Amasra maden faciasının 4'üncü duruşması başladı
14 Ekim'de Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğünde yaşanan ve 43 madencinin şehit olduğu patlamayla ilgili 7'si tutuklu, 23 kişinin Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 4'üncü duruşması geniş güvenlik önlemleriyle başladı. Tanıkların dinleneceği duruşma öncesinde şehit madenci yakınlarıyla birlikte açıklama yapan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, 'Bütün sorumlularının, TSK Genel Müdürü'nün yardımcılarının, bakanlık müfettişlerinin, bakanlık yetkililerinin, bütün sorumluların yargı önünde hesap vermesi için bu mücadelenin takipçisi olacağız' dedi. Davayla ilgili yargıya güvendiğini söyleyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u da eleştiren Genel Başkan Yardımcısı Bankoğlu 'Takipteyiz diyorlar, hükümet takipte değil. Aynen tetikte gibi' ifadelerinde bulundu.
Geçen yıl 14 Ekim’de Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü'nde yaşanan maden faciasında 9 işçi yaralanmış, İstanbul Çam Sakura şehir Hastanesine kaldırılan yarılardan 2’sinin tedavi esnasında hayatını kaybetmesinden dolayı 43 maddeci şehit olmuştu. Facia sonrası yürütülen soruşturmada Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu, Başmühendis Mehmet Tural, Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman, maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş tutuklanmış, 15 kişi de adli kontrol şartı ile serbest bırakılmıştı.
Tutuklu sanıkların 1062'şer yıla kadar hapsi istenmişti
Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasında ise Müdür Yardımcısı Salih Atmaca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken tutuklu Amasra Müessese Müdürü Müessese Müdürü, İşletme Müdürü, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi ve Başmühendis hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar olmak üzere toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapis cezası istenmişti. Davadaki diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların hakkında ise, "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edilmişti.
Bankoğlu: “Bakanlık, hükümet bu ölümlerden sorumludur”
Ülke kamuoyuyla birlikte Bartın kamuoyunun da yakından takip ettiği davanın 4’ün duruşması Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. 1 hafta boyunca sürmesi ve 120 tanığın dinlenmesi beklenen duruşma öncesinde ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar ile CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, şehit madenci yakınlarıyla birlikte Bartın Adliyesi önünde açıklama yaptı. Amasra maden faciası sonrasında ailelerin adaletin tecelli etmesini beklediklerini söyleyen Bankoğlu, "Burada sadece Amasya müessesesindeki yetkililer sorumlu değildir, Amasra Taş Kömürü İşletmeleri Türkiye Taş Kömürü Genel Müdürlüğüne bağlıdır, Türkiye Taş Kömürü Genel Müdürlüğü, Bakanlığa bağlıdır. Bakanlık, hükümet bu ölümlerden sorumludur. TTK Genel Müdürü'nü burada soruşturmaya dahil edip, bakanlık müfettişlerini burada soruşturmaya dahil edip ifadelerini almak yerine yargıdan kaçırmaya çalışıyorlar. Buna bir son verilmesi lazım. Soruşturmada ifade vermesi gereken TTK Genel Müdürü EYT'den emekli edildi” dedi.
“Hükümet takipte değil, tetikte”
14 Ekim’de şehit madenciler için Amasra’da oluşturulan anı ormanındaki fidan dikim töreni esnasında maden kazası akşamını anlatarak şehit madenci yakınlarının yanında olduklarını ve yürütülen davada yargıya güvendiklerini söyleyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u da bu sözlerinden dolayı eleştiren Aysu Bankoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
Sayın Adalet Bakanı açıklama yapmış; 'Adaleti tecelli edeceğiz, biz yargımıza güveniyoruz' diye. Hangi yargıdan' Kozlu'daki, Ermenek'teki, Soma'daki yargı mı? Takipteyiz diyorlar, hükümet takipte değil. Aynen tetikte gibi. Bu insanların bir nebze olsun acılarını hafifletecek bir şey varsa o da gerçekten tüm sorumluların bu yargı önünde hak ettiği cezayı almasıdır. Ama bunun için bütün sorumluların bu yargılamaya dahil edilmesi gerekiyor.
