BAKAN ÖZLÜ'DEN SANAYİ 4.0'LA İLGİLİ ÇARPICI AÇIKLAMALAR
'Türkiye bu sanayi devriminin arka bahçesi olmayacak'
Nurdan Eroğlu
Bartın Üniversitesi 2017-2018 akademik yılının açılışını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün de katılımıyla gerçekleştirdi. Ağdacı Kampüsündeki konferans salonunda gerçekleştirilen törende Bakan Özlü dünya yeni bir sanayi ve teknoloji anlayışına doğru gittiğini ifade ederek Türkiye’nin sanayide 4.0 olarak tabir edilen bir gelişimin arka bahçesi olmayacağını söyledi. Türkiye’nin bu süreçte kendi sanayi devrimini yapacağını belirten Özlü, bu konuda Bakanlık olarak bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmanın yıl sonuna kadar tamamlanacağını kaydetti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Bartın Üniversitesi’nin 2017-2018 akademik yılı açılışı dolayısıyla Bartın’a geldi. Bartın Valisi Nusret Dirim, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ve diğer protokol üyeleri tarafından Bartın Üniversitesi Kutlubeyyazıcılar Kampüsü girişinde karşılanan Bakan Özlü, ayağının tozuyla kampüste incelemelerde bulundu. Özlü, Rektör Uzun ve beraberindekilerden kampüsle ilgili bilgiler aldı. Buradan Ağdacı Kampüsüne hareket eden Faruk Özlü Orhan Uzun’u makamında ziyaret etti. özlü daha sonra kampüsteki konferans salonunda düzenlene akademik yılı açılış törenine katıldı. Törende il protokolünün tamamı başta olmak üzere, rektör yardımları, öğretim üyeler ve elemanlar, personel ve öğrenciler yer aldı.
ÖZLÜ’DEN SANAYİYLE İLGİLİ ÇARPICI AÇIKLAMALAR
Bartın Üniversitesi’nin tanıtımın filminin gösterilmesiyle başlayan törende konuşan Faruk Özlü, dünya yeni bir sanayi ve teknoloji anlayışına doğru gittiğini ifade ederek Türkiye’nin sanayide 4.0 olarak tabir edilen bir gelişimin arka bahçesi olmayacağını söyledi. Türkiye’nin bu süreçte kendi sanayi devrimini yapacağını belirten Özlü, bu konuda Bakanlık olarak bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmanın yıl sonuna kadar tamamlanacağını kaydetti. Özlü şunları söyledi:
“Bartın Üniversitesi 2017-218 Akademik Yılı Açılış Töreninde sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Yeni akademik yılın üniversitenize, saygıdeğer öğretim üyeleri ve siz sevgili öğrencilere hayırlı olmasını diliyorum. Bartın Üniversitesi’nin kurulduğu 2008 yılından bu yana kat ettiği mesafe her türlü takdirin üzerindedir. Önümüzdeki yıllarda da bu başarının artacağına yürekten inanıyorum. Saygıdeğer hocalarım, sizlerin zor bir görev ve sorumluluk üstlendiğinizi biliyoruz. Fakat aynı zamanda çok şerefli bir toplumsal misyonu da üstlenmiş bulunuyorsunuz. Sizler meslek öğreterek, yol göstererek ve akademik disiplinler çerçevesinde gençlerimizi geleceğe hazırlayarak, ülkemizin yarınlarını inşa ediyorsunuz. Yarınlarımızın bugünlerden daha iyi olması için çabalıyorsunuz.
