Gelecek, Davutoğlu'yla yoluna devam ediyor

Gelecek Partisi, 1. Olağan Kongresini Ankara'da gerçekleştirildi. Kongreye Bartın'dan İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya başta olmak üzere delegelerin tamamı katıldı. Kongrede gündeme ait önemli açıklamalarda bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 829 delegenin oyunu alarak yeniden Genel Başkan Seçildi. Gelecek Partisi Bartın İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya kongreyle ilgili 'Korkmadan, yılmadan çalışmamız gerekiyor. Biz birinci derecede milletimize sorumluyuz. Ondan sonra da Genel Başkanımıza verdiğimiz sözümüz var. Bu yolda başarılı olacağız' değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek Partisi, 1. Olağan Kongresini Ankara'da gerçekleştirildi. Kongreye Bartın'dan İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya başta olmak üzere delegeler Ali Topuz, Erdem Bensiz, Cemal Remzi Eren ve Hasan Kamış katıldı. Siyasi İşler Başkanı Selim Temurci'nin divan başkanlığını yaptığı kongrede İl Başkanı Kurtkaya, divana katip üye olarak seçildi. Konuşmasına İzmir'de yaşanan depremin ardından hayatını kaybeden vatandaşlarımıza başsağlığı dileyerek başlayan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Her şeyden önce ufuk şehrimiz güzel İzmir'imizde depremde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Enkaz altında bulunan vatandaşlarımıza sağ salim ulaşma niyazında bulunuyorum. Partimizden bir heyet, depremim olduğu gün İzmir e gidip gerekli incelemelerde bulundu. Deprem felaketinden etkilenen bütün illerimize ve komşumuz Yunanistan'a da geçmiş olsun dileklerimi tekrar ediyorum” dedi.

“İktidarın rüyası artık vatandaşın kabusudur”

AK Parti'yi de eleştiren Davutoğlu, iktidar partisinin artık halktan korktuğunu ifade ederek “İktidar korkuyor. Muhalif gazetecilerin karşısına çıkmaktan korkuyorlar. Gerçek soruları cevaplama cesaretleri yok. Muhalefet partilerinden korkuyorlar. Muhalefet liderleri ile konuşmaktan, karşı karşıya gelmekten korkuyorlar, çünkü verecekleri cevap yok. En kötüsü halktan yani sizden korkuyorlar. Çevrelerinde yüzlerce koruma, izole hayatlar yaşıyorlar. İnsana, gerçeğe, sokağa değmeden yaşanan bir rüya içindeler. Ve bu rüyadan uyanmak istemiyorlar. İktidarın rüyası artık vatandaşın kabusudur ” şeklinde konuştu.

Davutoğlu'ndan Macron'a tepki

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a tepki gösteren Davutoğlu, “Aklı başında aydınların Macron'a Fransız devriminin alfabesi olan ‘Liberte, egalite, fraternite' yani ‘Özgürlük, eşitlik, kardeşlik' ilkelerinin bütün insanları ve yurttaşları kapsadığını öğretmesi hem kendisinin hem de Fransa'nın geleceği için elzemdir. Bugün Avrupa için de dünya için de en büyük tehlike koronavirüs değil, cahil ve popülist liderlerin yaydığı otokrasi kültür virüsüdür. Macron benzeri tarih cahili ve düşünce yoksunu liderlere verilecek cevap geçiciliği daha önceki örneklerden belli olan ve ilan edenlerin dahi kendi hayatlarına ve tüketim alışkanlıklarına yansıtmadıkları boykot çağrıları ve hamasi söylemler değildir. Bunlara hak ettikleri en üst perdeden tepki verilmesi gerekir; ancak onlara verilecek en etkili ve gerçek cevap Müslümanlar olarak Hz. Peygamber'in getirdiği evrensel mesaja uygun bir hayat tarzı ile güzel örneklik oluşturmaktır” ifadelerinde bulundu.

“Türkiye'nin en büyük krizi paralel evde yaşayan iktidar”

Türkiye'nin üç büyük kriz yaşadığını kaydeden Ahmet Davutoğlu, "Bu krizlerin birincisi işçinin, köylünün, memurun, işverenin, kadınların, gençlerin, emeklilerin ve milyonlarca işsiz kardeşlerimizin iliklerine kadar hissettikleri ekonomik krizdir. Bu krizlerin ikincisi bütün siyasal hayatımızı, devletin karar alma kabiliyetini, kurumların işlemesini, yargının çalışmasını, yasamanın işini yapmasını felç etmiş olan siyasal krizdir. Bu iki krizin, yani ekonomik ve siyasi krizin yanında baş etmemiz gereken bir üçüncü krizimiz daha var. Bu kriz ekonomik krizden de siyasi krizden de daha büyüktür. Bugün Türkiye'nin en büyük krizi yönetme kabiliyetini, karar alma iradesini kaybetmiş ve paralel bir evrende yaşayan bu iktidardır” dedi.

“Bu sistem var oldukça krizden başka bir şey üretemez”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini de eleştiren Davutoğlu, “Açıkça söylüyorum buradan: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var olduğu sürece bu iktidarın ülkeyi yönetmesi, ekonomiyi yönetmesi, dış işlerini yönetmesi, sağlığı ve eğitimi yönetmesi mümkün değildir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi liyakatsizliği, keyfiliği ve dolayısıyla düpedüz akılsızlığı ve yozlaşmayı kurumsal hale getirmiştir. İstedikleri kararı alsınlar, istedikleri kişiyi istedikleri yere atasınlar. Bu sistem var oldukça krizden başka bir şey üretemez, üretmesi söz konusu olamaz. Çünkü bu sistemin tabii yan etkisi demokrasiden rahatsız olmalarıdır. Çünkü bu sistemin tabii yan etkisi hukuktan rahatsız olmalarıdır. Çünkü bu sistemin tabii yan etkisi şeffaflıktan rahatsız olmalarıdır. Çünkü bu sistemin tabii yan etkisi çok seslilikten, ifade hürriyetinden, huzurdan, haktan ve hürriyetten rahatsız olmasıdır. Bu müsrif iktidarın elinde şimdi de milletimizin yarınlarının karartılması tehlikesi vardır” şeklinde konuştu.

