Ankara yürüyüşünün 27. Yılında GMİS'ten açıklama
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, 4-8 Ocak 1991 tarihinde Bartın'dan da birçok madencinin katıldığı Zonguldak-Ankara Büyük Madenci Yürüyüşü 'nün 27. Yıldönümü dolayısıyla basın açıklamasında bulundu. Demirci, maden işçileri ile Zonguldak bölge halkının grev ve yürüyüşünün, ülkemiz hak ve demokrasi mücadelesine ışık tuttuğunu söyledi.
Haber merkezi
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, 4-8 Ocak 1991 tarihinde Bartın’dan da birçok madencinin katıldığı Zonguldak-Ankara Büyük Madenci Yürüyüşü ’nün 27. Yıldönümü dolayısıyla basın açıklamasında bulundu. Demirci, maden işçileri ile Zonguldak bölge halkının grev ve yürüyüşünün, ülkemiz hak ve demokrasi mücadelesine ışık tuttuğunu söyledi. Bu tarihin sadece emek ve işçi sınıfının değil ülkemiz demokrasi mücadelesinin en önemli simge tarihlerinden biri olduğunu ifade eden Demirci, “4-8 Ocak 1991 tarihi, sadece emek ve işçi sınıfının değil ülkemiz demokrasi mücadelesinin en önemli simge tarihlerinden biridir. Ülkemiz işçi sınıfının sesinin tüm dünyada yankılandığı demokratik bir eylemdir. 4 Ocak tarihi, maden ocaklarımızı, demir-çelik sektörümüzü, enerji sektörümüzü, ülkemiz sanayisini, yani üretim kültürünü hedef alanlara karşı, maden işçilerinin, Zonguldak bölge halkının verdiği büyük mücadele günüdür.
30 Kasım 1990 tarihinde başlayan grevle, 35 gün Zonguldak caddelerinde haklı taleplerini haykıran ve siyasi iktidarı uyaran maden işçisi ile Zonguldak halkı, Hükümetin duyarsızlığı karşısında, daha yüksek sesle haykırmak için 4 Ocak’ta Ankara yoluna çıktı” dedi.
“Sesimizi dünyaya duyurduk”
Yürüyüşle madencinin sesinin sadece ülkemize değil dünyaya duyurduklarını kaydeden Ahmet Demirci şöyle devam etti:
“Yaklaşık 150 bin emekçi Ankara’ya yürüdük ve sesimizi sadece ülkemize değil dünyaya duyurduk. 4-8 Ocak 1991 Ankara Yürüyüşümüz ile Madenci Feneri, Türkiye’yi aydınlattı. Genel Başkanımız, Önderimiz Şemsi Denizer, Yönetim Kurulu Üyeleri ve şube yöneticileri öncülüğünde kar-kış demeden yollara çıkan 150 bine yakın insan, 5 gün boyunca yollarda, dağda-bayırda büyük bir kararlılık ve disiplin ile sloganlarını haykırdı. Maden işçisi ve Zonguldak bölge halkı Mengen’de kurulan barikat önünde tüm dünyaya sesini duyurdu. Madenciler, haklı ve meşru bir mücadele içinde olmaktan aldıkları güç ile ülkemiz emek ve demokrasi mücadelesine altın bir sayfa ekledi.
1994 yılında bazı maden ocaklarının kapatılması istenen 5 Nisan Kararları’na karşı da aynı mücadele ruhu canlandırılmış ve yine Zonguldak’a ve bölgeye yönelen saldırılar püskürtülmüştür. TTK’nın bazı müesseselerinin özelleştirilmesi girişimlerine karşı 14 Temmuz 2016 tarihinde kitlesel basın açıklamasıyla tepkimizi ortaya koyduk. TTK’nın uhdesinde bulunan maden sahalarının bölünerek özelleştirilmesini düzenleyen torba yasaya karşı 2 Kasım 2017 tarihinde kitlesel basın açıklamasıyla uyarımızı yaptık ve madenci kardeşlerimiz 6-7 Kasım tarihlerinde tüm havzada ocaktan çıkmayarak mücadele kültürümüzü sürdürdü.
“TTK ve Zonguldak küçüldü”
Bu mücadele geleneğimizle Zonguldak Maden Havzası’nın Soma Modeli’ne dönüştürülmesine izin vermedik. Kısmen yapılan taşeron uygulamalarında canlarımızı kaybettik ama Soma Faciası gibi büyük facialar havzamızda yaşanmadı. TTK ve Zonguldak küçüldü ama dış borçlarımız sürekli arttı.
Bugün bizim yine haklı olduğumuz ortaya çıktı ve tüm ilgililer yerli üretimi artırmaktan söz edip bunun yollarını arıyor. Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz; Zonguldak Maden Havzası’ndaki jeolojik koşullar altında, gaz oranı yüksek derin kodlarda özel maden işletmeciliğini sürdürmek mümkün değildir. Kâr hırsı ve iş güvenliği önlemlerindeki en küçük bir zafiyetin büyük facialara yol açacağı maden havzamızda 169 yıllık tecrübelerimiz bunu açıkça göstermiştir.
“TTK’ya sahip çıkmak mecburiyetimiz var”
Koklaşabilir özelliğiyle ülkemiz demir-çelik sektörünün, dolayısıyla sanayinin güvencesi olan Zonguldak Taşkömürü Havzamıza ve TTK’ya sahip çıkmak ve üretimi artırmak mecburiyetimiz var.
Genel Maden İşçileri Sendikası olarak Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ve Maden Tetkik Arama Kurumu’na (MTA) işçi alınması için çalışmalarımız devam ediyor. 1990 yılında yaşadığımız örnek grevin ve 4-8 Ocak 1991 tarihinde sesimizi dünyaya duyurduğumuz Büyük Yürüyüşün öncüsü Rahmetli Genel Başkanımız Şemsi Denizer’i şükranla anıyor, mücadeleye katkı yapan herkese saygılarımızı sunuyor, maden şehitlerimize ve terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. Birlik, dayanışma ve omuz omuza hareket edebilme yeteneğiyle başarıya nasıl ulaşılacağını gösteren maden işçilerimizi, Zonguldak ve bölge halkını, tüm demokrasi güçlerini saygıyla selamlıyoruz.”