Kalaycı:'İftirayla hiçbir şey olmaz'
Koronavirüs salgını süresince ekonomi üzerinden çok fazla algı operasyonu yapıldığını ifade eden AK Parti İl Başkanı Turhan Kalaycı, tüm bu algı operasyonlarına rağmen ülke genelinde ve il bazında yatırımların durmadığını aksine hızlanarak devam ettiğini ve hükümetin gündeminde bir erken seçimin olmadığını söyledi. Bartın'da salgın sürecinde de gündeme gelen AVM konusuyla ilgili ise Bartın'a kesinlikle bir AVM'nin yapılacağını belirtti. Kalaycı diğer partilerin il başkanlarının eleştirilerine de 'Benim açıklamalarımdan sonra her il başkanı konuşmaya başladı. Kendilerine gelecek tayin edemeyenler, millete gelecek veremezler. Millet gereğini yapacaktır. Biz milletimize güveniyoruz. İftiralarla, yalanla, dolanla hiçbir şey olmaz' dedi.
AK Parti İl Başkanı Turhan Kalaycı, koronavirüs salgının göründüğü andan bu yana geçen süreçte ülke genelinde ve il bazında yapılan çalışmaları değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak başta olmak üzere alınan tedbirler ve yapılan çalışmaların sonucunda Türkiye'nin salgın sürecini ekonomi de dahil her alanda dünyaya örnek olacak bir şekilde başarıyla atlattığını ifade eden Kalaycı, özelikle ekonomi üzerinden yapılan algı operasyonlarına rağmen ülke genelinde ve il bazında yatırımların durmadığını aksine hızlanarak devam ettiğini ve hükümetin gündeminde bir erken seçimin olmadığını söyledi. Bartın'ın da salgın sürecini Bartın Valisi Sinan Güner başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların birlik ve beraberliğiyle başarıyla atlattığını kaydeden Kalaycı, bu süreçte il gündemine yeniden gelen AVM ile ilgili Bartın'a kesinlikle bir AVM'nin yapılacağını belirtti.
“Dünyaya örnek bir şekilde bu süreci atlattık”
İşte Turhan Kalaycı'nın uzun süre çok konuşulacak o açıklamaları ve değerlendirmeleri!
“Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Sağlık Bakanımıza, devletimizin tüm kurumlarımıza bu süreçte gösterdikleri çaba ve çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyaya örnek olabilecek şekilde bu süreci atlattı. Almanya'da, Fransa'da, Belçika'da, Avusturya'da, İtalya'da koronavirüs olan kişiler hastanelere alınmazken Türkiye'de sadece kendisi değil, ailesi, akrabaları ve çevresi hastanelere alındığı gibi yurtlarda da 14 gün karantina altında kaldı. Tedavi edildi ve bu şekilde taburcu edildi. Bizim örf ve adetlerimiz aslında bu virüsün yayılması için birebir. Temiz bir toplum olmamıza rağmen selamlaşma, kucaklaşma, tokalaşma gibi örf e adetlerimizi bizler bu süreçte pek uygulamadık ve aldığımız bu tedbirler sayesinde de aslında başarılı olduk.
“Devletimiz halkının yanında oldu”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti pandemi sürecinde halkının yanında oldu. Diğer ülkelerde halk kendi tedavi masraflarını öderken Türkiye vatandaşlarının tedavisini kendi kaynaklarıyla yaptırdı. Her türlü devlet, milletinin hizmetine koştu. Avrupa devletleri yaşlı vatandaşlarını kendi ekonomisine bir yük olarak görürken ülkemiz yaşlı vatandaşlarını çok büyük bir değer olarak görerek askerini, din görevlisini, muhtarını, valisini, tüm kurumlarını bu vatandaşlarımızın her türlü ihtiyacının karşılanması için yardımına koşturdu. Çocuklarımıza da keza aynı şekilde ülkemiz yaklaştı.
“Küçük esnafımızı yalnız bırakmadık”
Elbette bu süreçten etkilenenler de oldu. Kimsenin refah seviyesi etkilenmeden bu süreci atlatmayı istememize rağmen tabi küçük esnafımız bu durumdan ekonomik olarak etkilendi. Ama devletimiz, hükümetimiz bu durumda da küçük esnafını yalnız bırakmadı ve esnafına 10 bin ile 25 bin TL arasında 6 ay ödemesiz kredi imkanı sundu ve bu yardımı yaparken de faiz oranını düşük tuttu. Milletimiz kendi evinde kendi maskesini dikebilecek bir millet. Ama bu durum bile siyaset malzemesi olarak kullandı ve “Biz maske bile dağıtamadılar” denilerek bu durum farklı noktalara çekildi.
