'Okul ve kırtasiye masrafları velilerin sırtına yıkılmamalı'
2024-2025 eğitim-öğretim yılına girerken veliler ve öğrenciler, artan okul ve kırtasiye masraflarıyla başa çıkmak zorunda kaldığını, eğitim masraflarının dar ve orta gelirli aileler için büyük bir yük haline geldiğini vurgulayan Bora, özellikle kırtasiye ürünleri, okul kıyafetleri, servis ücretleri ve temel okul ihtiyaçlarına gelen fahiş zamların, öğrenci ailelerinin bütçesinde ciddi sıkıntılar yarattığını söyledi. Eğitimin bir hak olduğunun altını çizerek, devletin velilere destek sağlaması gerektiğini belirten Bora, 'Velilerin üzerindeki bu ekonomik baskı, eğitim sürecinde çeşitli olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Birçok aile, çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak için borçlanmak zorunda kalmakta ya da temel ihtiyaçlarından feragat etmektedir. Bu durum hem aile içi huzursuzluklara neden olmakta hem de öğrencilerin eğitim hayatını olumsuz etkilemektedir. Eğitim hakkı, her çocuğun temel bir anayasal hakkıdır ve bu hakkın ihlal edilmemesi için devletin acil adımlar atması gerekmektedir.' dedi.
Erkan Hızoğlu
Bartın başta olmak üzere ülke genelinde yeni eğitim öğretim yılı başlarken kırtasiye, okul kıyafeti, servis ücreti derken her geçen gün artan okul masrafları aileleri ekonomik olarak zorlanmaya başladı.
Bartın Eğitim Sen Özlük ve Hukuk Sekreteri Sedat Bora, okul ve kırtasiye masraflarının çocuklu aileler için ciddi sıkıntılar doğurduğunun altını çizerken enflasyon sebebiyle geçen yıla kıyasla okul alışverişinde yüzde 70'e varan artış yaşandığına dikkat çekti.
Her geçen yıl artan okul ve kırtasiye masraflarının eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikleri derinleştirdiğine işaret eden Bora, okul ihtiyaçlarının karşılanamamasının, sadece eğitimde başarıyı değil, öğrencinin okula olan motivasyonunu ve aidiyet duygusunu da olumsuz etkilediğini söyledi.
Eğitim hakkının her çocuğun temel bir anayasal hakkı olduğunu ve bu hakkın ihlal edilmemesi için devletin acil adımlar atması gerektiğini belirten Bartın Eğitim Sen Özlük ve Hukuk Sekreteri Sedat Bora, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Ekonomik kriz, eğitim giderlerini de ciddi anlamda katladı”
“2024-2025 eğitim-öğretim yılına girerken, öğrenciler ve veliler, artan okul ve kırtasiye masraflarıyla karşı karşıyadır. Özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik zorluklar, yüksek enflasyon ve derinleşen ekonomik kriz, eğitim giderlerini de ciddi anlamda katlamıştır. Yüksek kayıt ücretleri ve zorunlu bağış uygulaması, kırtasiye ürünlerinin fiyatlarında yaşanan artışlar, okul kıyafetleri, servis ücretleri gibi temel okul ihtiyaçlarına gelen fahiş zamlar, öğrenci ailelerin bütçelerinde büyük gedikler açmaya başlamıştır. Bu durum, özellikle dar ve orta gelirli ailelerin eğitim masraflarını karşılamalarını zorlaştırmaktadır.
Veliler, bir öğrencinin okul masraflarını karşılamak için temel kırtasiye malzemelerinden okul kıyafetlerine, spor ayakkabısından beslenme masraflarına kadar geniş bir yelpazede harcama yapmak zorunda kalmaktadır. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında bu masraflar, geçen yıla kıyasla önemli ölçüde artmıştır. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı ile 2024-2025 eğitim-öğretim yılı arasındaki fiyat karşılaştırması, çocuğunu devlet okuluna gönderen velilerin sırtındaki yükün belirgin şekilde artmaya başladığını göstermektedir.
“Eğitim masrafları velilerin sırtında büyük yük”
Her geçen yıl artan okul ve kırtasiye masrafları, eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikleri derinleştirmektedir. Dar gelirli ailelerin çocukları, bu masrafları karşılayamadıkları için eğitimde dezavantajlı duruma düşmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde ve düşük gelirli semtlerde yaşayan öğrenciler, kırtasiye malzemelerine, okul kıyafetlerine ve beslenme gibi temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorlanmaktadır. Veliler, sadece okul ve kırtasiye masraflarıyla değil, aynı zamanda beslenme, ulaşım ve diğer eğitim dışı giderlerle de mücadele etmektedir. Bu durum, özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarına nitelikli eğitim sağlama konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.
