Madencilerin ifadeleri kan dondurdu
Geçen yıl 14 Ekim'de Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait ocakta yaşanan ve 43 madencinin şehit olduğu faciayla ilgili Bartın Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın 4'üncü duruşması devam ediyor. 7'si tutuklu 23 kişinin yargılandığı davada tanıklar dinlenirken bazı tanıkların ifadeleri olayın vahametini de gözler önüne seriyor. Bazı tanıklar son dönemlerde müessesede üretim baskısı yaşandığını ve gaz değerleri yükseldiğinde sensörlerin aşağıya indirilerek üretimin devam ettirildiğini söyledi.
Geçen yıl 14 Ekim'de Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait ocakta yaşanan ve 43 madencinin şehit olduğu faciayla ilgili Bartın Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın 4'üncü duruşması devam ediyor. 7'si tutuklu 23 kişinin yargılandığı davada tanık olarak dinlenen maden işçileri müşteki ve sanık avukatlarının sorularını yanıtlıyor. Bazı tanıkların ifadeleri ise olayın vahametini de gözler önüne seriyor. Tanık olarak dinlenen maden işçilerinden A. A. son dönemde üretim baskısı yaşandığını, üretim yapılan alanda gaz değerleri yükseldiğinde sensörlerin aşağıya indirildiğini ve üretiminde devam ettiğini söyledi. Madencilerden Şener Bensiz de ocak içinde gaz değerleri yükseldiğinde sensörlerin aşağıya indirildiğini ifade ederek üretimin sürdürüldüğünü ifade etti.
Bazı maskeler arızalıymış
2009'da işe giren ve 2013 yılından bu yana nezaretçi olarak çalıştığını ve patlama olduğu gün izinde olduğunu kaydeden Maden işçisi H. E. patlama olunca hemen madene gittiğini ve kurtarma çalışmalarına katıldığını söyleyerek “Maden içinde toz bulutu vardı. Maskelerimizi takarken bazıları arızalıydı. Maske eğitimleri veriliyordu ama uygulamalı olarak yeterli değildi. Bazı bölgelere taş tozu serilmiyordu. Her türlü mobing uygulanırdı. Haksızlık, adam kayırma da vardı” dedi.
“Müfettişler hiçbir şey yapmadı”
Olay günü gündüz vardiyasında çalıştığını, işten çıkınca eve gittiğini, patlamayı duyunca hemen ocağa dönerek çalışmalara katıldığını ifade eden Madenci V. Ç.'de şöyle konuştu:
“Maskem 350 kotunda açılmadı. Arkadaşların maskeleriyle kurtarma çalışmalarına katıldım. Birçok arkadaşımız maskesini açamamış. Maske istasyonları da alana 1000 metre uzaklıkta olduğu için can verdiler. Bazıları yanarak, bazıları oksijensizlikten öldüler. Kömür tozu patlamalarının önüne geçilebilirdi. Taş tozu uygulanabilirdi. Hiç birini yapmadılar. Müfettişlerde gördüler ama hiç bir şey yapmadılar. Taş tozu uygulamasını 250 kotunda nadiren görürdük. İçeride boğuk bir hava hissederdim.
“Kömür insan canından daha önemliydi”
Arkadaşlarım işe geldiğinde bile yorgun olurlardı. Üretim baskısı vardı. Kömür insan canından daha önemliydi. Sensörlerin yerleri yarıya indirildi. Gaz sensörleri uyarı veriyordu. Biz çalışırken o sensörler indirildirdi ve bizim haberimiz olmazdı. İndirildiğini çıkarken görürdük. Şu an ocaklarda durum çok güzel. Hafta da bir taş tozu uygulanıyor. Her yer sulanıyor. Amirlerimiz bizimle sürekli. Olaydan önce bunlar yoktu. Olsa bile çok eksik sayıdaydı. İşçi eksik, kömür lazım gibi baskılar yapılırdı. Günlük araba sayısı verilirdi. Bunları doldurmadan çıkmayın denilirdi.”
“Adam kayırma çok oluyordu”
Madenci G. Ç. “Kömür tozu uygulaması yapılmıyordu. Kömür doldururken tozdan yanımızdaki arkadaşı göremiyorduk. İçerisi çok sıcak oluyordu. Adam kayırma da çok oluyordu.” İfadelerinde bulundu.
“Sensörlerin yeri değiştiriliyordu”
Madenci R. A. ise “Sensörler gaz yükseldiğinde elektriği kesiyordu. Çalışmaya devam edilmesi için o sensörlerin yeri değiştiriliyordu. Ya aşağıya indirilirdi ya başka yere taşınırdı. Yani temiz havaya getirildi. Bunu telsiz konuşmalarından da duydum.” Dedi.
Davada tutuklu Amasra Müessese Müdürü Müessese Müdürü, İşletme Müdürü, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi ve Başmühendis hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar olmak üzere toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapis cezası isteniyor. Davadaki diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların hakkında ise, "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.