Bankoğlu 'Bir zehir daha istemiyoruz'

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Aysu Bankoğlu, MARZINC şirketinin Bartın'daki faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulundu. Atıklar konusundaki potansiyel tehlikelere işaret eden Bankoğlu, 'Bartın'da termik santral tehdidinden, zehrinden başka bir zehir daha istemiyoruz. Bartın'ın doğasını her türlü tehlikeye karşı koruyacağız' dedi.

Bankoğlu 'Bir zehir daha istemiyoruz'

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu Üyesi Aysu Bankoğlu, Marzinc adlı şirketle ilgili son günlerde gündemde yer alan meseleler hakkında detaylı açıklamalarda bulundu. Bankoğlu, Bartın'da termik santralin oluşturduğu tehdidin, zehrin üzerine başka bir zehir daha istemediklerini, bu tehlikelerin hiçbirine müsaade etmeyeceklerini belirtti. Potansiyel tehditlerin altını çizen Bankoğlu, nasıl bir strateji izlenirse izlensin Bartın'ın doğasının heba edilmesine ve vatandaşların sağlığının zarar görmesine müsaade etmeyeceklerini vurguladı Bankoğlu, ayrıca, Bartın'ı her türlü tehlikeden koruma yolunda bir adım dahi geriye gitmeyeceklerini belirterek süreci son derece yakından takip edeceklerini ve ne tesis kurulması anlamında, ne de çevre ile insan sağlığına zararlı depolama yapılması anlamında, böyle bir çevre tahribatına izin vermeyeceklerini ifade etti.

“Tehlikeli atık statüsünde bulunmakta”

Marzinc adlı şirketin iştigal ettiği alana bakıldığında, hurdalaşma sonucunda baca tozunda bulunan çinkoyu yeniden kazanmak üzere kurulduğunu belirten Bankoğlu, "Şirketin, Batı Karadeniz bölümü illerimizden Karabük'te kurulu ve 2013 yılından beri faaliyet gösterdiği bilinen bir fabrikası mevcuttur. Konunun geçmişine doğru gittiğimizde ise 2013'ten evvel de birtakım girişimlerde bulunulduğunu biliyoruz. Söz gelimi, 2009 senesinde, Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi ilçesinde böyle bir tesis kurulmak istendiğinde, ilgili Çevresel Etki Değerlendirmesi ("ÇED") süreci, Bakanlık tarafından "tesisin kirletici vasfı bulunduğu" gerekçesiyle reddedilmiştir. Benzer biçimde, Tekirdağ'ın ardından Bursa'da da bahse konu tesisin yapımına halk izin vermemiştir. Tesisin yapımına karşı çıkılmasının temelinde şu gerçekler yatmaktadır: "Tehlikeli atık" statüsünde bulunan baca tozlarından Çinko Oksit (Zn) üretimi amaçlanan tesiste işlenmesi planlanan baca tozları da içeriğindeki Kurşun (Pb) ve Kadmiyum (cd) dolayısıyla, aynı şekilde, tehlikeli atık statüsünde bulunmaktadır. Nitekim, özellikle söz konusu fabrikanın yapımına Bursa Mustafakemalpaşa'da karşı çıkıldığında, bu maddelerin insanlar başta olmak üzere tüm canlıların sağlığına, doğaya ve özellikle su kaynaklarına yönelik olumsuz tesirleri açıkça ortaya konmuştur. Yüksek sesle dile getirilen bu tenkitlerin haklılığı, Bursa 1. İdare Mahkemesi tarafından da hukuki anlamda kabul edilmiş ve proje iptal edilmiştir” dedi.

 

Bankoğlu, şirketin Karabük'teki faaliyetleriyle ilgili detaylara geçmeden önce tüm bu hususları aktarmasındaki temel gayesinin, şirket tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin ister fabrika, ister depo düzeyinde olsun, doğaya ve doğrudan insan sağlığına yönelik yıkıcı zararlarını gösterebilmek olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, şirketin iştigal ettiği alanla alakalı faaliyetlerinin herhangi bir parçasının Bartın'da yer almasının, büyük tehditler içerebileceğine dikkat çekti.

“Olumsuzluklar ilk 6 ay içerisinde kendini gösterdi”

Aysu Bankoğlu, Bartın'a yönelik olası tehlikeleri algılayabilmek için Karabük'te devam eden süreci tüm yönleriyle idrak etmeleri gerektiğini vurgulayarak "Şirkete ait tesisin uzun uğraşlar sonucu Karabük'te kurulmasını takiben hemen ilk 6 ay içerisinde dahi işaret etmeye çalıştığımız olumsuzluklar kendini göstermiştir. Önce 40 işçi, ardından 80 işçi daha Ankara'da meslek hastalıkları ihtisaslı hastanede tedavi görmeye başlamış; bu süreçte işçilerin "kanındaki kurşun oranının normalden fazla olduğu" tespit edilmiştir. Böyle bir tespitin temel nedeni olarak da "geri dönüşüm sürecinde, zehirli katı atıkların kullanılması" gösterilmiştir. Tüm bu gelişmeler üzerine ilgili tesis, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kapatılsa da bu süreç, iktidarın basiretsiz tutumu sonucunda yalnızca 2 ay sürmüştür. Tesisin, son derece hatalı bir kararın ardından yeniden açılmasını takiben, yoğun öksürük şikâyetiyle hastaneye kaldırılan bir işçinin, ne yazık ki, hayatını kaybettiğini de biliyoruz" şeklinde konuştu.

“Her şartta muhakkak teyakkuzda olunmalıdır”

Binlerce vatandaşın Karabük'te bu tesise karşı kampanya düzenleyip imza topladığına işaret eden Aysu Bankoğlu, Karabük'ün Milliyetçi Hareket Partili mevcut Belediye Başkanı'nın da ifadelerinde, şirketin çevre ile ilgili hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini söylediğini belirten Bankoğlu, "Karabük Belediye Başkanı, şu acı gerçeğe de işaret ediyor aslında: Hava, ağır elementlerle doldu ve yakın gelecekte çok büyük bir çevre tahribatına sebebiyet verecek. Nitekim, ilgili kimyasal atıkların gerekli önlemler alınmadan toprağa depolanması, başka sorunlara da yol açmaktadır. Marzinc'e Karabük'teki tesisi için Bakanlık tarafından verilen izin belgesinin süresi,  14 Ocak 2024 tarihinde dolacaktır. Dolayısıyla şehrimiz Bartın açısından özellikle peşine düşmemiz gereken bazı noktalar olduğuna inanıyorum. Şirketin, Bartın Organize Sanayi Bölgesi sınırları dâhilinde yer satın alması, depolamadan ziyade tesis kurulumuna yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir. Zira, Boğaz Mevkii'nde depolama için kullanılan ve şirketin ortaklarından birine ait olan alan, aslında limana, OSB'den daha yakındır. Yine, ifade ettiğim Karabük'teki izin durumuyla ilgili gerçek ve 2024'ün başında dolacak süre, oradaki yerel halkın zaman içerisinde katlanan yoğun tepkisi de düşünüldüğünde, şirketin Bartın gibi başka illere yönelme ihtimalini, ne yazık ki, artırmaktadır. Ayrıca, Bartın Limanı'nın Karabük'e nazaran birçok bakımdan elverişli konumu da şirketin muhtemel ve son derece olumsuz planları bakımından dikkate alınmalı; her şartta muhakkak teyakkuzda olunmalıdır” dedi.