Okul ihtiyaçlarının karşılanamaması, sadece eğitimde başarıyı değil, öğrencinin okula olan motivasyonunu ve aidiyet duygusunu da olumsuz etkilemektedir. Örneğin, yeterli beslenemeyen bir öğrenci, derslerde konsantre olmakta zorlanmakta ve öğrenme sürecinde akranlarından geri kalabilmektedir. Benzer şekilde, diğer öğrencilerle kıyaslandığında eski ya da yetersiz kıyafet ve kırtasiye malzemelerine sahip olmak, öğrenciler arasında sosyal uyumsuzluklara ve psikolojik baskılara neden olmaktadır. Bu durum öğrencilerin okul ortamındaki uyumunu ve akademik başarısını doğrudan etkileyici sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Veliler, çocuklarının eğitimi için gerek ders kitaplarından kırtasiye malzemelerine gerekse servis ve beslenme gibi temel ihtiyaçlara kadar birçok masrafı üstlenmek zorundadır. Bir öğrencinin eğitim hayatı boyunca sadece kırtasiye değil, okul servis ücretleri, kıyafetler, ek kurslar ve sınav hazırlık malzemeleri gibi birçok ek masrafı da bulunmaktadır. Özellikle büyükşehirlerde yaşayan aileler için bu masraflar, daha da yüksek seviyelere çıkmaktadır. Özel okulda okuyan öğrencilerin velileri ise bu masrafların yanında okul ücretleri ve servis giderleriyle baş etmek zorunda kalmaktadır.
Velilerin üzerindeki bu ekonomik baskı, eğitim sürecinde çeşitli olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Birçok aile, çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak için borçlanmak zorunda kalmakta ya da temel ihtiyaçlarından feragat etmektedir. Bu durum hem aile içi huzursuzluklara neden olmakta hem de öğrencilerin eğitim hayatını olumsuz etkilemektedir.
“Eğitim hakkına erişimin önündeki bütün engeller kaldırılmalı”
Eğitim hakkı, her çocuğun temel bir anayasal hakkıdır ve bu hakkın ihlal edilmemesi için devletin acil adımlar atması gerekmektedir. Bunun için öncelikle tüm öğrencilerin eşit şartlarda ve ücretsiz olarak nitelikli eğitime erişim hakkının korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. Eğitim materyallerinin fiyatlarının kontrol altına alınması, okul kayıt ücretlerinin kaldırılması ve eğitime erişimde yaşanan derin eşitsizliği ortadan kaldıracak politikalara öncelik verilmelidir. Eğitimde yaşanan eşitsizliklerin önüne geçmek için piyasacı eğitim anlayışı derhal terk edilmeli, eğitimin bütün kademelerinde kamusal eğitim anlayışı benimsenmelidir. Her çocuğun eşit ve nitelikli eğitim alabilmesi için; Okul ve kırtasiye masrafları devlet tarafından karşılanmalıdır. Dar gelirli ailelerin eğitim masraflarını karşılayabilmesi için devlet desteği sağlanmalıdır. Özellikle ilköğretim seviyesinde her öğrenciye ücretsiz kırtasiye yardımı yapılmalıdır.
Eğitimde kamu hizmeti anlayışı güçlendirilmelidir. Eğitimin ticari bir faaliyet değil, toplumsal bir hak olduğu anlayışı benimsenmelidir. Devlet, öğrencilerin eğitim masraflarını üstlenerek toplumun farklı kesimlerinden çocukların eğitim hakkından mümkün olduğunca eşit koşullarda yararlanmasını sağlayacak adımlar atmalıdır.
Eğitim bütçesi acilen artırılmalıdır. Eğitim bütçesi başlangıç olarak en az iki kat artırılarak okullara daha fazla kaynak aktarılmalıdır. Her okulun ihtiyaçları için bütçeden yeterli ödenek ayrılmalı, velilerden çeşitli adlar altında bağış toplanması yasaklanmalıdır.
Kamusal eğitimin güçlendirilmesi ve devletin eğitime ayırdığı bütçenin artırılması, velilerin üzerindeki bu ekonomik yükü hafifletmek açısından hayati bir önem taşımaktadır. Kamusal eğitimin tüm yurttaşlara eşit, ücretsiz ve nitelikli bir şekilde sunulması gerekmektedir. Bu bağlamda, devletin eğitime daha fazla yatırım yapması ve velilerin üzerindeki ekonomik baskıyı azaltacak politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Eğitime yeterli bütçe ve okullara ihtiyacı kadar ödenek ayırmak sadece bir eğitim politikası meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.”