Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli mesajlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada milletin beklentilerine cevap üretme iradelerinin hâlâ çok güçlü olduğunu ifade ederken uyguladıkları ekonomi programıyla 6 yılın birikimi olan sıkıntıları çözme yolunda önemli mesafe kat ettiklerini vurguladı. 'Suçu önlemeden suçla ve suçlularla mücadeleye, yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimize, nerede boşluk varsa mutlaka hâl yoluna koyacağız' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sorunların çözümü için bir dizi düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Çocuğa yönelik şiddeti, şahsa bağlı suçlar kapsamına dahil ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, '2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile kararlılığımızı biz ortaya koyduk. Bakınız bu kanun ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede şimdiye kadar yapılmış en büyük devrimdir, tarihî bir kazanımdır' değerlendirmesinde bulundu. AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Adalet Bakanı Av. Yılmaz Tunç'un da katılımıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya ilişkin değerlendirmede bulunurken '28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın, ilk AK Parti Grup Toplantısını, Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleri ile gerçekleştirdik. AK Parti'miz, icraatları, vizyonu, değerleri, üslenmiş olduğu vizyon ile ülkemizin yarınları için çalışmalarını sürdürüyor. Kim ne derse desin, Aziz Milletimizden almış olduğumuz güçle hizmet üretmeye, güçlü Türkiye için emek sarf etmeye devam edeceğiz.' dedi.
Aldatmaz: “Güçlü Türkiye için emek sarf etmeye devam edeceğiz”
Nilay Meryem ÇÖMLEK
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı'na katılarak bir konuşma yaptı.
AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz ile Adalet Bakanı Av. Yılmaz Tunç'un da yer aldığı toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'nin 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın, siyasi partilere, milletvekillerine ve Meclis çalışanlarına hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılında siyasette farklı bir üslup ve söylem görmeyi istediklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Bölgemizin de içinde bulunduğu atmosferi düşünerek, daha fazla konuşmaya, daha fazla uzlaşıya, diyalog zeminini daha fazla genişletmeye ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz. Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogdan kaçınmayız. Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde ülkemizin meselelerini mümkün olan en geniş mutabakatla çözmeyi arzu ve temenni ediyoruz. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin gerek Meclis'in ilk günü gerekse dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, Türk demokrasisi ve 85 milyonun kardeşliği adına çok kıymetli buluyoruz. Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis'teki tüm siyasi partilerin de bu anlayış içinde hareket etmeleridir.”
“Devletimizin ve milletimizin güvenliği için tüm tedbirleri alıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim 2023'te İsrail'in Gazze'ye başlattığı saldırıların birinci yıl dönümünü geride bıraktıkları söyledi. İsrail'in 7 Ekim'den beri Gazze, Batı Şeria ve son olarak Lübnan'da gerçekleştirdiği katliamlarda 50 bin kişinin şehit edildiğini; Gazze'de 1,9 milyon, Lübnan'da da 1,3 milyon insanın yerlerinden edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gün geçtikçe katliamın maddi ve manevi faturası kabarıyor. Savaşın bölgemizdeki diğer ülkelere yayılma tehlikesi büyüyor. İsrail'in artan saldırılarına komşumuz İran'ın geçen hafta mukabelede bulunması bölgesel çatışma riskini hiç olmadığı kadar yükseltmiştir. Hemen her gün yeni bir eşiğin aşıldığı bu gerilimi çok yakından takip ediyor, devletimizin ve milletimizin güvenliği için tüm tedbirleri alıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye'yi şimdiye kadar bölgesel gerilimlerden hep uzak tuttuklarını, yangına benzin dökenlerden değil, söndürmeye çalışanlardan olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı tutumu bugün de muhafaza ettiklerini belirtti.
“İsrail bir siyonist terör örgütüdür”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yıl önce “İsrail'in devlet olmak ile terör örgütü olmak arasında bir tercihle karşı karşıya olduğunu” ifade ettiğini, o günden bugüne İsrail'in, Gazze'de son asrın en vahşi soykırımını yaparak siyonist bir terör örgütü gibi hareket ettiğini belirterek, “Bundan hiç şüpheniz olmasın, İsrail bir siyonist terör örgütüdür” dedi.
