Bankoğlu Bizim insanımızın hayatı neden bu kadar değersizleştirildi!'
Amasra grizü faciasıyla ilgili 3'ü parti genel başkan yardımcısı olmak üzere, 20 kişilik milletvekilinden oluşan CHP heyeti, basın açıklaması yaptı. CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu ihmal iddialarının altını çizerek, 'Bizim insanımızın hayatı neden bu kadar değersizleştirildi' dedi.
14 Ekim 2022 tarihinde saat 18.15 sularında Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun Amasra müessesesinde meydana gelen patlama sonrası 41 maden işçimiz şehit olmuştu. Ülkeyi derinden sarsan bu olay sonrası, CHP Heyetleri’nin bölgeye ziyaretleri bugün de devam etti. 3’ü parti genel başkan yardımcısı olmak üzere, 20 kişilik milletvekili ekibi bugün Bartın İl Başkanlığı’nda konuya ilişkin bir basın açıklaması düzenledi. Olay anından bu yana sahada olan ve temkinli ifadeleriyle dikkat çeken CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu ihmal iddialarının altını çizerek, “Bizim insanımızın hayatı neden bu kadar değersizleştirildi,” dedi.
Bankoğlu’nun açıklamalarından başlıklar şöyle:
“Kaybımızı sayılarla ifade edemeyiz”
“ Amasra Taş Kömürü İşletmeleri’nde çalışan 41 madencimizi kaybettik. Acımızın tarifi yok, çok üzgünüz. Milletimizin başı sağ olsun. Maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve sevdiklerine sabırlar diliyorum. Tedavisi devam
“Bu fıtrat bir tek bize mi var?!”
“Albert Camus, “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın,” diyor. Son 20 yıldır, Türkiye’nin hemen her yerinde 500’e yakın maden işçimizi kaybettik. Soma’da 21’inci yüzyılda dünyanın en büyük maden faciasını yaşamış bir ülkeyiz. “Ölümler madenin fıtratında var,” diyen yetkililere buradan “Bu fıtratın neden sadece Türkiye’de ve az gelişmiş ülkelerde böyle olduğunu” sormak istiyoruz. Madenci kardeşlerimiz ekmek için madene, yerin yüzlerce metre altına giriyorlar. Dünyanın en zor işini yapıyorlar. Buna rağmen, Amerika’da sıradan bir maden işçisi 50 bin dolar alıp yaşarken, bizim madencimizin 7 bin 100 dolar’a ölüme gidiyor?”
“Ciddi ihmal iddiaları var, hala açıklama yok, hala açığa alma yok!”
“Patlamanın arkasında bazı ihmallerin ve yanlışların olduğuna dair ciddi iddialar var. Bunların konuşulması, araştırılması gerekiyor, bunlara ilişkin sorumluların tek tek yargı önünde hesap vermeleri lazım. Yaşanan facianın üzerinden 3 koca gün geçti. Trafo diye başlayan, grizuya dönüştü. Bu grizunun nedenine ilişkin resmi makamlarca yapılmış bir açıklama, hala yok. Sansür yasalarıyla muhalefeti susturma derdine düşenler, kendi kurumları arasında irtibat sağlayamadı. Sehven açıklama deyip geçiştirdiler. Böyle bir trajedinin arkasından halka güvenilir, şeffaf bir bilgilendirme yapacaklar mı? Göreceğiz.”
“Soruşturma başlattılar, ama ne bir görevden alma ne de bir gözaltı var. Delillerin karartılması riskine dair en ufak bir önlem yok. Böylesine bir faciada, davanın güvenilirliği ve şüphelilerin kaçma tehlikesi açısından, şüphelilerin ifadelerine hemen başvurulmuş olduğunu düşünmek istiyorum. Soruşturmanın sonuna kadar en azından yetkililer görevden uzaklaştırılmalı.”
“Sayıştay Raporlarını okumayan bakanlar, turistik ziyaret mi yaptılar?”
