Tunç 'Milletimiz artık sistem tartışmasını sona erdirdi'
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Seçim sonuçlarını değerlendiren AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 5 yıllık uygulamanın ardından milletimiz tekrar sandık başına gitti. Yeniden parlamenter sisteme geçmek isteyenlere değil de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yola devam etmek isteyenlere oyunu verdi. Aslında milletimiz artık sistem tartışmasını sona erdirmiş oldu' dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, 14 Mayıs Milletvekili Seçimleri ile 2 turla yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçim sonuçlarını değerlendirdi. İlk olarak seçimlerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını dileyen Grup Başkanvekili Tunç, “Seçimlerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Milletimiz hem milletvekilliği hem de cumhurbaşkanlığının birinci ve ikinci tur seçimlerinde çok önemli mesajlar verdi. Tabi bu mesajları iktidarıyla muhalefetiyle alan kesimler önümüzdeki seçimlerde elbette ki başarısına başarı katmaya devam eder. Özellikle 6'lı masanın ki sonra 7'li daha sonrada 8'li oldu, Kılıçdaroğlu ve etrafındaki liderlerin çıkış noktası ve çıkış amacı parlamenter sisteme geri dönmekti. Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye bir belge ortaya koymuşlardı. Bu belgeyi de 1 yıllık süre içerisinde hazırlayıp yaklaşık 250 sayfalık bir metni anayasa değişikliği taslağı olarak milletin huzuruna bununla çıkmışlardı. Kılıçdaroğlu'nın adaylığında mutabık kalınan toplantı sonrasında açıkladıkları metninde başlığı “Parlamenter sisteme geçişin yok haritası”ydı. Orada da parlamenter sisteme geçiş sürecini madde madde açıklamışlardı. Bu seçimin sonuçları milletimizin parlamenter sisteme geçmek istemediğini gösterdi” dedi.
“Milletimiz başarılı bir süreci geçirmiş oldu”
2017 anayasa değişikliğiyle Türk milletinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine onay verdiğini ifade eden Grup Başkanvekili Tunç, şöyle devam etti:
“2017 anayasa değişikliğiyle milletimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine onay verdi. 1 yıl sonra yapılan 2018 seçimlerinde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin uygulamasını başlattı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan parlamenter sistemin seçilmiş son cumhurbaşkanıydı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak da 2018'de onay almıştı. 5 yıllık bir uygulama sürecinde bir istikrar süreci, pandemiye rağmen, küresel ekonomik gelişmelere rağmen, hemen yanı başımızdaki Ukrayna-Rusya savaşına rağmen ve karşı karşıya kaldığımız 11 vilayetimizi etkileyen bir depreme rağmen milletimiz başarılı bir süreci geçirmiş oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi de güçlü bir yasamayla 6. Yasama Yılına uzamıştı.
“Milletimiz artık sistem tartışmasını sona erdirdi”
5 yıllık uygulamanın ardından milletimiz tekrar sandık başına gitti. Yeniden parlamenter sisteme geçmek isteyenlere değil de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yola devam etmek isteyenlere oyunu verdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 2018 seçimleri sonrası bu seçimde de ikinci kez onay almış oldu. Aslında milletimiz artık sistem tartışmasını sona erdirmiş oldu. Burada muhalefetinde bu mesajı alması lazım. Artık bu ülkede özellikle cumhuriyeti güçlendiren, yasamayı güçlendiren, istikrarlı bir yönetim sağlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle milletimizin devam etmek istediğini aslında muhalefetinde algılaması lazım. Ama maalesef bu mesajı alabileceklerini düşünemiyoruz. Çünkü yaptıkları tartışmalara baktığımız zaman bunu görüyoruz.
“Milletimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Türkiye Yüzyılının inşasına başlamıştır”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi özellikle istikrar sistemidir. Hızlı karar alma, hızlı uygulama sistemidir. Yasamanın güçlü olduğu bir sistemdir. Milletvekillerinin münhasıran kanun yapma yetkisinin milletvekillerinde olduğu bir sistemdir. Parlamenter sistem ise krizler sistemidir. 1,5 yılda bir hükümet değişiklikleri maalesef hem ekonomik istikrarsızlıklara yol açar hem siyasi krizlere yol açan bir sistemdir. Darbeler, muhtıralar üreten parlamenter sistemi artık milletimiz geride bırakmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Türkiye Yüzyılının inşasına başlamıştır.
