Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyor
Bartın Kadın Platformu tüm Türkiye ile eşzamanlı olarak alanlara çıktı ve açıklama yaptı. Bartın Halkevleri Başkanı Yonca Alemdar tarafından okunan ortak bildiride kadınlar tüm Türkiye'yle birlikte 'İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz' dedi.
Bartın Kadın Platformu tüm Türkiye ile eşzamanlı olarak alanlara çıktı ve açıklama yaptı. Hükümet Caddesi'nde Arap Camii önünde toplanan kadınlar, her türlü yasal düzenlemeye karşın bir türlü önüne geçilemeyen ve son dönemde yine artış eğiliminde olan kadına yönelik şiddeti protesto ederek İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması yönündeki taleplerini yaptıkları ortak basın açıklaması ile bir kez daha dile getirdiler. Bartın Halkevleri Başkanı Yonca Alemdar tarafından okunan ortak bildiride tüm Türkiye'de eşzamanlı olarak sokaklarda “İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz” diyen kadınlarla dayanışma için ve erkeklerce katledilen kadınlar için ve kadınların yaşam hakkına sahip çıktıklarını bir kez daha haykırmak için bir araya geldiklerini söyledi. “Biz kadınlar, katiller ve tecavüzcüler kim olursa olsunlar erkek egemenliğinin ve erkek şiddetinin karşısında kadın dayanışmasının gücüne inanıyoruz” diyen Alemdar, kadınların en önemli yaşam güvencelerinden biri olan İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 Sayılı Kanunu savunarak yaşamlarına sahip çıktıkları için bir arada olduklarını kaydetti.
“Saldırılar ortada”
Yonca Alemdar, şu açıklamayı yaptı:
“İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik ısrarlı saldırılar ve yine sözleşme aleyhine iktidar tarafından yürütülen kampanyalarla gelinen noktada, Temmuz ayı başında AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un ‘Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır' sözleri, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın partisinin MYK toplantısında Türkiye'nin sözleşmeden çekilmesi gerektiğini söylemesi, AKP'li erkek vekillerin ard arda gelen açıklamaları, basına yansıyan ve çeşitli mecralardan gelen açıklamalar, İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik saldırıları açık etmektedir.
“Sözleşme, sistematik saldırı altında”
İstanbul Sözleşmesi, kadınların eşit ve güven içinde, erkek şiddetinden uzak biçimde yaşamasını istemeyen, kadınların adeta köle gibi yaşamasını arzu eden mecralarca sistematik saldırı altındadır. İstenmektedir ki, kocalar eşlerini rahatça dövebilsin, karılarına istedikleri eziyeti yapabilsin, ama kimse buna ses çıkaramasın, karılarını döven erkekler yargılanmasın, ceza almasın. İstenmektedir ki, tacizler, tecavüzler, çocuk istismarları cezasız kalsın.
“30 kadın daha katledildi”
Geçtiğimiz haftalarda bu meydanda üniversite öğrencisi 27 yaşındaki Pınar Gültekin'in eski erkek arkadaşı tarafından vahşice katledilmesi üzere buluşmuş ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, derhal uygulayın' demiştik. Ne yazık ki o günden bu yana en az 30 kadın daha katledildi… Pınar Gültekin, Özgecan Aslan, Şule Çet, Ceren Özdemir ölmek istemiyorum diyerek haykıran Emine Bulut ve erkekler tarafından öldürülen daha binlerce kadın gibi aslında hikâyelerimiz aynı! Erkekler kadınlar sırf ‘hayır' dediği için, yemeğin tuzu az diye, karısı ya da sevgilisi tayt giydi diye, kadınlar kendilerinden boşanmak istediği ya da boşandığı için, hiç birlikte olmak istemediği için kadınları öldürüyorlar.
“Kadınları öldürme cesaretini nereden buluyorlar?”