“Bu mücadelenin takipçisi olacağız”
Bütün sorumlularının, TSK Genel Müdürü'nün yardımcılarının, bakanlık müfettişlerinin, bakanlık yetkililerinin, bütün sorumluların yargı önünde hesap vermesi için bu mücadelenin takipçisi olacağız. İlk günden beri söz verdiğim gibi ailelerimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Yanındayız. Bu duruşmayı ve bu davayı da sonuna kadar takip edeceğiz. Bize kader, fıtrat diyenlere de bu facialar bir daha yaşanmasın diye bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Öngörülebilir ve önlenebilir hiçbir kaza kader ya da fıtrat değildir. Çok açık ve net cinayettir. Amasra maden faciası öngörülmüştü ve önlenebilirdi. Ama yapılmadı. Bu cinayetin sorumluları yargı önünde hesap verecek. Siyasi hesabı da sorulacak.”
Uyar: “Amasra maden faciası ne yazık ki göz göre göre geldi”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar da duruşma öncesinde şunları kaydetti:
“1 yıl önce Amasra maden faciasında kaybettiğimiz 43 can için, 43 emekçi için, 43 aile için adalet arayışı sürüyor. Bugün burada bir yargılama yapılıyor, bir dava görülecek. Fakat önce şunu söylemek gerekiyor ki bu bir kaza sonucu ortaya çıkan bir dava değil. Bir kazadan söz edeceksek burada bir öngörülemezlik unsurunun olması gerekir. Fakat biz 1 yıl önce 43 canımızı biz burada kaybederken bu Amasra maden faciası ne yazık ki göz göre göre geldi. Faciadan sonra ortaya çıkan tüm deliller, ihmaller zinciri bunu ortaya net bir şekilde koymuştu.
“Utanmadan, sıkılmadan bu işi kader planının arkasına saklayamazlar”
1 yıl önce Amasra maden faciası gerçekleştikten sonra AKP Genel Başkanı konvoylarıyla buraya geldi. “Ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler. Burada bir kader planı var. Bu belki sonda olmayacak. Bu belki devam edecek” dedi. Utanmadan, sıkılmadan bu işi kader planının arkasına saklayamazlar. Bu beyefendi iktidara geldiği 3 Kasım 2002’den bugüne Türkiye’de günde ortalama en az 5 tane işçi iş cinayetinde hayatını kaybediyor. Hiçbir ihmale karşı tedbir almayanlar, işçiye karşı güvenli çalışma koşullarını sağlamayanlar, işçinin iş güvenliği için gereken adımları atmayanlar bugün burada kader planından söz edemezler.
“İşçiye yapılan üretim baskısını gördük”
Sayıştay raporlarını gördük. Amasra maden faciasının nasıl göz göre göre geldiğini, 43 tane canın nasıl hayattan koparıldığını gördük. İşçi başına arttırılan üretim miktarlarını, onlara yapılan üretim baskılarını gördük. Liyakatsizlikleri gördük. Hepsi Amasra maden faciasının ortaya çıkmasının koşullarıdır. Bu ülkede sermayenin, patronların kar hırsı, işçinin, emekçinin can güvenliğine karşı kutsal sayılmaya devam ettikçe biz buralardan çekilmeyeceğiz. Biz bu mücadeleyi bırakmayacağız. Şunu da akıllarından geçirmesinler; bu davanın sorumluluğunu bugün aramızda olmayan 43 maden işçisine ve onların ailelerine bırakmalarına asla müsaade etmeyeceğiz. Desteğimizi, dayanışmamızı ve takibimizi bu davadan eksiltmeyeceğiz.”