Gazze soykırımında failin İsrail olduğunu ancak bu vahşetin Batılı ülke ve yönetimlerinin güçlü desteğiyle işlendiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sahne önünde ateşkesten, itidalden bahsedenler sahne arkasında İsrail'e her türlü silah, mühimmat ve istihbarat desteğini vermeye devam ediyor. Bu Amerika'da, Almanya'da, tüm Batı ülkelerinde böyle. Hepsi birbirinin aynı, al birini vur diğerine. Hiç birbirlerinden farkı yok. Gazze kasabı siyonist Netanyahu'nun Amerikan Kongresine davet edilmesi, dakikalarca ve defaatle ayakta alkışlanması bunun en bariz örneğidir. Tarih o kara tabloyu asla unutmayacaktır. Tarih, elinde on binlerce çocuğun, sivilin kanı olan bir canavarı ayakta alkışlayanları asla ve asla affetmeyecektir. Biz de her fırsatta ve platformda bu ikiyüzlülüğü deşifre edeceğiz.”
Bu süreçte tarihin doğru tarafından yer alan ülkelerle her zaman beraber olacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya, Norveç, Slovenya başta olmak üzere baskılara rağmen ilkeli duruş sergileyen tüm ülkeleri, soykırım cephesi karşısında insanlık cephesinde yer alan tüm halkları, özellikle de vicdan sahibi üniversiteli gençleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zalimler karşısında susmayacaklarını, zulme rıza göstermeyeceklerini, hakikatleri haykırmaya cesaretle devam edeceklerini belirtti.
“Filistinli, Lübnanlı kardeşlerimize de buradan dayanışma mesajlarımızı gönderiyor, her zaman yanlarında olacağımızı hatırlatmak istiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşan kış mevsimi öncesinde gıda, barınma ve tıbbi malzeme başta olmak üzere insani yardımları daha da artıracaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililere, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırımı ve Türkiye'nin diplomatik girişimlerini anlatan bir videoyu izletti.
“Gereken tedbirleri almak en başta gelen vazifemizdir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'yi kurdukları günden itibaren TBMM çatısı altında ülkeye ve millete hizmet mücadelesi verdiklerini anlatarak, Meclis'te Türkiye'nin sorunlarını çözmek, milletin taleplerini karşılamak ve ülkede ekonomiyi, demokrasiyi, kardeşliği büyütmek için gayret sarf ettiklerini söyledi.
Bir toplumun huzurlu ve mutlu bir şekilde varlığını sürdürebilmesinin en başta gelen şartının, devletin, her bireyin güven, adalet ve ekonomik refah ihtiyacını karşılayabilmesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih boyunca Türk devletlerini güçlü yapan; hakimiyetleri altındaki farklı kesimlerden insanları asırlarca barış içinde yönetebilmelerini sağlayan en önemli husus işte bu ilkelere olan bağlılıklarıdır. Cumhuriyet tarihi boyunca da kimi dönemlerdeki sıkıntılı uygulamalara rağmen Demokrat Parti iktidarıyla birlikte bu ilkeler daima gözetilmiştir. 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurarken partimizin ismini bile bu ilkelere göre belirleyerek, milletimize güvenliği, adaleti ve ekonomik kalkınmayı en üst seviyeye çıkarma sözü verdik.” diye konuştu.
Karşılaştıkları tüm engellere ve zorluklara rağmen bütün bu konularda geçmişle kıyas dahi götürmez başarılara imza attıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bizim dönemimizde de bu başlıkların hayata geçirilmesinde kimi eksikler, hatta yanlışlar yaşanmış olabilir. Ancak her üç husustaki samimiyetimizi ve sözümüze bağlılığımızı kimse sorgulayamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman kendi iç muhasebesini cesaretle yapan, nerede eksik varsa üzerine kararlılıkla giden bir kadro olduklarını vurgulayarak, toplumun nabzını tutma, millete kulak verme noktasında da rakiplerine göre birkaç adım önde olduklarını kaydetti.
Milletin beklentilerine cevap üretme iradelerinin hâlâ çok güçlü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siyaset kurumunun asli görevi de zamanla ortaya çıkan yeni meselelere çözüm bulmaktır. Son dönemde yaşanan kimi cinayetler ve müessif hadiseler üzülerek görüyoruz ki milletimizin kendini güvende hissetme ve adaletin tecellisi konusunda tereddüde düşmesine sebebiyet vermiştir. Ülkemizin 2018 yılından beri küresel siyasi gerilimlerin, Kovid salgınının yol açtığı çok boyutlu krizlerin ve bölgemizde süregelen çatışmaların etkisiyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar da bu tablonun bir parçasıdır. Milletin, ülkeyi yönetme sorumluluğu yüklediği Cumhurbaşkanı olarak kabinesiyle, Meclis grubuyla, parti yönetimiyle karşımızdaki bu fotoğrafı doğru okumak ve gereken tedbirleri almak en başta gelen vazifemizdir.”
