AKP yerel seçimde işçiyi, emekçiyi yoksullaştıran politikalarının yanıtını aldı

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Günü'ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

AKP yerel seçimde işçiyi, emekçiyi yoksullaştıran politikalarının yanıtını aldı

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Günü münasebetiyle açıklmada bulundu. Bankoğlu, “Emeğin milli gelir içindeki payının kasıtlı olarak düşürüldüğünü ve iş cinayetlerinin olağan hale geldiğine değinen Bankoğlu, AKP’nin kıdem tazminatı ve işçi haklarını kısıtlamaya yönelik çalışma yürüttüğünü ifade etti.
EMEĞİN GÜNDEMİ YOKSULLUK, GÜVENCESİZLİK, İŞ CİNAYETLERİ VE ÇOCUK İŞÇİLER
CHP’li Bankoğlu’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“1 Mayıs, işçilerin, alın teriyle yaşayanların, emekçilerin ve kaderini emekçilerle birlikte görenlerin birlik ve dayanışma günü. Her sene olduğu gibi, bu yıl da emekçiler dünyanın her yerinde ülkelerinin en büyük meydanlarında, sokaklarında 1 Mayıs’ı kutlayacak. Bizim ülkemizde ise bu yılki 1 Mayıs’ta gündemimizi yine yoksulluk, işçi sağlığı ve güvenliği, esnek, kayıt dışı ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, işsizlik ve işten çıkarmalar ve hükümet eliyle yaygınlaşan çocuk işçiliği belirliyor. AKP Türkiyesinde emek piyasasının her geçen gün daha kötüye gittiğini, hatta işçilerin 1800’lerin koşullarına mahkûm edildiğini görüyoruz. Bunun en önemli göstergesi, ne yazık ki, sayısı on binleri bulan iş cinayetleri. AKP’li yıllarda en az 32 bin işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Hükümetin politikaları yüzünden işçi ölümlerine son yıllarda bir de çocuk işçi ölümleri eklendi. Şantiyelerin, inşaatların, fabrikaların toplu mezara döndüğü bir ülke haline geldik. Çocukların dahi işçileştirildiği, güvensiz ortamlarda ölüme sürüklendiği ülkede bu nedenle cezasızlık da olağan hale geldi. Soma’da, Amasra’da, İliç’te yaşanan ve yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği maden facialarını fıtrat ve kadere bağlayan hükümet, MESEM’de yaşanan ölümleri de öğretmenlere yıkma peşinde. Temel insan haklarının bile hiçe sayıldığı bu tabloda herkese önemli görevler düşüyor.”
EMEĞİN SERVET İÇİNDEKİ PAYI KASITLI OLARAK DÜŞÜRÜLDÜ
“AKP’nin yönetim anlayışı, ülkeyi en yetkili ağızdan ifade edildiği gibi ‘ucuz iş gücü cenneti’ yapıp emeğin milli gelirden aldığı payı olabildiğinde düşürmek üzerine kurulu. TÜİK’in, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın istatistiklerinde dahi Tek Adam Sistemi’ne geçişle birlikte emeğin GSYH içindeki payının yüzde 15’lere gerilediğini görüyoruz. İşsizlik Sigorta Fonu’nun işverenlere aktarıldığı, yandaş patronlara sayısız teşvik ve vergi istisnalarının sağlandığı ülkemizde şu sıralar kıdem tazminatı hakkının esnetilmesi, İş Kanunu’nun işçiler aleyhine revize edilmesi ve esnek çalışma modelleri konuşuluyor. İşçi açlık sınırının altında çalışsın, hiçbir iş ve işçi güvenliği önlemi alınmasın, Anayasal hakları elinden alınsın, grev hakkı yasaklansın, işten çıkarıldığında ölüme terk edilsin istiyorlar. Bu açıkça emek düşmanlığıdır. İşçilerin kazanılmış haklarına yönelik her türlü girişimin tüm gücümüzle karşısında olacağımızı tekrar beyan ediyoruz.”
AKP YEREL SEÇİMDE İŞÇİYİ, EMEKÇİYİ YOKSULLAŞTIRAN POLİTİKALARININ YANITINI ALDI
