'Anadolu Basını kapanmaya itilmektedir'
Basın İlan Kurumu (BİK) Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcileri M. Nuri Kolaylı, Mustafa Arslan ve Şevket Erzen TBMM Genel Kurulu'nun gündemine gelen, kamuoyunda 'Dezenformasyon Yasası' olarak bilinen 'Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' ile ilgili ortak bir açıklamada bulundu.
Basın İlan Kurumu (BİK) Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcileri M. Nuri Kolaylı, Mustafa Arslan ve Şevket Erzen TBMM Genel Kurulu’nun gündemine gelen, kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile ilgili ortak bir açıklamada bulundu. Teklif kamuoyuna açıklanır açıklanmaz hemen harekete geçtiklerini kaydeden Kolaylı, Arslan ve Erzen ortak açıklamada şunları söyledi:
“Kısa süre önce TBMM Dijital Mecralar ile Adalet Komisyonlarında, çok hızlı bir şekilde görüşülerek TBMM Genel Kurulu’nun gündemine gelen, kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile ilgili görüşlerimizi bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyoruz. Öncelikle belirtmemiz gerekir ki; teklif kamuoyuna açıklanır açıklanmaz hemen okuduk ve harekete geçtik. Sürece nasıl katkı sunabiliriz kaygısı ile olağanüstü bir çaba ortaya koyduk. Geçtiğimiz iki hafta boyunca Meclis Komisyon üyeleri, siyasi partilerimizin grup başkanvekilleri, kanunun ilk imzacıları ve diğer milletvekillerimiz ile yakın temas halinde olduk. Öte yandan meslektaşlarımızı sürecin her aşamasında bilgilendirdik ve değerlendirmelerde bulunduk.
“Umuyoruz ki uzlaşı ile çözüm yolları bulunacaktır”
Tarihe ve mesleğe olan saygımız ve görev bilincimizle bir defa daha toplam fayda öncelikli görüşlerimizi paylaşmak istiyor, sağduyulu bu yaklaşımımızın göz önünde bulundurulacağına inanıyoruz. Bir kamu görev alanı olan ve Anayasal güvence altında olan kitle iletişim sahasında gazetelerimiz Basın İlan Kurumu mevzuatı eli ile düzenlenmekte, denetlenmekte ve desteklenmektedir (3D). Aynı mantığın radyo ve televizyonlar ile internet mecrasında da olması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Söz konusu kanun teklifi ile internet mecrasında da 3D kuralı getirilmektedir ki bu temel yaklaşım itibarı ile desteklediğimiz bir konudur. Radyo ve televizyonlar için de destekleme ayağının tamamlanması beklentimizdir. Söz konusu düzenlemelerin toplum yararına basın özgürlüğünü kısıtlamayan, kamuoyu adına denetim işlevini yerine getirmesine imkân tanıyan atmosferi sağlaması esastır. Teklifin bu konuya ilişkin, komisyonlarda ve kamuoyunda da tartışılan bölümlerinde umuyoruz ki TBMM Genel Kurul’unda uzlaşı ile çözüm yolları bulunacaktır.
“Anadolu Basını kapanmaya itilmektedir”
Bilindiği gibi BİK mevzuatı eli ile altmış yıldır yazılı basınımız, radyo ve televizyon haberciliği ile internet habercilik sahasına da insan kaynağı olmuş, geleneklerinin oluşmasına katkı sağlamış temel direk konumundadır. Bu süre içinde Anadolu’da kamuoyu oluşturan, haberleşme işlevini yerine getiren, yerel siyasi ve ekonomik kahramanlar yetiştiren, hak savunuculuğu yapan özgün bir medya atmosferi resmi ilanların da önemli ölçüdeki katkısı ile inşa edilmiştir. Anadolu basını bugün yoğun kur baskısı ve girdilerin kağıt başta olmak üzere döviz bazında katlanarak artışı ile karşı karşıyadır. Rahatlıkla ifade edebiliriz ki sektörümüz en kayıtlı sektördür ve kamudan aldığı kaynakları fazlası ile kamuya döndürmekte, istihdam ve katma değer üretmektedir. Hal böyle iken teklifle zaten zor durumda olan Anadolu Basını kapanmaya itilmektedir.
