AK Parti Teşkilatı Vefa İftarında Buluştu

AK Parti Bartın İl Başkanlığı Geleneksel Teşkilat Vefa İftarını yoğun bir katılımla gerçekleştirdi.

Yaşam Park'ta düzenlenen iftar programına teşkilat üyeleri ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

İftar programında Bartın genelinden teşkilat üyeleri, partililer ve vatandaşlar bir araya geldi.

İftara; Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, İl Genel Meclisi Başkanı Turhan Kalaycı, 22. Dönem AK Parti Bartın Milletvekili Asım Kulak, eski Belediye Başkanları Cemal Akın, Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, STK temsilcileri ve çok sayıda AK Parti teşkilat mensubu katıldı.

Arslan, “Rabbim, bu güzel buluşmaları daim eylesin”

İftar programında konuşan AK Parti Bartın İl Başkanı Yaşar Arslan, Ramazan'ın son günlerinde birlik ve beraberliği pekiştirdiklerini belirtti. Arslan konuşmasında, "Ramazan ayımızın son günlerinde, bu müstesna akşamda muhteşem bir kalabalıkla birlik ve beraberliğin güzelliğini yaşıyoruz. Teşkilatımızla birlikte Vefa İftarında buluşmanın mutluluğunu, huzurunu aynı iftar sofrasında paylaştık. Birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştirdiğimiz bu özel sofrada, dostluk ve vefayı paylaşmak bizler için büyük bir onurdu. Rabbim, bu güzel buluşmaları daim eylesin. Başta Kıymetli Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç, AK Parti Bartın Milletvekilimiz Sayın Yusuf Ziya Aldatmaz olmak üzere katılım sağlayan tüm misafirlerimize, çok kıymetli dava ve yol arkadaşlarımıza yürekten teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.

Aldatmaz, “Hizmet ve eser siyaseti”

AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz ise konuşmasında, AK Parti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'ye hizmet siyasetiyle birçok eser kazandırdığını vurguladı. Bartın'da gerçekleştirilen büyük projeler ve yatırımlar hakkında bilgi veren Aldatmaz şöyle konuştu, “AK Parti kurulduğu günden bu güne kadar Cumhurbaşkanımızın başkanlığında hizmet ve eser siyaseti güderek Türkiye'nin dört bir yanını eserlerle donattı. Bartın'ımızda önceki milletvekillerimiz Sayın Asım Kulak, Sayın İbrahim Kabarık ve 16 yıl milletvekilliğimizi yapan Sayın Yılmaz Tunç ile birlikte Bartın'da birçok esere kavuştu. Bende onlardan aldığım bayrağı en iyi yere getirmek için elimden gelen çalışmayı yapıyorum. Sayın Bakanımızda bu sürece çok büyük destek veriyor. Birlikte uyumlu bir şekilde Bartın'ın tüm sorunlarını elimizden geldiğince halletmeye çalışıyoruz. Tabi bunları Cumhurbaşkanımızın dik duruşu sayesinde, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde yapıyoruz. 22 yılda Türkiye'de AK Parti'nin önü defalarca kesilmek istendi. Her badireden sizlerden aldığımız büyük destekle çıktık. Yolumuza da devam ediyoruz. Bundan sonra da inşallah devam edeceğiz. Türkiye 100 yılı hedeflerinde durmak yok yola devam diyoruz.”

“Bartın'da da basiretsiz bir muhalefet görmekteyiz”

Milletvekili Aldatmaz konuşmasında CHP'ye de eleştirilerde bulunarak şöyle devam etti, “Bartın'da da basiretsiz bir muhalefet görmekteyiz. Bartın milletvekilimiz Bartın'da yaşanan büyük bir acı üzerine olayı istismar edip, propaganda malzemesi haline getirerek bizlere büyük hizmet eden Adalet Bakanımıza da, teşkilatlarımıza da laf atmaktadır. Ben yaptığı eleştirilerden dolayı kendisini eleştiriyorum. Sevgili dava arkadaşlarım. Türkiye yasama, yürütme ve yargıdan oluşuyor. Bir adalet sistemimiz var. İnşallah hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Bir olacağız, diri olacağız hep beraber Türkiye olacağız”dedi.

