İNSAN ZİNCİRİYLE ELEKTRİK ZAMMI PROTESTOSU

Bartın'da Emek ve Demokrasi Platformu'nun çağrısıyla Hükümet Caddesi'nde bir araya gelen vatandaşlar, cadde boyunca insan zinciri oluşturarak elektrik zamlarını protesto etti. 'Bu zamlarla yaşanmaz zamlar geri alınsın', 'Zam, zulüm, işkence işte AKP' ve 'Hükümet İstifa' sloganların atıldığı eylemde, Bartın Enerji-Sa'nın önünde de açıklama yapıldı. Açıklamada 'Zamlara ve hayat pahalılığına hayır' denildi.

Bartın Emek ve Demokrasi Platformunun çağrısıyla gerçekleşen eyleme Kamu Emekçiler Sendikaları Konfederasyonu (KESK)'e bağlı Eğitim Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Bireysel Emekliler Sistemi (BES ), Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM)'nin yanı sıra Genel Maden İşçileri Sendikası Amasra şubesi, işçiler, Esnaflar Kadın Dayanışma Derneği, Bartın Tel Kırma Derneği, Bartın Eğitim ve Kültür Derneği, Halkevi, Meslek odaları temsilcileri, emeklilerinin katılımıyla gerçekleştirilen eyleme, CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, CHP Bartın İl Başkanı Selim Karakaş, CHP Kadın Kolları Başkanı Fatma Mazhar ile il ve ilçe teşkilatı üyeleri de katıldı.

Hükümet Caddesi'nde bir araya gelen halk, “Bu zamlarla yaşanmaz zamlar geri alınsın”, “Zam, zulüm, işkence işte AKP” ve “Hükümet İstifa” sloganları atarak insan zinciri oluşturdu.

Hükümet Caddesi'ndeki eylemin ardından Bartın Enerji-Sa'nın önüne yürüyen katılımcılar burada da bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasını Bartın Emek ve Demokrasi Platformu adına Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sedat Bora yaptı.

Bora: “Zam değil soygun!”

Son dönemde yüksek gelen elektrik faturalarına dikkat çekerken enerjide acil kamulaştırılma yapılması gerektiğini belirten Bora, şunları söyledi:

“Zamlar geri alınsın. Enerjide acil kamulaştırma istiyoruz. Şu an son yıllarda ülkemizin başına çöreklenmiş dağı, taşı, suyu, toprağı, evlerimize giren elektriği paraya, ranta çevirmiş, bir ortağı halka ettiği küfürle aklımızda yer eden bir AKP dönemi şirketinin önündeyiz. Cengiz ve kolin ortaklığıyla Türkiye'nin yüzde 10'una elektrik dağıtan ve satan Enerjisa önündeyiz. Bu şirket elektrik dağıtımının özelleştirmesiyle ‘piyasayı' tutan diğer sınırlı sayıda şirketle birlikte her ay cebimizden milyar dolarlar çalıyor.

“İktidar dayanma sınırımızı zorluyor”

Geçtiğimiz dönemden itibaren zamlı faturalar evlerimize girmeye başladı. Topla çıkar matematik tutmuyor. Asgari ücrete yapılan zam temel ihtiyaçlara yapılan zammı karşılamıyor. Bu ülkedeki milyonlarca yurttaş geçinemiyor. Geleceğini göremiyor. Gençler çaresizlik içinde intihara ya da yurt dışına sürükleniyor. İktidar dayanma sınırımızı zorluyor. Bu zamların ülkemiz, için etkisi yıkıcı olacak. Enflasyon artacak, işsizlik artacak, işletmelerin bir kısmı kapanacak. Birkaç gündür İran'la yaşanan doğalgaz. Krizi ve doğalgaz kesintileri konuşuluyor. Elbette bu sürecin elektriğe de etkisi olacak. Şimdiden kapanan sanayi tesisleri haberlerini almaya başladık. AKP eliyle enerji şirketler, ‘İhya' edilirken ülke büyük bir yıkıma sürükleniyor.

“Zamlar derhal geri alınmalı”

Her haneye 230 kilovat elektrik. 140 metreküp doğalgaz. 18 metreküp su parasız, sağlansın! Bu şirketin önündeyiz, çünkü bugün evlerimizde en çok konuşulan konu faturaları nasıl ödeyeceğimiz. Yıl başında elektriğe konutlarda 150 kilovata kadar tüketime yüzde 50. 150 kilovat üstüne yüzde 125, sanayide yüzde 129,2 zam yapıldı. Doğalgaz fiyatları konutlarda yüzde 25, sanayi abonelerinde yüzde 50 arttırıldı. Yani bu soğuk günlerde en düşük gelen faturamız, en az. İki katına çıktı. Sadece faturalar değil her şey ateş pahası. Bartın'da ulaşıma yüzde 50 zam geldi. Kiralar bir yılda en az. Yüzde 100 arttı. Gıda fiyatları ise alıp başını gitmiş vaziyette, geçen sene kilosunu 5 liraya aldığımız, patlıcanın tanesini beş liraya alır hale geldik. Isınamıyoruz, beslenemiyoruz, barınamıyoruz, geçinemiyoruz. Enerji şirketleri servetlerine servet katarken; marketlerde raflara, pazarda tezgahlara el sürçmeyen, faturaları, kiraları nasıl ödeyeceğini düşünen, ‘geçinemeyen milyonlara' fatura kesilmesini kabul etmiyoruz. Zamlar derhal geri alınmalıdır!

