ARSLAN HALKI BİLİRKİŞİ İNCELEMESİNE DAVET ETTİ
Arslan'dan Tunç'a cevap
Nurdan Eroğlu
CHP İl Başkanı Mehmet Arslan 14 Temmuz Cuma günü termik santralle ilgili Amasra Tarlaağzı'nda yapılacak bilirkişi incelemesinde olacaklarını ifade ederek halkı incelemeye katılmaya davet etti. Arslan ayrıca AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'un sözlerine de cevap verdi.
CHP İl Başkanı Mehmet Arslan, basın açıklaması yaparak AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'un “15 Temmuz darbecilerine karşı yapılan mücadeleyi 20 Temmuz darbesi gibi abuk sabuk ifadelerle bu şehitlerimizi rencide edecek ifadeler kullanarak sokaklarda yürüyenler olabilir. Ama bu milletimiz neyin ne olduğunu çok iyi biliyor” sözlerine cevap verdi. “15 Temmuz gibi bir kalkışma keşke olmasaydı” diyen Arslan, “Yılmaz Bey'in “Doğru söylüyorlar” demesini beklemiyordum zaten. Biz 1 kişinin kılına zarar gelmesini istemiyoruz. Onlar bizim vatandaşlarımız. Demokrasi için sokağa çıktılar. Biz de bunu saygıyla karşılıyoruz. O cesareti gösterip, o sakağa çıkan insanlara bizim minnettarlığımız vardır. Biz onlara minnet duyuyoruz. Ama 20 Temmuz nedir? 20 Temmuz bu yaşananlar fırsat bilinerek Türkiye'de olağanüstü halin çıkartılıp ülkenin bu güne kadar olağanüstü halle yönetilmesidir. Biz bu süreçte de iradeniz kötüye kullanılmasından bahsediyoruz” dedi. Arslan ayrıca 14 Temmuz Cuma günü termik santralle ilgili Amasra Tarlaağzı'nda yapılacak bilirkişi incelemesinde olacaklarını ifade ederek halkı incelemeye katılmaya davet etti.
“ ‘DOĞRU SÖYLÜYORLAR' DEMESİNİ BEKLEMİYORDUM”
O zamandan beri 15 Temmuz'un neden olduğunu o günden beri konuşulmasını ifade eden Arslan, şu açıklamalarda bulundu:
“Yılmaz Bey'in “Doğru söylüyorlar” demesini beklemiyordum zaten. O zamandan beri 15 Temmuz'un neden olduğunu neden gerçekleştiğini konuşmadık. 15 Temmuz bu ülkeyi yönetenlerin ülkenin kozmik odalarında varıncaya kadar FETÖ örgütünü soktukları, askeriyeden kamu kuruluşlarına kadar girdiklerine dair toplumun sağ duyulu kesimi bunları uyardıkça “Siz ne anlarsınız. Bunlar muhterem insanlardır” denilen bir süreçten geçildikten sonra yaşanan bir sonuçtur. Milli Güvenlik Kurulu kararlarında yani devletin üst kademelerinde bu kaygı paylaşıldı. Kağıda döküldü, uyarılar yapıldı. Siz bunlara rağmen bu önlemleri almayacaksınız, herkese kulaklarınızı kapatacaksınız, ondan sonra 15 Temmuz'da meydana gelen bu kalkışmayı hangi safa koyacaksınız? Kendi yarattığınız devin sizi sindirme çabasına karşı konuşmuş bir hareket. Ben kaybettiğimiz vatandaşlara yanıyoruz. Biz 1 kişinin kılına zarar gelmesini istemiyoruz. Onlar bizim vatandaşlarımız. Demokrasi için sokağa çıktılar. Biz de bunu saygıyla karşılıyoruz. Keşke bu yaşananlar hiç yaşanmasaydı. Ama buna neden olan insanlarında bugün kahraman edalarıyla ortalıkta dolaşması biraz garip.
“20 YILDIR F TİPİ YAPILANMADAN BAHSEDİYORUZ”
Siz bu imkanı sağladı. Bu insanlar bu kalkışmaya kadar geldiler. Birlikteydiniz. “Ne istedin de vermedik?” dediniz. Biz 20 yıldır f tipi yapılanmadan bahsediyoruz. F tipi yapılanma bu ülkenin sonu olacak diyen biz Cumhuriyet Halk Partilileriz. F tipi yapılanma Eski Genel Başkanımız Deniz Baykal'ın söylemidir. O zamandan beri anlattık, uyardık. Bu yarılar hiçbir şekilde kale alınmadı. 15 Temmuz gibi bir kalkışma keşke olmasaydı. O kadar canımızı keşke kaybetmeseydik. Biz buna karşıyız. O cesareti gösterip, o sakağa çıkan insanlara bizim minnettarlığımız vardır. Biz onlara minnet duyuyoruz. Ama 20 Temmuz nedir? 20 Temmuz bu yaşananlar fırsat bilinerek Türkiye'de olağanüstü halin çıkartılıp ülkenin bu güne kadar olağanüstü halle yönetilmesidir. Bu süreçte de iradeniz kötüye kullanılmasından bahsediyoruz.
