263 Kozlu maden şehidi anıldı
Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü'nde maden ocağında 3 Mart 1992 tarihinde meydana gelen grizu faciasında yaşamını yitiren 263 maden şehidi, facianın 30'uncu yıldönümünde dualarla anıldı.
Törene Vali Mustafa Tutulmaz, Kozlu Kaymakamı Hüseyin Ergi, TTK Genel Müdür Yardımcıları Ercan Gebeş, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, İl Genel Meclisi Başkanı Necdet Karaveli, GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter ve Amasra Eski Şube Başkanı Ertan Kaya, Genel Mali Sekreteri Volkan Yıldız, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, TTK Kozlu Müessese Müdürü Nurettin Yıldız, Armutçuk Müessese Müdürü Faik Alp, İşçi ve memur sendikalarının şube başkan ve yöneticileri, CHP Zonguldak İl Başkanı Murat Pulat ve ilçe başkanları, CHP Kadın Kolları Başkanı Merve Kır, bürokratlar, Amasra dahil GMİS'e bağlı Şubelerin başkan ve yöneticileri, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının yönetici ve temsilcileri, madenciler ve şehit madencilerin aileleri katıldı.
Tutulmaz: “Madencilik zor bir iş”
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, törende yaptığı konuşmada madenciliğin çok zor bir meslek olduğunu belirterek şunları söyledi:
“30 yıl önce 263 kardeşimizin, büyüğümüzün evine, evlatlarına, eşine helal rızık kazanmak için girdikleri maden ocağında vefat edişlerinin, şehit oluşlarının yıl dönümünde hüzünlü bir ortamda sizlerle beraberiz. Öncelikle Allah onlardan razı olsun, mekanlarını cennet etsin. Madencilik işi zor bir iş gerçekten. Ancak aklımızı ve tecrübemizi kullanırsak bu zorluğun üzerinden gelmek o kadar da zor değil. Bize düşen öncelikle tecrübemizi iyi kullanmamız. Bize birşey olmaz demememiz lazım. Tedbirli bir şekilde hareket etmemiz lazım. Bunu sağladığımız zaman zor olan çalışma ortamını biraz daha kolaylaştırmış oluruz. Tabii madencilik her halükarda zor bir meslek. Bunun toplum olarak bilincindeyiz. Sizler bunun daha fazla bilincinde olmalısınız.
“100 yıldır ülkemizin enerjisi olmaya devam eden bir şehirde yaşıyoruz”
Değerli kardeşlerim gerçekten 100 yıldır ülkemizin enerjisi olmaya devam eden bir şehirde yaşıyoruz. Hatta geçen 100 yılın başından itibaren kömür önemli bir geçim ve enerji kaynağıdır. Zaman içerisinde eksilmeler olmak ile birlikte bugün önemini devam ettiriyor. Çünkü enerji olmadan üretme yok. Öncelikle enerjiye ihtiyacımız var. Bu enerjinin kaynağı bizler. O zaman bizler akılcı bir şekilde iyi politikalarla bunun üstesinden gelip daha fazla üretmemiz ve ülkemizin kalkınmasına daha fazla destek vermemiz gerekiyor. Bize düşen, madenciler olarak size düşen, karar vericiler olarak makamlara düşen bunun en doğru yolunu bularak daha fazla üretmenin yolunu hep beraber aramamız gerekiyor. Çünkü şunu görüyoruz. Savaşların temel sebebi her zaman enerji kaynaklarına sahip olmak üzerine olmuştur. Son 100 yılın belki son 200 yılın savaşlarının temeli budur. Güçlü olmak için enerjiye sahip olmalıyız. O zaman biz şu anda içinde bulunduğumuz şehrimizin değerleri olan madeni verimli bir şekilde çıkarmalıyız ve ülkemizin zenginliğine, gelişmesine refahına katkı sağlamalıyız.
