Bakan Tunç: 'Gecikmeyen ve öngörülebilir adalet sistemiyle ilgili önemli düzenlemeler var'
Arabuluculuk Haftası'na ilişkin düzenlenen sempozyuma katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, '2024-2028 dönemini kapsayacak olan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde adalete erişimi güçlendiren, hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemiyle ilgili çok önemli düzenlemeler var' dedi.
Nilay Meryem ÇÖMLEK
Bartın'a 16 yıl milletvekilliği yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri Platformu (TURAMEP) tarafından Arabuluculuk Haftası dolayısıyla düzenlenen sempozyuma katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Bakan Tunç, hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuğun 2013'te Türk yargı sistemine dahil edildiğini, ihtiyaçlar doğrultusunda 2018'de kapsamının genişletilerek "dava şartı arabuluculuk" uygulamasına geçildiğini bildirdi.
Dava şartı arabuluculuğun kapsamının 2023'te 7. Yargı Paketi ile daha da genişletildiğini ifade eden Bakan Tunç, kapsama alınan kira uyuşmazlıklarında arabuluculukta yapılan başvuruların yarısından fazlasının anlaşmayla sonuçlandığı bilgisini paylaştı.
Bakan Tunç, arabuluculuğun dostane bir çözüm yöntemi olduğunu vurgulayarak, dünyada alternatif çözüm yöntemlerine giderek ağırlık verildiğini belirtti. Bu kapsamda hazırlanan Singapur Sözleşmesi'ne ilk imza atan ülkelerden birinin Türkiye olduğunun altını çizen Tunç, arabuluculuğun daha önce "ahilik" sistemiyle Osmanlı döneminde uygulandığını anımsattı.
Sadece hukuk değil ceza uyuşmazlıklarında da arabuluculuk sisteminin uygulandığını hatırlatan Tunç, uzlaştırmanın hukukçular tarafından yapılmasının önemine değinerek “Mevcut uzlaştırmacıların görevleri vaki kalmak şartıyla bundan böyle avukatlarımız, hukukçularımız uzlaştırmada aktif görev alacak. Onların bu konuda başarılı olacaklarına ve uzlaştırma müessesesini ceza hukukunda çok daha ileriye taşıyacaklarına, yargının iş yükünü ortadan kaldırarak barışa hizmet edeceklerine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“İlk yargı paketimiz ceza adaleti sistemiyle ilgili olacak”
Adalet Bakanı Tunç, TBMM'de kabul edilen 9. Yargı Paketi'nde arabuluculuğu teşvik eden düzenlemelerin yer aldığını, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de bu konuda yeni düzenlemelere yer verileceğini ifade etti.
Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlıklarının tamamlandığını kaydeden Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2024-2028 dönemini kapsayacak olan Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nin hazırlıklarını tamamladık. Çok geniş kesimlerin görüşlerini aldık. Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşacak. Orada da yine arabuluculuğu daha da etkin hale getirmenin yolunu arayan düzenlemelere, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer verdik.
2024-2028 dönemini kapsayacak olan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde adalete erişimi güçlendiren, hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemiyle ilgili çok önemli düzenlemeler var. Özellikle ceza adaleti sistemi, suç ve suçluyla mücadele, toplumu suçtan korumaya yönelik, soruşturma, kovuşturma gerekse infaz aşamasıyla ilgili çok önemli düzenlemeler. Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklandıktan sonra ilk yargı paketimiz ceza adaleti sistemiyle ilgili olacak. Önemli düzenlemeleri milletvekillerimizin takdirine arz edeceğiz."
Bakan Tunç, arabuluculuk sisteminde başarı oranının yüzde 65 olduğunu, uzun yıllar süren anlaşmazlıkların kısa sürede çözüme kavuştuğunu ifade ederek, "45 bin arabulucumuza ilave edilecek olan yeni tecrübeli hukukçularımızla arabuluculuk müessesesi daha da gelişecek.” dedi.