“BU MEMLEKET SAHİPSİZ DEĞİLDİR”
Bu memleket sahipsiz değildir. Bu memleketin sahibi de bugün bu ülkeyi yönetenler değildir. Halktır. Burası imparatorluk değildir. Gücü alan bu ülkeyi “Ben istediğim gibi yönetirim” diyemez. Kanunlar ve nizamlarla yönetilir. İşte biz bunun için adalet diyoruz. Biz adalet derken herkes salıverilsin, kimse tutuklanmasın demiyoruz. Adalet halklıyı haksızı ayırabilme sistemidir. Varsa suçu tabi ki çekecek. Çıkıp yuvarlak kelimelerle, kendini haklı çıkarma çabalarıyla bu işin altından kalkamayacaklar. Habur'da PKK'lı teröristlerle kol kola içeri girdikleri ayan beyan ortadayken FETÖ'yle senelerden beri birlikte oldukları ayan beyan ortadayken Cumhuriyet Halk Partisi'ni ve toplumun diğer kesimlerini bu 2 terör örgütüyle yan yana koyamazlar.
“AKIL HAKİM OLACAKTIR”
Akıl hakim olacaktır. Galip gelecektir. İnsanlar bunun farkına varmaya başladılar. Bizler huzurlu bir yaşam istiyoruz. Bizi geçindirebilecek bir işimiz olsun istiyoruz. Herkes barış içinde olsun, ülkemiz gelişsin istiyoruz. Bu, bu şekilde gerçekleşmez. Kutuplaştırarak olmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti çeşitli etnik grupları içinde barındıran bir devlettir. Atatürk'ün milliyetçilik kavramı tümünü kapsayan bir kavramdır. Biz Atatürk milliyetçisiyiz. Irk ya da kökten milliyetçi değiliz. Biz böyle bir cumhuriyet kurduk ve onun içerisinde yaşıyoruz. İnsanlar dini açıdan da istedikleri gibi yaşama hakkına ve hukukuna sahipler. Bu bugüne kadar böyleydi. Ama bugün insanlar ayrıştırılıyor.
“‘EY!' DİYEREK DEVLET YÖNETİLMEZ”
Biz her şeyin daha iyi olacağına inanıyoruz. İnsanlarımız hak aranmasının kötü bir şey olmadığını ve korkuyla sessiz kalmamanın gerektiğini anlamıştır. Hak aranın yanlış bir şey olmadığının farkındalar. İnsanlara bir suç istinat edilebilir. İstinat edilen suç o kişinin dışarıda olmasının zararlı olduğuna hükmediyorsa o kişiyi tutuklu yargılarsınız. Ama şunu unutmamak lazım ki hiç kimse ispatlanana kadar suçlu olarak ilan edilemez. Ergenekon davalarında tutuklu yargıladık. 5 sene içeride yatan insanlar var. Bu süreyi bu insanlara geri verebilir misiniz? Yaşadıkları travmayı “Pardon” diyerek giderebilir misiniz? Gideremezsiniz. Bu çok ince bir çizgidir. Dindar olduğunuzu düşünüyorsanız bu kul hakkıdır. Devlet yönetmek ciddi bir iştir. “Ey!” diyerek devlet yönetilmez. Devlet sana verilen yetki ve sorumluluklarla yönetilir. Devlet yönetiminin başına geçtiğinde sınırsız değilsin. Senin de bir sınırın ve yetkin vardır. Yetki aşımı yapamazsın. Biz bu yanlışları söylüyoruz. Türkiye'de herkes için hak, hukuk, adalet istiyoruz.
“TARLAAĞZI'NDA OLACAĞIZ”
Cuma günü bizler davacı olarak Tarlaağzı'nda olacağız. Bilirkişi heyetinin orada yapacağı incelemelerde yanında olacağız. Tepkimizi göstermeye çalışacağız. Bartın'da yaşayan, Bartın için güzel bir gelecek düşünen herkes Bartın'a sahip çıkma adına orada olmalıdır. Biz herkesi oraya davet ediyoruz. Bunu siyasi tercih gözetmeksizin söylüyorum. Bu işin siyasi tercihi olmaz. Yaşam hakkı elinden alınan bir toplumun orada siyasi tercih yapma gibi bir lüksü yoktur. Bu yüzden ben herkesten oraya gelmesini ve orada bulunmasını rica ediyorum.”