Tunç, “Ülkemizin her bir yanı eserlerle donatıldı”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise iftarda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kalkınmasının önündeki engellere karşı durduklarını ifade etti. Bakan Tunç, özellikle AK Parti'nin yargı reformları ve anayasa değişiklikleri ile Türkiye'nin demokrasi yolunda önemli adımlar attığını belirtti. Türkiye'nin gelişmesini istemeyenlerin sürekli engel yaratmaya çalıştığını ancak bu girişimlerin başarısız olduğunu söyledi.

Bakan Tunç, Bartın'ın AK Parti döneminde büyük yatırımlar aldığını ve şehrin her köşesinde önemli eserlerin bulunduğunu ifade etti.

Tunç konuşmasında şu ifadeleri kullandı, “Ülkemizin her bir yanı eserlerle donatıldı. Büyük eserlerle, hayal dahi edemeyeceğimiz dünyanın en büyük havalimanları, dünyanın en büyük köprüleri, enerji projeleri. Organize sanayi bölgelerini dolduran fabrikalar, üniversiteler, okullar, barajlar, sanayi tesisleri, limanlar, her yeri eserle donattık. Türkiye'nin fiziki kalkınmasını sağlarken sadece altyapı, üst yapı çalışmalarıyla, fiziki kalkınmayla yetinmedik. Türkiye'nin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için çalıştık. Reformlar yaptık. Kanunlarımızı yeniledik. Anayasamızı vesayetçi ruhtan arındırmak, darbecilere bir daha geçit vermemek için milletimizin onayıyla önemli anayasa değişiklikleri, reformlar gerçekleştirdik. Yargı birliğinin sağlanmasından tutun da temel hak özgürlüklerinin daha da kuvvetlendirilmesine varıncaya kadar her alanda büyük reformlara milletimiz sayesinde imza attık. Ve anayasamızı darbeci anlayıştan, vesayetçi anlayıştan arındırmanın gayreti içerisinde olduk. Ülkemizi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturma mücadelesi yaparken bunu hazmedemeyenler oldu. Türkiye'nin gelişmesini, kalkınmasını istemeyenler hiç boş durmadılar. Partimize kapatma davası açtılar. Hem de iki kere, üç kere dava başladı. Kurucu üyelerimiz var burada. AK Parti'nin kurucu üyeleri arasında başörtülü var diye bu partiye kapatma davası açtı o günkü vesayetçi yargı anlayışı. Biz bunları unutmadık. 367 krizleri. E-Muhtıralar. MİT krizi, Gezi olayları, ekonomide en parlak olduğumuz dönemde faizlerin yüzde 5'e düştüğü, enflasyonun yüzde 5'e düştüğü, dünya projelerinin temellerinin atıldığı bir parlak dönemde sokak olaylarıyla iktidarı devirebileceklerini zannettiler. Başarabildiler mi? Başaramadılar. Sonrasında masa başında acaba başarabilir miyiz? 17-25, emniyet yargı darbesiyle acaba Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü kesebilir miyiz diye çabaladılar. Onu da başaramadılar. Sonrasında terörü azdırdılar ve sonrasında da 15 Temmuz hain kalkışmasıyla bu ülkenin istikbaline ket vurmak istediler. Bu ülkenin yönetimini yabancılara peşkeş çekmek istediler. Orta Doğu'daki planlarını bozmak isteyen bir yönetimi artık burada sona erdirmek istediler. Adeta güneyimizde bir terör devletinin kurulması için Türkiye'yi engel olarak görenler Türkiye'deki taşeronlarını kullanarak 15 Temmuz kalkışmasını sağladılar. Başardılar mı? Milletimizin o kahramanlığıyla o gece karartılmak istenen Türkiye'miz, milletimiz sayesinde ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle aydınlığa kavuştu.

