Bankoğlu 'Kadına şiddetin cezasını toplum çekiyor'

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü' nedeniyle açıklamalarda bulundu. Bankoğlu, 'Hukuk uygulanmadığında, kadına şiddetin cezasını toplum çekiyor' dedi.

Bankoğlu 'Kadına şiddetin cezasını toplum çekiyor'

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Birleşmiş Milletler’in aldığı kararla 1999 yılından beri 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edilen gün hakkında açıklamalarda bulundu.

Bankoğlu, kadına şiddet konusunun sadece ülkemizde değil dünyada çok büyük bir sorun olduğuna dikkat çekti. CHP milletvekili açıklamasında OECD üyesi ülkelerin kadına şiddet sıralamasında Türkiye’nin ilk sırada olduğunu belirtti. Bankoğlu “Ne acıdır ki ülkemiz çok önemli konularda kötüler liginin zirvesini kimselere kaptırmaya niyetli değil. Bunlardan en acısı da telafisi mümkün olmayan kadına şiddet ve kadın cinayetleri başlığı. Ülkemiz kadınlarının 90 yıl önce Atatürk sayesinde elde etmiş olduğu kazanımları, bir grup erkeğin “canı öyle istiyor” diye bırakacak değiliz. Kuşaklar boyu sömürü ve baskı ile süregiden erkek egemen toplum baskısı modern hayatla birlikte azalmış gibi görünse de kadına şiddet bir türlü bitmiyor, azalmıyor. Kadınların bu konudaki mücadelelerine destek veren, gerçek eşitliği savunan, şiddeti reddeden ve bunun için çabalayan erkeklerin de olması çok çok önemli. 2021 yılının 11 ayında, 345 kadını 345 cani erkek katletti. Bu kadınların ardında analar, babalar, kardeşler ve evlatlar kaldı. Son 10 yılda 3311 kadın katledildi. Bütün bunlar yaşanırken 20 Mart sabaha karşı partili Cumhurbaşkanı’nın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. Uluslararası bir sözleşmeden hem de ilk imzacısının Türkiye olduğu, İstanbul’da imzaya açmasından dolayı sözleşmeye ismini kazandıran bu çok önemli anlaşmadan çıktık. Elbette bu çıkış da yasalara, kurallara uygun yapılmadı. Devleti yönetenlerin yasa, kural tanımadığı bir ülkede, hukukun yaptırımına veya korumasına karşı tüm temeller sarsılmışken dünyadaki itibarım da bir kez daha sarsıldı. Kadınlar daha büyük tehdit ve tehlike altında bırakıldı.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmakla sadece kadınlar kaybediyor zannedenlere kötü bir haberim var. Konuyla ilgisiz görünen tüm yurttaşlar ve ülke kaybediyor.  Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı bir ülkede aile içinde başlayan haksızlık ve saygısızlık dışarda okulda, sokakta, iş yerinde, insan ilişkilerinde hep karşımıza çıkıyor. 12 Temmuz’da Gebze’de dershaneden evine dönerken Afgan bir kaçağın taciz edip, başını taşla ezdiği 16 yaşındaki bir genç Pazartesi günü yaşamını kaybetti. Mülteci güzellemesi yapanların vicdanında az da olsa bir sızı olmuş mudur? İş için İstanbul’da bulunan 28 yaşındaki mimar Başak evine dönerken samuray kılıcıyla katledildi. Bartın’da çalıştığı fabrikanın ortasında öldürülen Azize’nin daha kırkı çıkmadı. Bir başıboşluk ve hukuksuzluk içinde savrulan ülkemizde sadece kadınlar değil aslında herkes tehdit altındadır. Peki bu caniler neye ve kime güvenmektedir?” dedi.

Bankoğlu, şiddetin sadece fiziksel ve cinsel değil psikolojik, ekonomik ve sözel olarak da kadınların hayatında olduğunu belirtti. Kadının davranışını, yaşam biçimini baskı altında bırakan sinsi şiddetlerin de çok önemli olduğunu, bunların önüne geçmenin için toplumsal cinsiyet eşitliği başta olmak üzere tüm kadın haklarını kazanmak için mücadeleye devam edeceklerini  belirtti.