Yalçınkaya'dan anayasa değişikliğiyle ilgili açıklama
'Değişiklik teklifi tek adam yönetimidir'
Haber Merkezi
CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, anayasa değişikliği teklifiyle ilgili açıklamada bulundu. Değişiklik teklifinin bir yönetim sistemi olmadığını ifade eden Yalçınkaya, bunun tek adam yönetimi olduğunu söyledi. Egemenliğin seçilmiş tek bir kişinin eline bırakılacağını kaydeden Yalçınkaya, “Halkımız, parlamenter sisteme, cumhuriyetimize ve cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmalıdır” dedi.
CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, anayasa değişikliği teklifiyle ilgili açıklamada bulundu. Değişiklik teklifinin bir yönetim sistemi olmadığını ifade eden Yalçınkaya, “Anayasalar toplumu oluşturan bireylerin bir arada yaşamalarının temel sözleşmeleridir. Bu sebeple anayasaların geniş bir uzlaşı içinde yapılmaları gereklidir. Parmak hesabıyla parlamentolarda kabul edilen ve toplum yeterince bilgilendirilmeden referanduma sunulan anayasalar toplumsal uzlaşıyı sağlayamaz, var olan uzlaşıyı da paramparça eder. Bugün dayatmayla yapılmak istenen bu anayasa değişikliği “Halk bir kişiyi seçer, o da ülkeyi istediği gibi yönetir” önerisidir. Egemenliği halktan alıp bir kişiye verme girişimidir. Yapılan değişiklik teklifi bir “yönetim sistemi” değildir. Gerçek yönetim sisteminde; belirlenen yönetim esaslarıyla birlikte birbirini dengeleyen ve denetleyen kurumların olması gerekmektedir. Yapılmak istenen değişiklik teklifinde ise böyle unsurlar ve denetleme mekanizmaları olmadığından buna yönetim sistemi denemez. Buna dense dense “tek adam yönetimi” denir. Bütün güçlerin tek bir kişinin elinde toplandığı, denetim mekanizması olmayan; güçler ayrılığı yerine, güçler birliğinin tek bir kişinin yetkisine bırakıldığı bir sistem değişikliğidir. Bunun adı da “dikta” rejimidir” dedi.
“EGEMENLİK SEÇİLMİŞ BİR TEK KİŞİNİN ELİNE BIRAKILACAK”
Teklifle Meclisin temsil fonksiyonunu büyük ölçüde yitirdiğini dile getiren Rıza Yalçınkaya açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Yasama-yürütme-yargı kuvvetlerini fiilen bir tek kişinin elinde toplamaya yönelik olan bu değişiklik teklifiyle egemenliğin millette kalmasının yolu kapatılmış olacaktır. Teklif ile; Meclisin temsil fonksiyonunu büyük ölçüde yitirdiği, egemenliğin seçilmiş bir tek kişinin eline bırakıldığı bir dönemle karşı karşıya kalacağız. Teklifin yasalaşması halinde ülkemizde demokrasiden, parlamenter sistemden söz etmek artık mümkün olmayacaktır. Demokrasinin ve hukuk devletinin vazgeçilmez şartı yasama-yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirinden ayrı olmasıdır. Parlamenter hükümet sistemlerinin doğası gereği bunun böyle olması gerekmektedir. Parlamenter sistemde yargı, yasama ve yürütme birbirinden kalın çizgilerle ayrılmıştır. Kuvvetler ayrılığı birleştirilerek bir kişinin eline teslim edildiği takdirde, Türkiye tam bir dikta rejimiyle karşı karşıya kalacaktır.
“PARLAMENTO DEVRE DIŞI BIRAKILACAK”
Yapılacak değişiklikle, mevcut sistemin var olan denge fren mekanizmaları da ortadan kalkmış olacaktır. Böylelikle parlamento devre dışı bırakılarak, tek adam tek güç anlayışla bir ülke yönetimi ortaya çıkacaktır. Bu modelde partili cumhurbaşkanı canı istediği zaman Meclisi feshedebilecektir. Yapılmak istenen basit bir sistem değişikliği değildir. Egemenliği halktan alıp, bir kişiye verilmesini amaçlayan bu anayasa değişikliğiyle, ülkemizin 100 yıllık demokratikleşme hattından 180 derece geriye dönüş hedeflenmektedir ve bu durum, ülkemiz için bir kırılma noktası olacaktır. Cumhuriyetin temel nitelikleri, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti anlayışı tamamen ortadan kaldırılmış olacaktır. Türkiye, yıllardır biriktirmiş olduğu parlamenter demokrasi kültürünü, Cumhuriyetin kazanımlarını ve milletin egemenliğini bir kişinin sorumluluğu altına teslim edecektir.
“CUMHURBAŞKANIN TARAFSIZLIĞI SÖZ KONUSU OLMAYACAK”
Yapılacak değişiklik ile seçilecek cumhurbaşkanı, partisinin de başkanı olacaktır. Bu nedenle anayasaya göre ettiği yemindeki tarafsızlığı söz konusu olmayacaktır. Söz konusu sistemde seçilecek partili cumhurbaşkanı bütün idari sistemi istediği gibi değiştirecek, istediği gibi tayin edecektir. Böylece devlet düzeni, parti düzenine; devletin de parti devletine dönüşümüne izin verilmiş olunacaktır. Yani ülkemiz, bitmek bilmeyen bir partizanlık döngüsünün içine sokulacaktır. Bu da her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olan birlik ve beraberliğimize daha çok zarar verecek, toplumsal uzlaşıyı azaltacaktır.
“TÜRKİYE İSTİKRAR SÖZCÜĞÜNDEN BAHSEDEMEZ HALE GELECEK”
Ülkede istikrar demek, bir partinin, bir kişinin tüm siyasal yaşamı denetlemesi demek değildir. Bugün istikrarsızlık adına yaşadığımız ne varsa tek adam yönetimi anlayışından kaynaklı sorunlardan oluşmaktadır. Bu nedenle bu değişiklikle daha büyük istikrarsızlıklar yaşanacak ve Türkiye istikrar sözcüğünden bahsedemez hale gelecektir. Türk ulusu; hür iradesini devre dışı bırakan, yıllardır biriktirmiş olduğu parlamenter demokrasi kültürünü ve cumhuriyetin kazanımlarını ve egemenliğini dikta anlayışına bırakamayacak kadar onurludur, gururludur. Daha iyi bir Türkiye, ancak güçlü, kuvvetler ayrılığını benimsemiş parlamenter ve Cumhuriyet sistemi ile mümkündür.
“HALKIMIZ CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKMALIDIR”
Bu süreçte, siyasi partilere, üniversitelere, bilim insanlarına, meslek örgütlerine, sivil toplum, basın kuruluşlarına ve halkımıza önemli görevler düşmektedir. Anayasa değişikliği ile kurulmak istenen tek adamlık rejiminin ülkemize vereceği zararları herkesin görmesi gerekmektedir. Halkımız, bu konuda üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirme sorumluğuyla hareket etmeli, parlamenter sisteme, Cumhuriyetimize ve Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmalı, “tek adam” yönetiminin yolunu açacak anayasa değişikliğine asla fırsat vermemelidir.”