CHP: 'Mayıs'ta da yazı getireceğiz'
Amasra Antik Liman Çankaya Meydanı- Yürüyüş Yolunun açılışı dolayısıyla Bartın'a gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, 6'lı masanın 30 Ocak'ta hükümet programını, Şubat ayı içerisinde de cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını ifade ederek 'Biz bu ülkede 2019' da Mart'ın sonu bahar demiştik, Mayıs'ta da yazı getireceğiz' dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun Amasra Antik Liman Çankaya Meydanı-Yürüyüş Yolunun açılış töreni programı kapsamında Bartın'ı ziyaret etti. Torun'u Bartın'da CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, CHP İl Başkanı Selim Karakaş ve partililer karşıladı. Torun, Bartın'da esnaf ziyareti de yaparak partisinin İl Başkanlığı binasında basın mensupları ile bir araya geldi.
Torun burada yaptığı basın açıklamasında, 6'lı masanın 26 Ocak tarihinde tekrar bir araya geleceğini ve 30 Ocak'ta Hükümet Programlarını açıklayacaklarını dile getirdi. Torun ayrıca, 6'lı masanın Cumhurbaşkanı adayını Şubat ayı içerisinde açıklayacaklarını da belirtti.
“Bu hatalı ekonomik kararları değiştireceğiz”
Torun açıklamasında Bartın'da yaptığı esnaf ziyaretlerini değerlendirdi. Türkiye'nin ekonomik bir buhran içinde olduğunu dile getiren Torun, “Bugün Amasra'da yapılan bir hizmetin bir karşılıklı işbirliğinin çok güzel bir ürünü olan meydan düzenlemesinin açılışına katılmak üzere geldim. Gelmişken hem ilimizi ziyaret edelim hem de Bartınlı hemşerilerimizle bir araya gelelim istedik. Bugün Amasra'da yapılan bu çalışma ülkenin birçok yerinde var. Biz imkanı olan belediyelerimizi, imkanı olmayan beledilerimizle eşleştirerek ortak proje üreterek birbirine destek vermeleri, hem kaynak hem de tecrübe paylaşımı yapmak için böyle çalışmaları zaman zaman her yerde görmek mümkün. Cuma günü de Kastamonu'daydık. Orada İstanbul Büyükşehir Belediyemiz Daday'da çok güzel bir pazaryeri yapmıştı. Onun açılışını gerçekleştirdik. Bartın esnafını ziyaret ettik. Tabi gerçekten üzülmemek elde değil. Hangi işyerine girdiysek her işyerinde şikayet aynıydı. ‘İş yapamıyoruz, kepenk kapatırken maalesef kasamıza para girmiyor, işlerimiz oldukça düştü.' Deniyor. Türkiye bir ekonomik buhranın içerisinde, her geçen gün de yara derinleşiyor maalesef bu iktidarın körü körüne uyguladığı ekonomik politika bizi her geçen gün daha karanlığa doğru iteliyor. Bakın asgari ücreti de artırıyorlar. Sürekli kararlar alıyorlar. Ekonomi ile ilgili tedbirler alıyorlar ama piyasada hiçbir iyileşme yok. Sadece süreci takip ediyoruz. Her gün gün geçtikçe kötüleşiyor. Bunun tek bir çaresi var, inşallah Mayıs ayında iktidara geldiğimizde bu hatalı ekonomik kararları değiştireceğiz halkın iktidarını kurarak, halkın satın alma gücünü artıracağız. Her yerde olumsuzluklar var. Nereye baktığınızda maalesef bu kötü yönetimin her yerde eksikliğini görüyorsunuz.” Dedi.
“Komisyondan hala sonuç alınamadı”
Torun Amasra'da meydana gelen maden kazasına da değindiği konuşmasın da; “Bakın 14 Ekim'de bir facia yaşadık. 42 şehidimizi toprağa verdik. Bir ihmaller silsilesi ile geldi bu. Birçok uyarılar yapıldı, ikazlar yapıldı hiçbiri değerlendirilmedi ama 42 canımızı toprağa verdik. Bir komisyon kuruldu. Olağanüstü çaba içerisinde arkadaşlarımız. İktidarın komisyonda çoğunluğu olmasına rağmen hala maalesef ipe un seriliyor. Hala sonuç alınmış değil, süreç uzadıkça uzuyor. O ailelerin evinde acı var. Bu acının farkında değil onlar. Yüreklerinde hissetmiyorlar. İnsanımızın içinde bulunduğu durumun farkında değiller. Onun için böyle görünürde bir şeyler yapıyormuş gibi gösterip aslında hiçbir sonuç alıcı tavır ve kararları yok.” İfadelerini kullandı.
