Kurtakaya'dan PCR testi zorunluluğunun kaldırılmasına tepki
Özel araç hariç, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirilecek şehirlerarası seyahatler için negatif sonuçlu PCR testi zorunluluğunun kaldırılmasına tepki gösteren Gelecek Partisi Bartın İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya 'Pandeminin yeniden pik yapmaya başladığı bir dönemde herhangi bir koruyucu önlemi sunmadan neye dayanarak PCR testi tarama zorunluluğunu kaldırmıştır?' diye sordu.
Gelecek Partisi Bartın İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya, özel araç hariç, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirilecek şehirlerarası seyahatler için negatif sonuçlu PCR testi zorunluluğunun kaldırılmasına tepki gösterdi. RCR testi ile tarama yapılması zorunluluğunun kaldırıldığına dair genelgenin diğer genelgelerden farklı olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da imzasıyla yayınlandığını ifade eden Başkan Kurtkaya şunları söyledi:
“15 Ocak 2022 tarihli İçişleri Bakanı imzası ile Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiyeleri çerçevesinde Sağlık Bakanlığı Değerlendirmelerini içiren ilgili genelgeye istinaden, 180 gün içinde Covid-19 hastalığı geçirmemiş ve yeter sayıda aşı olmamış bireylerin; uçak, otobüs veya diğer toplu ulaşım araçları ile şehirlerarası seyahatlerden önce aynı zamanda konser, sinema ve tiyatro gibi etkinliklere katılmadan önce, tüm kamu ve özel işyerlerinde çalışanlara, kamu ve özel kurumlar tarafından düzenlenen öğrenci kamplarına katılacak kişilere, RCR testi ile tarama yapılması zorunluluğunun kaldırıldığına dair genelge yayınlanmıştır.
Genelge bu hususta mutat olarak yayınlanan diğer genelgelerden farklı olarak İçişleri Bakanı imzasıyla yayınlanmıştır.
Yayınlanan genelgede PCR testi yapılmayacaklar arasında “Uçak, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirecekleri şehirlerarası seyahatlerden önce” maddesi açıkça belirtildiği halde bugün yayınlanan bazı gazetelerde maddenin yanlış anlaşıldığı belirtilmektedir. Bugün basında yer alan haberlere göre uçakla şehirlerarası seyahatte aşısız, aşı sürecini tamamlamamış, son 180 günde Covid-19 geçirmemiş kişilerden PCR testi istenmeye devam edilecek ancak tren, otobüs ve diğer toplu taşıma araçları ile yolculuk yapacak olan kişilerin durumu ise belirtilmemiştir.
İçişleri Bakanlığının sayfasında 15 Ocak tarihli PCR zorunluluğunun kaldırıldığına dair yayınlanmış olan genelge kaldırılmış ve basında yer alan zorunluluğun geri getirildiğine dair yeni bir genelge de yer almamaktadır. Halk sağlığını yakından ilgilendiren böylesi önemli bir konuda Bakanlığın bizzat bilgi kirliliğine neden olması kurumların akıl dışı uygulamalarının geldiği boyutu göstermektedir. Pandemi herhalde dünyanın hiçbir yerinde bu kadar tutarsızlıkla yönetilmemektedir.
“Neye dayanarak PCR testi tarama zorunluluğunu kaldırıldı?
15 Ocak itibariyle ülkemizde toplam nüfusun 52 milyonun 2 doz aşı yaptırdığı bilinmektedir. 2 doz aşının dahi yeterli koruma sağlamadığı bilimsel olarak açıklanmışken İçişleri Bakanlığı, tüm dünyada pandeminin yeniden pik yapmaya başladığı bir dönemde herhangi bir koruyucu önlemi sunmadan neye dayanarak PCR testi tarama zorunluluğunu kaldırmıştır?