“ÜNİVERSİTE DEMEK BİLİM DEMEKTİR”
Yaklaşık 160 bin kişilik akademisyen kadromuz Türkiye’nin her tarafındaki 200’e yakın üniversitede 8 milyon öğrencimizi geleceğe hazırlıyor. Üniversite demek bilim demektir. Yeni bilgilerin üretildiği, yeni bakış açılarının filizlendiği, yeni projelerin geliştirildiği yerler işte buralardır. Üniversite iş bulmak için diploma verilen binalar topluluğu değildir. O binaların içindeki laboratuvarlardır, kütüphaneler, konferanslar, yurtlar, konser, spor salonları ve AR-GE merkezleridir. Özetle üniversite hayatın kendisidir. Bizim bütün arzumuz ve çabamız bir eli bilimde diğer eli hayatın içinde olan bir üniversite anlayışını Türkiye’ye kazandırmaktır. Hayatın, toplumun, bilimin ve üretimin içinde bir üniversite istiyoruz.
“DÜNYA YENİ BİR SANAYİ VE TEKNOLOJİ ANLAYIŞINA DOĞRU GİDİYOR”
Bilimle hayatı, bilimle teknolojiyi, bilimle sanayiyi buluşturan üniversiteler için çabalıyoruz. Kendini bir fanusun içine hapsetmiş, akademik anlamda rehavet içinde olan, sadece günü kurtaran bir anlayışı şiddetle reddediyoruz. Bu çerçevede bilim, sanayi ve üniversitelerin birbirlerini destekleyen, birbirlerine omuz veren kurumlar ve stratejik ortaklar olduğunu ifade etmek isterim. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak üniversitelerden çok şey bekliyoruz. Öncelikli beklentimiz sanayinin bizden istediği insan kaynağını yetiştirmenizdir. Çünkü artık dünya yeni bir sanayi ve teknoloji anlayışına doğru gidiyor.
“TÜRKİYE BU DÖNÜŞÜMÜ GERİDEN TAKİP ETMEMELİDİR”
Gerçekten dünyada büyük bir dönüşüm var. Türkiye bu değişimin ve dönüşümün içinde olmalı, öncüsü olmalıdır. Bu dönüşümü diğer dönüşümler gibi 100 yıl geriden, 30 yıl geriden takip etmemelidir. Bu anlayışın zorunlu kıldığı insan kaynağı modelini Türkiye’nin hizmetine sunmanız şarttır. Bunun için belirli istihdam alanlarına odaklanan bir üniversite modelini gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bugün ki törende çok önemli bir programa yer verilmiş. Görünce çok memnun oldum. Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Fişek ilk açılış dersinde Sanayi 4.0’ı anlatacak. Bu konunun açılış dersi olarak verilmesi vizyonumuzu göstermesi açısından çok çok anlamlıdır. Bakanlığımızın da çok önemsediği Sanayi 4.0 ile ilgili bende düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim.
“BİZ BUNA TÜRKİYE’NİN KENDİ SANAYİ DEVRİMİ DİYORUZ”
Onlar teknolojinin toplumları dönüştürdüğünü hesaba katıyor. Ve bu dönüşümün endüstri değil, toplum merkezli olduğunu kabul ediyor. Türkiye’nin sanayide 2 ile 3.0 arasında olduğunu söyleyen çalışmalar var. Biz şuanda buna Türkiye’nin kendi sanayi devrimi diyoruz. Çünkü Türkiye’nin şartları farklı. Biz çünkü kendi şartlarımız çerçevesinde dünyanın öncü ülkeleri arasında olmayı arzu ediyoruz. Teknolojilerin toplumları dönüştürdüğü varsayımından hareketle belki biz buna akıllı toplum yani 5.0 diyeceğiz. Bunun için tabi diğer akademisyen ve sanayicilerle bir çalışma yapmamız gerekiyor.
“TEKNOLOJİ ÜRETMELİYİZ”
Bakıldığında bilim 4.0 ya da teknoloji 4.0 demiyor endüstri 4.0 diyor. Burası çok önemli bir nokta. Bu kavramı ortaya atanlar iki alman firması. Teknoloji üreten iki firma. Belirlediğimiz stratejiyle ilgili zaman zaman eleştiriler olsa da ben doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Biz üniversitelerimizde bilginin ve bilimsel kapasitenin arttırılmasını benimsiyoruz. Bilgiden elde etiğimiz değerlerin çıktılarını teknolojiye girdi yapacağız. Teknolojinin girdiği bir başka ülkelerden satın alınan bilgiler değil, üniversitelerde üretilen bilgilerden olacak. Aynı şekilde teknolojinin çıktısı sanayiye girdi olacak. Biz sanayimize teknoloji enjekte etmek istiyoruz.
