CHP'DE SEÇİM ÖNCESİ İKİNCİ DEPREM
CHP Merkez İlçe Başkanı Hacı Gölbucaklı'nın parti genel merkezince görevden alınmasının ardından CHP Bartın Teşkilatında ikinci bir deprem daha yaşandı. CHP İl Başkanı Hatice İlknur Erkan ve il yönetimini oluşturan 16 Yönetim Kurulu Üyesi görevlerinden istifa etti. CHP Genel Merkezinin birkaç kişinin idaresinde ve örgütün kişilerin arkasında değerlendirildiği bir yapıya büründüğünü ifade eden Erkan, 'Bu şekildeki bir zihniyetle birlikte çalışmayı reddediyorum' diyerek görevinden istifa ettiğini açıkladı. Gölbucaklı ve Merkez İlçe Teşkilatının görevden alınması ve CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu'yla ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulunan Erkan, CHP'nin 31 Mart yerel seçimlerindeki şansını bu şekilde kaybettiğini söyledi. CHP İl Teşkilatının istifasıyla birlikte gözler İl Kadın Kolları Teşkilatına ve Kadın Kolları Başkanı Fatma Özcan'a çevrildi.
İl yönetimi ve Başkan Erkan görevinden istifa etti
CHP Merkez İlçe Başkanı Hacı Gölbucaklı'nın parti genel merkezince görevden alınmasının ardından CHP Bartın Teşkilatında ikinci bir deprem daha yaşandı. CHP İl Başkanı Hatice İlknur Erkan ve il yönetimini oluşturan 16 Yönetim Kurulu Üyesi bugün görevlerinden istifa ettiğini açıkladı. Parti binasından yapılan açıklamada CHP Genel Merkezinin birkaç kişinin idaresinde ve örgütün kişilerin arkasında değerlendirildiği bir yapıya büründüğünü ifade eden Erkan, “Bu şekildeki bir zihniyetle birlikte çalışmayı reddediyorum” diyerek 16 il yönetim kurulu üyesiyle birlikte görevinden istifa ettiğini duyurdu. açıklama esnasında zaman zaman göz yaşlarına hakim olmaya çalıştığı görülen Erkan Gölbucaklı ve Merkez İlçe Teşkilatının görevden alınması ve CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu'yla ilgili de çarpıcı ifadelerde bulundu. Merkez İlçe Teşkilatının ve Gölbucaklı'nın hakkında hiçbir şikayet dilekçesi olmadan ve kendisine dahi sorulmadan görevden alındığını belirten Erkan bunun arkasında Milletvekili Bankoğlu'nun olduğunu söyledi. Gölbucaklı gibi Aysu Bankoğlu'nun seçildiği günden bugüne kadar CHP Bartın Teşkilatına bir iki kez dışında gelmediğini ve teşkilatı sevemediğini dile getiren Erkan, bunun arkasında yatan nedenin de kendilerinin Muharrem İnce ve Rıza Yalçınkaya'ya yakınlığı olabileceğini kaydetti. “Ben Rıza Yalçınkaya'yla siyasete başladım” diyen İlknur Erkan CHP'nin bu görevden almayla ve il yönetiminin istifasıyla Bartın'da 31 Mart yerel seçimlerindeki şansını bu şekilde kaybettiğini vurguladı.
Erkan: “Merkez ilçe görevden alınırken bana bir kez sorulmadı”
Dün göz yaşlarına hakim olmaya çalışarak istifa ettiğini açıklayan Hatice İlknur Erkan'ın işte o çarpıcı açıklamaları:
“7 Ocak 2018'de göreve başladım. Arkadaşlarım beni il başkanı olarak layık gördüler. Ve o günden bugüne görevimi layıkıyla yapmaya çalıştım. İşimden geriye kalan zamanlarda arkadaşlarımıza destek olmak, partimizi bir yerlere getirebilmek için zamanımı burada geçirdim. Beni hiçbir zaman bu konuda yalnız bırakmayan Merkez İlçe Başkanım Hacı Gölbucaklı ve Merkez İlçe Yönetiminin görevden alınması beni son derece üzdü. Merkez İlçe teşkilatımız bunu hiç hak etmedi. Ve görevden alınırken bana bir kez bile bu sorulmadı için Genel Merkezimizi kınıyorum.
“Hacı Bey'le ilgili bize bir şikayet dilekçesi ya da yazı hiç gelmedi”
Bu konuda bana danışabilirdi. Hacı Bey'in ne suçu vardı da tüzükteki maddenin aynısı yazılarak kurallara uyulmadığı söylendi? Bize Hacı Bey'le ilgili bir şikayet ya da yazı gelseydi biz bunu zaten disiplin kuruluyla değerlendirir ve ön yazıyla yine bunu disiplin kuruluna söylerdik. Onlar da gerekeni yapardı. Disiplin Kuruluna Hacı Bey'le ilgili verilmiş hiçbir dilekçe veya belge yok. Aynı şekilde bana verilen hiçbir dilekçe ya da belge yok. Hiçbir itiraz olmadan kendisinin görevden alınması ben başta olmak üzere bütün yönetim kurulu arkadaşlarımı üzdü.
