Saadet Partisi : 'Zihinlerdeki psikolojik barajı aştık'
Saadet Partisi İl Teşkilatı, milletvekili adaylarını tanıttı. Parti binasındaki tanıtımda Saadet Partisi 1. Sıra Bartın Milletvekili Adayı Ünal Yurtbay, Saadet Partisinin bu seçimde kendi ismi, kendi logosu ve kendi adayları ile seçim pusuladaki yerini alacağını söyledi. Millet İttifakı içerisinde yer alan partilerin yüzde 10 barajını aştığı için Saadet Partisi'nin de otomatik olarak bu baraja takılmayacağını ifade eden Yurtbay 'Bu vesile ile biz aslında zihinlerde oluşan psikolojik barajı aştık.' Derken Saadet Partisi 2. Bartın Milletvekili Adayı Mücahit Mekeç ise partisinin 24 Haziran'da baraj sorunu yaşamayacağına vurguladı. Mekeç, 'Ülkesini ve milletini düşünenlerin toplanacağı çatı Saadet Partisi olacaktır' şeklinde konuştu.
Saadet Partisi İl Teşkilatı, milletvekili adaylarını tanıttı. Parti binasındaki tanıtım geniş katılıma sahne olurken Milletvekili Adayları Ünal Yurtbay ve Mücahit Mekeç 24 Haziran seçimlerine yönelik önemli mesajlar verdiler.
Ünsal: “Erken değil, baskın seçim kararı alındı”
Saadet Partisi Bartın il binasında gerçekleştirilen aday tanıtım toplantısında ilk olarak bir konuşma yapan ve konuşmasında 24 Haziran seçimlerini baskın seçim olarak niteleyen İl Başkanı Selami Ünsal, “Genel Seçimlere 1,5 yıl kala baskın seçim kararı alındı. 24 Haziran erken seçim kararının ardından teşkilat çalışmalarımıza başladık. Bu doğrultuda da milletvekili adaylarımızı belirledik. Sayın Ünal Yurtbay ve Sayın Mücahit Mekeç Saadet Partisi'ni Bartın'da temsil edecek olan Milletvekili adaylarımızdır. 24 Haziran erken seçimleri mevcut hükümetin bu işi beceremediğini gösteriyor. Mevcut hükümet bu işi yapamadığını erken seçim kararıyla belirtmiştir. Erken seçim kararının ardından Partimizin Cumhurbaşkanı Adayı olarak Genel Başkanımız Sayın Temel Karamollaoğlu olmuştur. Bu ülkede seçim sağlıklı bir şekilde yapılmadır. Kimsenin iradesine basın yoluyla müdahale edilmelidir. Yerel basında halkımızın önüne çıkmamızda herhangi bir sıkıntıyı yokken, ulusal basında eşit olarak zaman alamadığımız için bu konudan mustaribiz. Herkes eşit bir şekilde yarışmalıdır. Basında herkes eşit sürede yer almalıdır. Seçimlere çok az bir zaman kaldı. Bartın'ın en ücra köyüne dahi bu kısa zamanda ulaşmanın yolu değerli basın mensuplarımızdır. Bartın'da tüm adaylara adaletli bir şekilde davranacağınızdan hiç şüphemiz yoktur. Tüm basın mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. 24 Haziran seçimlerinin ülkemize, milletimize, partimize ve Bartın'ımıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Adaylarımıza başarılar diliyorum” dedi.
Yurtbay: “Öfkeyle değil, sağduyuyla hareket edelim”
Seçimlerin bir demokrasi yarışı olduğunu kaydeden Saadet Partisi 1. Sıra Bartın Milletvekili Adayı Ünal Yurtbay şöyle konuştu:
“Bu sebeple buradan diğer tüm partilerdeki adaylara da bir çağrı olarak, diyorum ki; Siyasi partiler birbirinin düşmanı değil, rakibidirler. Hepimiz daha iyinin, daha güzelin mücadelesini vereceğiz. Bu süreçte herkes üslubuna dikkat etmelidir. Birbirimizi suçlamak yaftalamak yerine projelerimizi anlatalım. Bu ülke için, bu millet için yapacaklarımızı anlatalım. Öfkeyle, nefretle değil, sağduyu ve nezaketle hareket edelim. Her zaman söylüyoruz; Bu ülke için en büyük tehlike kutuplaştırmadır. Oy devşirmek için toplumu germek, seçimi savaş gibi göstermek, milli-gayri milli tanımlara girmek bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür.