“BİZ ŞUANDA BUNA TÜRKİYE’NİN KENDİ SANAYİ DEVRİMİ DİYORUZ”
Sanayi bir toplumun ekonomik kalkınmasına öncülük eden lokomotif rol oynayan bir kesimdir. Yüksek katma değerli ürünler ortaya koyacağız. Türkiye’nin gerçek açığı teknoloji açığıdır. Ne zaman ki Türkiye teknoloji açığımızı kapatırız işte o zaman Türkiye eş zamanlı olarak cari açığı da kapatır, ticaret açığını da kapatır. Bizi petrol kuyularımız, doğalgaz yataklarımız, altın madenlerimiz yok. Yaşadığımız coğrafya zor bir coğrafya. Bu coğrafyada ayakta kalmak içini mutlaka güçlü olmak lazım. Bunun tek yolu da teknoloji üretmek. Teknoloji üretmeyen bir Türkiye’nin geleceği yoktur. Bilgiden teknolojiye girdi yapmak bu teknolojide sanayiye enjekte edip yüksek katma değerli ürünler üretmek ve Türkiye’yi akılla güçlendirme, büyütmek zorundayız. Bunun içinde üniversitelerimize çok büyük görevler düşüyor.
“TÜRKİYE SANAYİDE 4.0’IN ARKA BAHÇESİ OLMAYACAK”
Endüstri 4.0 veya Türkiye’nin kendi sanayi devrimi diyelim. Bu konuyla ilgili en başta şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye endüstri 4.0’ın arka bahçesi olmayacak. Dünyada gelişmeler oluyor ve biz hep takip eden bir ülke olduk bugüne kadar. Burada çok iddialıyım. Türkiye sanayi 4.0’ın endüstri 4.0’ın arka bahçesi olamayacak. Bunda kesin kararlıyız. Altını çizerek söylüyorum. Birinci, ikinci ve üçüncü sanayi devrimlerini hep geriden takip ettik. Fakat bu sefer böyle olmayacak. Bu yeni sanayi devriminin asla gerisinde kalmayacağız. Bu sürecin asla ve katiyen arka bahçesi olmayacağız. 4. sanayi devriminde tüketici değil hazır müşteri değil üretici ve mal sahibi olmaya kararlıyız. Zaten başka bir seçeneğimiz başka bir tercihimizde yoktur.
“BİR ÇALIŞMA YAPIYORUZ”
Sanayi 4.0 gerçeğimiz düşüncemizde bilişimde ve yatırımda büyük bir sıçrama yapmak zorundayız. Geçen yıl başladığımız Bakanlığımızca koordine edilen sanayide dijital dönüşüm platformu 2017 yılı Ocak ayından itibaren faaliyetlerini sürdürüyor. Bu platformda kamu kurumu temsilcileri iş dünyası temsilcileri, STK’lar, Üniversiteler, araştırma kurumları ve bağımsız uzmanlar yer alıyor. Platform Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TÜSİAD, MÜSİAD, YASED yani Yabancı Sermaye Derneği ve TTGV yani Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı gibi başkanlığının üyesi olduğu icra kurulundan oluşuyor. Hali hazırda çalışmalarına devam eden 6 adet çalışma grubu var. Bunlar Sanayide dijital teknolojiler, ileri üretim teknikleri, açık inovasyon, eğitim, alt yapı, standardizasyon, mevzuat ve patent gruplarıdır. Sanayide dijital dönüşüm platformu ülke sanayimizin dijital dönüşümüne ilişkin her türlü politika stratejileri oluşturmak için gerekli çalışmaları yapmaktadır. 4. sanayi devrimine ilişkin değişik kurumlar raporlar ve katkılar sunmaya devam ediyorlar. İnşallah bu çalışmayı yıl sonuna kadar tamamlayacağız.