“Cumhuriyet Bayramındaki tatilde vekaletimi Hacı Bey'e bıraktım”
Yıllardır değişik görevlerde bir nefer olarak çalışan Sayın Gölbucaklı'yla partimiz İl Başkanlığına iletilmiş herhangi bir şikayet dilekçesi bulunmamasına rağmen yapılan bu eylemin nedeni anlaşılamamıştır. Geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramında milletvekilimiz Aysu Bankoğlu ile basit bir sürtüşmesi olduğu duydum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında herkesin bildiği gibi eczaneler 3 gün tatil yaptı. Ben bu tatil süresini İstanbul'da geçirdim. Gitmeden öncede bunu herkese söyledim. Giderken vekaletimi de Hacı Gölbucaklı'ya bıraktım. 29 Ekim akşamı yapılacak işleri anlattım ve organizasyonu görüştüm. Hacı Bey'de bunu layıkıyla yapmış.
“Vekilimiz bana gereğini yapmazsam ili de görevden aldıracağını söyledi”
Sayın Aysu Bankoğlu 29 Ekim akşamı saat 21.00 ya da 22.00 sularında beni aradı ve “Hacı Gölbucaklı'ya vekaletini siz mi verdin?” dedi. “Evet ben verdim” dedim. Bana “Onu görevden alacaksın” dedi. Kendisine “Vekilim ne oldu? Aranızda bir şey mi geçti?” dedim ve aynen bu şekilde tepki gösterdim. “Sen ne olduğunu biliyorsun. Hacı Gölbucaklı için söylenenleri de biliyorsun. Partide olanları da biliyorsun. Gerekeni yapacaksınız. Gerekeni yapmadığınız takdirde ili de görevden aldıracağım” dedi.
“Vekil olduğu günden beri partimize gelmedi”
Nezaket kurallarına uymayan bu konuşmayı ben siyasetteki yeniliğini düşünerek Aysu Bankoğlu'na İstanbul'da olduğumu ve gelince bizzat kendisiyle görüşeceğimi belirttim. Vekil olduğu günden beri partimize gelmediği için kendisiyle yüz yüze konuşma fırsatı bulamadım. Gelince arkadaşlarımın hepsine 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında ne olduğunu ve neden böyle bir telefon aldığımı teker teker sordum. Hacı Gölbucaklı'nın kendisine de sordum. Kendisi bana bayramda çok güzel tören yaptıklarını, hiçbir şey olmadığını, törenin sonunda da Andımızı okuttuğunu söyledi. Sadece arabamız eşliğinde yürüdükleri için Belediyeyle kapalı yolun bariyerlerini açmadıklarından dolayı ufak bir sürtüşmeleri olmuş.
“Ortada görevden alınacak bir durum yoktu”
Böyle olunca Hacı Bey'de orada birilerine mesaj niteliğinde bir laf etmiş. Bu lafı Sayın Bankoğlu herhalde kendi üzerine alındı. Kendisi haliyle sinirlenmiş, bende kendisine gerekeni yapacağımı söyledim. Ama geldiğimde bu hadisenin hiçte büyütülecek bir tarafının olmadığını gördüm ve bunun için de hiçbir yaptırıma geçmedim. Ortada görevden alınacak bir durum yoktu. Bir yazılı dilekçede yoktu.
“Vekilimizin beyanına dayanılarak Merkez İlçe görevden alındı”
Gelinen bu durumda Genel Merkezimin vekilin beyanına dayanarak İlçe Başkanımızı görevden aldığını düşünmekteyim. Hiçbir siyasi tecrübeye sahip olmayan bir vekilin sözü ile senelerce partisine hizmeti olanların hiç araştırılıp soruşturulmadan görevden alınmasını şiddetle kınıyorum. Vekilimizin şimdi bulunduğu makama il ve ilçe yönetimlerinin özverili çalışması ile geldiğini asla unutmamasını önemli hatırlatırım. Sürekli olarak liyakattan bahseden ve tüm konuşmalarında gerek Genel Başkan gerekse basın sözcüsü tarafından sıkça kullanılan bu kelimenin partimiz içinde gerçek anlamını bulmadığı yapılan örgütü veya örgütleri dışlayan antidemokratik davranışlarını kınıyorum.
