulmamalıdır. İşte Lozan Anlaşması, Kurtuluş Savaşı sonrasında başta Yunan kuvvetlerinin, Mustafa Kemal’in askerleri tarafından bozguna uğratılması sonrasında Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Portekiz, Belçika, Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya temsilcileri arasında 8 ay süren yoğun ve sıkıntılı müzakereler sonucu imzalanmıştır. Lozan Antlaşması pek çok başlığın yanı sıra Osmanlı Devleti'nin imzaladığı Sevr felaketinin etkilerini de ortadan kaldırmaya yönelikti” ifadelerinde bulundu.

“Milli bayramlarımız  önemsizleştirilmeye çalışılıyor”

Bir enkazdan ülke yaratmayı başaran, askeri ve siyasi dehasıyla dünyanın hayran olduğu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Lozan’da 8 ay süren görüşmelere silah arkadaşı İsmet İnönü’yü göndermesinin tesadüf olmadığını söyleyen Bankoğlu, sözlerine yine Atatürk’ün cümleleriyle devam ederek “Lozan Antlaşması’nın bir bayram olarak kutlandığını bilen kaç yurttaşımız vardır?” Atatürk’ün Nutuk’ta “Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sévres Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir.”der. Atatürk, Lozan Antlaşması'nın imza edildiği günün milli bayram olmasını da ister ve o şekilde kutlanır da. Bugün, haddini aşarak en büyük zaferlerimizden 30 Ağustos’u inkâr edenlerin kökleriyse aslında 1950’lere dayanmaktadır. Ortak değerlerimiz olan milli bayramlarımızın önemsizleştirilmeye çalışılması, yakın tarihimize ait bir hikâye değildir” ifadelerinde bulundu.

“Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar”

Ülkenin milli değerleri ile oynamanın çok tehlikeli bir kulvar olduğunu belirten Aysu Bankoğlu, “Bizlerin bugün çok iyi bildiği gibi büyük bayramlarımızı, zorlama günlerle geçiştirme taktiklerinin geçmişi yaklaşık 70 yıl öncesine dayanıyor. İşte Demokrat Parti’nin başa geçmesiyle Lozan Günü kutlamaları bıçak gibi kesilmiş. Peki ne mi olmuş? Çok iyi bildiğimiz gibi yerine meşrutiyeti ilan edenleri ya da Hatay’ın kurtuluşunu anmak gibi işlere yöneldiler. Bakın 70 yıl sonra biz tarih okuyanlar, gerçeğin peşine düşenler, ne olup bittiğini öğreniyoruz. Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu olması, en büyük motivasyon kaynağımızdır. Ama gerçekler ortaya kendi kendine çıkmıyor elbette. Bugün, Lozan’ı yasaklayan ve gölgeleyenlerin bayrağını taşımayı görev edinmiş olanlar var. Biz Türkiye Cumhuriyeti sevdalılarına, bu vatan için şehit düşen atalarımızın torunlarına sesleniyoruz. Bu vatanı sahada kazananlar masada imzayı attırmayı da bilmişlerdir. Zaferlerin sadece ordular ve silahlarla kazanıldığını zannedenler, yine şanlı tarihimize bakabilirler. Askeri dehanın, siyasî dehayla birleşmediği yerde neler yaşanıyor ortadadır. Bilgi ve tecrübenin getirisi, geleceği görme ve doğru yorumlama kabiliyeti ile birleştiğinde, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Portekiz, Belçika, Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya’nın imzaladığı Lozan Antlaşması olarak tarihimize yazılır.  Lozan Antlaşması'nın 96. yılı Türkiye Cumhuriyeti'ne sevdalı herkese kutlu olsun” ifadelerinde bulundu.