“Koronavirüs üzerinden siyaset yapılmasına karşıyım”
Ekmek, emek, vatan, millet, bayrak, devlet, dini değerlerimiz üzerinde siyaset yapılasına kesinlikle karşıyım. Bizim yüzde 90 her şeyimiz bir. Bizim bunlar üzerinden siyaset yapmamamız gerektiği gibi bu saydıklarım dışında kalan alanlarda da ‘Nasıl milletimize daha iyi hizmet edebiliriz' diye düşünmemiz ve o yönde çalışmamız lazım. Küçük hesaplar peşinde olmamamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yok olduğu zaman ne sağ kalır, ne sol kalır. Ne de zengini, fakiri ayırır. Bakın Suriye ne hale geldi. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. 3-5 görüş farklılığımız olsa da bizler devletimiz için saydığım değerler üzerinde her zaman birlik ve beraberliği sağlıyoruz. Bu pandemi sürecinde de bu konu üzerinden siyaset yapılmasına şahsen karşıyım.
“Sosyal yardıma ihtiyacı olan her haneye girdik”
Koronavirüs çıktığında belirli bir algı operasyonu yapıldı. “Bittik. Ekonomimiz batacak” gibi algılar oluşturuldu. Ülke genelinde 6,5 milyon vatandaşımıza 1000 TL nakdi yardımda bulunduk. Hem ülkemizde hem de ilimizde ben evine gıda paketi girmeyen, sosyal yardım almayan ya da 1000 TL nakdi yardım almayan bir hanemizin kaldığını düşünmüyorum. Teşkilat olarak muhtarlarımız, köy temsilcilerimiz, din görevlilerimizin nezdinde ve Sosyal Yardımlaşma Vakfımızla da birlikte çevresinde sosyal yardıma ihtiyacı olan her haneye girdik. Bunu ilk başta ‘Bir elin verdiğini diğer el görmemeli' düsturuyla hareket ederek medyadan sakladık ama bazılarının 30 koli dağıtıp 300-400 fotoğraf paylaştığını görünce bu dönemde iktidar partisinin halkının yanında nasıl olduğunu ister istemez göstermek durumunda kaldık ve bunları mecburen paylaştık.
“Teşkilatımızdan yardım isteyip, yardım etmediğimiz bir kişi yok”
Aslında Bartın zengin bir şehir. Allah'a hamd olsun çok da fakir vatandaşlarımız yok ama kötü olarak algılamazsak bu pandemi süreci halka nasıl hizmet edilmesi gerektiği noktasında devletimize hem bir fırsat tanıdı hem de Allah zengin vatandaşlarımızı ‘Benim ona verdiklerimden ne kadarını dağıtabiliyor' diye test etti. Fakir vatandaşlarımızı da ‘Ne kadar sabredebiliyor' diye test etmiş oldu. Bartın'da AK Parti Teşkilatlarına başvurup yardım edilmeyen Allah'ın bir kulu yok. Bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. Tabi bu konuda bize destek olan arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.
“Muhalefetin IMF ile ne işi var?”
Hükümetimizin bu süreçte aldığı önlemler gerçekten yerinde önlemlerdir. Bize IMF'den borç para almayı tavsiye edenler de enteresan. Bir kere muhalefetin IMF ile ne işi var? Türkiye'de ‘Battık. Türkiye'nin IMF'den borç almaya ihtiyacı var. Ekonomi elden gitti.' gibi bir hava oluşturmak amacıyla gündem yaratılmaya çalışılıyor.
“Erken seçim kesinlikle yok”
Ne yaparlarsa yapsınlar ne ülkemizin ne hükümetimizin gündeminde bir erken seçim kesinlikle yok. Koronvirüsün ülkemizden ilk çıktığı andan şuana kadar hükümetimizde bir panik havası hiçbir zaman olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız gerçekten kendinden emin, rahat tavırlarıyla bize güven verdiler. Zaten nasıl güven verdikleri de ortada. Faizler cumhuriyet tarihinin en dip faizleri durumunda. Biz bu güven ortamının devam edeceğine inanıyoruz. Turhan Kalaycı olarak ben partime ve liderime çok güveniyorum.
“Algı operasyonu yapanların ümidi ikinci dalga”
Koronavirüs salgınında bir ikinci dalga gelse bile bu tüm dünyayı etkileyecek. Bu durumdan neticede sadece Türkiye etkilenmeyecek ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlet. Eski Türkiye artık yok. Teknoloji başta olmak üzere tüm imkanlarına imrenilerek bakılan Avrupa artık bizim imkanlarımıza bakar duruma geldi. Bunun tam tersi bir algı oluşturmak isteyen bir güruh var. Birinci dalgada başarılı olamadılar, ümitleri ikinci dalga. Ama biz milletimizle birlikte ister ikinci isterse üçüncü dalga olsun bu salgını yeneriz. Biz tedbirimizi alalım takdir Rabbimin. Rehavete kapılmadan, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sağlık Bakanımızın söylediği maske, sosyal mesafe ve hijyen kuralına uyarak yolumuza devam edeceğiz. Hayat devam ediyor. Bu temizlik ve güzel, insanı duygular bizde olduğu müddetçe Türk milletinin aşamayacağı bir güç ve engel yok.