“Bu şekildeki bir zihniyetle birlikte çalışmayı reddediyorum”
Anlaşılan şudur ki Genel Merkezimiz birkaç kişinin idaresinde örgütün kişilerin arkasında değerlendirildiği bir düşünceye sahip olduğu bir yapıya bürünmüştür. Şu asla unutulmamalıdır ki örgütler olmazsa Genel Merkez olamaz. Kendi başınıza yürüyeceğiniz bu yolda sizlere hayırlı yolculuklar diliyor ve bu şekildeki bir zihniyetle birlikte çalışmayı reddediyor ve il başkanlığı görevimden istifa ediyorum. Yönetim Kurulumuzda ayrıca topluca istifa etmiştir.
“İnsanların emeğini bir çırpıda kenara atmak bu kadar kolay mı?”
Ayrıca partimize emek veren tüm arkadaşlarıma, kadın kollarıma, gençlik kollarıma teşekkür ediyorum. Onların sayesinde bir yerlere gelenleri onların emeğini göz ardı edenleri şiddetle kınıyor ve reddediyorum. Onların emeğini kimse göz ardı edemez. Onlar aç kaldılar, açık kaldılar, çocukları üniversite imtihana girdi, çocuklarını yalnız bıraktılar ama partiyi bırakmadılar. Bu insanların haklarını yiyenleri de şiddetle kınıyorum. İlahi adalet inşallah yerini bulacaktır. Şuanda gerçekten çok üzgünüm. İnsanların emeğini bir çırpıda kenara atmak bu kadar kolay mı? Biz bu örgütü bir araya getirmek, bir arada tutmak için çok çaba sarf ettik. Bu işi yapmak bu kadar kolaysa buyursunlar gelsinler yapsınlar ve bizi de utandırsınlar.
“Genel Merkeze ‘Seçimden önce bir örgütü görevden almak ne demek?' diye sordum”
Cumhuriyet Halk Partisinin bu saatten sonra Bartın'da belediye başkanlığı seçimlerinde bir iddiası kalmamıştır. Ben bunu örgütlerden sorumlu Oğuz Bey'e de anlattım. “Seçim öncesi bir örgütü görevden almak ne demek? Bana sorulmadan bir örgütü nasıl görevden alırsınız?” dedim. Bana cevap veremedi. “Maden İl Başkanını görevden alıyorsunuz, örgütü neden komple görevden alıyorsunuz? Örgütün ne suçu var?” dedim buna da cevap veremedi. Siyasi olarak bu şekilde yapılması gerekiyormuş. Çok siyasi tecrübem olmadığı için bu ne anlama geliyor onu da bilmiyorum.
“Muharrem İnce'ye Rıza Yalçınkaya'ya yakın olduğumuz için de bu yapılmış olabilir”
Muharrem İnce'ye Rıza Yalçınkaya'ya yakın olduğumuz için de bu yapılmış olabilir. Beni bir yerlere Rıza Başkan getirdi. Ben bunu inkar edemem. Benim siyasi hayatım Rıza Başkan'la başladı. Onunla devam etti. Ancak bir yerde bu yollar ayrıldı. Onu da bitirdiler. İstifa etmeseydim Genel Merkezin üzerimizde bu yönde zaten baskı kuracaktı. Ben bunu önlemek için kendi irademle istifa etmeyi daha uygun buldum. Bunu ben kendime yediremezdim. Benim partimden hiçbir beklentim yok. Benim bir kariyerim var, mesleğim var, işim gücüm her şeyim zaten yerinde.
“Adalet için yürüyen Genel Başkanımızın böyle bir şey yapmasını şiddetle kınıyorum”
Ben partiyle bir yere gelmiş insan değilim. Belediye Başkanlığında bir iddiam yoktu. Milletvekilliği konusunda zaten hiçbir zaman bir iddiam olmadı. İl yönetimindeki 16 arkadaşımda benimle birlikte istifa etti. Bu insanların hepsi Cumhuriyet Halk Partisine gönül vermiş kişiler. Onların bir başka partiyle çalışacağını zannetmiyorum. Hak, hukuk, adalet için kilometrelerce yol yürüyen Genel Başkanımızın böyle bir şey yapmasını şiddetle kınıyorum.
“Kadın Kollarımızla görüşeceğim”
İlçeler ve beldelerde istifaların olup olmayacağı konusunda bir şeyi onlarla konuşmadık. Kadın kollarımızda da şuanda böyle bir şey yok. Ama Kadın Kolları Başkanımız Fatma Hanım'ın bu olaydan sonra ne düşüneceğini şuanda bilemiyorum. Kendisiyle bu konuda görüşeceğim. Bundan sonraki süreçte hiçbir partiye gitmeyi de düşünmüyorum. Benim partim Cumhuriyet Halk Partisi. Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ben bu başkanlık görevini kabul ettim. Benim partim değişmez, bu yönde gideceğim.