“Zihinlerde oluşan psikolojik barajı aştık”
Hepimizin malumu olduğu üzere yeni bir seçim sistemi ile tanışıyoruz. Bu seçim sisteminin getirmiş olduğu yeniliklerden biri de seçim ittifakı. Bizler de bu seçim yasasının getirmiş olduğu imkanla yüzde 10 seçim barajını ortadan kaldıran bir ittifakın içerisinde yer aldık. Bu ne manaya geliyor? Soruyorlar Saadet Partisi CHP ile birleşti mi şimdi? Hayır. Saadet Partisi kendi ismi, kendi logosu ve kendi adayları ile pusuladaki yerini alacaktır. Ve aldığı oy oranına göre milletvekili çıkaracaktır. Burada yapılan sadece seçim işbirliğidir. İttifak içerisinde yer alan partiler yüzde 10 barajını aştığı için Saadet Partimiz de otomatik olarak bu baraja takılmayacaktır. Bu vesile ile biz aslında zihinlerde oluşan psikolojik barajı aştık. Daha önce bize oy vermek isteyen ama barajı geçemez kaygısı ile oyunu başka partilere vermek zorunda kalan seçmenlerimiz artık gönül rahatlığı ile oylarını Saadet Partimize verecektir. Ve tahmin edilenden çok daha fazla oy oranı, daha fazla milletvekili ile Mecliste en güzel şekilde temsil edilecektir.
“Memleketin meselelerini konuşalım”
Peki neden Millet İttifakı'nın içerisinde yer aldık? Yine soruyorlar; neden AK Parti ile değil? Seçim kararı alınmadan evvel AK Partili arkadalar genel merkezimize geldiler, bu görüşmeler yapıldı. Onların bize yaptığı teklif şuydu: Birleşelim, bütünleşelim. Bizim listelerimizden seçime girin. Tabiri caizse kapatın gelin! Yapılan teklif bu. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün olabilir mi? Biz bir hareketin adıyız, partimiz var. 50 yıllık bir mücadelemiz var. Biz bunu kabul etmedik. Sonra dediler ki, şu kadar vekil, şu kadar bakanlık vs... Bizim genel başkanımız “Biz böyle bir pazarlığın içinde olmayız. Bunu doğru bulmayız, ayıp sayarız. Memleketin meselelerini konuşalım, bu meseleleri nasıl çözeceğiz bunları konuşalım.” Israrla bunları söylememize rağmen bu talepler karşılık görmedi ve bu ittifakın içerisinde yer almadık. CHP, İYİ Parti ve Demokrat Parti ile yapılan görüşmeler neticesinde belli ilkeler etrafında mutabık kalındı ve Millet İttifakı gerçekleşti. Neydi bu ilkeler? Öncelikle dedik ki; Adaleti kamil manada tesis edelim, hukukun üstünlüğünü, güçler ayrılığı prensibini esas alalım. Şeffaflığı esas alalım. Yolsuzlukla mücadele edelim. Bu ülkeler etrafında bir ittifak gerçekleşti. Farklılıklarımız yok mu? Elbette var, olacak, olmalı da... Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Görüşleri, bakış açıları, çözüm önerileri birbirinden farklı olan siyasi eğilimler bir araya gelip de memleketin temel meselelerinin çözülmesi konusunda ittifak ediyorlarsa bu ayakta alkışlanacak bir durumdur.
“Bu ülkede mesele sağcı solcu meselesi değildir”
Bakın biz her zaman ifade ediyoruz: Bu ülkede mesele sağcı solcu meselesi değildir. Bu ülkedeki mesele muhafazakar-liberal meselesi de değildir. Bu ülkedeki mücadele hak yiyenlerle hakkı yenenler arasındadır. Emeğin sömürüldükten sonra sağcı olsan ne yazar, solcu olsan ne yazar. Alın terin rantiyeye peşkeş çekiliyorsa muhafazakar olsan ne yazar, liberal olsan ne yazar. Ürünü para etmeyen çiftçi, vergi yükü altında ezilen esnaf, ay sonunu getiremeyen emekli, kredi kartı borçları ile boğuşan asgari ücretli... Türk olsa ne yazar Kürt olsa ne... Alevi olsa ne yazar Sünni olsa ne... Şairin de dediği gibi “Demiri demirle dövdüler, biri sıcak biri soğuktu, İnsanı insanla kırdılar, biri aç biri toktu.