“Doğalgaz da bizim zenginliğimiz”
Bir diğer mutluluğumuzda inşallah önümüzdeki yıl bugünlerde tüketimine başlayabileceğimiz doğalgaza sahip olmamız. Yine ilimiz açısından diğer bir gurur kaynağıdır, onur kaynağıdır. Bu da bizim diğer bir zenginliğimiz. İnşallah 1 yıllık bir süreç içerisinde bunu da tüketime hazır hale getireceğiz. Az önce değerli başkanımız madencilikle ilgili hususlarda yeterince sizleri bilgilendirdi. Bize düşen sizlerin problemlerini en aza indirerek buralarda daha iyi üretimi elde etmektir. Bunu için işçisiyle, yöneticisiyle birlikte hareket edeceğiz. Bunun başka yolu yok.
“Madenci kardeşlerimiz bu ülkenin kalkınmasına çok katkı sağladılar”
Etrafımızın ne kadar sıkıntılı olduğunu hep beraber görüyoruz. Yanı başımızda bir savaş cereyan ediyor. Vatansızlığın, devletsizliğin ne olduğunu görüyoruz. Daha önce Suriye ve Irak'ta görmüştük. Şimdi kuzeyimizde görüyoruz. O nedenle bizler küçük kısır çekişmelerden uzaklaşarak resmin büyüğünü görerek güçlü Türkiye'yi hep beraber nasıl sağlayabiliriz, ülkemizi daha güçlü hale nasıl getirebiliriz bunun çalışması ve bunun planlaması içerisinde olmamız gerekiyor. Küçük sıkıntılarımızı büyüterek ülkemizin değerlerini daha iyi değerlendirmemizi engelleyecek davranışlarda bulunarak ülkemize ve insanlığa yeterince hizmet etmiş olmayız. Bunu hep beraber güçlü bir şekilde el ele, omuz omuza vererek daha güçlü hale getirebiliriz. Bugüne kadar madenci kardeşlerimiz bu ülkenin kalkınmasına çok katkı sağladılar. Bu katkının artarak devam etmesini sizlerden istiyoruz. Buna ihtiyacımız var ülke olarak. Bugüne kadar ülkemizin kalkınmasına verdiğiniz desteğin aynen devam etmesini diliyor, sizlere sağlıklı, hayırlı bir ömür, hayırlı bir çalışma ortamı diliyoruz. İyi ki varsınız diyorum. Saygılar sunuyorum.”
Gebeş: “Madenden çıkan en kıymetli maden sizlersiniz”
Törende bir konuşma yapan TTK Genel Müdür Yardımcısı Ercan Gebeş, “Kurumum adına sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Öncelikle buraya toplanma sebebimiz olan 263 maden şehidimiz ve tüm şehitlerimizi saygıyla rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Allah bir daha milletimize böyle acılar göstermesin. Bu vesileyle tüm madenci kardeşlerim sizlere sağlıklı bir şekilde hayırlı çalışmalar diliyorum. Unutmayın ki madenden çıkan en kıymetli maden sizlersiniz. Bunu hiç unutmayın. Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.
Yeşil: “TTK'nın işçi açıklarının giderilmesi gerekiyor”
GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, taşkömürü üretimini artırabilmek için işçi açıklarının giderilmesi gerektiğini belirterek, “İşçi açıklarımız giderilir, TTK norm kadro ile çalışır duruma getirilirse ülkemizin taşkömürüne olan ihtiyacını daha fazla karşılayabiliriz” dedi.
Yeşil şöyle konuştu;
“Burada, bundan tam 30 yıl önce büyük bir grizu faciası yaşadık. 263 arkadaşımızı kaybettik. Arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Yine burada 7 Ocak 2013 tarihinde taşeron şirketin çalıştığı alanda meydana gelen kazada da 8 arkadaşımızı kaybettik. Ailelerine, yakınlarına ve tüm madenci camiamıza başsağlığı ve sabır diliyoruz. Tüm maden şehitlerimizi bir kez daha rahmet, sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ruhları Şad olsun. Bugün burada bizim acımızı paylaşan tüm dostlara teşekkür ediyoruz.
