Bankoğlu, 'çocuk işçiliği ve cinayetlerine' dikkat çekti
TBMM'de yaptığı konuşmada Türkiye'de 2013-2023 yılları arasında 671 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini ve bu sayıların 2024'te de artmaya devam ettiğini belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, çocuk işçiliğinin devlet eliyle meşrulaştırıldığını ve çocukların tehlikeli işlerde çalıştırıldığını vurguladı. Ayrıca birçok çocuğun eğitimden ayrı bırakılarak güvencesiz ve uzun saatler çalıştırıldığını ifade eden Bankoğlu, 'Siz çocuğunuzu yakıt deposunun şamandırasını değiştirerek eğitir misiniz Sayın Bakan? Bu nasıl eğitim, bu neyin eğitimi Sayın Bakan? Bu sorunlara çözümü geçtim, çocukların işçileştirilmesine, öldürülmesine göz yumuyorsunuz. 2025 bütçesinde 'Çocukların Korunması Programına' niye bin TL ayırdınız? Çocukların yeri okuldur, oyundur mesleki eğitimse bunun koşulları şartları bellidir. Çocukları bu ölüm kamplarına terk edemezsiniz.' dedi.
“Siz çocuğunuzu böyle eğitir misiniz Sayın Bakan?”
Nilay Meryem ÇÖMLEK
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2025 bütçesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada çocuk işçiliği ve çocuk iş cinayetlerini anlattı.
“Buraların denetlenmediğini görüyoruz”
Son yıllarda yaşanan “çocuk iş cinayetleri”ne rağmen denetimlerin yapılmadığına dikkat çeken Bankoğlu, çocukların 12 saatten uzun süre ve güvensiz iş ortamlarında güvencesiz çalıştırıldığına da işaret ederek şunları söyledi:
“Sayın Bakan çocuklar ölüyor. Kimi mevsimlik işlerde, kimi gecekondudan bozma evlerde, kimi istismar sonucu işlenen cinayetlerde… Kimi de devletin kontrolünde eğitim merkezlerinde! MESEM yani Mesleki Eğitim Merkezleri, hükümetinizin Türkiye’yi ucuz işgücü haline getirme politikasının bir parçası olarak kuruldu ve yaygınlaştırıldı. Bugün 2 milyona yakın çocuk, eğitimden koparılmış vaziyette, yoksulluk ve hayat pahalılığı gibi gerekçelerle bu merkezlerde çalıştırılıyor. Mesleki Eğitim Kanunu 41. Madde; mesleki eğitim yapılan merkezlerin ‘iş ortamı, sosyal güvenlik, iş güvenliği ve sağlık şartları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca denetlenir’ demektedir. Ama son yıllarda yaşanan ‘çocuk iş cinayetleri’ nedeniyle buraların denetlenmediğini, çocukların üstelik 12 saatten uzun süre, güvensiz iş ortamlarında güvencesiz çalıştırıldığını görüyoruz.
“Çocuk işçiliği devlet eliyle meşrulaştırılmıştır”
Çocukların şantiyelerde, sanayide, inşaatta çalıştırıldığını, 8-9 yaşında iş hayatına girdiğini görüyoruz. Çocuk iş cinayeti kavramını ilk kez sizin döneminizde konuşur olduk. Peki, denetlemekle görevli Bakanlığınız somut ne yapıyor? Bakın, açık ve net söyleyelim; hiçbir şey. 2017-2023 yılları için Çocuk İşçilikle Mücadele Programı açıklanmıştı. Yine Bakanlığınızın 2024-2028 Strateji Plan ve Faaliyet Raporunda çocuk işçilikle mücadeleye ilişkin birtakım önlemler yapıldığı yazıyor. Peki sonucunda bir gelişme var mı, yok. Bugün bir araya gelmemesi gereken iki kelime ‘çocuk ve işçilik’ resmen devlet eliyle meşrulaştırılmıştır. Son bir yılda 0-14 yaş arası en az 22 çocuk, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 15-17 yaş arasında yine en az 44 çocuğun bu sözde eğitim merkezlerinde, eğitim kamplarında öldürüldüğünü İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) raporlarında görüyoruz.