“Hak ettikleri cezayı verecekler”
Program sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın kamuoyunun da gündeminde yer alan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Gündemdeki önemli konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Tunç, Bartın Barosu Başkanı Av. Nail Öztürk'ün de takip ettiği Diyarbakır'da 8 yaşında katledilen Narin Güran cinayet davasına ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu. Mahkemenin bilirkişiden ek rapor istediğini ifade eden Tunç, “Narin evladımızın katillerini yargı bulacak ve hak ettikleri cezayı verecekler.” dedi.
Adalet Bakanı Av. Yılmaz Tunç'un açıklamalarından öne çıkan önemli bazı satır başları şöyle:
“Narin evladımızın hunharca cinayete kurban gitmesi bizi derinden yaraladı. Teknik çalışmalar yapılara soruşturma kapsamında değerlendirildi. HTS kayıtlarından yola çıkılarak baz kayıtlarının tespitler oldu. Daraltılmış baz kayıtlarıyla ilgili teknik çalışma belki de ilk kez gündeme geldi. Daraltılmış baz çakışması çok önemli delil. HTS kayıtları ile tüm bulgular değerlendiriliyor.
Beyanlar doğrultusunda hepsi mahkeme tarafından değerlendirilecek. Masumiyet karinesi vardır. Şu suçludur bu suçsuzdur demek doğru olmaz. Bu soruşturma başladığında maalesef kamuoyunda farklı değerlendirmeler yapıldı. Mahkeme heyeti bilirkişiden ek rapor istedi.
Soruşturma aşamasında kişilerin lekelenmemesi ile ilgili haberlere de dikkat edilmesi gerekir. Bu bir anayasa hak. Soruşturma gizliydi. İddianame düzenlendikten sonra kamuoyuna açıldı. Bundan sonraki süreçte de yargılamayı olumsuz etkileyecek yayınlardan kaçınılmalı. Mahkeme heyeti titiz bir çalışma sergiliyor. Maddi gerçeği ortaya çıkarmanın gayreti içerisinde. Narin evladımızın katillerini yargı bulacak ve hak ettikleri cezayı verecekler.
Kayyum kararları
Bazı siyasilerimiz yanlış yorumlar yapıyorlar. Son günlerde tartışılan belediye başkanlarının görevden el çektirilmesi hususu. Tüm bu yerel yöneticilerle ilgili uygulamanın nasıl yapılacağı hukuk sistemimizde belli. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir, suç varsa soruşturur. Hukuk devleti suç işlenmesine müsamaha göstermez.
Yerel yöneticiler, belediye başkanları milletten aldıkları yetkiyi, milletten topladıkları parayı ve merkezi hükümetten aldıkları kaynakları millete hizmet olarak vermek durumundalar. Siz bu yetkiyi alıp kötüye kullanırsanız, terör örgütlerine destek ya da onların propagandasına yönelik bir çaba içerisinde, fiil içerisinde kullanırsanız o zaman hukuk devletinde anayasanın 127. ve Belediye Kanununun 45. maddesinden kaynaklanan yetkiler kullanılır.
Özellikle gerek belediye başkanları seçilmeden önce başlayan soruşturmalar var. Belediye başkanı seçildikten sonra da açılan soruşturmalar var. Yüksek Seçim Kurulu adaylığı kabul ederken devam eden bir soruşturma varsa, YSK sabıka kaydına bakar. YSK'nın adaylığı reddetme gibi bir yetkisi yok.
Kesinleşmiş bir hükümlük olduğunda başkanlık düşer, Meclis seçer. Burada kesinleşen bir yargı yok. Dolayısıyla bu bir başkanlığın düşmesi değil, geçici olarak görevden uzaklaştırmadır ve yerine de geçici görevlendirmedir.
“Taviz vermeden devam edeceğiz”
Terörle mücadeledeki kararlılığımızdan taviz vermeden devam edeceğiz. Terörün her türlüsünü bu ülkeden silinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Birtakım değerlendirmeleri sorulup burada açıklama yapmak doğru değil. Türkiye'yi 40 yıldır birlik beraberliği bozmaya yönelik huzursuz eden PKK terör örgütünü silip atmak zorundayız. Çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek.”