“5 Y'ye izin vermeyeceğiz”
Bizim yönetimimizde yolsuzluğa, yandaşlığa, yalakalığa, yasağa ve yağmaya izin vermeyeceğiz. Garip gurebanın hakkını yetim hakkı korur gibi koruyacağız. Ihalelerde şeffaf, denetlemede son derece titiz olacağız. Çevremizde yalakaların öbekleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Farklı fikir ve düşünceere itibar edecek, hoşumuza gideni değil, hoşumuza gitmese de doğru olanı yapacağız. Çevrenin, tarihin, sahillerin, yeşil alanların talan edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'yi normalleştireceğiz, OHAL'i kaldıracağız. Şiddete başvurulmadığı sürece her tür fikir ve düşüncenin önünü açacağız.
“5 A'dan da taviz vermeyeceğiz”
Akıl bir işin sonunu görmektir. Akıl ile hareket etmezseniz 15 günde Şam'da namaz kılacağız der, sonra 15 yılda işin içinden çıkamazsınız. Türkiye'yi tek akılla değil, ortak akılla yöneteceğiz. Suçlu olan kızımız Fatma da olsa adaletten taviz vermeyeceğiz. Bir kararname ile 10 binlerce garibanı işinden, evinden, ailesinden eden ama arkası olanı görmezden gelen anlayışa son vereceğiz. Ahlak bir toplumun mayasıdır. Ahlak ve maneviyat olmadan da bir ülke kalkınamaz. Yönetimde, siyasette ahlakı hakim kılacağız. Bu son ikisini anlatmaya gerek yokl. Görüyorsunuz. Adanmışlık ve asalet nedir görmek isteyenler bu teşkilata baksın. Çünkü bu teşkilatta, hiç bir makam hiç bir menfaat beklemeden bu ülke için gecesini gündüzüne katan adanmış yürekler var. Bütün haksızlıklara, bütün imkansızlıklara, bütün engellemelere rağmen asaletinden ve duruşundan taviz vermeyenler var. Şartlar ne olursa olsun yolundan dönmeyenler var.
“Barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye'yi inşa edeceğiz”
Elbette elimizde sihirli değnek yok. Bir dokunuşta her şeyi düzelteceğiz demiyoruz. Ama 3 yıl içerisinde ekonomisi güçlü, halkı müreffeh, barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. İlk olarak kırılan kalpleri onaracağız. Yıkılan güveni onaracağız. Toplumsal barışı tesis edeceğiz. Çünkü barış olmadan yatırım, yatırım olmadan üretim, üretim olmadan kalkınma olmaz. Beraberinde Türkiye çapında bir yatırım hamlesi başlatacağız. Planlamaya önem vereceğiz. Kaynakları verimli kullanacağız. Israfı önleyeceğiz. Gösteriş ve şatafat için değil, üreten ve üreterek güçlenen Türkiye için yatırım yapacağız. Böylece tarımdan hayvancılığa, sanayiden yüksek teknolojiye, madencilikten enerjiye, Türkiye'nin dört bir yanında kuracağımız tesislerle büyük bir atılım dönemi başlatacağız. Değerli arkadaşlar bu duygu ve düşüncelerle 24 Haziran seçimlerinin aziz milletimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”
Mekeç: “İktidarın çoğunluğu olabilir siyasal ufukları yok”
Saadet Partisi Bartın Milletvekili Adaylarından Mücahit Mekeç ise mevcut iktidarın siyasal ufka sahip olmadığını belirterek, şu ifadelerde bulundu:
“24 Haziran seçimlerinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Adaylığımız süresi içerisinde bizi bu makama layık gören teşkilat üyelerimizi utandırmama adına ve ülkemiz adına, tarihe bir çentik atma adına tüm gayreti göstereceğimizin sözünü buradan verebiliriz. Bugün ki siyasal iktidarla bizlerin ayrılış noktasına baktığımız zaman 3 tane temel sebep var. Biz birinci olarak, “Avrupa Birliği Türkiye için bir medeniyet projesi değildir” dedik. İkinci olarak, “faizci, borca dayalı ekonomik sistem Türkiye'nin ekonomik modeli olamaz” dedik. Üçüncü olarak ise AB, ABD ve İsrail'in Türkiye için stratejik ortak olamayacağını söyledik. Ve bunun neticesinde yollar ayrıldı. Bu yolların ayrılığından günümüze gelinceye kadar bizler gördük ki bugün mevcut iktidarın çoğunluğu olabilir ama siyasal ufukları yok. Siyasal ufukları olsaydı FETÖ ile yan yana gelmeyip bizim gibi fotoğraf dahi çektirmezlerdi. Siyasal ufuklarının olmadığını “kandırdılar, aldattılar” sözleri ile görmüş olduk. Yine halk destekleri var ancak siyasi rotayı çizecek ekipleri yok. Ekipleri olmadığı için Türkiye'ye dışarıdan ve içeriden oynanan oyunlara karşı bir oyun ortaya koyamıyorlar. Halbuki devlet yönetimlerinde eğer bir A planın varsa hazır da sürekli olarak bir B planı ve bir de C planının olması gerekir. Eğer bugün dışarıdan oynanan oyunlara, hamasi duygularla yaklaşırsak ülkemizin geleceği noktasında emin adımlar atamaz oluruz.