“Türkiye'yi yozlaştırdılar”
Torun konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi; “Bu günlerde birde seçim takvimi açıklandı bildiğiniz gibi. Şimdi bir seçim sürecine girdik. Elbette o süreçte milletimiz kararını verecek ve iktidarı belirleyecek. 20 yılı aşkın süredir iktidarda olan AKP geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye'yi verdiği hiçbir taahhüdü yeri getirmeden üstüne dert bindirmiştir. Ne değişti arkadaşalar hatırlayın. Yoksulluk, ‘yeneceğiz' demişti. Yolsuzluk, ‘önleyeceğiz' demişti. Yasaklar, ‘kaldıracağız' demişti. Bugün yolsuzlukların zirve yaptığı bir ülke haline geldik. Yoksulluğu bitirmediler, yoksulluğu yönettiler sadece. Yoksul sayısını artırdılar. En sın dezenformasyon yasası ile yasakları da artırdılar ve Türkiye'yi neredeyse açık ceza evine döndürdüler. Bir dördüncüsünü eklediler bu 4 Y' ye arkadaşlar, Türkiye'yi yozlaştırdılar. Geldiğimiz nokta itibariyle, geçmişte hiç duymadığımız olumsuzluklar yakınımıza geldi. Toplum ayrıştı, bölündü, ötekileşti, aile dramları arttı. Bugün bakıldığında her yaş gurubuna, her gelir gurubuna uygun uyuşturucu çeşidi ortaya çıktı ve maalesef Türkiye uyuşturucu baronlarının cirit attığı, hesaplaştığı bir ülke haline geldi. Hani bir İçişleri Bakanı var ya, her şeyi bilen. Teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bilen, sınırdan geçen kuşu takip eden ama ülkemizde her türlü olumsuzluğu yaşıyoruz maalesef İçişleri Bakanı sadece bizim belediyelerimizle uğraşıyor. Bizim belediyelerimize kumpas kurmaktan, bizim belediyelerimize müfettiş göndererek o yapıyı sürekli değerlendirmekten, uyuşturucu baronlarına, kara paraya vakit ayıramıyor. Üzülerek söylüyorum; tarihin en kötü dönemini yaşıyoruz ve en kötü İçişleri Bakanı ile karşı karşıyayız. Organize bir kötülük içerisinde. Bartın'dan sesleniyorum; 2021 bütçesi konuşulurken, 557 terörist var İstanbul'da dedi. Bulamadı. Sürekli algı yaratarak yönetmeye çalışıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. İç güvenliğimizden sorumlu Bakan maalesef bir güvenlik tehdidi haline gelmiş durumdadır.
“EYT' yi neden getirmiyorsunuz”
Bir başka geleceği hep birlikte kuracağız. İktidar belli taahhütlerde bulunuyor. EYT ile ilgili anlattılar, getirin artık diyoruz. Vatandaş banka kapılarında kaldı, evini, arabasını sattı. Bir gelecek umuduyla bir beklenti umuduna girdi ama hala tık yok. Şimdi ‘Mart'ta ödeyeceğiz, Nisan'da ödeyeceğiz' diyorlar. Elinizden tutan mı var? Hani çalışmıştınız, EYT ile ilgili her konuya hakimdiniz. Neden getirmiyorsunuz? Biliyoruz ki, her attıkları adım seçime yönelik. Her attıkları adım, aslında sadece vatandaşımızı kandırmaya yönelik. Hatırlayın geçmişte Erdoğan'ın EYT ile ilgili açıklamalarını. Şimdi bizim baskımızla her yerde gündeme getirerek, EYT' lilerin örgütlü tepkisiyle kabul etmek durumunda kaldı. Bunu da biz her yerde destekledik. Bir an önce çıkarılması ile ilgili her türlü iradeyi ortaya koyuyoruz. Sözleşmeli personel ile ilgili yasa çıktı. İtirazlarımız ortaya koyduk. Eksiklikleri dile getirdik ama ben bilirim anlayışıyla hareket etti.
“Bizim Belediyelerimiz çalışıyor, hiç merak etmeyin”
Maalesef Erdoğan mazeret üretir hale geldi. 21 yıldır iktidarsınız, bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi gibi kendisine verilmiş birçok yetki var ama sadece mazeret üretiyor. Şimdi de çıkmış ‘Küresel iklim krizi var susuzluk kapıda. Bununla ilgili Belediyeler gerekli tedbirleri alsın' diyor. Sayın Erdoğan; tedbir alması gereken sensin. İktidarsın, ülkeyi yönetiyorsun. Bu güne kadar bununla ilgili hiçbir adım atmadın, hiçbir karar almadın. Şimdi kendi sorumluluğunu belediyelerin üstüne atarak kurtulmaya çalışıyorsun. Bu mümkün değil. Bu ilkede 21 yıldır verdiğiniz tahribat ortada, belediyelere karşı yaptığınız her şey ortada şimdi kendi sorumluluğunuzu yine belediyelere aktarıyorsunuz. Bizim Belediyelerimiz çalışıyor, hiç merak etmeyin. Hangi belediyelerimize bakarsa baksın, her türlü baskıya, engellemelere, her türlü kamu kaynaklarının engellenmesine rağmen olağanüstü bir çaba içerisindeler. Çiftçiye de destek oluyorlar, ihtiyaç sahiplerine de destek oluyorlar. Toplumun tüm kesimlerini de kucaklıyorlar. Kaynaklarını verimli kullanarak şeffaf bir yönetim anlayışı içerisinde hareket ediyorlar. İnanıyorum ki yerelden, genele de bu iktidarı kuracağız.
“Mayıs'ta da yazı getireceğiz”
6'lı masa kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. 26 Ocak'ta tekrar bir araya gelecekler ve 30 Ocak'ta da hükümet programını açıklayacaklar. Şubat ayı içeresinde de Cumhurbaşkanı adayımızı açıklayacaklar ve yolumuza da güvenli bir şekilde devam edeceğiz. Sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi, bu ülkeyi nasıl kalkındıracağımızı, bu ülkeyi nasıl geliştireceğimizi de tekrar ifade etmiş olacağız. Gelecek güzel olacak o da hep birlikte olacak. İstanbul'da her şey çok güzle oldu, Türkiye'de de çok güzel olacak. Biz bu ülkede 2019' da Mart'ın sonu bahar demiştik, Mayıs'ta da yazı getireceğiz.”