“174 yıldır kömür üretiyoruz”
Madencilik, dünyanın en zor, en ağır ve en riskli mesleklerinden biri. Bunu en iyi bizler biliyoruz. Çünkü bu Havzada, yaklaşık 174 yıldır kömür üretiyoruz. Atalarımız ve bizler, 174 yıldır, yerin yüzlerce metre altında doğayla kavga ediyoruz. Elbetteki bu kavgada zaman zaman yenik düştüğümüz oluyor, canımız yanıyor. Her kavgadan dersler çıkartıyor ve her zaman galip gelmenin yollarını arıyoruz. Çünkü madenler halen dünyanın en değerli kaynakları ve insanlığın daha çağdaş, daha sağlıklı ve daha güvenli yaşayabilmesi için vazgeçilmez öneme sahip.
“TTK'nın işçi açıklarının giderilmesi gerekiyor”
Yerli ve milli kaynakların hak ettiği şekilde değerlendirilmesi ithalattan, dışa bağımlılıktan ülkemizi kurtaracaktır. Türkiye'nin kömüre ihtiyacı var. Kömür burada var. Ama yeterince üretemiyoruz. Ve Türkiye, ihtiyacının büyük bir çoğunluğunu dışarıdan alıyor. TTK'nın üretimini artırabilmesi için işçi açıklarının giderilmesi gerekiyor. Dönem dönem TTK'ya işçi alındı ancak emekliliklerin sürmesi nedeniyle işçi sayımız azalmaya devam etti. Mekanize ve yarı mekanize gibi teknolojik yatırımlar yapılıyor. Ancak yeterli işçi olmadan kömür üretimini artıramayız. Bizler, madenciler olarak salgın hastalık demeden fedakarca çalışmaya, ülkemiz ekonomisine katkı vermeye devam ediyoruz. İşçi açıklarımız giderilir, TTK norm kadro ile çalışır duruma getirilirse ülkemizin taşkömürüne olan ihtiyacını daha fazla karşılayabiliriz. Türkiye'nin Zonguldak'a, taşkömürüne, TTK'ya, yani sizlere ihtiyacı var. Sizin yeryüzüne çıkartacağınız bir avuç kömür, bu ülkenin dışarıya daha az para vermesi ve bu ülke insanının daha iyi yaşaması için çok önemli. Bu gerçekleri bıkmadan usanmadan anlatıyoruz. Hem ilgililere, hem de Türkiye kamuoyuna anlatıyoruz.
“Süre sınırlaması kaldırılmalı”
2014 yılında Soma'da özel sektör işletmesinde 301 madenci kardeşimiz hayatını kaybetti. Bu faciadan sonra yeraltı maden işletmelerinde ciddi önlemler alındı ve denetimler artırıldı. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yanı sıra, maden şehitlerinin yakınlarına da bazı haklar tanındı. Ancak 1992 Kozlu grizu faciasında Şehit olan 263, 1983 Armutçuk grizu faciasında şehit olan 103 madenci kardeşimiz başta olmak üzere, 10 Haziran 2003 öncesi ve 13 Mayıs 2014 tarihinden sonra şehit olan madenci yakınları bu haklardan yararlanamıyor. Sendikamızın, Maden Şehitleri Aileleri Derneğimizin ve siyasilerimizin girişimleri ve mücadelesi sürüyor. Yaklaşık 500 maden şehidi ailesini mağdur eden bu sınırlamanın bir an önce kaldırılmasını istiyoruz.
“Fedakarlık içinde üretmeye devam ediyoruz”
İki yıldır pandeminin yanı sıra bölgemizde yaşanan uluslararası çatışmalar içinde zorlu bir süreç geçiriyoruz. Biz madenciler, fedakarlıklarla üretmeye devam ediyoruz. Sizin sağlığınız ve can güvenliğiniz her şeyden önce gelir. Çalışma ortamınızın güvenli olmasını sağlayacaksınız. Biz sizlerin her türlü sorununuzu çözmek, sağlıklı ve verimli çalışacağınız koşulları oluşturmakla sorumluyuz. Sonrasında birlik ve beraberlik içinde, Kurumun, bölgenin ve ülkenin sorunlarını çözeriz. Bu duygularla maden şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
Konuşmaların ardından Maden şehitleri için Kuran-ı Kerim okundu, dualar edildi.