Bankoğlu 'Kim 6 yaşında kızını evlendirir'
CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Türkiye'yi sarsan istismar vakasına ilişkin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve parti grubu olarak T.B.M.M'den Adalet Bakanlığı'na yürüdüler. Bankoğlu: 'Soruyorum kimler 6 yaşında kızını ya da torununu evlendirir?'
CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, 1998 doğumlu H.K.G isimli kişinin 2004 yılında henüz 6 yaşındayken İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucusu babası Yusuf Ziya Gümüşel tarafından karşı komşusu 29 yaşındaki Hiranur Vakfı müritlerinden Kadir İstekli ile evlendirilerek istismar edilmesine ilişkin konuyu değerlendirdi. Bankoğlu “Bu korkunç olayı öğrenmemiz ardından Genel Başkanımız ve milletvekili arkadaşlarımızla Adalet Bakanlığı'na yürüdük. Sayın Kılıçdaroğlu bakanlık önünde yetkililere görevlerini yapma konusunda bir kez daha çağrıda bulundu. Adalet isteğimizi dile getirirken siyasal iktidarın, polisin, savcının elini kolunu bağladığını, parti olarak haksızlığa tahammül etmeyeceğimizi yineledi. Bütün rezalet bir yana, Kasım 2020'den beri bu davadan haberdar olduğunu itiraf edip de kılını kıpırdatmayan bir hükümet, bir Aile Bakanlığı var. İnsan isyan ediyor! Bir yurttaş hakkını savunmak için suçluların cezalandırılması için devlete başvuruyor. Devlet bunu görmezden geliyor. Üzerinden 2 yıl geçmiş, gelip Meclis'in kürsüsünden bunu yüzümüze söyleyen bir Bakan var. Bunlar mı yurttaşın hakkını hukukunu savunacak, bunlar mı görevini yapacak? Bu rezilliğe rağmen hala tek kişi bile tutuklanmadı, göz atında değil, görevden alınmadı.”
“Bu davayı 2023 Mayıs ayına atan AKP yine olayı unutturma peşinde.”
Bankoğlu konuya ilşikin yaptığı açıklamada “Bu rezalet, bu insanlık dışı iğrenç olay 2004 yılında başlamış. 2012 yılında adli vaka olarak kayıtlara girip üzeri örtülmüş. Ardından 2020 yılı kasım ayında 22 yaşına gelmiş olan mağdur H.K.G'nin başvurusu, delilleri ve şikayetiyle tekrar dava açılmış. Mahkeme talebi reddedip ve iki şüpheli hakkında adli kontrol uygulanmasına hükmetmiş. Savcılık bu duruma itiraz etse de hakimin kararı değişmemiş. Soruşturma iki yıl sonra, savcının iddianameyi tamamlamasıyla davaya dönüşmüş. Şimdi iktidara ve Adalet Bakanı'na soruyorum bu dava neden 2023 yılının Mayıs ayında görülecek? Davanın görülmesinde zaten 19 yıl geç kalınmış. Yani AKP iktidarı boyunca bu sistematik istimarı yaşamış bir yurttaşa 2023 Mayıs ayını bekle, ne demek? Hepsinin üzerini örtüp, unutturduğumuz gibi bunu da hallederiz, biraz zaman gerekli demek. Bu bir rezillik demek!
Genç kadının yıllarca yaşadığı istismara ilişkin verdiği ifadeleri kan dondurucu. Anne babasının ve evlendirildiği Kadir İstekli denilen insan görünümlü canilerle mağdur arasındaki konuşmalar insanlıktan utanılacak cinsten. Bu olay bir müddet sonra gündemde ilk sırayı kaybetse de hükümetin kötülükleri listesinin en üst sıralarında akıllarda ve vicdanlarda kalmaya devam edecek.
Adalet Bakanı'nın sessizliği, en basit vakalar karşısında bile hukuksuz tutuklamalar yapmaktan çekinmeyen iktidarın bu dünyanın en iğrenç suçu karşısındaki sessizliği hatta tevekkülü tüm yurttaşları düşündürmeli hatta korkutmalıdır. Biz gerek kürsüde gerekse bakanlıklara yürüyerek ya da eylem yaparak her şekilde hükümetin göz yumduğu ve örtbas ederken gafil avlandığı bu olayı unutturmayacağız. Çünkü bu sadece Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G'nin başına gelen bir rezalet değildir. Bunlara göz yumanlar da kör olsun! Tabii bu dilekler kimsenin içini soğutmaz. Hele H.K.G'nin kaybolan hayatını geri getirmez. Hiranur'dan önce Ensar'da, başka vakıflarda, yurtlarda, kurslarda hem kız hem erkek çocukların istismarı ve onlara karşı işlenen suçlara kör, sağır, dilsiz bir hükümet var. Bu utancı duyması gerekenler utanmadan çıkıp konuşup yine kendilerini savunup, teflon gibi bu suçlardan da sıyrılmaya çalışıyorlar.
