AK Parti İl Başkanlığı'ndan Filistin'e destek.
AK Parti Bartın İnsan Hakları Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasında, İsrail'in Filistin'e yönelik insanlık dışı saldırılarının birinci yılında, Filistin halkının maruz kaldığı zulme karşı tavrını bir kez daha kararlılıkla ifade edildi.
“İsrail durdurulmalı, soykırımın hesabı verilmeli”
Erkan Hızoğlu
Bartın'da AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından Filistin'de yaşanan zulümlerle ilgili bir basın açıklaması yapıldı.
AK Parti İl Binası'nda parti teşkilatları ve İl Genel Meclisi Başkanı Turhan Kalaycı'nın da katılımıyla AK Parti Bartın İl Başkanı Yaşar Arslan tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında, Filistin'e yönelik saldırıların birinci yıl dönümü vesilesiyle güçlü bir mesaj verildi.
Arslan, açıklamada Filistin halkının maruz kaldığı zulme karşı duyulan derin üzüntüyü belirtirken Filistin davasının her zaman savunulacağını vurgulayarak İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçu işlediğini ifade etti.
Özellikle 7 Ekim tarihinin, yıllardır süregelen bir soykırımın daha da derinleşmesi anlamına geldiği belirten Arslan, geçtiğimiz yıl içinde 42 binden fazla masum Filistinlinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak uluslararası toplumun bu duruma karşı yeterli adımları atmadığına dikkat çekti.
İsrail'in Batılı güçler tarafından bölgeye bırakılan bir istikrarsızlık kaynağı olduğuna işaret eden AK Parti İl Başkanı Arslan, günümüzdeki durumun tarihsel paralellikler taşıdığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin Filistin'in haklı davasını her platformda savunmaya devam edeceğinin altını çizen Arslan, Türkiye'nin, yalnızca diplomatik yollarla değil, insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olduğunu vurguladı.
“Kesinlikle kabul etmiyoruz”
İsrail'in Filistin'e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediklerini ve Filistin davasını savunmaya devam edeceklerini tüm dünyaya bir kez daha ilan ettiklerini belirten AK Parti Bartın İl Başkanı Yaşar Arslan, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Bugün, İsrail'in Filistin'e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz.
İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır.
İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim'i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz: 7 Ekim'i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail'in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü.
“77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz”
Hiçbir şey 7 Ekim'de başlamadı. Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı. 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve malları gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir.
Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki İsrail'i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır.
İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir.
“İsrail durdurulmalıdır”
İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı'nın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim'den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır.
İsrail 1930'ların Nazi Almanyası'ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu'da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası'nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir.
Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz: İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir!
“Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır”
Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye'nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin'in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin'e yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz.
Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği ‘bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız' şiarını bir ahitleşme olarak görüyoruz.
Bu anlamda güçlü bir Türkiye'nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden idrak ediyoruz.
Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin'in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail'in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde devam edecektir.”
“Tüm insanlığın ortak meselesi”
Bartın'a 16 yıl milletvekilliği yapan Adalet Bakanı Av. Yılmaz Tunç da uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı olan İsrail'in saldırıları ve işgalinin, yalnızca Filistin halkının değil tüm insanlığın ortak meselesi olduğunu belirterek bir açıklamada bulundu. Filistin halkının haklı mücadelesine destek vermenin insanlığa ve tarihe karşı bir sorumluluk olduğunu söyleyen Bakan Tunç, şunları kaydetti:
“7 Ekim 2023'ten bu yana, tam bir yıldır işgalci İsrail'in soykırımına uğrayan Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı acı nedeniyle yüreğimiz yanmaktadır.
Uluslararası hukuku ayaklar altına alan İsrail, geçmişte her dinden insanın barış ve huzur içinde yaşadığı Filistin'de, Gazze'de en temel insan haklarını yok saymaktadır.
Yaklaşık 42 bin Filistinlinin hayatını kaybettiği, 100 bine yakın Filistinlinin yaralandığı, milyonlarca Filistinlinin sistematik olarak göçe zorlandığı Gazze, dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığı haline gelmiştir.
Uluslararası kuruluşların aldığı kararlara uymayan İsrail, bir milleti yok etmeye çalışmaktadır.
Kana doymayan İsrail, Filistin'de olduğu gibi Lübnan'da da savaş suçlarına devam etmekte, bölgeyi savaş alanına çevirmek istemektedir.
Sözde demokrasi ve insan hakları savunucusu ülkeler, kuvözdeki bebekleri dahi acımadan öldüren barbar İsrail'in hain saldırılarını maalesef görmezden gelmektedir.
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kuruluşlar, terör örgütü gibi davranan bebek katillerine karşı misyonlarını yerine getirmekte etkisiz kalmaktadır.
Yüreğinde az da olsa vicdan kırıntısı kalmış olan ülkeler, Netanyahu ve çetesine artık 'dur' demelidir.
Uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı olan İsrail'in saldırıları ve işgali, yalnızca Filistin halkının değil tüm insanlığın ortak meselesidir.
Filistin davasının yanında durmak ve Filistin halkının haklı mücadelesine destek vermek insanlığa ve tarihe karşı bir sorumluluktur.
Bu sorumluluk bilinciyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde masum Filistinli kardeşlerimizin dün olduğu gibi daima yanında olacak ve haklarını her alanda haykıracağız.
İşgalci İsrailli yetkililerin işledikleri insanlık ve savaş suçları nedeniyle hak ettikleri cezayı almaları için uluslararası hukuk önünde girişimlerimizi sürdüreceğiz.
1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilene kadar mücadelemize devam edeceğiz.
‘Dünya 5'ten büyüktür' diyerek daima zalimlerin ve haksızlıkların karşısında dimdik duracağız.
‘Daha adil bir dünya mümkündür' idealiyle her zaman dünyada hakkın, hakkaniyetin ve adaletin savunucusu olacağız.
İsrail'in hain saldırılarında şehit olan Ayşenur Ezgi Eygi kardeşimize ve tüm Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.”