“Yerel seçimlerde CHP'nin şansı kalmadı”
Genel seçimlere baktığımızda şehir merkezinde birinci partiydik. Ama bu şansımızı yerel seçimler için nasıl bir durumsa kullanamadık. Genel Merkeze de bunu bildirdim. “Bundan sonraki yerel seçimlerde Bartın Belediye Başkanlığı için Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir şansı kalacağını düşünmüyorum” dedim. Çünkü Bartın'da bir örgüt kalmadı. Arkada neler olup neler bitiyor bilmiyoruz. Kimler geliyor, kimler gidiyor hiç haberimiz yok. Bunu Sayın Vekile sormamız lazım.
“Belediye Meclis Üyeliğimden istifa etmeyeceğim”
Belediye Meclis Üyeliğimden istifa etmeyeceğim. Oraya beni halk getirdi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediye meclis üyesi olarak devam edeceğim. Bu yerel seçimde Cumhuriyet Halk Partisi'nin çıkaracağı aday çok önemliydi. Şimdi diğer siyasi partiler örgütlerin bu istifasıyla daha da bu seçimde rahatlamış olabilir. Biz ciddi ve güzel bir adayla seçime çıkabilseydik ve bu adayı diğer siyasi partilerin adaylarının karşısına çıkarabilseydik bizim bu seçimi kazanma şansımız çok yüksekti. Ben hatta hala bu adayın arayışı içerisindeydim. Birkaç arkadaşla görüşüyordum. Belki de ben aday olarak çıkacaktım. Bu hiç belli değildi. Sağ olsunlar bu arayışı son buldurdular.
“Vekilimizin demek ki olanlardan haberi var”
Bizim vekilimiz partimizi, örgütleri, bizleri nedense sevemedi. Kendisi seçildiğinden bu yana partimize doğru düzgün gelmiş değil. Kendisiyle ancak sokaklarda görüşebiliyoruz. En son savcı beyi ziyarete gittik birlikte ondan sonra da kendisiyle hiç görüşmedik. Bu durumlar oluyor ve kendisi hala bize bir telefon açmadı ya da buraya gelmedi. Demek ki kendisinin bu durumlardan haberi var.
“Bizim yerimize geçecek insanlar, liste belli”
Genel Merkezden Oğuz Bey bizim yerimize geçecek insanları bize soracağını söyledi. Demek ki bizim yerimize geçecek insanlar, liste belli, bunun bana sorulacağını söylüyor.”
Duygun: “Bırakılan borçların ödenmesinin karşılığı bu olmamalıydı”
İl Saymanı Hüdaverdi Duygun da basın toplantısında emeklerini çalanları halka hava ederek şunları söyledi:
Biz cephede savaşıp içeride görünmeyen neferlerdeniz. Birkaç işi yapanlardanız. Bu yaşamış olduğumuz 11 aylık süreç içerisindeki iç dünyamızı bizler biliyoruz. Biz bir partiliyiz ve öyle de kalacağız. Sadece bu açıklamalarım örgütümün de ortak kararıdır. Örgütün hiçe sayıldığı bir ortamda çalışma imkanı kalmamıştır. Örgüt olarak gelen örgüt olarak gider yolundan hareketle görevimizden topluca istifa ettik. Bırakılan borçların ödenmesi, örgüt itibarının üst seviyeye çıkarılmasının karşılığı bu olmamalıydı.
“Emeklerimizi çalan ve çalanları halkımıza havale ediyoruz”
Tüm tanıkları dinleyip rapor düzenleyenler hiçbir zaman bizleri aramamış ve dinlememişlerdir. Ceza verirken savunma almalıydınız. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezini ve MYK'sını bu konuda esefle kınıyorum. Emeklerimizi çalan ve çalanları halkımıza havale ediyoruz.”
Gölbucaklı: “Kaybeden Cumhuriyet Halk Partisi oldu, bizler olmadık”
Genel Merkez tarafından görevden alınan Merkez İlçe Başkanı Hacı Gölbucaklı da bu süreçte kendisine destek olan ve kendisinin yanında duran herkese teşekkür ederek “Sayın İl Başkanıma ve İl Yönetim Kurulu Üyelerime bu hak, hukuk adaletten yoksun görevden alınmama destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi'ni Bartın'da getirebileceğimiz en uç noktaya getirdik. Bundan sonra göreve gelecek arkadaşlar ne yapar bilemeyiz. Sayın İl Başkanıma, İl Yönetim Kurulu Üyelerime, kendi eski yönetim kurulu üyelerime ve arkamda duran birçok arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. Kaybeden Cumhuriyet Halk Partisi oldu. Bizler olmadık.” dedi.