Sivil İrade Platformundan Demir'e destek
Bartın Sivil İdare Platformu İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir'e destek açıklamasında bulundu. Hükümet Caddesi Arap Cami önünde yapılan basın açıklamasında İmam Hatip Okullarındaki öğrencilerin başörtüsü kullanmasının anormal bir durummuş gibi lanse edildiği ifade edildi.
Bartın Sivil İdare Platformu İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir'e destek açıklamasında bulundu. Hükümet Caddesi Arap Cami önünde yapılan basın açıklamasında platform adına açıklamayı gerçekleştiren Aydın Kuloğlu şu ifadelerde bulundu:
“Son günlerde hem yerel hem de ulusal medya organlarına yansıyan ve İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demi üzerinden yazılı ve görsel basın araçları kullanılarak sindirme ve mahkum etme amaçlı yürütülen algı operasyonlarıyla ilgili konuya duyarlı 35 STK, okul aile birlikleri, veliler ve Bartın halkı adına bir açıklama yapılması gereği hasıl olmuştur. Normali anormali, anormali normal gibi gösterme hokkabazlığının en güzel örneklerinin sergilendiği günümüzde, anlaşılan o ki gazete manşetleriyle toplumu dizayn etme alışkanlığı malum kesimlerde zaman zaman depreşmektedir.
“Asılsız bir iddia ortaya atılmakta”
Halkın inanç ve değerleriyle savaşmayı görev bilen bu jakoben anlayış, kendi fikirleri mutlak doğru kabul edip bunun dışındaki her düşünceyi yalan yanlış haber ve iddialarla suçlamakta hatta peşinen mahkum etmektedir. Mahkum edilmek istenen kişi, çevre ya da anlayışlar eğer elde delil yoksa klasik “kes-yapıştır-kopyala, olmazsa uydur” yöntemiyle topa tutulmakta ardından da yargısız infaza uğratılmaktadır. Şıracının şahidi bozacı misali önce karanlık bir mahfilde asılsız bir iddia ya da çarpıtılmış bir ifade ortaya atılmakta ardından koronun diğer üyeleri tarafından bu iddia mutlak doğruymuş gibi köpürtülmekte en sonda infaz çetesinin kalemşör ve ekran kabadayıları tarafından bu söylem kitleselleştirilerek itibar suikastı tamamlanmaktadır.
“Halkın inancıyla barışık bir bürokrasi istenmemektedir”
Bu taktiklere yabancı değiliz. 12 Eylül darbesinin, 28 Şubatın Gezi olaylarının 17-25 Aralık'ın ve en son da 15 Temmuzun nasıl kotarıldığını hangi manipülasyonlarla hangi algı operasyonlarıyla paketlenip özünümüze konduğunu çok iyi biliyoruz artık. O nedenle siz bundan sonra halkımızın nazarında para etmeyecek defolu ürünlerinizi satacak pazarlar bulun kendinize. Bu kesim halkla ve halkın inancıyla, değerleriyle, kültürleriyle barışık bir bürokrasi istememektedir. Hele hele içinde İmam Hatip, Kuran başörtüsü, inanç kavramları ve değerleri bulunduran bir cümlede yer alan bir bürokrat ismi, her türlü iftirayı, karalamayı, suçlamayı hak etmektedir. Bizler asıl tahammülsüzlüğün kendi tarihine kendi toplumuna ve değerlerine karşı emperyal Batı değerlerini mutlaklaştırarak savaşan mankurtlaşmış zihinlerden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz.
“Algı operasyonlarına karnımız tok”
Bu anlayış sahiplerinin minicik bedenlerin dizilerde sermaye yapılmasından gençlerin fuhuş sektörünün metası haline getirilmesinden, çıplaklığın ve ahlaki erozyonun özendirilmesinden her türlü cinsel sapkınlığın özgürlük adına normalleştirilmesinden bütün toplumu ahlaksızlığa davet eden küfürbaz sahte kadın hakları savunucularından ahlaki erozyonun romantizm diye pazarlanmasından kadına şiddette karşı çıkıyoruz ayağına kadına şiddetle reyting kotarılmasından her gün televizyon kanallarından topluma boca edilerek ahlaki çürümüşlükle aptallaştırılan zihinlerden rahatsızlık duyduklarını gördünüz mü hiç? Bu zihinlerin sahte özgürlükçü, sahte aydınlıkçı, sahte gerçekçi manipülasyonlarına da algı operasyonlarına da karnımız tok.
“Anormal bir durummuş gibi lanse ediliyor”
En son Zeytin Dalı Harekâtında ve yakın geçmişte Gezi olaylarında bu kesimlerin gerçeği tersyüz etmekte ne kadar mahir olduklarını bir kez daha gördük. Ancak birbirinin kötü kopyası olan desiselerine artık halkımız gibi bizler de itibar etmiyor, kendilerine sonu yalancı çobana çıkacak bu yoldan biran önce dönmeyi salık veriyoruz. İmam Hatip Okullarındaki öğrencilerin başörtüsü kullanması kadar doğal bir durum yokken bunu dile getirmenin sanki anormal bir durummuş gibi lanse edilmesi modern Firavunların sihirbazları aracılığıyla başvurdukları hokkabazlıktan başka bir şey değildir.
“Her zaman mazlumun ve mağdurun yanındayız”
Bizler eski Türkiye'nin alışkanlıklarını terk etmekte zorlananlara nitelikli, erdemli, ahlaklı bireylerden oluşan kendi değerleriyle kendi kültürüyle kendi toplumuyla barışık, ülkemizin geliştirilmesi ve toplumun refahı için çalışan nesle dolayısıyla geleceğe odaklanmalarını öneriyor, Bartın Sivil İrade Platformu olarak her zaman mazlumun ve mağdurun yanında haktan adaletten yana taraf olduğumuzu belirterek toplumun ortak değerleriyle barışık olduğundan emin olduğumuz kişilerin bürokratik ve siyasi erk tarafından bir kısım karalama kampanyasına, dezenformasyon çabalarına ve 28 Şubat zihniyetine kurban edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.”