“Tam Demokratik Güçlendirilmiş Parlamenter sistem hazırlıklarımızı sürdürüyoruz”

Gelecek Partisi olarak tam demokratik parlamenter sistemden yana olduklarını vurgulayan Davutoğlu, “Maalesef 2020 senesinde, Cumhuriyetimizin 97. Senesinde hala bir hükümet sistemi tartışması yapıyor olmak istemezdik. Ancak ne yazık ki getirildiğimiz nokta budur. Öncelikle bu, ucube, Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen, en az iki görünen ve çok sayıda görünmeyen çok ortaklı vesayet rejimine son verilmesi gerekiyor. Biz, Gelecek Partisi olarak Tam Demokratik Güçlendirilmiş Parlamenter sistem hazırlıklarımızı aylardır sürdürüyoruz. Bu konuda bugün partimize katılan anayasa hukuku çalışmalarının öncü ismi sayın Prof. Dr. Serap Yazıcı Hanımefendi'nim koordinasyonunda akademisyenlerimizin, hukukçularımızın ve siyasi tecrübeye sahip arkadaşlarımızın oluşturduğu bir heyet yazım çalışmalarını nihai bir aşamaya getirdi. Demokrasimizi kalıcı şekilde kurumsallaştırarak ülkemizi gelecek asırlara taşıyacağına inandığımız tam demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizi 9 Kasım Pazartesi günü kamuoyumuz ile paylaşacağız. Daha sonra da bütün siyasi partilerden, STK'lardan, üniversitelerden, vatandaşlarımızdan katkılarını, önerilerini isteyeceğiz. Aynı gün siyasi parti liderlerinden ve konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarından randevu isteyerek güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizi bizzat kendileriyle paylaşacağım” ifadelerinde bulundu.

“Yoksullaşma insan onurunu tahrip edecek noktaya geldi”

Ekonomiyi de eleştiren Ahmet Davutoğlu “Bugün halkımızın karşı karşıya kaldığı yoksullaşma insan onurunu tahrip edecek noktaya gelmiştir. Koalisyon iktidarı ise bu yoksullaşma karşısında bir yandan halka tepeden bakan bir kibir diğer yanda ise ne yaptığını bilmez bir acziyet sergilemektedir. Sayın Erdoğan ‘Evime ekmek götüremiyorum' diyen esnafa mütekebbir bir edayla keyif çayı verirken, Sayın Bahçeli askıda ekmek projesi ile yoksulluğun ulaştığı düzeyi tam bir acziyet ile teşhir etmektedir. Biz 2016 yılında ülkeyi bunlara 876 milyar dolar milli gelir, 11 bin kişi başına düşen milli gelirle teslim etmiştik. Şimdi kendilerinin iyimser senaryolarında dahi bu sene milli gelir 702 milyar dolara kişi başına düşen milli gelir ise 8 bin dolar civarına gerileyecektir. Yine kendilerinin ürettiği yeni ekonomik programa göre en iyimser beklentilerine göre 2022 yılında yani Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına girerken milli gelirimiz 2016 yılının çok gerisinde 801 milyar dolar olacak. Peki bu kayıp yılların hesabını kim verecek?” şeklinde konuştu.

Kurtkaya: “Milletimize sözümüz var”

Kongrede yer alan Gelecek Partisi İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya da kongreyle ilgili “Gelecek Senin, Gelecek Türkiye'nin diyerek çıktığımız bu yolda bizler geçmişi değil geleceği, nefreti değil sevgiyi, haksızlığı değil adaleti, sefaleti değil refahı, öfkeyi değil merhameti, korkuyu değil ümidi konuşmak için buradayız. Ülkemizi yoksulluktan, yolsuzluktan, yasaklardan, yalanlardan kurtarmak için buradayız. İstiklal marşımızdan feyz alarak "korkma" diye yola çıktık. Korkmuyoruz. Milletimize de korkmayın diyoruz. Genel Başkanımız sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun da ifade ettiği gibi Cumhuriyetimizin 100. yılına ulaştığımız bu zaman diliminde ülkemizin sorunlarının çözümü güçlü gelecek tasavvuruyla mümkündür. Geçmişin sorunlarıyla beslenenlerin karamsar tabloları yok olacaktır inşallah. Bunun için yapmamız gereken zihinlerimizi özgürleştirmek, toplumsal bağlarımızı güçlendirmek, ortak geleceğimiz için esas adımları atmaktır. Bu bağlamda korkmadan, yılmadan çalışmamız gerekiyor. Biz birinci derecede milletimize sorumluyuz. Ondan sonra da Genel Başkanımıza verdiğimiz sözümüz var. Bu yolda başarılı olacağız, bu yolda Milletimize derman olacağız, Milletimizin geçemediği derelerde o derelere köprü olacağız diye sözümüz var sözümüze karşı sorumluyuz. Çünkü Gelecek Bizim Gelecek Türkiye'nin” değerlendirmesinde bulundu.

Bakmadan Geçme