MEYDAN KILIÇDAROĞLU İÇİN DOLDU

“Halktan yana bir ufku başlatıyoruz”

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 14 Mayıs seçimlerinde kendisine ve Millet İttifakının Bartın Milletvekili Adayları CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ile Ceyda Halıcıoğlu Sargın'a destek istemek için Bartın'a geldi. Zonguldak mitinginin ardından Cumhuriyet Meydanında Bartınlılarla buluşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Bartın'da belki de bu zamana kadar en kalabalık mitinglerinden birini gerçekleştirdi. Alana ayak basar basmaz, gençlere seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ta verdiği TTK'ya 5 bin işçi alımı sözünü de Bartın'da tekrarlayarak şöyle konuştu:

“TTK'ya 5 bin işçi alacağız”

“22 yıldır bıktık. Değişime ihtiyacımız var. Hepinizin değişime ihtiyacı var. Beraber birlikte olmaya ihtiyacı var. Çok kamplaştık, çok kutuplaştık. Birbirimizi sorgulama başladık. Biz aynı ülkede, güzel bir coğrafyada beraber yaşamak istiyoruz. Huruz içinde, dostlukla yaşamak istiyoruz. Emin olun bu ülkeye baharı, huzuru getireceğim. Bu ülke herkesin inancına, kimliğine saygı duyacağız. Herkesin karnının doyduğu, huzur içinde yaşadığı bir Türkiye, annelerin çocuklarını güven içinde okula gönderdiği bir Türkiye, Yoksulluk derinleşti. Ailelerde büyük sıkıntılar var. Üniversiteyi bitiren evlatlarımız iş bulamıyor. Bütün sıkıntıları biliyoruz. Zonguldak'ta yerin altı kömür dolu. Orada 5 bin işçi alacağımızın sözünü verdim.

“Benim saraylar gözüm yok, sizler gibi yaşarım”

Birde bize milliyetçilik dersi veriyorlar. Önce senin insanının karnı dolayacak. Bu ülke insanın karnı doyacak. İşi, gücü, aşı olacak. Başka bir sözüm daha var. En geç 2 yıl içerisinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi Suriye'ye uğurlayacağız. Onlar umutlarını oraya bağladılar. Bizim umudumuz, geleceğimiz sizsiniz. Benim saraylar gözüm yok. Ben halk gibi yaşarım. Sizler gibi yaşarım.

“Bartın'da 10 bin genç ilk kez sandığa gidecek”

Bartın'da 9 bin 930 genç yani yaklaşık 10 bin genç ilk kez sandığa gidecek oy kullanacak. Gençler; Özgürlükten, demokrasiden, kardeşlikten, her evde huzurun olmasından yana mısınız? Kadın-erkek eşitliğinden yana mısınız? O zaman benim size bir sözüm var. Sizin bütün hayalleriniz benim hedefim olacak ve bunu birlikte gerçekleştireceğiz. Sandığa gidip ilk kez oy kullanacak 5 milyon 300 bin genç var. 5 milyon 300 bin genç otoriter bir rejimi değiştirmek ve demokrasiden yana olmak için sandığa gidip oyunu kullandığında bu ülkeye demokrasi gelecek. Sizler dünya siyaset tarihe olağanüstü bir armağan bırakacaksınız. Dünya “Türkiye'de otoriter bir rejim vardı. Ama o ülkenin gençleri, Mustafa Kemal'in gençleri sandığa gittiler ve Türkiye'de demokratik yollarla otoriter rejimi değiştirdiler” diyecekler. Bunun için hazır mısınız? Bay Kemal'de hazır.

“Emeklilerimize 15 bin TL bayram ikramiyesi”

Ülkenin büyümeye, kalkınmaya, fakirleşmeye değil zenginleşmeye ihtiyacı var. Bu nedene kaynakların doğru ve yerinde kullanılması lazım. Bunun için bütçelerin sağlıklı yapılması lazım. Bütçeyi yaparken sağlıklı ve tutarlı, herkesin rahat geçinebileceği bir gelire sahip olması lazım. Buna karar veren organ siyasi otoriteridir. Bu siyasi organın şekillendirdiği kanun da Bütçe Kanunudur. Ben “Ramazan ve Kurban Bayramında bir asgari ücret tutarında ikramiye verin” dedim. Bir sürü gerekçe uydurdular sonra bin lira verdiler. Sonra seçim zamanı geldi, biraz arttırdılar ve öyle kaldı. Ben söz verdim. Önümüzde Kurban Bayramı var ve bütün emekliler 15 bin TL parayı kendi hesaplarında görecekler. Türkiye zengin bir ülke. 5'li çeteye para var, yandaşlara para var, 6 yerden aylık alanlara para var, emekliye gelince para yok.