“25. Madde’deki ‘veya’ ibaresinin değiştirilmesini arz ve talep ediyoruz”
İnternet mecrası isabetli bir kararla desteklenirken, anlam veremediğimiz bir yaklaşımla yazılı basının kendine yetmeyen kaynakları bölünerek bu düzenleme yapılmaktadır. Emin olunuz ki bu yanlıştır. Bu yaklaşım sadece yerel basınımıza değil, iktidarı muhalefeti ile siyasetimize, yerel yönetimlerimize, sivil toplumumuza ve yerel ekonomimize zarar verecektir. Uzun bir süredir üzülerek mücadele ettiğimiz Ankara bürokrasisindeki, ‘resmi ilana ne gerek var’ anlayışı tek taraflı, bütünsel yaklaşımı göz ardı eden bir yaklaşımdır. Resmi ilanların basına destek boyutu (tarımsal destekler, sanayi destekleri, milli eğitim vb kamusal işlerde nasıl yapılması gerekiyorsa bu kamu hizmet sahasında da yapılması çok doğaldır) işin sadece bir cephesidir. Kamu yönetiminde açıklık ve şeffaflık, rekabet, denetlenebilirlik ve ekonomik kazanç anlamında da resmi ilanlar vazgeçilmezdir. Bu itibarla; Kanun teklifinde yer alan 25. Madde’deki ‘veya’ ibaresinin ‘ve’ olarak değiştirilmesini arz ve talep ediyoruz.
Kanun teklifinin 27. Maddesi…
İcralık vatandaşlarımızın düzenlemeden maddi zarar görmesini engelleyici tedbirleri almak BİK Genel Kurulu’nda Resmi İlan Fiyat Tarifesi hazırlanırken mümkündür. Konuya ilişkin kontenjan belirleme vb. hususlar BİK Genel Müdürlüğü iş ve işlemleri açısından son derece uygulanabilir noktadadır. Aksi yaklaşımlar yersizdir. Kanun teklifinin 27. Maddesinde yer alan ‘bir gazete ve bir internet haber sitesi’ ifadesinin de ‘iki gazete ve bir internet haber sitesi’ şeklinde değiştirilmesini öneriyoruz. Aksi halde yazılı basınımızın özellikle mahalli gazetelerin resmi ilan gelirleri yarıdan fazla düşecek ve son yıllardaki gazete kapanmaları, iş kayıpları geometrik şekilde artacaktır. Öte yandan; 1) 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki ihalelerin ilanlarının Kamu İhale Bülteni yanında bir gazete ve bir internet haber sitesinde de yayınlanması sağlanabilir. 2) 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun Doğrudan temin başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasının girişi; “Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçların bu maddenin (d), (e) ve (ı) bentleri hariç ilân yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini usulüne başvurulabilir:” şeklinde düzenlenerek doğrudan temin ile alakalı birkaç bente ilan zorunluluğu getirilebilir. 3) 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun Pazarlık usulü başlıklı 21 inci maddesinin ilan istisnası tanıyan ikinci fıkrası; “(b), ve (c) ve (f) bentlerinde belirtilen hallerde ilan yapılması zorunlu değildir. İlan yapılmayan hallerde en az üç istekli davet edilerek, yeterlik belgelerini ve fiyat tekliflerini birlikte vermeleri istenir.” şeklinde düzenlenerek ilan zorunluluğu bulunmayan (f) bendi için ilan zorunluluğu getirilebilir. Böylece kamu çok daha karlı çıkacağı bir süreç yaşayabilir.
Emeklilikte yıpranma hakkı…
BİK Kanunu’nda genel kurul yapısı dâhil bir dizi düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenlemelere ilişkin yaklaşımlarımız olmakla birlikte odağı dağıtmamak adına bu noktada detaya girmek istemiyoruz. Şu kadar ki; kanun metninde yer alan ikili yapı fiilen sona ermiş bulunmaktadır. Kanun’un da buna göre düzenlenmesi şarttır. Resmi ilan yayınlama hakkını kazanacak internet haber sitelerinin nitelikleri BİK Genel Kurulu’nca belirlenmekle birlikte, gazetelerdeki gibi bir sınırsızlık olacak mıdır, yoksa RTÜK mevzuatında olduğu gibi yayın yerleri açısından sayı sınırlaması gelecek midir bilinmemektedir. Emeklilikte yıpranma hakkından yararlanmak için basın kartı şartının kaldırılarak 5953 sayılı yasaya tabi çalışmanın yeterli olması sağlanmalıdır. Basın kartı komisyonunun bir aydan az ara olmamak kaydı ile yılda en az altı kez toplanması ve diğer konulara ilişkin tekliflerimizi hazır olup kamuoyu ile paylaşılacaktır. Tarih önünde tutum ve kararlarımızın sorgulanacağı bu önemli süreçte akıllarımızı birleştirerek, sağduyudan ayrılmayarak, inatlaşmadan, Anadolu’nun temiz tarihinden tertemiz gelecek inşa etmek ve bu gelecekte Anadolu Basını’na hizmet imkânı vermek sizlerin elindedir. Lütfen bu imkânı hep birlikte değerlendirelim.”