ADD Abdi İpekçi'yi andı

Alpay: 'Sağduyunun sesiydi'

ADD Abdi İpekçi'yi andı

Nurdan Eroğlu

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bartın Şubesi Başkanı Yavuz Alpay, Milliyet Gazetesi Başyazarı Gazeteci Abdi İpekçi’nin vefatının 38. Yılı dolayısıyla açıklamada bulundu. İpekçi’nin yıllar boyunca siyasal olaylara hoşgörülü ve uzlaşmacı tavrı ile yaklaşmış, sağduyunun sesi olduğunu ifade eden Alpay, Abdi İpekçi’yi saygı ve rahmetle andı.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bartın Şubesi Başkanı Yavuz Alpay, Milliyet Gazetesi Başyazarı Gazeteci Abdi İpekçi’nin vefatının 38. Yılı dolayısıyla yazılı basın açıklamasında bulundu. İpekçi’nin 1 Şubat 1979’da suikasta uğradığını ifade eden Alpay, “1 Şubat 1979... İstanbul, Teşvikiye. Emlak Caddesi'nin yoğun akşam trafiğinde arabasıyla evine doğru ilerlemekte olan Milliyet Gazetesi Başyazarı Gazeteci Abdi İpekçi, sinyal vererek Teşvikiye Karakoluna doğru dönerken, elini camdan içeri sokan bir kişi silahını peş peşe ateşledi.  Abdi İpekçi'nin eşi Sibel İpekçi ve gazeteci Leyla Umar evde beklemektedirler. Cinayetin ardından yaşananları, Tufan Türenç ve Erhan Akyıldız'ın 1986'da kaleme aldıkları "Gazeteci" isimli kitaptan okuyalım:
"O anda üç patlama sesi duydu. Deli gibi geldi salona. Pencereye adadı, kolu koparırcasına çevirdi ve yarı beline kadar dışarı sarktı. Ortalık kapkaranlıktı. Bir şey göremedi, pencereyi kapattı.
- Bir şey oldu Leyla, birini vurdular...
- Aman Sibel, yine evhamlanıyorsun. Lastik patlamıştır.
- Yok yok kötü bir şey oldu. Yine birinin canına kıydılar.
 

Pencereyi açtı. Bir şeyler görebilirim diye karanlığa uzattı başını. Karakol sokağının bütün lambaları sönmüştü. İn cin top oynuyordu. Hiç bu kadar boş görmemişti sokağı. Başını iyice uzatıp, köşeyi görmeye çalıştı. Işıklar yanıp sönüyordu. Trafik durmuştu. İnsanlar bir otomobilin etrafına birikmişlerdi. Kafasında birden korkunç bir olasılık belirdi. Deli gibi kapıya yöneldi.  Kendisine engel olmaya çalışan Leyla Umar'ı itti... Merdivenleri koşarak indi ve kendini sokağa attı. Köşeye yaklaşınca korkunç gerçeği anladı. Kocasının otomobili direğe dayanmış duruyordu. Sinyal ışıkları yanıp sönüyordu. Çılgına döndü... Ve ardından bütün ciğerlerini boşaltan feryadı Karakol Sokak'ta yankılandı... 

- Tanrım, Abdi'yi vurdularrrrrrrrrrrr..." Abdi İpekçi'nin BMW marka otomobili bir elektrik direğine vurarak durmuştu. Vücudunda 9 kurşun yarası olan Abdi İpekçi, hastaneye kaldırılırken yaşamını yitirdi” dedi.

“İPEKÇİ'NİN KATİL ZANLISI MEHMET ALİ AĞCA”

Abdi İpekçi'nin katil zanlısı Mehmet Ali Ağca’nın suikastla ilgili açıklamalarını paylaşan Yavuz Alpay, “Katiller olaydan sonra çalıntı beyaz bir Ana-dol otomobille kaçtılar. Dört kişiydiler. Gazetelerde katilin temsili resimleri yayınlandı. Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası katili ihbar edene 5 milyon lira ödül koydu. Abdi İpekçi'nin katil zanlısı Mehmet Ali Ağca, 25 Haziran 1979 tarihinde İstanbul'da gidip geldiği Beyazıt'ta ki bir kahvehanede ihbar üzerine yakalandıktan sonra basına konuştu: "Abdi İpekçi'yi ben öldürdüm. Ne sağcıyım, ne solcuyum. Bağımsız teröristim. Silahımı çektim ve sağ ön camdan elimi içeri sokup ateş ettim. Daha önce bir tek el ateş etmeyi, insana yaraşır bir şekilde öldürmeyi amaçlamıştım, ama kontrolümü kaybettim." Ağca, o zaman sürekli ifade değiştirerek, suç ortaklarını korumaya çalıştı durdu. Neden sonra cinayeti Mehmet Şener, Oral Çelik ve Yavuz Çaylan ile işlediğini açıkladı” şeklinde konuştu.

“İPEKÇİ’Yİ SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUZ”

İpekçi’nin yıllar boyunca siyasal olaylara hoşgörülü ve uzlaşmacı tavrı ile yaklaşmış, sağduyunun sesi olduğunu ifade eden Alpay, “Ağca, 5 Kasım 1979'da Adlî Tıp'a sevk edildi. Burada beraber sevk edildiği Atilla Serpil ile kaçma girişiminde bulundu ancak başaramadı. Ama kaçma fikrinden vazgeçmedi. 18 gün sonra dilekçe vererek kendini naklettirdiği İstanbul Kartal Askeri Cezaevi'nden, Oral çelik ve Abdullah Çatlı tarafından organize edilen bir planla kaçırıldı. 23 Kasım 1979 gecesi Ağca, er elbisesi giyerek cezaevi kapısından elini kolunu sallayarak çıktı ve karanlığa karıştı. 1929 doğumlu İpekçi, yıllar boyunca siyasal olaylara hoşgörülü ve uzlaşmacı tavrı ile yaklaşmış, sağduyunun sesi olmuştu. İpekçi’yi saygı ve rahmetle anıyor, kendisini katledenleri bir kez daha kınıyorum” açıklamasında bulundu.