Amasra'da kurvaziyer turizmi masaya yatırıldı

Ağustos ayında Amasra İlçesine ilk yolculuğunu yapan Astoria Grande, Rusya-İstanbul-Amasra hattı kapsamındaki seferlerine devam ediyor. Gemi bu kez 400 personel 180 yolcuyla Amasra'ya geldi. Kış ayı olmasına rağmen Astoria Grande'yi tercih edip Amasra'ya gelen yabancı turistler daha önceki ziyaretlerde olduğu gibi Amasra Kalesi ve Çekiciler Çarşısı gibi ilçedeki tarihi ve turisttik yerleri gezdi. Geminin ilçeye gelişi öncesinde ise Amasra Kaymakamlığınca turizm toplantısı düzenlendi. İlçedeki otel, restaurant sahipleri dahil 100'e yakın esnaf katıldığı toplantıda Amasra'da kurvaziyer turizminin nasıl geliştirilebileceğine dair yol haritası belirlenmeye çalışıldı.

Perçi: “Amasra, Türkiye'ye turizmi öğreten yer”

İlçeye tayini çıktığında Amasra'nın çok özel bir olduğunun kendisine anlatıldığını ifade eden Amasra Kaymakamı Kadir Perçi, Amasra'da turizmin pansiyonculukla birlikte 1940'lı yıllarda başladığına ve Amasra'nın bu alanda profesyonel olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Buraya tayinim çıktığında eski görev yerindeki Valimiz bana çok özel bir yere gittiğimi söyledi. Bende kendisine neden diye sordum. Oda bana Amasra'nın Türkiye'ye turizmi öreten yer olduğunu, daha Ege, Akdeniz sahillerinde turizm yokken 1940'lı yıllarda pansiyon işletmeciliğiyle turizme başladığını ifade etti. 3 yıllık Erzurum macerasını tamamladım ve Amasra'ya geldim. Tabi biz her gittiğimiz yerde gözlerde bir önyargı görürüz. Bu da normal. “Bu nereden geldi” diye illaki sorulur, araştırılır. Ben de burada geldiğim ilk yıl bu ön yargıları gördüm. Tabi bunda geçmişte göre yapan kaymakamların da etkisi vardır. Bulunduğunuz yerin mirasını taşırsınız. Zamanla bu ön yargıları kırdık zannediyorum.

“Amasra'yla çok özel bir frekans yakaladık”

Amasra'yla çok özel bir frekans yakaladık. Diğer çalıştığımız yerlerde olduğu gibi burada da kendimizi bir Amasralı olarak görüyoruz. Benim yetiştiğim ortamda Amasra gibi bir yerdi. Benim babamda sizler gibi emekçiydi. Ama biz emekçilerin bir türlü atlayamadığımız bir sınıf var. Kendimiz artık garsoniyer ya da hizmetçi gibi görmemiz lazım. Çünkü Amasra başarmış bir yer. Bu başarıyı önce sahiplenmemiz lazım. Türkler hep bardağın dolu tarafından bakar, Avrupalılar da hep boş tarafından bakar. Bizim medeniyet olarak temek farkımız budur. Biz insana insan gözüyle bakar ve çok değer veririz. Onlar hep eksik tarafından bakar. Biz Batı medeniyetine çok değer kattık. Ama hiçbir zaman kendimizi onlara kendi istediğimiz gibi yürekten anlatamadık.

“Amasra turizmin profesyonel yapıldığı bir yer”

Biz, Batılı olduk, o sınıfı atladık. Ama bizimde bunu kabul etmemiz lazım. Amasra'nın da girişimci ruhunu kabul etmemiz lazım. Amasra özel bir yer. Çok şeyi başarmış bir yer. 1940'lı yıllarda aldığınız bu meşaleyi bu yıllara kadar getirdiniz. Belki belli sıkıntılar oldu. Çağır gerekleriyle turizm kendine çok sekmenli, değişik alanlar açtı. Biz elbette o alanlarda olmak için mücadele edeceğiz. Önce kendimize güveni tesis etmemiz lazım. Bu da birliktelikle olur. Bir yıl önce geldiğimizde Belediyemizin yaptığı turizm çalıştayları vardı. Onlara katıldık. Amasra turizmin profesyonel yapıldığı bir yer. Sizin kendinize bu profesyonelliği görmeniz lazım. Siz bu misyonu fazlasıyla taşıyorsunuz. Öncelikle bunu kabul etmeden bir şeyleri üst üste koyamayız.

“İnsanlar buradan mutlu ayrılıyor”

Amasra'ya gelen her insanı biz Küçük Limandan uğurlarken o memnuniyeti görüyoruz. İnsanlar buradan mutlu ayrılıyor. Belki pansiyonlarda konaklayan insanların yüzde 60'ı aynı insanlar. İnsanlar sizi tercih ediyorsa sizde kendinden bir şey buluyordur. Bu çok önemlidir. Sürekli sürekli Amasra tercih ediliyorsa burada bir memnuniyet vardır. Ama bir beşeri bir de doğal gerçeklik var. Zamanın koşullarına tesislerimizi uydurmamız lazım. Ama bazı insanlar salaş yerleri sever, bazı insanlar nostalji arar. Çünkü insan hayatındaki en önemli dönem çocukluk ve gençlik dönemidir. O zamanlar bizde büyük izler bırakmıştır. Turist içinde böyle. O burada kendinden bir şeyler arar. Amasra'da bunu buluyor. Amasra bu haliyle güzel. Yani devasa 5 yıldızlı otelleri turist burada aramıyor. Çünkü onlar Ege ve Akdeniz'in bütün kesimlerinde var. Ama yapmak gerekmez mi tabi ki gerekir. Çünkü insanlar günlük hayatındaki handikapları unutmak bir farkındalık oluşturmak için tatil yapıyor.”