Bankoğlu, 'Medeni Kanuna sahip çıkmaya devam edeceğiz'

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, 17 Şubat 1926'da kabul edilen Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinin 99'uncu yılına ilişkin açıklamalarda bulundu. Milletvekili Bankoğlu açıklamasında Medeni Kanunun cinsiyetçi politikalara karşı en önemli dayanak olduğunu ifade ederek, 'Medeni Kanuna sahip çıkmaya devam edeceğiz' dedi.

17 Şubat 1926'da kabul edilen Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinin 99'uncu yılına ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Medeni Kanunun laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kadınlara ilişkin en önemli devrimlerinden biri olduğunu ifade etti. Bankoğlu, “Cumhuriyet'in kadınların sosyal, kültürel ve ekonomik hayata erkeklerle eşit olarak katılmasının en önemli dayanağı olan Medeni Kanuna sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

Bankoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Cumhuriyet devrimi, sadece yönetim şeklinin değiştirilmesi değil, aynı zamanda topyekun bir sosyal ve kültürel devrimdir. Bu devrimin sosyal ve siyasal yaşamda en önemli ayağını laiklik ve kadınlara yönelik adımlar oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, Medeni Kanun ve kadınların siyasal yaşama katılmasına yönelik girişimlerle birlikte Cumhuriyetimizin kurucu felsefesinin ve vizyonunun ne derece ilerici ve yenilikçi olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu ve Cumhuriyet Halk Partimizin ebedi lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'ü ve yol arkadaşlarını kadınların eşitlik mücadelesine katkısı vesilesiyle bir kez daha saygıyla anıyorum. Biz, CHP olarak, Cumhuriyetimizin temeli olan laik hukuk devletinin ve cinsiyet eşitliğinin garantisi olan Medeni Kanuna sonuna kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

“Medeni Kanun iktidarın hedefi olmuş”

CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu Medeni Kanunun iktidarın hedefi haline geldiğini ifade ederek şöyle devam etti, “Cumhuriyetimizin eşitlikçi vizyonunun tıpkı diğer kurucu değerlerimiz gibi bugün de saldırı altında olduğunu herkes çok iyi biliyor. Kadınların sosyal ve ekonomik yaşama katılmasının bilinçli ve sistematik olarak engellendiği bir ortamda, Medeni Kanun da iktidarın hedefi olmuş, çeşitli yasal ve siyasal girişimlerle cinsiyet eşitliğine dair kadınların tüm kazanımlarına saldırılar başlamıştır. İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede keyfi bir kararla çıkan bu siyasi akıl, seçim döneminde “süresiz nafaka” gibi safsatalarla ve ardından “aile yılı” gibi çalışmalarla oldukça cinsiyetçi ve kadınları gündelik yaşamda “anne, eş, bakıcı” gibi rollere indirgeyen bakış açısını açıkça ifşa etmiştir. AKP iktidarı için aile, sosyal bir değer olmaktan ziyade ekonomik birim olarak sadece nüfusun artmasından sorumludur ve bu ekonomik birimin tüm emeği ve sorumluluğu ise anneye yüklenmektedir. Sürekli kadınlara nasıl yaşaması, kaç çocuk doğurması, eşine itaat etmesi ve asıl işinin annelik olması söylenmektedir. Bu bakış açısı, ailedeki anneyi veya eşi ekonomik hayattan azade, aile için şiddet ve istismara ses çıkarmayan bir birey olarak, kaderci ve çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu kılmakta ve yaşamını eve hapsetmektedir.”

“Tüm vakalar örtbas edilmeye çalışılmakta”

Aile Yılı olarak tanımlanan bir sürecin en önemli uygulayıcı olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da aynı doğrultuda Kadınlara yönelik programlarının 2025 yılı bütçesini azaltarak bahsi geçen Aile Programlarına devasa kaynak ayırmaktadır. Bu süreçte kadın cinayetlerinin olağanüstü artması, şiddet ve istismar vakalarının artık “haber değeri” bile taşımadığı bir olağanlaşma sürecine ise göz yumulmakta, basına yansıdığı durumlarda ise tüm bu vakalar örtbas edilmeye çalışılmaktadır. Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu başkanlığına Hulki Cevizoğlu'nun getirilmesi ve geçtiğimiz hafta komisyona kadınlara basın yoluyla iftiralar atan, “kadınlar da şiddet uyguluyor” diyen bir şahsın “akil insan” olarak davet edilmesi, AKP'nin kadına şiddete yönelik açısının da özeti niteliğindedir. Yine “seviyorsan git evlen” diye sosyal medyada paylaşımlar yapan Bakanlığın, aile içi şiddete ve kadın cinayetlerine karşı ve kadınların ekonomik güvencesizliğine sessizliği de bu yönüyle dikkat çekicidir.”

“99 yıl öncesinden daha karanlık bir gelecek inşa etmeye çalışmakta”

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu açıklamasında son olarak iktidarın karanlık bir gelecek inşa etmeye çalıştığını ifade ederek açıklamasını şöyle tamamladı, “AKP iktidarı aile kurumunu ön plana çıkararak sosyal devletin geri çekildiği her alanda yerine getiremediği sorumlulukları kadınlara yıkmakta, kadın örgütlerinin parçalamaya çalışarak 99 yıl öncesinden daha karanlık bir gelecek inşa etmeye çalışmaktadır. Medeni Kanun, 6284 Sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi gibi kadınların en önemli kazanımlarından biridir. Biz tüm bu kazanımları hedef alan Aile Yılı gibi çalışmaların politik içeriğinin farkındayız. Kadınların eşit, özerk ve kendi geleceğini kuran bir birey olarak var olmasını engelleyen bu girişimlere karşı kadın örgütleriyle birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Haber: Erkan Hızoğlu

Bakmadan Geçme