İSTİHDAMA VE GAYRİ SAFİ YURT İÇİ HASILAYA KATKI
Bu yıl sonunda elimizde Türkiye’nin gelecek dönemdeki yol haritası taslağı bitirilmiş olacak ve 2018’den itibaren de bunu uygulayacağız. Bize gönderilen çok sayıda rapor var. MÜSİAD’ın TÜSİAD’ın TOBB’un raporları var. Bu raporlarda yapılacak yatırımlarla istihdama yaklaşık yüzde 5 ve gayri safi yurt içi hasılaya 150- 200 milyarlık bir ilave katkı sağlanacağı değerlendiriliyor. Bizler sanayileşme politikalarımızı sanayi devriminin gereklerine göre yeniden güncelledik yeniden kurguladık. Bilim ve teknoloji politikalarıyla sanayi politikalarını eş zamanlı ve birbiriyle irtibatlı belirlemek zorundayız. Bu bir zorunluluktur bundan vazgeçemeyiz.
“EKONOMİK VE TOPLUMSAL FAYDAYA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ”
Sanayi politikaları başka bir yerde bilim ve teknoloji politikaları başka bir yerde olduğu bir durumdan sonuç elde edemeyiz. Bunu son derece de önemsiyoruz. Bilim ve teknoloji politikalarımızla sanayi politikalarımızı eş zamanlı olarak belirleyeceğiz. Günümüzde bilim ve teknolojide yetenek kazanmak artık sadece bir devlet politikası da değildir. Bilim sanayi ve teknoloji ancak toplumsal bir projeyle toplumsal bir mutabakat ve toplumsal bir farkındalıkla anlam ve değer kazanır. Bunun anlamı şudur; Ülkemizin bilimsel bilgi üretme yeteneğini ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmeliyiz. Bugün Türkiye’de Avrupa Birliği standartlarında patent ve marka kanunumuz var. Maddeleri düzenledik ve ödenmesi gereken maliyetleri düşürdük. Koruma altına aldık. Araştırma yapanın hakkını bu kanunla koruyacağız. 200 maddenin üzerinde ki bu kanunu Meclis’te mutabakatla çıkardık. Bu anlamda çaldığınız hiçbir kapı yüzünüze kapanmayacaktır.
“ÖĞRENCİLER BARTIN VE TÜRKİYE OLARAK SİZLERDEN ÇOK ŞEY BEKLİYORUZ”
Türkiye’nin her yerinden Bartın’a okumaya gelen öğrencilere seslenmek istiyorum. Her biriniz bizim için ayrı bir değersiniz. Hepinizin hayalleri ve hedefleri var. Bu hedeflere ulaşmak için sadece ders çalışmayınız. Sadece yüksek puanlar almanız yeterli değil. Sizlerin araştırmak, incelemek, düşünmek, üretmek ve eleştirmek gibi vazifeleriniz de var. Bartın ve Türkiye olarak sizlerden çok şey bekliyoruz. Aklınızdan sakın çıkartmayın. Hepimizin ortak davası Türkiye davasıdır. Bu dava vatana, millete ve bayrağa her koşulda sadık kalmaktır. Hepinize yeni akademik yılında sonsuz başarılar diliyorum. Bu güzel açılışta sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet ve onur duydum. 2017-2018 akademik yılının Bartın Üniversitesi için başarılı geçmesini Türkiye’ye yeni değerler katmanızı temenni ediyorum.”
