Akyol'dan dava kararlarına tepki

CHP Bartın İl Başkanı İsmail Cem Akyol, facianın tüm uyarılara rağmen göz göre göre geldiğini belirterek, Bakanlık yetkilileri ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) yöneticilerinin yargılanmadığını ifade etti. Eski TTK Genel Müdürü'nün asli kusurlu olmasına rağmen yargı sürecinden kaçırıldığını ve EYT'den emekli edilerek idari ceza almadığını belirten Akyol, aynı şekilde TTK Müdür Yardımcılarının da yargılamadan kaçırıldığını öne sürdü.

"Adalet yerine getirilmedi"

Mahkemenin verdiği cezaların yetersiz olduğunu dile getiren Akyol, Amasra Müessesesi yöneticilerine "bilinçli taksirle öldürme" suçundan basit cezalar verildiğini ve infaz indirimi, denetimli serbestlik gibi düzenlemelerle bu kişilerin yatacakları sürenin yarıya ineceğini söyledi.

"Ailelerin feryadı yüreğimizi yaktı"

Mahkeme kararının ardından adliye önünde yaşanan protestolara da değinen Akyol, madenci ailelerinin büyük bir isyan içinde olduğunu belirtti. Acılı ailelerin, "Adliyeden adalet yazısını kaldırın" ve "Adaletiniz batsın" gibi sözlerle tepkilerini dile getirdiğini aktardı. Akyol, AK Parti Bartın İl Başkanı Yaşar Arslan'ın, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u savunan bir açıklama yapmasına da tepki göstererek, bu tutumu vicdansızlık olarak nitelendirdi.

"Bu siyasi bir mesele değil, insanlık meselesi"

Amasra maden faciasının sadece bir siyasi partinin değil, tüm toplumun meselesi olduğunu vurgulayan Akyol, işçiye ve emekçiye verilen değerin sorgulanması gerektiğini söyledi. Sorumluların arkasında siyasi destek olduğunu düşünmemesi gerektiğini belirten Akyol, "Bu dosyadan kurtulduklarını sanmasınlar, hepsinden hesap soracağız" dedi.

"Adalet mücadelemiz sürecek"

CHP'nin bu davanın takipçisi olacağını belirten Akyol, gerçek sorumluların hak ettikleri cezaları alması için mücadele etmeye devam edeceklerini ifade etti.

“Davada resmen cezasızlık yağdı”

CHP İl Başkanı Akyol açıklamasında şöyle konuştu, "Değerli Basın Mensupları, Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi dün Bartın'da da bir adalet faciası yaşandı. 14 Ekim 2022'de 43 madencimizin tüm uyarılara rağmen göz göre göre gelen katledilmesinin ardından açılan davada resmen cezasızlık yağdı. Halihazırda devletin resmi raporlarında bile asli kusurlu olmasına Bakanlık yetkilileri ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) yöneticileri yargılanmadı. Eski TTK Genel Müdürü, asli kusurlu olmasına rağmen yargıdan kaçırılıp EYT'den emekli edildi. Hakkında “başarı belgeleri” olduğu ve emekli edildiği için idari cezası da sonuçsuz kaldı. Yine TTK Müdür Yardımcıları da aynı şekilde yargılamadan adeta kaçırıldı. Bakanlık, denetim yetkisi olmasına rağmen, kendi müfettişleri ile yine ilgili yetkililerine soruşturma izni vermemiş; ancak avukatların mücadelesiyle Danıştay'dan soruşturma izni almıştı. Dünkü dava sonucunda en azından Amasra Müessesesi yöneticileri ağır cezalar alacak diye beklerken “bilinçli taksirle öldürme” suçundan tabiri caizse basit cezalarla kurtarıldılar. Yatılan süre, infaz indirimi, denetimli serbestlik gibi durumları da göz önüne alınca bu kişilerin hapiste tutulacağı süre yarı yarıya inecek.

“Yüreğimizi kanattı”

Bu adaletsizliğe ailelerin nasıl isyan ettiğini hepimiz Adliye önünde gördük. Bartın'ın utanç kaynağı Adalet Bakanı'na “neredesin” diyenlerden, “adliyeden adalet yazısını kaldırın” diye isyan edenlere kadar çok yoğun bir tepki gösterildi. İki buçuk yıldır uyuyamıyorum diyen baba, yetim çocuğuyla adaletiniz batsın diye ağlayan eşler, “22 yaşında delikanlım öldü, bugün bir kez daha öldük” diyen acılı bir anne… Bunlar yüreğimizi kanattı, orada konuşmakta bile zorluk çekerken AKP İl Başkanı, o ailelerin acısını yüreğinde hissetmesi gerekir ve adalet adına utanç yaşaması gerekirken bir metinle hemen Bakanını savunmaya başladı.

Ülkenin dört bir yanında milyonlar adalet diye sokaklara dökülmüşken, halkından ve gerçeklerden tamamen kopmuş bir siyasi parti bizi eleştiriyor. Türk Yargı Sistemi dediğiniz şeyin durumunu anlamak için yüzünüzü yandaş basından gerçekleri haber veren taraflara çevirmeniz yeter. Şimdi bu yaşanan adaletsizlikler bir yana, sadece Amasra olayı özelinde yaşananlara bakarak bile Adalet Bakanı'nı savunmak için bir insanın insani ve ahlaki kaygısını tümden yitirmiş olması gerekiyor.

“43 madencimiz ne için öldü?”

43 madencimiz ne için öldü? Seçimde kömür yardımı için aşırı iş yüküyle, tedbirsiz, iş güvenliğinin olmadığı, liyakatsiz bir yönetimin umursamazlığı yüzünden canlarını verdiler. Siz bırakın vekilimize laf söylemeyi. Yaralı olarak kurtulan madencimizin dün söylediklerini duydunuz mu Sayın Başkan? Onlara bir cevabınız var mı?

Pek çok sevdiğiniz, emir eri olarak yerlere göklere sığdıramadığınız Adalet Bakanınıza bir sorun, dün adliyede konuşan ailelerle ilgili bir cümlesi, söyleyecek bir sözü var mı? Amasra müdürünün yardımcılarının her bir madenci için 4 ay bile ceza yatmayacak olmasına bir çift sözünüz var mı?

Amasra'da yaşanan facia, tek başına bir siyasi partinin meselesi değil. Bu bizim, CHP'nin meselesi değil. Bu işçiye, emekçiye verilen değerin; insan hayatına biçilen kıymetin, vicdanın konusu. Kirli siyasetiniz size insanlığınızı da mı kaybettirdi? Şu adaletsizlik içinizi sızlatmıyor mu? Bu yanıtlar sizin sadece siyasi değil, vicdani konumunuzu da Bartın halkına gösterecek.

“Bartın'a şeref sözümüzdür”

Amasra maden faciasında adalet mücadelemiz sürecektir. Gerçek sorumlular hak ettiği cezaları alacaktır. Sorumlular, arkamızda Saray var, Adalet Bakanı var, AKP'li yöneticiler var diye sevinmesin. Bu dosyadan kurtulduk diye düşünmesin. Hepsinden hesap soracağız. Bu bizim Bartın'a şeref sözümüzdür."

Haber: Muhammet Civan