Erkekler, Kadınları öldürme cesaretini nereden buluyor? Erkeklerin, kadınları öldürme cesaretini kimden aldığını biz söyleyelim: Kadınlar öldürüldüğünde bile yine katledilen kadınları suçlayan, katledilen kadınların hayatını mercek altına alarak kadınların tercihlerini sorgulayanlardan… Kadınları eşiti olarak görmek istemeyenlerden, kadını ötekileştirmek isteyenlerden… Öldüreni değil; katledileni suçlayan, katilleri cezasızlıkla ödüllendiren erkek egemen yargıdan… Erkek egemen, kadın düşmanı medyadan… Her gün kadınların yaşam güvencelerini elinden alan, kadınları korumasız bırakan AKP iktidarından…
“Kadın katliamı hız kesmiyor”
Son 18 yılda en az 15 bin 557 öldürüldü. 2019'da Türkiye'de 474 kadın öldürüldü. Bu, son 10 yıldaki en yüksek rakam. 2020 yılında ise kadın katliamı hız kesmeden devam ediyor, Haziran 2020 itibariyle 285 kadın katledildi. Artık tek bir kişi bile eksilmeyi reddediyoruz. İktidarın kadın düşmanı tutumundan güç alan erkekler 2020 Temmuz ayında en az 80 kadına şiddet uyguladı, en az üç çocuğu öldürdü. Aralarında oğlan çocukların da olduğu en az 27 çocuğu istismar eden erkekler, en az 15 kadını taciz etti. Erkekler en az 113 kadını da seks işçiliğine zorladı.
“Sözleşme kadınların yaşam güvencesi”
Kadınların öldürülmesinin önüne geçmenin yolu kadın mücadelesinin bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanundur. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasadır. Bu kadınların yaşam güvencesidir. AKP iktidarı, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunu en etkin şekilde uygulaması gerekirken, sözleşmenin gereklerini yerine getirmiyor ve kadını koruyan kanunları kaldırmayı istiyor. Bu memlekette birtakım adamlar İstanbul Sözleşmesi'ni karalama haddini kendinde görmeye devam ediyor. Kadın cinayetlerine engel olması gerekenler, kadınları hukuki güvencelerini ortadan kaldırmaya yelteniyor, kadına yönelik şiddet yasalarını uygulamıyor ve kadına yönelik şiddetin önünü açıyor.
“Daha kaç kadın ölmeli?”
İstanbul Sözleşmesini hedef almak, Sözleşmeden çekileceğini söylemek kadına yönelik şiddeti teşvik, erkek şiddetini ihya etmektir. İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik her cümle her açıklama kadınlara yönelik artan şiddet olarak dönüyor. Türkiye'de kadınlar aylardır, yıllardır ‘yasalar etkili uygulanmıyor, erkek şiddetine karşı acil önlem planı yapılmalı' diyoruz; ancak tüm bu çağrılarımıza kulak tıkayanlar; bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açıyor. Sesimizin duyulması için daha kaç kadının ölmesi gerek? Hiçbir kadın hiçbir şekilde herhangi bir şiddeti hakketmiş değildir. Bunu savunanlar ima edenler ve imaya yeltenen herkes kadınların katili ve kadın cinayetlerinin sorumlusudur.
“Cinayetlerin birincil sorumlusu AKP iktidarı”
İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz! AKP iktidarı ve onun kadın düşmanı kurumları; kadınların yaşam güvencesi olan kanunlara, kadınların kazanılmış haklarına saldıran sadece kadın düşmanı politikaları uygulayan bir iktidar değildir, kadın cinayetlerinin birincil sorumlusudur. İstanbul Sözleşmesi'ne saldıran, feshetmeye çalışanlar, her bir kadın cinayetinin sorumlusudur.
“Elimiz yakanızda!”
Bir kez daha haykırıyoruz İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz! Kadınlar bir aradayız ve yaşamlarımıza sahip çıkıyoruz. Biz kadınlar yaşamak istiyoruz. Binlerce kadının ölümünün sorumlusu; kadınları eşit görmeyenlerdir, İstanbul sözleşmesine saldıranlardır. Kadın cinayetlerinden 6 bin 284'ü ve İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmeyen, İstanbul Sözleşmesi'ne göz dikenlerdir. İstanbul Sözleşmesi'ne saldıranlar iyi bilsin ki; kadınların eli yakanızda! İstanbul Sözleşmesi'nden elinizi çekin! Kadınların yaşam güvencelerinden biri olan İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı kanunu uygulayın! Yaşasın kadın dayanışması.”