“Terörsüz Türkiye süreci”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yolumuza devam ediyoruz. İnşallah Cumhur İttifakı'yla Türkiye yüzyılının temellerini attık, şimdi inşa süreci başladı. Ve bu inşa sürecinde millet birlik ve beraberlik içerisinde olacağız. İç cephemizi güçlendireceğiz. Sayın Bahçeli'nin Ekim ayında yaptığı grup konuşmasından sonra başlayan bir süreç var. Terörsüz Türkiye süreci. Sayın Cumhurbaşkanımızın da koyduğu iradeyle inşallah 40 yıldan bu yana bu ülkenin başına musallat olan, gelişmemizin önünde en büyük engel olan, binlerce insanımızın, binlerce askerimizin, polisimizin, sağlık memurumuzun, öğretmenimizin, hakimimizin, savcımızın şehit olmasına neden olan o terör belasından da milletimizi kurtaracağız inşallah.”dedi.

“Bartın'ın neresine baksanız AK Parti'nin eserleri var”

Bartın'da ki yatırımlara değinen Bakan Tunç şöyle devam etti, “Gelişme ve kalkınma hamlesinden Bartın'ımız nasibini almaya devam edecek. Çok eserler ürettik. Bartın'ın her bir köşesine, neresine baksanız AK Parti'nin eserleri vardır. Okullar var, üniversiteler var, tüneller var, barajlar var, limanlar var. Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrikalar var, köprüler var, yollar var. Köylerde çalışmalar var, beldelerde çalışmalar var. Saymakla bitmez. AK Parti siyaseti eser siyaseti."dedi.

“İkiyüzlüsünüz”

Bakan Tunç, Kartalkaya'daki otel yangını üzerinden siyasi polemik yapılmasına da tepki göstererek konuşmasını şöyle tamamladı, “Kazadan bu yana hep onun üzerinden, 78 canımız üzerinden polemik yapmaya utanmadan, sıkılmadan bu ülkenin ana muhalefetinin genel başkanı, grup kürsülerinden, birilerinin yargıdan kaçırılmak istendiğini ima ederek alçakça bir tutum içerisine girdi. 78 canımız, 36'sı çocuk. Ucu nereye dokunursa dokunsun diyoruz. Ama o hayır diyor. Ucu şuraya dokunmasın. Oraya dokunursa ben bu raporu kabul etmem diyor. Sen mi karar vereceksin ona. Ona yargı karar verecek. Ona mahkeme karar verecek. Bilirkişi raporu geldi. Kimlerin, hangi kurumların sorumlu olduğunu belirledi. Neredeyse bir hafta oluyor. Neden hiç sesiniz çıkmıyor? Ucu nereye dokunursa dokunsun dedik. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin bilirkişileri raporu ortaya çıkardı ve şimdi bakıyorlar ki raporda itiraz edilecek sadece kendi arkadaşları var. O da dahil olmuş. Belediyede, itfaiyede sorumlu olmuş. Ama onlar zannettiler ki birileri sorumluluk dışına çıkarılacak. Şimdiki sesleri çıkıyor mu? O zaman çıkın. Evet biz yanlış yapmışız. Biz size bu yönde haksızlık yapmışız. Rapor geldi. Evet detaylı bir şekilde incelenmiş. 200'den fazla sayfa var, bütün mevzuat incelenmiş ve buna göre bir rapor oluşmuş ve mahkemede bunu takdir edecek. İtirazlar olabilecek. Dolayısıyla bugün ortaya çıkan rapor karşısında susuyorsanız o zaman ikiyüzlüsünüz. İşte bunlar böyle. İşlerine geldikleri zaman yargı iyi, işlerine gelmedikleri zaman kötü."şeklinde konuştu.

Haber: Soner Boyacı