“Enerjide acil kamulaştırma istiyoruz!”

Enerjide buraya nasıl mı geldik? 90'lı yılların başından itibaren ilerleyen özelleştirme politikalarıyla önce Türkiye elektrik kurumu (TEK) kamu iktisadi teşekkülü olmaktan çıkarıldı. Sonra yap işlet devret modeliyle inşa edilen elektrik üretim tesisleriyle özel sektör enerji üretim alanına girdi. 2001 elektrik ve gaz piyasası kanunları ve EPDK'nın kurulmasıyla birlikte elektrik üretimi giderek özelleştirildi. AKP döneminde enerji sektörünün yüzde 85'i özel sektöre geçti. Bu dönemde önce enerji hakkı; üretim, iletim, dağıtım ve perakende satış diye ayrı ayrı faaliyetler olarak tarif edildi. Ardından bunların hepsi ayrı ayrı bu hırsız şirketler kar etsin diye özelleştirildi. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında elektrik üretiminin yüzde 60'i kanın tarafından gerçekleşirken, bugün bu oran yüzde 15. AKP, TEDAŞ'ın yürüttüğü elektrik dağıtım hizmetini de 2009- 2011 yılları arasında ‘rekabet sayesinde enerji fiyatları düşecek' diyerek tamamen özelleştirdi!

Sonuç; bugün geldiğimiz, nokta, enerji şirketlerine cebimizden giden milyarlar. Aylık maliyetler hesaplandığında toplam fatura tutarı yaklaşık 8 milyar TL olabilecek iken bu şirketlere aylık 42 milyar TL'lik fatura ödettiriliyor bize. Yani enerji şirketlerine her ay 54 milyar fazladan ödüyoruz. Bu şirketler kamulaştırılırsa konutlarda elektrik parasız, olabilir, iş yerlerine ise yarı fiyatına verilebilir. Bu mümkündür. Önünde bulunduğumuz enerjinin ortaklarından Cengiz, Holdingin yıllık cirosu resmi verilere göre 5 milyar doları aşıyor. İstanbul'un Anadolu yakasının elektrik dağıtımını elinde bulunduran Sabancı'nın şirketi Enerji SA sadece 2021 yılının ilk çeyreğinde 552 milyon lira net kar açıkladı. Yapılan zamlarla elektrik dağıtım şirketlerinin 1 ayda toplam abonelerden elde ettiği gelir; aylık yüzde 114 artmış oldu. Üstelik halkın en temek ihtiyaçları en yüksek oranlarda vergilendirilirken bu şirketlerin borçlarının silindiğini artık sağır sultan bile biliyor. Bu bir soygundur. Bu soyguna son verilmesi için acil kamulaştırma yapılmalıdır.

Enerjideki piyasalaştırmaya bir an önce son verilmeli, madenlerden, enerji üretimine ve enerji dağıtımına kadar sermayenin elindeki tüm varlıklara e! konulmalı, bu şirketlerin kamuya olan borçları tahsil edilmelidir.

“Borçlu yaşamak istemiyoruz!

Ülkemizin bütün varlıkları bir avuç sermayedar ve AKP iş birliğiyle yağmalanırken, iktidar krizin faturasını zamlarla, vergilerle halkın sırtına yıkıyor. Ye dahası elektriğe ve doğalgaza kademeli zammı içeren kanunlar meclisten geçirilirken muhalefetin bir kısmı evet, bir kısmı da çekimser oy kullanılıyor. Bu suç ortaklığını kabul etmiyoruz. Halka fatura ettiklerinizin hesabını bir bir soracağız. Sadece nefes almak değil insanca yaşamak istiyoruz. Cebimizde çalıyorlar, hayatlarımızdan çalıyorlar, zenginliklerine zenginlik katıyorlar. Bu krizin sorumlusu biz değiliz, bedelini biz ödemeyeceğiz. Geçinemeyen milyonlarız, birlikte olursak kazanırız. Zamların geri alınması için, krizi yaratanların bu faturayı ödemesi için, enerji şirketlerinin kamulaştırılması için herkesi birlikte mücadele etmeye, yan yana gelmeye çağırıyoruz.

“Bütün ücretler arttırılsın!”

Taleplerimizi bir kez daha tekrarlıyoruz. Elektrik üretim ve dağıtım işletmeleri acilen kamulaştırılmalıdır. Enerji şirketlerinden borçları tahsil edilmelidir. Her haneye parasız, 18 metreküp su, 140 metreküp doğalgaz, 230 kilovatlık elektrik sağlansın. Temel tüketim maddelerinde KDV kaldırılsın. Hazine garantili projelere ödemeler durdurulsun. Bütün ücretler arttırılsın! Herkese güvenceli iş.”

Bakmadan Geçme