“Emek mücadelesi sadece işgücü piyasasını değil, yarısı asgari ücretle çalışmak zorunda bırakılan tüm toplumun insanca yaşama mücadelesidir. ‘Çalışan ve emeklileri enflasyona ezdirmedik’ diyen Bakan Şimşek’in ekonomiyi getirdiği durum herkesin malumu. Asgari ücrete bu yıl zam yapılmayacağı dikkate alındığında AKP’nin neden olduğu ekonomik buhranın faturası da yine çalışanlara kesilecektir. AKP hükümeti yerel seçimlerde ekonomiyi toparlama adına sürekli vergileri artıran, işçiden kısan, toplumu yoksullaştırırken faizcilere ve yandaşa servet aktaran girişimlerinin cevabını sandıkta fazlasıyla aldı. Credit Suisse ve UBS verilerine göre Türkiye’de en zengin yüzde 1’lik kesim ülkedeki servetin yüzde 40’ını alıyor. AKP, Kur Korumalı Mevduat adı altında yine zenginlerin daha da zenginleştiği, yoksuldan servet aktarımının yapıldığı ucube bir sistem icat etti. İşçiden emekliye tüm toplumsal kesimlerin kasıtlı olarak yoksullaştırıldığı bir düzene geçtiler. AKP’nin yerel seçimlerde alması gereken en net mesaj bu gidişata verilen tepkidir.”
ÇOCUK, KADIN, YAŞLI EMEĞİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ
“Kadınların iş hayatında yaşadığı mobbing, düşük ücret ve güvencesizlik politikaları karşı da sesimizi daha fazla yükselteceğiz. Eşit işe eşit ücreti savunmak bir yana kadını eve hapseden, görünmez ev içi emeği yok sayan, kadını bakıcılığa indirgeyen anlayışa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Çocukların mesleki eğitim kisvesiyle sömürüldüğü, şantiyelerde ölüme yollandığı düzenin son bulması için gerek Meclis’te, gerek sivil toplum gerek vatandaşlarımız aracılığıyla elimizden geleni yapacağız. Çocuk, kadın, yaşlı ve göçmen emeğini ve haklarını her zaman savunacağız. İşçilerin sendikal ve grev haklarını kullanması, ücret ve hak pazarlığını etkin şekilde gerçekleştirmesi, iş güvenliği ve tedbirlerinin alınması ve cezasızlık rejiminin son bulması oldukça büyük önem taşıyor. AKP’nin neden olduğu krizin faturasını, acı reçeteyi işçi değil, krizi fırsat bilip servetine servet katanlar, yandaş faizciler ve tefeciler ödeyecek.”
HÜKÜMETİN GÖREVİ TAKSİM’İ KAPATMAK DEĞİL, İŞ CİNAYETLERİNE ÖNLEM ALMAKTIR
“1 Mayıs tarihsel anlamına uygun şekilde, işçi ve emekçilerin sosyal, ekonomik ve siyasal taleplerini dile getirdiği özel bir gün. Ancak bu yıl da hala Taksim tartışmaları ve 1 Mayıs gerilimi yaşanıyor. Emekçilerin Taksim ısrarı, yakın tarihimizin en acı ve kitlesel katliamlarından birinin Taksim’de yaşanmasıyla ilgili. Geçmiş yıllarda Taksim meydanında kutlanan 1 Mayıs’ta emekçiler kendilerine yakışan disiplin ve duruşlarıyla 1 Mayıs’ı barış içinde ve bayram havasında kutlamış, taleplerini haykırmıştır. AKP şu anda 1 Mayıs gerilimini tırmandırarak çatışmaya, kavgaya, şiddete davetiye çıkarmaktadır.  Hükümetin ve İçişleri Bakanı’nın görevi 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenlerin güvenlik ve özgürlüğünü sağlamaktır. Taksim AKP için bir inatlaşma, kutuplaşma aracı olarak algılansa da emekçilerin zihninde ve yüreğinde taşıdıkları umutlar ve yaşadıkları acıları sembolize etmektedir. Hükümetin görevi  1 Mayıs’ı kapatmak değil, iş cinayetlerinde Türkiye’yi Avrupa’nın açık ara 1. ülkesi yapan anlayışını değiştirmektir. Biz CHP olarak tarihimize ve sembollerimize saygının gereği Taksim’de ve kent meydanlarında işçilerimizin haklı taleplerini haykırdıkları alanlarda  1 Mayıs’ı kutlayacağız. CHP  olarak tüm çalışanlarımızı;  kıdem tazminatının gaspına,  işsizliğe ve yoksulluğa, iş cinayetlerine, grev yasaklarına, güvencesiz çalıştırılmaya, iş güvencesinin alınmasına, çocuk işçiliğine, baskıya ve sömürüye karşı geleceğimize, emeğimize ve memleketimize sahip çıkmak için 
1 Mayıs’ta alanlarda birlik  olmaya çağırıyoruz.”Haber Merkezi