“Barajı bahane edenlerin bahanesi kalmadı”
Seçim tarihinin öne alınmasından sonraki gelinen süreçte bir tarafta Cumhur İttifakı var bir tarafta Millet İttifakı var. Aslında bizlerin bu ittifak söylemini biz tam olarak kullanmıyoruz. Bu seçim öncesinde teknik bir seçim anlaşmasıdır. Çünkü ittifak olsaydı bir partinin amblemi altında tüm partiler seçime girmiş oluyorlardı. Ama görünen o ki bugün Saadet Partisi kendi ambleminin altında seçime girmektedir. Buradan şu ortaya çıkıyor ki bu teknik bir seçim anlaşmasıydı. Ve netice ne oldu? Yüzde 10 barajını sıfırlamış olduk. Daha önceki seçimlerde “Biz Saadet Partisi'ne oy vereceğiz ama siz barajı geçemezsiniz, oylarımız boşa gider, oylarımız başka partilere gider” şeklinde bahane yumağı vardı. 24 Haziran seçimlerinde Bartın'da ki ve Türkiye'de ki tüm seçmenlerimizin artık bir bahanesi kalmadı. Ülkesini ve milletini düşünenlerin toplanacağı çatı Saadet Partisi olacaktır.
“Faize dayalı sistem insanları da devleti de borçlandırmaktadır”
Peki Saadet Partisi meclise girerse ne olur? Saadet Partisi meclise girdiğine birçok oyunları bozmuş olacak. İşte Saadet Partisi meclise girerse siyasal üstünlüğü olanlara her zaman denk bütçeyi yaptırmak noktasında siyasi bir ekip olacak. AB, ABD ve İsrail stratejik ortaklığında atılan tüm yanlış adımlarda uyarı vazifesi görecek. Yine AB'nin medeniyet projesi olmadığını, tarihimizin daha asil duygulardan, düşüncelerden ve bilgilerden oluştuğunu bizler mecliste kazananlara karşı hazır bir ekip olarak hazır bulunacağız. Kısacası geçmişte yapmış olduğumuz ekonomik alandaki başarılarımızı, dış politikalar anlamında ki başarılarımızı ve sosyal politikalar anlamında ki başarılarımızı yenileyerek devam ettirme çabası ve gayreti içinde olacağız. Ülkemizde ekonomik anlamda faize ve borca dayalı sistemin her geçen gün insanlarımızı borçlandırdığını, devletinde borçlandığını görüyoruz. Bizler faizi ülkeden kaldıracak, borca dayalı para sistemini ortadan kaldıracak bir. Bugün, AB medeniyet projesidir diyerek ülkemizde uyguladıkları uyum yasalarıyla her geçen gün aile duygularını ortadan kaldıran birçok gelişmelerle karşı karşıyayız. Boşanmaların artmış olduğu, suç oranlarının her gün arttığını gördüğümüz şu dönemde yine bunun mücadelesi Saadet Partisi tarafından mecliste yapılacaktır. Saadet Partisi Türkiye'ye yeniden hayat verecektir. Türkiye'ye yeniden değişimi sağlayacaktır. Türkiye'de her alanda makas değişikliğini yapabilecek parti Saadet Partisi'dir. Bu refleksimiz ve bu kabiliyetimiz geleneğimizden gelmektedir.”
Aday tanıtım toplantısının ardından partililer verilen iftar yemeğinde birlikte oruç açtı.