Çeşm-i Cihan Sohbetlerinin konuğu Prof. Dr. Yasin Aktay oldu

Bartın Üniversitesi'nin geleneksel hale getirdiği Çeşm-i Cihan Sohbetleri'nin beşincisi Kutlubey Kampüsü Konferans Salonunda gerçekleştirdi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, yeni akademik yıldaki ilk Çeşm-i Cihan etkinliğinde Ülkemiz açısından önemli bir konuyu ekle aldıklarını belirterek, Prof. Dr. Yasin Aktay'a katkıları; katılımcılara ise yalnız bırakmadıkları için teşekkür etti.

Ardından geçilen konferansta AK Parti Genel Başkan Danışmanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, “Göç, Şehir ve Üniversite” başlıklı konuşmasını yaptı.

“Şehirlere doğru yapılan göçlerin sosyolojik sonuçları oldu”

Prof. Dr. Aktay, göçlerin dünya tarihindeki örneklerinden bahsederek, “Dünya artık eskisi gibi değil. Sadece nüfusa dayalı ve tarımsal hacme odaklanmış bir şey olmaktan çıktı. Artık kaynaklar da nüfus gibi geometrik olarak artırılabiliyor. Bir toprağın var ve o toprağın verimliliğini geometrik olarak artırabiliyorsun. Eskisi gibi doğa olaylarını beklemek zorunda değil, yağmuru sulamayla, güneşin etkilerini farklı yöntemlerle elde edebiliyorsun. Dört mevsim istediğimiz ürünü istediğimiz miktarda alabiliyoruz. Yaşadığımız dünyanın bu özelliği aynı zamanda sınıf ve otorite çatışmasını da bir anlamda çökertti. Bu durum da köylerin boşalarak şehirlere doğru bir göçü beraberinde getirdi. Bu durum üretimin artmasını beraberinde getirerek, sınıflar arasında çatışmayı da azaltmıştır. Ancak bu sefer başka çatışmalar ortaya çıkmıştır. Göçlerin bunun gibi sosyolojik sonuçları olmuştur.” dedi.

“Anadolu daima göç alan bir coğrafya oldu”

Günümüz dünyasındaki göç hareketlerine de değinen Prof. Dr. Aktay, “Daima göç alan Anadolu coğrafyasında, tarihimizden aldığımız mirasla dünyaya örnek olacak bir yönetim sergiliyoruz.” diye konuştu.

Prof. Dr. Aktay, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Birinci ve ikinci dünya savaşları sonrası çizilen sınırlarda batı ülkelerinde çok kültürlülük bir gelenek olmaktan çıkmıştır. Örneğin; Katolik ya da Protestan şehir yapıları korumuştur. Osmanlı Devleti'nden ayrılan Müslüman ülkelerle birlikte ise Avrupa İslamiyet ile tanışmaya başladı. Onun için Avrupa'nın hiçbir yerinde, Balkanları hariç tutarsak, 200 yıllık bir camii göremezsiniz. Ancak Türkiye'de birçok şehirde birçok dine ait ibadethaneleri yan yana görmeniz mümkün.”

“Çok kültürlülük bir Anadolu mirasıdır”

Dünya ülkeleri üzerinde çok kültürlülükle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Aktay, “Türkiye'nin birçok şehrinde onlarca hatta yüzlerce yıl öncesine ait ibadethaneler hâla varsa, Avrupa'da 50 yıllık bir camii bile zor bulunuyorsa bu şu anlama geliyor: Çok kültürlülük bir Anadolu mirasıdır. Tarih boyunca çok kültürlükle yaşadık ve bunu barış içerisinde gerçekleştirerek güçlü bir ülke olduk.” şeklinde konuştu.

Küreselleşen dünyayla birlikte yer ve mekân kavramlarının ortadan kaktığına vurgu yapan Prof. Dr. Aktay, üniversite eğitimde kalitenin önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Aktay, “Türkiye'de 1960'lı yıllarda üniversite sayısının sadece yediydi. , bugün direnenlerin olduğu gibi o zaman da direnenler vardı. Ama şimdi Amerika Birleşik Devletleri'nde 5 binden fazla üniversite var. Bunların eğitim kalitesi aynı düzeyde olmayabilir. Önemli olan bir taraftan mesleki bilgi, beceri ve yetkinliklerle öğrencileri donatırken, diğer taraftan da insanın kendini bulma serüvenini destekleyecek mekanizmalar oluşturmaktır. Eğitim bir yandan da insanın kendini keşfetme yolculuğudur.” diye konuştu.

Konferans, Prof. Dr. Aktay'a Bartın Valisi Nusret Dirim tarafından hediyelerinin ve Rektör Uzun tarafından teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından son buldu.

Etkinliğe; İl Emniyet Müdürü Ogün Vural, Ulus Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Uzun, İl Özel İdare Genel Sekreteri İbrahim Kayış ile birlikte siyasi partilerin il temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.