SOSYAL MEDYA YASASINDA YENİ DÜZENLEME GÜNDEMDE
Kurban Bayramını Ulus ve Bartın'da geçiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 12 plakalı TOGG aracıyla geldiği AK Parti Bartın İl Başkanlığı bayramlaşma programında sosyal medya yasasının çok önemli olduğunu ifade ederek 'sosyal medya aracılığıyla kişilik haklarının ihlali noktasındaki hususları engellemek de elbette yasal düzenleme gerekiyorsa, ki geçmişte bu anlamda önemli yasal düzenlemeler yapıldı, bu yasal düzenlemelere ihtiyaç hasıl olduğunda, şu anda uygulamadan gelen talepler var, vatandaşlardan gelen talepler var' dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kurban Bayramını Ulus İlçesindeki baba evi başta olmak üzere Bartın'da geçirdi. Bartın'daki bayramlaşma programlarına da katılan Bakan Tunç, bu kapsamda AK Parti İl Başkanlığına düzenlenen programda partililere bir araya geldi. Parti binasına 12 plakalı TOGG aracıyla gelen Tunç, kendisini karşılayan İl Başkanı Yaşar Arslan, Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, İl Genel Meclisi Başkanı Kenan Dursun ve partililerle bayramlaştı. Programda yaptığı konuşmada önemli mesajlar veren Tunç, sınır boylarında nöbet tutan güvenlik güçleri, polis, jandarma ile sağlık görevlileri ve çalışanların da bayramını tebrik ederek, hac görevini getirenlerin ibadetlerinin kabul olmasını temenni etti. Hep beraber Bartın'a güzel eserler kazandırmanın gayreti içerisinde olacaklarını dile getiren Tunç, yatırımlar tamamlandığında Bartın'ın bölgenin yıldızı gibi parlamaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
“Şahsiyet haklarının korunması önemli”
AK Parti'de yaptığı konuşmasa sosyal medya yasasına değinen Yılmaz Tunç, şunları söyledi:
“Sosyal medya yasası elbette ki çok önemli. Sosyal medyada herkes istediğini istediği gibi yazıp çizebilir. Bu en temel özgürlüktür, insan hakkıdır. Ancak bunun sınırları vardır. Eğer yazdığımız yazı, paylaştığımız görüntü kişilik haklarını ihlal ediyorsa, şahsiyet haklarına tecavüz teşkil ediyorsa burada hukuk ona ‘dur' der. Bu evrensel bir hukuk kaidesidir. Şahsiyet haklarının korunması önemlidir. Çünkü herkesin özgürlük alanı sınırlıdır. Eğer bir başkasının özgürlüğüne siz müdahale ediyorsanız, ‘Ben özgürüm, bunun şahsiyet hakkını istediğim gibi ihlal ediyorum' diyorsanız bunu gerçek hayatta da yapsanız hukuk hesabını sorar, sosyal medyada da… Çünkü aynı şeydir. Hatta sosyal medya daha tehlikelidir. Çünkü daha hızlı yayılır ve daha fazla kişiye ulaşır.
“Gelen talepler var”
Dolayısıyla sosyal medya aracılığıyla kişilik haklarının ihlali noktasındaki hususları engellemek de elbette yasal düzenleme gerekiyorsa, ki geçmişte bu anlamda önemli yasal düzenlemeler yapıldı, bu yasal düzenlemelere ihtiyaç hasıl olduğunda, şu anda uygulamadan gelen talepler var, vatandaşlardan gelen talepler var, Çünkü sosyal medyada bir paylaşım feyk bir hesapla yapıldığında onu yapanın adresine ulaşmak kolay değil. Çünkü yabancı firmalar. Dolayısıyla bu kişiyi paylaşmıyorlar. O kişiyi yargı makamlarına iletmiyorlar.
“Çalışmalar yapılabilir”
Bu anlamda da Meclis'te geçmiş dönemde Türkiye'de temsilcilik açmaları yönünde bir düzenleme yapılmıştı. O temsilciliklerin daha işlevsel hale getirilmesi yönündeki çalışmalar elbette ki önümüzdeki dönemde yapılabilir.”