“Seçim beyannamemiz 500 sayfaya yakın”
Önümüzdeki süreçte tabi bizim özellikle yol haritamız Cumhurbaşkanımızın milletimizle seçim takvimi başlarken paylaştığı Türkiye Yüzyılı'nın inşasının ilk 5 yılında yol haritası seçim beyannamemizle açıklanmıştı. Seçim beyannamemiz 500 sayfaya yakın tahsilatlı bir belgeden ibaret. Bugüne kadar yaptıklarımız ve bundan sonra yapacaklarımızda ilgili çok önemli vatandaşlarımıza, milletimize vaatlerimiz var. O vaatlerin hemen vakit kaybetmeksizin gerçekleştirilmesi noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız yoğun ve yorucu bir çalışma içerisinde olacaktır tüm ekibiyle birlikte. Tabii ki seçim beyannamemizin ilk bölümünde deprem nedeniyle çöken 11 vilayetimizin yeniden ayağa kaldırma vilayetlerimizi yeniden ayağa kaldırmaya yönelik çalışmamız zaten başladı devam ediyor. Ve bu konuda da yoğun bir çalışma hükümeti elbette bekleyecektir önümüzdeki süreçte. Sonrasında yine insanımızı güçlendirmeye, ailemizi güçlendirmeye ve güçlü toplum oluşturmaya yönelik icraatlara hız kesmeden devam edilecektir. Özellikle kadının korunması, çocukların korunması, ailenin sapkın akımlardan korunmasına yönelik gerek yasal düzenlemeler gerek anayasa değişiklikleri ve insanımıza eğitimde, sağlıkta güçlendirecek politikalara devam yönünde yol haritamızda çok önemli vaatlerimiz var. Bunları elbette gerçekleştireceğiz. Yine hukuk reformlarına, adalet reformlarına elbette ki devam edeceğiz.
“Yeni anayasa vaadimizden hiç vazgeçmiş değiliz”
Yeni anayasa vaadimizden hiç vazgeçmiş değiliz. Bugüne kadar anayasamızda yaptığımız değişikliklerle özellikle demokrasi çıtasını yükselten önemli reformlar gerçekleştirdik. Yargı reformu strateji belgeleri ile gerek mevzuatımızda gerekse anayasamızda hem yargı birliğinin sağlanması, darbecilerin yargılanmasına varıncaya kadar, vesayetçi anlayışı ortadan kaldıran önemli anayasa değişiklikleri yapmıştık ama anayasanın tamamen demokratik bir anayasa ile kavuşması anlamında da önümüzdeki süreçte elbette ki girişimlerimiz olacaktır. Burada tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde diğer partilerin de bu anlamda milletimizin bizden beklediği yeni anayasa çalışmalarına destek vermesi gerekir. Diğer taraftan güçlü ekonomi, yatırım, üretim, istihdam… İşte bugün açıklandı büyüme oranları. Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinde en yüksek büyüme oranına sahip ikinci ülke konumuna geldik. Yüzde 4, depreme rağmen biz bunu gerçekleştirdik. Üretime devam edeceğiz, istihdamı artırmaya devam edeceğiz. Geçen yıla oranla 1 milyon 600 bin yeni istihdam oluşturduk. Dolayısıyla insanlarımızı iş aş sahibi yapmaya elbette ki devam edeceğiz. Ulaştırma politikalarımız, altyapı politikalarımız bugüne kadar olduğu gibi kesintisiz devam edecek. Yine enerji bağımsızlığına yönelik doğalgazdan petrole ve nükleer santrale kadar enerji bağımsızlığı yolundaki icraatlarımız elbette ki devam edecektir. Tabi ki ülkenin dış politikası çok önemli. Hakkaniyetli ve dengeli dış politika ile dünyanın takdirini kazanmaya devam edeceğiz. Türkiye eksenini oluşturmakta elbette ki kararlıyız.”