Hiçbir ilaç hiçbir tedavi hiçbir ceza H.K.G'nin mahvolan hayatını kurtaramaz. Ama yasa gibi yasa, ceza gibi ceza ve bunları uygulayacak kadar cesur ve vicdanlı görevliler olursa sonraki sapıkların hızı kesilmiş olur.
Hiçbir ilaç hiçbir tedavi hiçbir ceza H.K.G'nin mahvolan hayatını kurtaramaz. Ama yasa gibi yasa, ceza gibi ceza ve bunları uygulayacak kadar cesur ve vicdanlı görevliler olursa sonraki sapıkların hızı kesilmiş olur. Hükümet yetkililerinin ya da AKP milletvekillerinin yumuşatarak ifade ettikleri gibi “hata, münferit olay, savcı gözden kaçırmış” gibi sözleri söyleyip de nasıl sokağa çıkıyor, evlerine ailelerinin yanına gidebiliyorlar anlamak imkânsız. Bu ülkenin adalet işlerinin teslim edildiği Bakan Bozdağ “Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Bunlar tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” ifadesiyle tarihe geçmiş birisi zaten. Bir başka bakanları hem de kadın Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu yine tecavüz vakaları sonrası “Bir kereden bir şey olmaz” diyen birisi. İnsanı insan yapan, değerleridir. Herkes, en çok da bu işe dahli olanlar, görevini yetirmeyenler, getirmeyenlere göz yumanlar bir düşünsün; kızınızı, torununuzu ya da yeğeninizi 6 yaşında evlendirir misiniz? Bu sorulara “evet” diye cevap verenlerin yeri Türkiye Cumhuriyeti değildir. Cumhuriyetimiz, Birleşmiş Milletler'in Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesini tam 33 yıl önce imzalayan 196 ülkeden birisi olarak 18 yaşına kadar her birey çocuk olduğunu kabul etmiştir.
Milli Eğitim, İç İşleri, Sağlık, Adalet, Aile Bakanlıkları Nerede?
Devlet yükümlülüklerini yerini getirmeyi bırakıp tarikatlerin, cemaatlerin peşinden gitmez. Ülke bu konuyla kaynarken Cumhurbaşkanı bir hafta sonra tepki gösterebilmiş “iddiaların” facia olduğunu söyleyebilmiştir. Mağdur kişi devletin görevlerini yerine getirmemesi yüzünden okulda olması, oyun oynaması gereken yılları babası yaşında bir adamın karısı olarak geçirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı ne iş yapmıştır? İç İşleri Bakanlığı Nüfus İdaresi ve buna bağlı unsurlar okulda olması gereken bu çocukla ilgili işini yapmamıştır. Bu çocuk 14 yaşında hamilelik ihtimaliyle hastaneye gittiğinde şüphelenen doktorun ihbarının örtbas edilmesine göz yuman emniyet ve bakanlık yetkilileri işini yapmamıştır. 21 yaşında bambaşka bir kadının getirilip kemik yaşı raporu verilmesine göz yuman doktor, sağlık personeli ve Sağlık Bakanlığı işini yapmamıştır. Bunlar olurken savcı galiba müsait değildi, ilgilenemedi. Adalet Bakanlığı'nın bu memuru bu rezil olayı örtbas etmiştir. İşte sistemli istismar, sistemli kötülük, sistemli bir göz yumma gün gibi ortadadır. Bir zamanlar hasretinden yandıkları sonradan “kandırıldık” açıklamasıyla sıyrılıp FETÖ dedikleri yerine, artık bakanlıklar başka cemaat ve tarikatlar arasında pay edilmiş halde. Bu zihniyet öyle karanlık öyle çocuk ve kadın düşmanıdır ki; tecavüz ettiği kişi ile evlenmesi ile tecavüzcünün ceza almamasını bu ülkeye getirmiş zihniyettir. H.K.G olayı gibi buna benzer kim bilir daha kaç yakın korunuyor? Türkiye'yi bu çürümüşlükten, bu karanlıktan çıkartmaya az kaldı.”dedi.