UZUN: “16 BİN 68 ÖĞRENCİYİ GELECEĞE HAZIRLIYORUZ”
Bartın Üniversitesi’nin şuan ki fiziki, eğitim, akademik ve personel durumuyla ilgili bilgiler veren Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise şu açıklamalarda bulundu:
“Üniversitemiz, 7 fakülte, 3 enstitü, 1 yüksekokul, 3 meslek yüksekokulu ve 10 araştırma ve uygulama merkezi olmak üzere 148 farklı bölüm veya program ile ülkemiz yükseköğretim alanına katkı sunmaktadır. Bu bağlamda, halen 530 akademik ve 240 idari insan kaynağının görev yaptığı üniversitemiz, 2017 kayıt dönemi itibarıyla 16 bin 68 öğrenciyi geleceğe hazırlamaktadır. İnsanlığın eğitim süreçleriyle yeni bir ekonomik döneme girdiğini endüstriyel gelişmeleri takip ettiğimizde daha rahat bir şekilde anlarız. Bu süreçlerin birinci aşamasında, endüstri 1.0 adı ile su ve buhar gücüne dayalı mekanik üretim sistemleri vardır. İkinci aşamayı, endüstri 2.0 adı ile su ve buhar gücüne elektrik gücünün de katılımı sonrasında seri üretim evresi oluşturur. Devamında endüstri 3.0 adı ile elektroniklerin kullanımı ve bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle üretim daha da robotlaştırılarak dijital evreye geçilmiştir.
“ENDÜSTRİDE 4.0 AŞAMASINDAYIZ”
Bugün ise ülkelerin rekabetini oluşturan ekonomiyi şekillendiren endüstri 4.0 aşamasındayız ve artık bu evrede siber-fiziksel sistemler ile internet ağı endüstrinin temelini oluşturmaya başlamıştır. Bazı tahminlere göre, Endüstri 4.0, en fazla 20 yıl içinde entegrasyonunu tamamlayarak firmalar tarafından uygulanabilir hâle gelecektir. Bu süreç, bilginin üretim ve paylaşımında birinci dereceden sorumlu olan üniversitelerden beklentileri artırmış ve hemen her ülkede yükseköğretim, toplumların ilgi odağı olmuştur. Küreselleşen dünyamızda, yükseköğretim de ülkelere özgü bir etkinlik olmaktan çıkmış; küresel bir boyut kazanmıştır. İşte, ülkelerarası rekabetin neredeyse tamamen bilgi merkezli olduğu bu noktada, milletlerin vasıflarını koruyarak kendi varlığını geleceğe taşıyabilmesi için var olan beşeri sermayelerini işleyecek olan üniversitelerin önemi bir kat daha artmış bulunmaktadır.
“HEDEFİMİZ BÖLGEMİZİN İHTİYAÇ DUYDUĞU ALTYAPIYI OLUŞTURMAK”
Ana hatlarıyla resmini ortaya koyduğumuz küresel ekonomi bağlamında, teknolojik rekabette öne geçebilmek için ülkeler, temel bilimlere öncelik vermelidir; ancak, bu sağlık, sosyal ve beşeri bilimlerin ihmali anlamına asla gelmemelidir. Şeyh Edebâlî'nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” sözünü ilke edinen bir geleneğin mensupları olarak zengin bir dil, tarih ve kültür birikimine de sahibiz. Bu bağlamda, sosyal ve insan merkezli diğer alanlarda da bölgemizin ihtiyaç duyduğu altyapıyı oluşturarak derinlemesine araştırmalar yapmak, üniversitemizin öncelikli hedefleri arasındadır.
Yeni kurulmuş bir üniversite olarak dünyanın ulaştığı bilgi teknolojilerindeki bu aşamaların farkındayız ve dünyanın gerisinde kalmamak için ülkemizin hedefleri doğrultusunda, bilginin merkezi olan üniversiteyi, üretimin merkezleri ile buluşturarak endüstriyel işbirliği çalışmalarının temelini Bartın'da da atmaya gayret göstereceğiz.
