CHP, Dünya Kadınlar Gününü kutladı

CHP Bartın İl Başkanlığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sundu. Düzenlenen törene CHP Bartın İl Başkanı İlknur Erkan, CHP Bartın Merkez İlçe Başkanı Hacı Gölbucaklı, CHP Bartın İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Özcan ve Kadın Kolları Teşkilatı Üyeleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende CHP Bartın İl Başkanı İlknur Erkan ile CHP Bartın İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Özcan, Atatürk Anıtı'nı çelenk sundu.

“8 Mart mücadelenin simgesidir”

Törende bir konuşma yapan CHP İl Başkanı İlknur Erkan konuşmasında şunları söyledi:

“Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak için verdiği mücadele 1857 yılına kadar gider. O yıl 40 bin dokuma işçisi kadının daha iyi çalışma koşulları istemiyle yaptıkları genel grev, tüm haklıların başına geldiği gibi polis saldırısı ile sonuçlanır. Kapatıldıkları fabrikada çıkan yangında kaçmamaları için konan barikatları aşamayan 129 kadın işçi yanarak can verir. Bu olaydan tam 53 yıl sonra Danimarka'nın Kopenhag kentinde toplanan II. Enternasyonale bağlı sosyalist kadınların önerisi ile 8 Mart'ın ‘Dünya Kadınlar Günü' olmasına karar verilir. Bunun üzerine 1921 yılından itibaren her yıl 8 Mart'lar Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Yani 8 Mart'ın derin anlamında; genelde çalışan insanların haklarını savunmak adına verdiği kutsal mücadele, özelde de bunun bizzat kadınlar tarafından bedel ödenerek yapılması yatar. 8 Martlar kadının örgütlenme ve eşit yaşam hakkı için mücadele günlerinin simgesidir ve dünyanın her yerinde sokakta, meydanlarda kapalı salonlarda beraberce kutlanır. Bu satırlar herkesçe bilinen, günün anlam ve önemini açıklayan bilgiler. Ancak herkesin kendi deneyimlediği özel gerçeklikler de vardır mutlaka.

“Kadına yönelik şiddet…”

Benim için, yaşadıklarım, gördüklerim ve deneyimlediklerime göre kadınların erkeklerden daha cesur, daha korumacı, daha sahiplenici olduklarıdır. Analık içgüdüsü mü dersiniz bilemem, ama öyle… Kadının yaşam serüveni çocukluktan tacizle başlar. Çocuk gelinleri oynamayla ilerler. İş yaşamında cinsel ve psikolojik saldırılar ile gelişir, kocası tarafından dövülme ile devam eder, töre cinayetine kadar sürer. Yani birçok ülkede kadın olmak hayata yenik başlamak ile eşdeğerdir. İkinci sınıf insan olma muamelesi görmesi, dövülmesi haklarının gasp edilmesi, eğitimden yoksun bırakılması, ekonomik nedenlerle dedesi yaşındakilerle evlendirilmesi, aile içinde ensest ilişkilere maruz kalması, fuhuşa zorlanması hep rahatlıkla başına gelebilecek sıradan olaylardır. Yarın yine meydanlara çıkacaklar, yine polisle karşı karşıya gelecekler, yine dövülecekler. Tüm bunlara karşın; bu ülke bir gün aydınlanacaksa adalet en iyi dostu özgürlüğü takıp koluna dolaşacaksa, bebeler ve çocuklar oynayacaksa mutlu mesut parklarda, şen kahkahalar atılacaksa kadınlı erkekli uzun sofralarda, bilin ki yine kadın yüzündendir.”