“Bartın'da Sayın Valimiz pandemi sürecinin önemli aktörlerinden bir tanesidir”
Ümitsiz asla olmayalım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti belki 150 yıldır hiç olmadığından daha da güçlü bir durumda. Artık dünya bize engel olamıyor. Bunu Libya'da, Katar'da, Suriye'de, Avrupa'da görüyoruz. Elbette bizim düşmanımız olacak ama önemli olan Türk milletinin birliği ve beraberliği. Hiçbir kardeşimizi ötekileştirmeden yolumuza devam etmeliyiz. Bartın'da ise başta Sayın Valimiz olma üzere tüm kurum ve kuruluşlarımız çok titizlikle bu konunun üzerine gitti. İlimizde çok fazla vaka yaşamamamızın nedeni Sayın Valimizin bu konuda almış olduğu tedbirler hatta erken attığı adımlardır. Sayın Valimiz Bartın'da pandemi sürecinin önemli aktörlerinden bir tanesidir.
“Asgari ücret alan sağlık personelimize yardımda bulunduk”
Bu pandemi sürecinde cephedeki Mehmetçik neyse sağlık çalışanlarımız da bizim gözümüzde aynıdır. Görevden kaçmadan çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Her türlü engele göğüs gerdiler. Bizim bu süreçte sağlık çalışanlarıyla ilgili de bir projemiz oldu. Başta Sağlık İl Müdürümüz olmak üzere, Başhekimimiz, doktorlarımız Hayri Kocabaş ve Özkan Pulat'la birlikte organize ettiğimiz bir yardımlaşma projemiz vardı. Doktorlarımız ve hemşirelerimiz belirli bir bütçe oluşturdular ve asgari ücret alan tüm sağlık personeline yardımda bulundular. Bu konuda da emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ramazan Bayramından sonra bende hemen sahaya inerek İl Emniyet Müdürlüğümüze, İl Jandarma Komutanlığımıza, Türk Kızılay'ı Bartın Şubesine, Sosyal Yardımlaşma Vakfımıza, Bartın Devlet Hastanemize, Sayın Valimize, Vali Yardımcımız Abdullah Akdaş'a ziyaretlerde bulunarak teşekkür ettim.
“Tüm belediyelerimiz fazlasıyla çalıştı”
Hiçbir belediyemizi ayırt etmeden tüm belediyelerimize de teşekkür etmek istiyorum. Hepsi de üzerine düşen sorumluluğun fazlasını yerine getirerek çalıştı ve birlik ve beraberlik örneği gösterdi. Bizlerde koronanın bizim birlik ve beraberliğimizden daha güçlü olmadığını hep birlikte gördük.
“Bu süreçte yatırımlar durmadı , daha da hızlandı”
Bu pandemi sürecinde yatırımların durmasını bir kenara bırakın, daha da hızlandı. Ülkemizde yapılan hastaneler, barajlar ve diğer yatırımlar bu süreçte bırakın durmayı daha da hızlanarak devam etti. İnanın bizlerde bu süreçte belki yatırımların aksayabileceğini düşündük ama Sayın Cumhurbaşkanımız ve Hazine ve Maliye Bakanımız bizleri bile bu konuda ters köşe yaptı. Maliye Bakanımızı yerel bazda da bizim bir arkadaşımız eleştirmiş ama önemli olan hatice değil, netice. Maliye Bakanımız göreve geldikten sonra bir yerel seçim atlattı, dolar manipülasyonu yaşandı ve koronavirüs salgını ülkemizde yaşandı. Üstelik bu salgın sürecinde de İngiltere üzerinden yine bir operasyon yapıp Doları ve Euro'yu yükseltmek istediler. Maliye Bakanımız anında cevap vererek onların da yollarını kesti ve her ikisi de belirli bir seviyeye geldi.
“Milletimiz Türk Lirasına güveniyor”
Milletimiz Türk Lirasına güveniyor ve Türk Lirasıyla yatırım yapıyor. Şahsım adına konuşacak olursam bende bu süreçte Türk Lirasına güveniyorum ve 4 yeni iş dalına da girdim. TOKİ'de yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ağustos ayında yeni bir fabrikanın temelini atacağız. Bunun dışında da otomotiv ve medikal sektörüne giriyoruz. Ben ülkemi seviyorum. Ülkeme olan güvenimi de yatırımlarımla gösteriyorum. Parayı faize değil, üretime yatırıyorum ve ülkeme istihdam sağlamaya çalışıyorum. Geçenlerde bir televizyon programında bana yumurtanın fiyatını söylediler. Köylü gelip yumurtayı pazardan alırsa tabi ki yumurtanın fiyatı artar. Ben yumurtayı pazardan almıyorum. Kendi baktığım tavuklardan organik yiyorum. Kesinlikle çalışmamız ve üretmemiz lazım. Bundan sonra da ülkemize katkıda bulunmamız lazım.