“Avrupa'da maalesef kötü uygulamaların olduğunu görüyoruz"
"Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık" diyen Tunç, "Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engelleri birer birer kaldırdık. Adalette insan haklarında ve demokraside gerçekleştirdiğimiz reformlarla sessiz devrim sayılabilecek reformlara imza attık. Elbette ki bunlardan rahatsız olanlar oldu. Düşünce ve ifade özgürlüğünü teröre destek vermek olarak algılayanlar maalesef oldu, olmaya da devam ediyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kapsamı hem bizim hukukumuzda, yasamız da hem de uluslararası belgelerde açıkça bellidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi altına imza attığımız sözleşmenin dokuzuncu maddesi din ve vicdan özgürlüğünü amiridir yine vicdan özgürlüğünün korunmasının amirdir ama maalesef bugün görüyoruz ki o sözleşmenin altına imza atan Avrupa ülkelerinden maalesef kötü uygulamaların olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Avrupa'da gerçekleşmiş olması yüz karasıdır"
İsveç makamlarının cami önünde Kur'an-ı Kerim yakmak için yapılan başvuruya onay vermesini lanetleyen Bakan Tunç, "İşte İsveç'te meydana gelen caminin önünde Kuran-ı Kerimi yakma olayını buradan Bartın'dan da lanetliyoruz. Bu din ve vicdan özgürlüğüne bir saldırıdır. Avrupa'da bunun gerçekleşmiş olması bir yüz karasıdır" diye konuştu.
"Vicdan özgürlüğüne yapılmış saldırı noktasında tedbir almak zorundadır"
Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin dokuzuncu maddesinin din ve vicdan özgürlüğünü teminat altına aldığını aktaran Tunç, şunları söyledi:
"Bunun altına imza atan ülkeler yine vicdan özgürlüğüne yapılmış olan bir saldırı noktasında tedbir almak zorundadır ama maalesef İsveç'te bunun olmadığını görüyoruz. Hiçbir mahkeme kararı hukuka aykırılığı meşrulaştıramaz. Dolayısıyla İsveç makamlarından özellikle NATO zirvesi öncesi bunun için girişimlerin bu tür çirkinliklerin olmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz, bekliyoruz. Çünkü bu en temel insan hakkıdır ve bunu Türkiye olarak tepkimizi başta Dışişleri Bakanımız ve partimizin sözcüsü ve diğer yetkili bakanlarımız ortaya koydular."
“İnşallah bu dönemde başaracağız”
Yeni dönemde sivil anayasa için çalışmalar yapacaklarını da kaydeden Tunç, "İnsanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Eğitimde sağlığa, kültürden sosyal politikalara varıncaya kadar her alanda güçlü insan diyoruz. İnsanı güçlendireceğiz ki aile güçlü olsun. Aileyi tehdit eden sapkın akımlardan korumak için gerekli anayasal değişikliklere giriştik. İnşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yeni dönemde hem ailenin korunmasına yönelik hem de başörtüsüne özgürlük tanıyan, tanımlayan anayasa değişikliğini de inşallah bu dönemde başaracağız" şeklinde konuştu.
“Hedefimiz sivil bir anayasa”
Hedeflerinin sivil bir anayasa oluşturmak olduğunu anlatan Tunç, "Çünkü bu milletimizin hakkı. 1982 anayasasıyla yönetiliyoruz. Bir darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. Demokratik bir ülkeye bu elbette ki yakışmaz. Anayasamızda bugüne kadar reform sayılabilecek çok önemli değişiklikleri gerçekleştirdik. Başta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi en büyük demokratik reformdu. Milletimizin doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği, yasamanın yürütmenin yargının kuvvetler ayrılığının tam anlamıyla uygulandığı bir yönetim sistemine geçtik. Cumhuriyetimizi güçlendiren bir yönetim sistemine geçtik" dedi.
Yılmaz Tunç, partideki bayramlaşma programının ardından Bartın Valiliğince Millet Konağı'nda düzenlenen bayramlaşma programına katıldı. Tunç, Bartın Valisi Nurtaç Arslan'la birlikte burada vatandaşların bayramını kutladı.