“Kırsalda çalışan gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primi devletten”

“Ne zaman ülke düşse bir dara bir Kemal çıkar ortaya.” Beraber ve birlikte Türkiye'yi kurtaracağız ve demokrasi güçlendireceğiz. Hayat pahallığının bütün sıkıntısını çeken ev kadınlarıdır. İki sözüm var. Kırsalda çalışan gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Ev hanımlarına Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. 1971 yılından beri uygulanmıyor.Yapılan uygulama şu; ihtiyacı olan çocuklara ve kadınlara gıda dağıtıyorlar, onların fotoğrafını çekip gönderiyorlar. Bu olmaz. İnancımızda sağ elin verdiğini sol el görmez. Hiç kimsenin yoksulluğunu afişe etmeyeceksiniz. Biz yasasını çıkaracağız ve asgari ücretin altında geliri olan veya hiç geliri olmayan ailelere en az asgari ücret kadar bir parayı kadının banka hesabına yatıracağız. Sosyal devlet dışında hiçbir kadının yoksul olduğunu devlet dışında kimse bilmeyecek. Devlet kadının güvencisi olacak. Aile Destekleri Sigortası geldiği zaman nerede bir aile hekimi varsa orada bir sosyal hizmet uzmanı olacak. Soysal hizmet uzmanlarının yüzde 99,9'u kadınlardan olacak. Bunlar ailelerin durumu evlerinde raporlayacaklar. O rapor üzerine en az asgari ücret tutarında bir para kadının hesabına yatacak.

“Devlette torpili bitireceğim”

Devlet işçi alacaksa önce yoksul ailelerin çocuklarını işe alacak. Torpilse devlet torpilini garibandan yana yapacağız. Devlette torpili bitireceğim. KPSS sınavında aldığınız puana göre atamayı yapacağım. Bütün köy okullarını yeniden açacağım. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Bütün okullarda öğrencilerle öğretmenleri buluşturacağız. Türkiye'de yeni bir ufku, halktan yana bir ufku başlatıyoruz. Rahmetli Ecevit'in dediği gibi “Ne ezen, ne ezilen. İnsanca, hakça bir düzen.” Aynısını yapacağız. Bizim arada bir milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Yok masanın altı, üstü, yanı, yok şunun yanında, bunun yanında. Bunların hiçbirisine inanmayın. Ben ne diyorsam ona inanın. Onların kanallarını biliyorum. TRT'yi de biliyorum. Neler yaptıklarını da biliyorum. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Bayrağımız ve vatanımız. Nokta.

“Sen kim milliyetçilik kim. Kimsin sen?”

Bayrağımız ve vatanımız için her türlü şeyi yapar, gözümüz kırpmada ölüme gideriz. Peki bunlar ne yaptı? Bizim topraklarımızdaki Süleyman Şah Türbesini kaçırdılar, kaçırırken de bayrağı indirdiler. Sen kendi ülkeden Süleyman Şah Türbesini kaçırırsın. Birde kalkmış bana milliyetçilik dersi veriyor. Sen kim milliyetçilik kim. Kimsin sen? Kuzey Irak'ta askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde “Nota verecek misiniz?” diye sorulduğunda “Müzik notası mı?” dedi. Suriye'de 34 askerimiz şehit oldu. Nefesi Putin'in kapısında aldılar. Putin, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kapıda kaç dakika beklettiğini bütün dünyaya gösterdi. Sonra kapıyı açtı “Beyefendi gelebilirsin” dedi. Bu benim onurumu derinden yaralayan bir şeydir. Ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı böyle bir pozisyona düşemez. Biz asla böyle bir pozisyona düşmeyeceğiz. Ayrıca “Senin mal varlığını araştırırım” diye tehdit etti. Tık yok. Ama Bay Kemal olsa ne derdi? Araştırmazsanız namertsiniz.