“HER TÜRLÜ GAYRETİ GÖSTERECEK AZİM VE KARARLIKTAYIZ”
Üniversitemiz, öğrencilerine sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif gelişim imkânları sunarak onların nitelikli bireyler olmalarını sağlarken, ulusal ve uluslararası düzeyde tercih edilen saygın bir üniversite olmayı kendine hedef edinmiştir. Diğer taraftan, bölgemizin sahip olduğu zenginlikleri, bilimsel proje ve Ar-Ge çalışmalarıyla katma değere dönüştürmek vazgeçilmez amaçlarımızın başında gelmektedir. Tüm paydaşlarımızla uyum içinde, sahip olduğumuz her türlü potansiyeli bölge ve ülkemizin hizmetine sunmak için her türlü gayreti gösterecek azim ve kararlıktayız. Bu bağlamda, üniversitemizin şehrimiz ve bölgemizin lokomotifi olmasını; nitelikli akademik personelimizin üniversitemizin sürekli iyileşen fiziki alt yapısını da kullanarak her açıdan yetişmiş mezunlar vermesini; iç ve dış paydaşlarımızla iyi ilişkiler kurarak üniversitemizin gelişimini hedeflemekteyiz.
“ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ GÜNDEMİMİZDE”
Üniversite-sanayi işbirliği, üniversitemizin gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda, sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla oluşturulan Üretim Reformu Paketinin üniversitelerimizde kalitenin artırılması süreçlerinde itici bir güç olacağına inanıyoruz. Ülkemizdeki nitelikli iş gücünün yetersizliği, önümüzde çözülmesi gereken en önemli ve öncelikli sorunların başında gelmektedir. Bu sorunun çözümüne yönelik son yıllarda atılan önemli adımlardan biri de ‘işyeri odaklı eğitim’dir. Üretim Reform Paketi kapsamında Fen ve Mühendislik Fakültelerinde belirlediğimiz bölümlerdeki öğrencilerimiz, bir eğitim-öğrenim dönemini bu sanayi kuruluşlarında pratik yaparak geçireceklerdir. Bu sayede, öğrencilerimiz, beceri odaklı yetkinliklerini geliştirmiş olacaklardır.
LİSANS PROGRAMLARINDA 7+1, ÖNLİSANS PROGRAMLARINDA İSE 3+1
Lisans programlarında 7+1, önlisans programlarında ise 3+1 olarak ifade edilen bu yasal düzenlemeyi önümüzdeki akademik yıldan itibaren uygulamaya geçirmek için üniversite olarak hazırlıklarımızı devam ettirmekteyiz. 2017-2018 eğitim-öğretim yılına yüksek hedeflerin verdiği heyecanla başlarken ülkemizin geleceği ve kalkınması için üzerimizdeki sorumluluk ve görevlerin bilincindeyiz. Ülkemizi daha iyi ve ülkelerarası rekabette üst seviyeye taşımak için akademisyeninden öğrencisine; idari insan kaynağından yardımcı hizmetlerde çalışanına kadar üniversitemizdeki herkesin elinden geleni yapacağına olan inancım tamdır.”
DİRİM: “DÜNYAYLA REKABET EDEBİLMEMİZ BİLGİ ÜRETMEMİZ LAZIM”
Bartın Valisi Nusret Dirim de yaptığı konuşmada dünya çapında bilgi ve teknoloji üretiminin öneminden bahsederken Bartın Üniversitesi’nin sağlıklı bir gelişim süreciyle büyüdüğünün altını çizdi. Bartın Üniversitesi’nin il ekonomisinde ve kalkınmada önemli bir yeri olduğuna da dikkat çeken Vali Dirim, şunları söyledi:
“Bartın Üniversitesi hem ulusal hem de dünya çapında iyi bir üniversite olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2008’den bu zamana kadar geçen 9 yıl içerisinde Bartın’ın bütün bölgelerinde, hayatın bütün alanlarına nüfuz etmeye çalışan, kurum ve kuruluşlarla ciddi işbirlikleri içesinde hayatı daha iyi bir seviyeye getirmek için yoğun bir çaba gösterdiklerini görüyoruz. Üniversiteler bilimin ve bilginin üretildiği merkezlerdir. Dünyada da bilgiden daha değerli bir şey olmadığını artık biliyoruz. Çünkü bilgi sürekli değişiyor, gelişiyor ve insan hayatını da en çok değiştiriyor. Bilgiyi üretenler de dünyanın belirleyicisi ve lokomotifi oluyorlar. Dünyanın en büyük ekonomiye sahip şirketleri de bilgi üreten şirketlerdir. İnsan hayatına çok önemli katkılar sağladıkları ve insan hayatını önemli ölçüde etkiledikleri için bugün dünyanın en büyükleri ve vazgeçilmezleri arasındalar.