• Aylar önce teklif ettiğimiz, Evde Hızlı Test temini yapılmamış,
• Daha çok bulaştırıcı olduğu bilindiği halde asemptomatik kişilerden PCR testi yapılması zorunluluğu kaldırılmış,
• Hastalığı geçirenler için izolasyon süresi 14 günden 7 güne indirilmiş, işbaşı yapmak için gereken negatif PCR mecburiyeti kaldırılmış,
• Maske ve mesafeye uyum giderek azalmış durumdadır.
Son aylarda Dünya'da ve Türkiye'de hâkim olan Omicron varyantının bulaşıcılık hızı da göz önüne alındığında:
• Covid-19 hızla yayılacak her gün binlerce kişi hayatını kaybedecek,
• Hastanelerde servisler ve yoğun bakım yatakları yeniden hızla ağır covidli hastalarla dolmaya başlayacak, 2 yıldır zaten ihmal edilen akut ve kronik hastalığı olan pek çok hasta tedavi olma imkânı bulamayacak, gebeler ve yeni doğan bebekler riske edilecek,
• Pandeminin başında covide yakalanıp ağır şekilde hastalanan, çok sayıda şehit veren sağlık çalışanları, yapılan onca aşıya rağmen yeniden hastalanmaya başlamıştır. Pek çok hekim, hemşire, ebe, laborant ve sağlık personeli hastalığı ağır geçirmekte iken, sağlık bakanlığının istisna belirtmeden 7. günde işbaşı yapabilir açıklaması nedeniyle, iyileşmeden göreve başlamak ya da yeniden rapor alma zorunda kalacaktır. Bu durum bütün çalışanlar dikkate alındığında, hastalığın yayılımını arttırması yanında zaten iş yükü çok artmış olan hekimlere ayrı bir yük getirecek, pozitif hasta ile poliklinik şartlarında tekrar tekrar muhatap olmak zorunda kalacak,
• Hekimler covid şüphe ettiği hastalardan PCR testi istediklerinde artık hastalar ve yakınları Bakanlığın yapılmasına gerek yok dediği testi yaptırmak istemeyecek, hastalığın yayılması yanında, yaşanan gerilimle hekime yönelik şiddete zemin hazırlanmış olacak,
• Uygulamalarda eksiklikler olsa da yapılan/yapılması planlanan bu kadar kapsamlı tedbirin birdenbire kaldırılması vatandaşlarımızda bu hastalığın, pandeminin gerçekte çok da önemli olmadığına dair algı oluşacak ve kısmen de olsa uygulanan maske uygulaması tümüyle ortadan kalkacak,
• Ülkeyi Pandemiye teslim edeceği açıkça görülen bu uygulamalar neticesinde, sorumluluk Sağlık Bakanlığı ve dolayısıyla sağlık çalışanlarına yüklenecek ve Cumhurbaşkanı dahil herkes faturayı sağlık çalışanlarına kesecektir.
Sağlık Bakanlığının kendi kontrol ve denetiminde olması gereken Pandemi yönetimini İçişleri Bakanına devretmesi yerine;
1. Bilim kuruluna yetki vermek suretiyle, etkili ve yetkili Yüksek Sağlık Şurası'nın yeniden kurulması,
2. Bulaşıcı hastalık yönetimi ve aşı üretimi çalışmalarının bilimsel kurallar çerçevesinde hızlanması ve OECD ülkeleri standartlarını yakalaması için Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü faal hale getirmesi,
3. Sağlık Bakanı Covid Pandemisinin hem dünyada oluşan hem de ülkemizde ilaveten çıkarılan tüm yüklerini çeken hekimler ve sağlık çalışanlarının yüklerini daha fazla arttırmayarak, insan onuruna yakışacak şekilde ücretlerini arttırması ve en önemlisi şiddetten koruması ödevlerini yerine getirmelidir.
4. İktidarın 5 Müteahhide ihalelerde ve ödemelerde gösterdiği hassasiyet ve titizliği vatandaşlarımızın menfaatine olan işlerde de bekliyoruz.”