“Ne gerekiyorsa yapacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyguladıkları ekonomi programıyla 6 yılın birikimi olan sıkıntıları çözme yolunda önemli mesafe kat ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“İnşallah sene başından itibaren rahatlama, insanımızın günlük hayatına da net bir şekilde yansımaya başlayacaktır. Sınır güvenliğimiz konusunda hem terör örgütleriyle mücadele hem komşu ülkelerle ilişkiler hususunda gayet iyi bir seviyeye geldik. Toplumda güvenlik ve asayişin temini noktasında geçmişe ve birçok Avrupa ülkesine kıyasla çok iyi bir yerdeyiz. Ancak son dönemde ardı ardına gelen, bir polis memurumuzun şehit edilmesinden genç kızlarımızın vahşice katledilmelerine kadar bir dizi hadise, milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin ellerini kollarını sallayarak ortalıkta dolaşması herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Pazartesi günü yaptığımız Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda bu olayları enine boyuna değerlendirdik. Milletimizin sesine kulak vererek bu çerçevede bazı önemli adımlar atma kararı aldık. İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teşkilatımız içinde bir zafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neşteri vurup Allah'ın izniyle onu da çözüme kavuşturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teşvik etmede sorun varsa gerekli müdahalede bulunacağız.”
“Tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak”
“Suçu önlemeden suçla ve suçlularla mücadeleye, yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimize, nerede boşluk varsa mutlaka hâl yoluna koyacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sorunların çözümü için bir dizi düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok sayıda suç kaydı olan kişilerin bu eğilimlerinin yargılama safhasında görülebilmesini ve dikkate alınmasını sağlayacaklarını dile getirdi.
Mevcut durumda seri suç işleyen kişilerle ilgili açılan onlarca dava olmasına rağmen bunların sonuçlanmadan kayıtlarda görünmediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk derece mahkemesi, istinaf, Yargıtay derken bir cezanın kesinleşmesi 5 hatta 7 yıla kadar uzayabiliyor. Bu süreçte suçlu kişi, yeni işlediği cürümlerde herhangi bir sabıka kaydı olmadığı için tutuklama olmadan yargılanabiliyor. Özellikle suçu geçim kaynağı hâline getirenler ile suçta kibirlenenlerin, sistemin bu yönünü istismar ettiklerini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Tutukluluk süresi, orantılı bir şekilde belirlenecek”
Kanunların suçlu lehine işlemesi anlamına gelen bu çarpıklığı düzeltmek için iki önemli adım atmayı planladıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bunlardan ilkinin kurumsal düzenlemeye, ikincisinin seri suç işleyenlerin tutuklanabilmesi uygulamasının kolaylaştırılmasına yönelik olduğunu” bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir birimin, farklı mahkemelerdeki davaları, düzenlenen iddianameleri hatta emniyet kayıtlarını toparlayıp bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcıların ve hakimlerin dikkatine sunacağını kaydederek, “Gereken kanuni düzenlemeleri yaparak, mesela 5 suç kaydı olan birinin diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden, yeni suçlar işleme eğilimi dikkate alınarak, tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak. Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı bir şekilde belirlenecektir. Elbette bu husus, toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 yıldan daha az ceza alanların hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürmesinin toplumda infiale neden olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu durumun önüne geçmek için yine belirli suçlarda infaz hükümlerinin ancak mesela alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Örneğin 3 yıl ceza almış bir kişi yaklaşık 3,5 ay cezaevinde kalmadan serbest kalmasıyla neticelenecek hükümlerden yararlanamayacaktır. Böylece suç işlemeye teşebbüs edecek kişilerin her halükârda cezaevine gireceğini bilerek kendini kontrol etmesi sağlanacak ve pervasızca etrafa saldırmasının önüne geçilecektir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Bakanlığı ve Meclis Grubundan bu düzenlemelerin teknik çalışmalarını Cumhur İttifakı'yla beraber istişare ederek süratle tamamlamalarını istedi.
“Sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyice kontrolden çıkan bir riske de dikkat çekmek istediğini söyleyerek, şöyle konuştu:
“Son dönemde medya organlarımız özellikle reyting kaygısıyla basın ilkelerini umursamayan son derece sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladı. İfade tutanaklarından polis kayıtlarına, kaynağı belirsiz iddialardan önü sonu belli olmayan videolara kadar her türlü bilgi, belge ekranlarda çarşaf çarşaf yayınlanıyor, haber ve tartışma programlarının saatlerce konusu oluyor. Habercilik adına, üzülerek söylüyorum, mağdurlar tekrar mağdur ediliyor. Cinayet vakaları insanımızın ailecek televizyon izlediği saatlerde en ince detayına kadar anlatılıyor. Bu tür olaylarda meselenin sosyal öğrenme boyutu ne yazık ki göz ardı ediliyor. Bunu kabul etmemiz, buna rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Basınımız, medyamız elbette özgür olmalıdır ama bu bilhassa toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya mani değildir. Radyo Televizyon Üst Kurulumuz bu konuları daha hassas takip etmelidir.”
“Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak boynumuzun borcudur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, organlarının bağımsız, tarafsız ve objektif faaliyet yürütmesinin yanı sıra toplumda adalet duygusunun güçlendirilmesi için bugüne kadar hiçbir fedakarlıktan kaçmadıklarını, hatta her türlü desteği sağladıklarının altını çizdi.
Teknolojiyle beraber ortaya çıkan yeni sınamalar karşısında mülkün temeli olan adaletin tesisinin en öncelikli mesele olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur. Aksi takdirde hep birlikte milletimize karşı sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmemiş oluruz. Böyle bir vebalin altına da giremeyiz. Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi noktasında 22 yılda yaptığımız onca reforma, onca başarımıza, onca emeğimize kendini bilmezlerin gölge düşürmesine eyvallah etmeyeceğiz. Yapacağımız bu düzenlemelere muhalefetin de destek vereceğini ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Elimize su dökecek kimse yoktur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin uzlaşı ve Türkiye'nin meselelerini beraberce çözmek için el uzattıkça muhalefetin eski kutuplaştırma siyasetinde ısrarcı davrandığını anlatarak, şöyle devam etti:
“Muhalefetin kodlarına kadar işlemiş bu çarpık bakış açısının değişmesi en büyük temennimizdir. Kadına şiddet meselesi bunun en çarpıcı örneğidir. Biz kadınlara haklarının teslim edilmesi konusuna siyaset üstü baktık. Kadın politikalarında her zaman en ideali, en iyiyi, ülkemiz, milletimiz ve kadınlarımız için en hayırlı olanı hayata geçirmeye çalıştık. Destek mekanizmalarından reform paketlerine ve yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmenin gayretinde olduk. Burada şunu öncelikle açık ve net söylemek durumundayım, kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur. Kadına şiddetle mücadele noktasında ülkemize çağ atlatan kadro yine biziz. Ülkemizdeki imtiyazlı azınlık bilmese de başörtüsünden dolayı üniversite kapılarından geri çevrilen kızlarımız bizim mücadelemizi gayet iyi biliyor. Aynı şekilde kılık kıyafetinden dolayı işinden atılan, çok sevdiği mesleği ile inancı arasında tercih yapmaya zorlanan kadın doktorlar, hakimler, öğretmenler, bürokratlar, akademisyenler ve daha nicesi bizim kadınlar konusundaki hassasiyetimizi gayet iyi biliyor. Evlatlarını askerî lojmanlarda ziyaret edemeyen analar, kardeşlerinin yemin törenine katılamayan ablalar, bizim hak ve özgürlükler hususunda neler yaptığımızı gayet iyi biliyor. Bu Meclis çatısı altında sırf başındaki örtüden dolayı siyasi parti genel başkanları tarafından, altını çiziyorum, ‘had bildirilen' kadın siyasetçiler Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi gayet iyi biliyor.”
“AK Parti'ye, ‘kadınları eşit görmüyor' iftirası atmak CHP Genel Başkanı'nın hakkı da haddi de değildir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin kadınların eğitim ve çalışma haklarının önündeki engelleri kaldırırken CHP'nin yasakların devamı için tam kadro Anayasa Mahkemesine koştuğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'lilerin, kılık kıyafet özgürlüğünün iptali için mahkeme kapısında nöbet tuttuğunu; başörtüsüne, “1 metrekarelik bez parçası” diyerek tahkir edenlerin de yine CHP yönetiminde olduğunu belirtti.
CHP eski yönetiminin bir dönem ayyuka çıkan, taciz ve tecavüz iddialarını nasıl örtbas ettiğini gayet net hatırladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP Genel Başkanı Sayın Özel şayet kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun, kendi tarihiyle bir yüzleşsin, sonra da yüreği yetiyorsa çıkıp AK Parti'yi eleştirmeye kalksın” diye konuştu.