“85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım”

Huzur içinde herkesin kucaklaştığı bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Kavgadan bıktık artık. Hiçbir ayrım yapmaksızın, oy versin ve vermesin. 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Ayrıca Ekrem Başkan, Mansur Başkan ve diğer partilerimizin genel başkanları da cumhurbaşkanı yardımcı olacak. Tam 2 bin 400 maddelik ortak mutabakat metni hazırladık. İktidara geldiğimizde, tarımda, üretimde, sağlıkta ne yapacağımıza bakacağız. Türkiye'yi daha da zenginleştireceğiz. Kaynakları daha iyi pozisyona getireceğiz. 5'li çeteler ve yandaşları paraları çalıp yurt dışına götürdüler. Sanıyorlar ki Bay Kemal o paraları geri getirmeyecek. Son kuruşuna kadar o paraları getireceğiz. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim. Benim söylediğimi onlarda söylesinler. “Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim” diyemiyorlar. Çünkü onların neler yediklerini bu kardeşiniz çok iyi biliyor. Her şey çok güzel olacak. Bu ülkeye baharı getireceğim.”

İmamoğlu'ndan madenci ailelerine söz

Kemal Kılıçdaroğlu'na destek olmak için ilk kez Bartın'a gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da halka şunları söyledi:

“Bartın'da olmak çok güzel, sizinle olmak çok güzel. İşçinin emeklinin bayramında he hele bu güzel topraklarda olmak çok güzel. Kesinlikle her şey çok güzel olacak. Ama önce sorumluluklarımızı yerine getirmemiz lazım. Bakın sorumluluklarımızın yerine gelmediği, devletin görevini yerine getirmediği, özenli davranmadığı, adaletli olmadığı, liyakatli bir dönemi yaşatmadığı ortamda ne yazık ki maden işçilerimizi kaybediyoruz. Allah'tan rahmet diliyorum. Ama bu düzen değişmedikçe maden işçilerinin ölümünü kader diye tanımlayan bir akıl var oldukça tedbirlerin alınmadığı bir ortamda bu acı haberleri almaya devam edeceğiz. Size söz bu seçimi bir de özellikle o madenlerde kaybettiğimiz işçilerimizin aileleri için kazanacağız size söz. Liyakatsiz insanların kaderin oyunu diye tariflediği bir düzene son vereceğiz.

“Bu millet bunlara inanmaz”

21 yıldır bu ülkeyi yönettiler. Bugün hala bu memlekete Bartın'a Karadeniz'e cek-cak diye konuşup bir 20 yıllık daha vaat verirken hatta özür dilemeyip kibirli davranıp insanlarını bölük pörçük hale getirip darmadağın edip ötekisi, berikisi oy veren vermeyen diye parçalıyorsa bu insanların bir gün bile bu vatanın üzerinde bir yetkisinin olmaması lazım. 14 Mayıs onun için çok önemli. 14 Mayıs bu cennet vatan için çok önemli. Kalkmışlar diyorlar ki bu seçim bir darbe meselesi koydular ortaya. Seçimi onlar kazanırsa milli irade, millet ittifakı kazanırsa darbeciler kazandı. Bu akıl ne biliyor musunuz. Siyaseti hayatının odağına koymuş, seçimi kazanmayı her yol mübağdır anlayışı ile davranan bir akıldır. Nezaketi elden bırakmadan, yalan ve iftiraya göğüs gererek bu mücadeleyi verip seçim nasıl kazanılırı İstanbul'da hep beraber ispat ettik. Yahu kalkıyorlar milletimizin milliyetçiliği üzerinden konuşuyorlar. Öyle kanıma dokunuyor ki ağzıma çok şey geliyor söyleyecek sonra diyorum ki kötü söz sahibine aittir at kenarı gitsin. Bu millet bunlara inanmaz.

“Önümüzdeki 25 yılı kaybetme lüksümüz yok”

Bunlar bir avuç insan. Bunlar devlet insanı özelliğinden uzak. Sadece bir avuç insana hizmet eden kişiler. Birkaç kişi mutlu olsun onlara yeter. Milletin derdi onları ilgilendirmiyor. Milletin ekonomik sıkıntısı, mutfaktaki yangın, emeklinin durumu ortada. Bakın burada benim Bartın'da eşim, dostum, akrabalarım yaşıyor. Ben bu memleketin insanıyım. Buraya gelirken evime geldim hissediyorum. İnanın Bartın'ın her derdi bizim derdimiz. Karadeniz'in doğusu, batısı kuzeyi güneyi bu memleketin her derdi bizim derdimiz. Ama onlar öyle bakmıyor, onlar bu seçimi kazansınlar onlara yetiyor. Çünkü onların derdi kişisel menfaatleri. Bizim derdimiz bize oy veren vermeyen fark etmez 86 milyon milletimiz. Bu yoldan vazgeçmeyeceğiz. Milliyetçilik görevini iyi yapmak demektir. Vatandaşı birbirine kırdırtmamak, birbirine kötü baktırmamak, iyi yöneticilik, milletin bir kuruşuna bile zeval getirmemektir. Sevgili gençler bu seçim sizin seçiminiz. Bu seçimi gençler kazanacak. Önümüzdeki 25 yılı kaybetme lüksümüz yok.