“AVM yapılacak”
Biliyorsunuz Bartın'da bir AVM yapmak istedik. Arkadaşımız finansmanını sağladı ve tüm markalarla görüşmeleri de gerçekleştirdi. Yine Belediye Meclisince yeniden komisyona havale edildi ama şunu söylemek istiyorum Bartın'a AVM yapılacak.
“Filyos Projesine hazır olmamız lazım”
Bartın'a bu şekilde yatırımların yapılması lazım. Millet Bahçesi, TOKİ konutları, TOKİ Köprüsü bitti, Adliye binamız bitmek üzere. Hastanemizin yapımına devam ediyor. Bu yatırımların arasında bir AVM neden olmasın ya da büyük bir 5 yıldızlı otel Bartın'a neden yapılmasın? Filyos Projesi bittiğinde Bartın'a katkısı olacak ve bizim bunun hazır olmamız lazım. Bartın'ın coğrafi yapısı diğer illere nazaran yatırım yapmaya daha elverişli. Biz kesinlikle cennet gibi bir ildeyiz. Bizim birbirimizi severek ve iyi anlayarak Bartın'ı daha da güzelleştirmemiz lazım. AK Parti teşkilatları memleketinin ve milletinin yararına olan hiçbir yatırıma dur demez, diyemez. “Bartın'a şunu yapalım, daha faydalı olur” diyen tüm partilerimizin il başkanlarına kapımız 7/24 açık.
“İftiralarla, yalanla, dolanla hiçbir şey olmaz”
Benim açıklamalarımdan sonra her il başkanı konuşmaya başladı. Kendilerine gelecek tayin edemeyenler, millete gelecek veremezler. Millet gereğini yapacaktır. Biz milletimize güveniyoruz. İftiralarla, yalanla, dolanla hiçbir şey olmaz. Bizim Sayın Cumhurbaşkanımızın değerini bilmemiz lazım. Artık Türkiye'nin lideri değil, gerçekten bir dünya lideri. Libya'ya bir bakın. Libya sanki artık bir Türk toprağı. Libya'daki tüm petrol ve doğalgaz arama ve çıkarma işleri Türkiye Cumhuriyeti Devletine ait. Bu çok önemli. Bu da ‘Türk ordusunun Libya'da ne işi var?' diyenlere kapak olsun.
Almanya hala uçak seferlerini Almanlar Yunanistan'a, İtalya'ya, İspanya'ya gitsin diye Türkiye'ye açmadı. Türkiye'ye gelecek turizmi engellemek adına açmadı. Almanya'daki gurbetçi vatandaşlarımız arabayla ülkemize gelmek durumunda kalıyor. Şuanda körü körüne yürütülen ‘Erdoğan gitsin de ne olursa olsun?' mantığının sonuçlarını biz bir başka şekilde Sultan Abdülhamit Han devrinde aslında yaşadık. O zaman da Sultan Abdülhamit Han için bunun gibi bir mantık yürütülmüştü. Bu mantık iyi bir mantık değil. Bizim sahip olduğumuz böyle bir liderin arkasında sağıyla soluyla birleşmemiz lazım. Küçük hesaplar peşinde olmamız lazım.
“Her krizin ardından paket paket üstüne geldi”
Hazine ve Maliye Bakanımız durmadan eleştiriliyor. Kriz kriz üzerine yaşandı ama her krizin ardından paket paket üstüne geldi. Daha yeni 25 milyar TL'lik bir paket daha açıklandı ve 400 milyon TL'ye kadar üreticiye kredi imkanı sağlıyor, üstelik cumhuriyet tarihinin en düşük faizleriyle. Bu ülkede her şeyden önemlisi terörü bitirdik. Terörü aldık ülkemiz sınırının 32 kilometre dışına ittik. Biz geçmişi çok çabuk unutuyoruz. Bundan 15 yıl önce nerede hangi bomba patlayacak hangi ilimizden şehit haberi gelecek bunu düşünüyorduk. Şimdi güvenliğimiz, sağlığımız yerinde çok rahat bir şekilde yaşıyoruz. Biz bize yetiyoruz. Herkes ülkemizin geleceğine güvensin, işadamlarımız yatırım yapmaktan geri durmasın. Halkımız da sabırlı olsun bu pandemi sürecini hep birlikte başarılı bir şekilde atlatacağız. Eleştirmek çok basit. Destek olmak en güzeli. Bizim tek amacımız devletimiz var olsun, milletimiz sağ olsun.”