“En düşük ücrete en uzun saatler çalışan işçiler bizde”
MESEM’ler, sadece yetişkinleri değil çocukları da ucuz iş gücü olarak gören bir iktidarın, bir kirli koalisyonun ölüm merkezleridir, çocuk işçiliğin yasal kılıfıdır. Avrupa’ya, dünyaya ‘en ucuz ve en masrafsız işçi bizde’ diye tüm işçilerin haklarını bir bir tırpanladınız; en düşük ücrete en uzun saatler çalışan işçiler bizde. İşçiler yetmedi, bir de çocuklarımızın şantiye köşelerinde, en ağır işlerde, en uzun saatlerde çalıştırılmasına göz yumuyorsunuz. Bu paralar da işçinin maaşından Fon’dan yandaşa, iş güvenliğini yok sayan patronlara aktarılıyor. Son üç yılda MESEM programlarına aktarılan kamu kaynağı 15 milyar liraya yaklaştı.
“Siz çocuğunuzu böyle eğitir misiniz Sayın Bakan?”
Türkiye’de 2013-2023 yılları arasında 671 çocuk işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu ölümler 2024’te de artarak devam ediyor. Kanun’da açıkça yazıyor: Öğrenciler tehlikeli, ağır işlerde çalıştırılamaz. Peki bu ölümler nedir Sayın Bakan? 16 yaşında Eren, sondaj çalışması yapılırken elektrik akımına kapılarak öldü. 17 yaşında Ulaş, elektrik direğinden arıtma havuzuna düşerek öldü. 14 yaşında Arda, sac büküm makinasına sıkışarak feci şekilde öldü. Ölümler bir yana yaralanmalar, uzuv kayıplarıyla sonuçlanıyor. Bu çocukların hayatı kararıyor. Beyzanur’un, aracın yakıt deposunun şamandırasını değiştirirken meydana gelen patlamada vücudunun yüzde 80’i yanıyor. Siz çocuğunuzu yakıt deposunun şamandırasını değiştirerek eğitir misiniz Sayın Bakan? Bu nasıl eğitim, bu neyin eğitimi Sayın Bakan?
“Çocukların işçileştirilmesine, öldürülmesine göz yumuyorsunuz”
Çocuk işçiliğinin temel nedenlerini kendi raporunuzda zaten açıklamışsınız; ‘İşverenlerin talebi, aile bireylerinin işsizliği, eğitim hizmetinden faydalananama, yoksulluk…’ Bunu ben değil, sizin raporunuz söylüyor. Bu sorunlara çözümü geçtim, çocukların işçileştirilmesine, öldürülmesine göz yumuyorsunuz. Önceki gece annesi hurdacılık yaptığı için evde boğularak hayatlarını kaybetmemiş olsalardı Nefes, Peri ve Işık’a vaat edeceğiniz, bekleyen gelecek farklı mıydı? Türkiye sayenizde artık hurda toplamaya giderken 5 çocuğu boğularak ölen annelerin, çocuğu şantiyelerde suntaların arasında kalıp ölenlerin, sanayide elektrik akımına kapılanların, inşaatlarda üzerine beton blok düşenlerin, geleceği kararanların ülkesi.
“Normalleştirmeye çalıştığınız hiçbir kötülüğü kabul etmiyoruz”
Çocuk yoksulluğunda Avrupa Birliği’nde (AB) birinci, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’nde (OECD) ikinci sıradayız. 15-17 yaş grubunun işgücüne katılım oranı yüzde 16'dan yüzde 22'ye çıktı. Buna karşı 2025 bütçesinde ‘çocukların korunması programına’ niye bin TL ayırdınız? Bunları açıklayın. Çocukların yeri okuldur, oyundur; mesleki eğitimse bunun koşulları şartları bellidir. Çocukları bu ölüm kamplarına terk edemezsiniz. Bu milleti ne çocuk cinayetlerine, ne çocukların aç yatmasına, ne eğitimden mahrum çocuklara, ne de çocuk işçilere alıştıramayacaksınız. Normalleştirmeye çalıştığınız hiçbir kötülüğü hiçbir felaketi kabul etmiyoruz.”