“İNSAN HAYATINI ETKİLEYEN BİLGİLER ÜRETMEMİZ GEREKİYOR”
Bizim de dünyayla rekabet edebilmemiz için insan hayatını etkileyen bilgiler üretmemiz gerekiyor. Üniversitelerimiz sadece fiziki olarak binalardan ibaret olmamalı, içleri dolu dolu bilim üreten insanlarla, bilim adamlarıyla dolu olmalı. Ancak bu şekilde dünyayla rekabet edebiliriz, dünya çapında etkin bilim adamlarımız olabilir. Bugün çektiğimiz sıkıntıların temelinde de dünya çapında şeyler üretemememiz yatıyor. Eğer dünya çapında bir şey üretemiyorsanız dünyada adam yerine konulmuyorsunuz. Dünyanın en önemli gerçeği de bu. Bilgiyi de teknolojiyi de dünya çapında, dünyayla rekabet edebilir düzeyde üretmemiz lazım.
“BARTIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE BÜYÜYOR”
Bartın Üniversitesi’nin ilimiz ekonomisinde çok önemli bir yeri var. Bartın’ın nüfusunu düşündüğümüz zaman 16 bin öğrenci çok önemli bir büyüklük ve Bartın Üniversitesi her anlamda Bartın’a katkı sağlayan çok ciddi bir kuruluş. Bu anlamda Bartın Üniversitesi, toplumla da sanayiyle de entegrasyon içerisinde yoluna devam ediyor. Bartın Üniversitesi sağlıklı bir şekilde büyüyor, bölgenin ekonomik değerleri ve potansiyeliyle de yakından ilgileniyorlar.”
YÜKSEK: “EĞİTİMLE HER ŞEY YAPILIR”
Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü öğretim elemanları tarafından müzik dinletisinin de yapıldığı törende 2017-2018 akademik yılının ilk açılış dersini Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek verdi. “Endüstri 4.0- Eğitim 4.0 İlişkisi” konusunu ele alan Yüksek dünyadaki değişim ve gelişimi şöyle anlattı: “Sanayi 4.0’a gelene kadar her şeyin altında yatan bir unsur var o da ‘Eğitim 4.0’dır. Aslında eğitimle her şey yapılır. Gelecekle ilgili hedefleri olan ülkeler bu hedefleri koyarken eğitimi göz ardı edemezler. Eğitim, çok masraflı bir yatırım ama eğer gelecekle ilgili bir iddianız varsa bu masrafı yapacaksınız. Sayın Cumhurbaşkanımız ilk defa Türkiye’de eğitime ayrılan payı savunmaya ayrılan paydan daha yüksek bir seviyeye getirdi. Ama bu sadece ekonomik olarak olmuyor. Bizim gibi akademisyenlerin çok daha fazla emek vererek bu işi geliştirmemiz gerekiyor. Dünyadaki değişim çok hızlı oluyor. Son 100 yılda yapılan değişimin 10 katını belki de son 1 yıl içerisinde görmek mümkün.”
Açılış töreni akademik giysi töreninin yapılmasıyla sona erdi.