“Evdeki şiddetin sebeplerinin en başında alkol geliyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir çelişkiyi, daha doğru bir ifadeyle büyük bir paradoksu dikkate getirmek istediğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Özel bir taraftan kadına şiddetin engellenmesinden bahsederken, diğer taraftan da alkol ve içki tüketimini teşvik edecek vaatlerde bulunuyor. Ne demişler, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Sayın Özel belki bilmiyor olabilir, fakat bir aşağılama ifadesi olarak kullandığı kahvedeki vatandaşlarımız şu hakikati çok iyi bilir: Tüm dünyada kadına ve çocuğa şiddetin en önemli sebeplerinden biri içki tüketimi, alkol bağımlılığıdır” diye konuştu.
Türkiye'de geçen sene kadına şiddet uygulayan müptezellerin üçte birinin ya alkol ya da madde bağımlısı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadını, çocuğu, aileyi mahveden evdeki şiddetin sebeplerinin en başında yine alkol geliyor. Yani alkol kullanımıyla mücadele, kadına yönelik şiddetle mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. CHP Genel Başkanı Sayın Özel'e şunu tavsiye ediyorum: Şayet kadına yönelik şiddetle mücadeleye kendi tabirinle gerçekten iki eli havada katkı sunmak istiyorsan öncelikle rakı reklamı yapmaktan vazgeç, sonra da gel hükûmetimizin münkeratla mücadelesine destek ol” ifadesini kullandı.
Ülkenin tüm kurumlarında özgürce çalışan, sosyal ve ekonomik hayata özgürce katılan tüm kadınların, çabalarının yakın şahidi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddet konusunda birkaç başlıkta yaptıklarını paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004'te anayasa değişikliğiyle kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ilk defa anayasa metnine AK Parti iktidarının koyduğunu belirterek, 2005'te yapılan köklü ceza kanunu değişikliğiyle aile içi ve kadına yönelik şiddetin ilk defa suç olarak tanımlandığını hatırlattı.
Yine bu dönemde töre ve namus saikiyle işlenen cinayetlerin, ağırlaştırılmış suç kapsamına alındığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, cinsel saldırı fiilinin de ilk defa 2005'teki düzenlemede suç olarak tarif edildiğini söyledi.
“Hiçbir kazanımdan geriye gidişe müsaade etmeyiz”
Çocuğa yönelik şiddeti, şahsa bağlı suçlar kapsamına dahil ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile kararlılığımızı biz ortaya koyduk. Bakınız bu kanun ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede şimdiye kadar yapılmış en büyük devrimdir, tarihî bir kazanımdır” değerlendirmesinde bulundu.
ŞÖNİM Kadın Konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm illerimizde 82 şiddet önleme ve izleme merkezi, 112 kadın konukevi ve 418 irtibat noktası ile koruyucu ve önleyici hizmetler sunuyoruz. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan biz çıkardık. Ayrıca 2023 yılında yapılan bir düzenlemeyle boşanmış eşe karşı işlenen şiddetin cezası tıpkı nikahlı eşe karşı işlenen şiddet seviyesinde artırıldı. Dikkatinizi çekiyorum, bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizden sonra yapılmıştır. Daha önce de söyledim bugün tekrar vurguluyorum, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Türkiye'de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı, içerisinde sıkıntılı ifadeler bulunan söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı Kanun'dur. Bu konuda yürütülen propagandanın en küçük bir temeli, en küçük bir dayanağı ve haklılık payı yoktur. Şunun bilinmesinde de fayda görüyorum; şiddetsiz bir Türkiye için devletimizin tüm kurumları koordinasyon içinde çalışmayı sürdürecektir. Bilhassa kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz.”
Kadınların gönüllerini ferah tutmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefete rağmen omuz omuza yürüttüğümüz çetin mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz hiçbir kazanımdan geriye gidişe müsaade etmeyiz” dedi.
Aldatmaz: “Güçlü Türkiye için emek sarf etmeye devam edeceğiz”
AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Adalet Bakanı Av. Yılmaz Tunç'un da katılımıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya ilişkin değerlendirmede bulunurken “28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın, ilk AK Parti Grup Toplantısını, Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleri ile gerçekleştirdik. AK Parti'miz, icraatları, vizyonu, değerleri, üslenmiş olduğu vizyon ile ülkemizin yarınları için çalışmalarını sürdürüyor. Kim ne derse desin, Aziz Milletimizden almış olduğumuz güçle hizmet üretmeye, güçlü Türkiye için emek sarf etmeye devam edeceğiz. Toplantımızın Aziz Milletimiz, Vatanımız ve Teşkilatımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.” dedi.