“Sayıştay raporlarında, burada çalıştırılan işçi sayısının yetersiz olduğu, malzemelerde eksiklerin olduğu, sistemlerin gözden geçirilmesi gerektiği ve ocak kotasının eksi 300 e inmesi durumunda önlemler alınmazsa grizu tehlikesinin olduğunu açıkça yazılmış. Peki Sayıştay’ın bu uyarıları dikkate alınmış mı? Bu uyarılara rağmen üretime neden ve nasıl devam edildi? Rutin denetimler en son ne zaman yapıldı? 20 Eylül’de buraya gelen Enerji Bakanı turistik gezi mi yaptı burada?!“
“Önlenebilirdi”
“Maden mühendisleri ve uzmanlar grizu patlamasının teknolojinin geldiği noktada önlenebilir olduğunu söylüyor. Nedir grizu patlaması, içeride belli bir seviyeyi aşmış metan gazının, oksijenle teması sonucu oluşan patlama. Amasra’daki kaliteli kömürün çok yüksek oranda metan gazı içerdiğini neredeyse herkes biliyor. Bu durumda; başka madenlere nazaran, metan oranı daha fazla olduğu için, çok daha fazla önlem alınmalıydı. Kurum genel müdürü, müessese müdürünü, maden mühendisi, iş güvenlik uzmanını liyakate uygun bir şekilde seçildi mi?! Merak ediyorum, yoksa yine başka kriterler mi göz önünde bulunduruldu bu atamalarda? Denetimler yeterince yapıldı mı?! Asgari güvenlik önlemleri alındı mı? Bunlar olmazsa, bu patlamalar olur ve trajediler devam eder.”
“Öngörülebilir ve önlenebilir her kaza cinayettir”
“Burada da, metan gazının yüksek olduğuna, hatta gazın temizlenmesine başlanacağına dair işçi ifadeleri var. Cumhurbaşkanına da bana da hayatını kaybeden madencilerimizin yakınları biriken metan gazından ve tehlikeli bir durum olduğundan söz ettiler. Normalin üzerinde bir metan seviyesinin olduğu bilinmiyor muydu? Maden mühendisleri odası da soruyor ve Metan sensorü kritik seviyede uyarı verdi mi, verdiyse ne çeşit önlemler alındı, uyarı vermediyse neden? Tedbir alınmazsa, önlemek için gerekli denetimler ve yatırımlar yapılmazsa, bu ölümlerin önüne geçemeyiz. Gerekli tedbirleri almayıp fıtrat, kader diyenlere şunu söylememiz lazım: öngörülebilir ve önlenebilir her kaza cinayettir.”
“Bir diğer konu ise, Suudi Kral ölünce milli yas ilan edenlerin, Bartın’da yaşadığımız bu faciaya ilişkin akıllarına hiç böyle bir yas ilan etme fikrinin gelmemiş olması.”
“Somayı unutmadık!”
“Devletin asli görevi, vatandaşlarının can güvenliğini, yaşam hakkını korumaktır. Son olarak, 41 kişinin can güvenliği, yaşam hakkı korunamadı. Bu son olsun istiyoruz. Bu facialardan ders çıkarmayan iktidar da ömrünü tamamlamıştır! Yargı, tüm siyasi ve ekonomik etkilerden bağımsız bir şekilde hızlı ve etkin bir soruşturma yapmalıdır.”
“Biz bu ülkede çok üzücü şeylerle karşılaştık. Bizler Soma’da, maden işçilerinin tekmelendiğini gördük. Tekmeleyen şahısların terfi ettirilerek, ödüllendirildiğini gördük. Yine Soma’da hakimlerin değiştiğini, binlerce yıl hapiste kalması gereken sorumluların, infaz yasalarıyla ölen her bir madenci için yalnızca 8 gün hapis yattığını, davanın 7 sene sürüncemede bırakıldığını da gördük.”
“Sanki bu ülkeye 20 senedir bunları yaşatan onlar değilmiş gibi kader - kaza edebiyatı yapmaya devam ediyorlar. Gidip de Ferhat’ın babası Mehmet abinin, Okan’ın küçücük kızı Miray’ın gözlerinin içine bakıp da, bunlar hep olacak, çünkü fıtrat, diyemezsiniz. Kaybedecek bir canımız dahi kalmadı. Kimse sorumluluktan kaçamaz. Bu kadar soru işareti varken, bu kadar iddia varken, bunlar hep olacak demek, en hafif tabirle yapılan ihmalleri örtme çabasıdır, aymazlıktır.”
“Bartın’ın çocuğuyum!”
“Biz CHP’liler, özellikle de ben, bu toprakların çocuğu, hukukçu bir milletvekili olarak bu davanın takipçisi olacağımıza buradan söz veriyoruz. Başkaca acıların yaşanmasının önüne geçmek, davanın, sürüncemede bırakılmaması, etkin yargılamanın yapılması için sonuna kadar takipçisi olacağız. Güneşi görmek için karanlığı kazımaya devam eden tüm madenci kardeşlerimizin, Bartın’ımızın, milletimizin başı sağolsun.”