“Buna son vereceğiz”

Bu insanlar bize önümüzdeki 25 yılı da 50 yılı da kaybettirirler. Bunlar kötü yönettiler. 2023 de kişi başı 25 bin dolar kişi başı milli gelir hedefi koydular 15 yıl önce şu anda 3'te 1'i bile değiliz. Bunlar görevi aldığında dünyanın 16. Ekonomisi idik şu anda 21 geriye gidiyoruz. Onun için bu seçim sizin seçiminiz gençler. Sevgili gençler biz göreve geldik bir kişiye dahi burs vermeyen belediye tam 75 bin gence burs veriyor. Bir kişiye dahi öğrenciye bir yatak dahi vermeyen bir yurt yatağı vermeyen belediye tam 5 bin yatak veriyoruz. Hani milliyetçilik. Sen milletin evladını sokakta bırak, sen milletin evladına burs değil bir avuç yakının evladına burs ver ondan sonra milliyetçilik tasla. Hadi oradan. Kimse benim milliyetçiliğimi tartışamaz. Ben de kimsenin milliyetçiliğini tartışamam. Ben bu vatanın 86 milyon insanına vatansever gözüyle bakıyorum. Öyle bakmalıyız. Onlara kalsa bu ülkenin 40 milyonu vatan haini hadi oradan. Buna son vereceğiz. Ön yargılarını yıkmış sevgili gençler. Biz bu topraklarda insanı insan olduğu için insanı yaratandan geldiği için severiz. Bu ne diyor ‘bunlar tür, çeşit” diyor. İnsana neler demiyor ki. Biz İstanbul'da bunların söz verip de yapamadıklarını yaptık. Burada da yapacağız. Size söz. Milletvekilimiz burada inşallah bu sefer ikileyeceksiniz. Biz sizden oy istiyoruz. Çünkü bunların yapamadıklarını biz yapacağız. Ekonomik sıkıntıları biz çözeceğiz. Neye güveniyoruz biliyor musunuz size güveniyoruz. Milletin evlatlarına güveniyoruz. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na güveniyoruz.

“Bu bölgeyi bütünüyle ele alacağız”

Bartın'daki devlet hastanesini biz açacağız. Bartın'ın çevre yolunu da biz yapacağız. Göreceksiniz Filyos Limanı'nı Filyos'un arka kısmındaki o bereketli ortamını stratejik bir akılla yapacağız. Batı Karadeniz'in bütününe bakacağız. Zonguldak'a, Bartın'a, Kastamonu'ya, Sinop'a kadar Karabük dahil bu bölgeyi bütünüyle ele alacağız. Bu bölgeyi unutulmuş bölge halinden kurtaracağız. En fazla göç veren değil. Ama biz bu bölgeyi Türkiye'nin en coğrafi güzellikleri yüksek, turizmi, tarımı, madenciliği, enerjisiyle muhteşem bir coğrafyamız var. Onun için hep birlikte eksiklikleri gidereceğiz. Adapazarı, Karasu Limanı, Akçakoca, Ereğli Limanı, Bartın Limanı ve bütün bunları birbirine bağlayan demiryolu hattını da biz bitireceğiz göreceksiniz. Bu coğrafyanın hangi eksikliği varsa o bizim sorumluluğumuzda. İcraatı yüksek bir ekibiz. Bunlar 10 tane metronun hepsinde stop yapmıştı geldik çatır çatır bitiyoruz. Devletin parasından milletin parasından bankalarından bize bir kuruş para vermediler hani milliyetçilik. Atamın gözleri gibi size bakmazsam namerdim. Böyle bakacağız size. Her evladımıza, evladımız gibi bakmazsak gençlerimize geleceğimiz gibi bakmazsak namerdim. Yolumuz açık olsun.”

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu, konuşmalarının ardından Millet İttifakının Bartın Milletvekili Adayları Aysu Bankoğlu, Ceyda Halıcoğlu Sargın, CHP'li Belediye Başkanları ve CHP Eski Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya'yı da yanına alarak Bartın halkını selamladı ve Bartın'dan ayrıldı.