Adalet Bakanlığı 2025 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bakanlığının bütçesine ilişkin TBMM'de yaptığı sunumda 'Bundan böyle yargı hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak. Yargı milletin yargısı olmaya devam edecek.' dedi. Yeni Anayasa'ya ilişkin de önemli mesajlar veren Bakan Tunç, 'Yeni anayasayı, hak ve özgürlüklerimizi koruyacak, birlikte yaşamaya dair ortak sözümüzü ve bu topraklar üzerindeki barış ve huzur arzumuzu tesis edecek bir toplum sözleşmesi olarak görüyoruz. Gazi Meclisimizde yapılacak çalışmalara Bakanlık olarak gerekli desteği vermeyi bir görev addediyoruz.' dedi.

Adalet Bakanlığı 2025 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi

“Yargı hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak, milletin yargısı olmaya devam edecektir”

Nilay Meryem ÇÖMLEK

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 23, 24, 25, 26 ve 27. Dönemlerde Bartın Milletvekili olarak görev yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.

Sunumunda yeni Anayasa’ya ilişkin de önemli mesajlar veren Adalet Bakanı Tunç, “Yeni anayasayı, hak ve özgürlüklerimizi koruyacak, birlikte yaşamaya dair ortak sözümüzü ve bu topraklar üzerindeki barış ve huzur arzumuzu tesis edecek bir toplum sözleşmesi olarak görüyoruz. Gazi Meclisimizde yapılacak çalışmalara Bakanlık olarak gerekli desteği vermeyi bir görev addediyoruz." dedi.

Adaletin her şeyin temeli ve insanın erdemi olduğuna dikkati çeken Tunç, adaletin hakkıyla tecellisinin hukuk devleti ile mümkün olduğunu kaydetti.

Son 22 yılda Türkiye'nin, demokratik hukuk devletinin tahkimi ve güvenilir adalet sisteminin tesisi yolunda önemli mesafeler aldığını belirten Tunç, temel kanunların tamamının toplumun ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine uygun yenilendiğini ifade etti.

Bakan Tunç, söz konusu dönemde yeni hak arama yollarının ihdas edildiğini, hak arama yollarının genişletildiğini belirterek, Anayasa'da da reformlar yapıldığını, toplumun değişen ve gelişen ihtiyaçları karşısında yeni uygulamaların devreye alındığını dile getirdi.

Mahkeme sayısını 8 bin 383'e yükselttik

Adalet Bakanı Tunç, adaletin tecellisi adına en önemli unsurun "insan" olduğuna işaret ederek, 2002'de 9 bin 349 olan hakim/savcı sayısının yüzde 164 artışla 24 bin 682'ye yükseldiğini söyledi.

Hakim ve savcıların, savunmayı temsil eden avukatların hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimlerle niteliğinin artırılmasının büyük önem arz ettiğini vurgulayan Tunç, "Bu amaçla yargının insan kaynağını yetiştiren hukuk fakültesine girişte başarı sıralamasını, 190 binden 125 bine yükseltmiştik. Önümüzdeki dönemde bunu kademeli olarak yükselterek, ülkemizin en başarılı öğrencilerinin hukuk fakültesini kazanmalarını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Hukuk fakültelerinde ikinci öğretim ve meslek yüksekokullarından hukuk fakültelerine geçişin kaldırıldığını anlatan Tunç, "Hukuk fakültelerindeki derslerin çağın gerekleri ve kanunlarımızdaki değişime uygun bir şekilde yenilenmesi, akademik kadroların güçlendirilmesi ve öğrencilerin hukuk klinikleri gibi pratik çalışmalarla geleceğe hazırlanmalarını önemsiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Tunç, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın da bu yıl uygulanmaya başladığını belirterek, hakim ve savcı yardımcılığı uygulamasıyla da hakim ve savcı yardımcılarının tecrübeli hakim ve savcıların yanında, usta-çırak ilişkisi içerisinde mesleğe daha donanımlı başlayacaklarını ifade etti.

Mahkemeler teşkilatının güçlendirildiğine dikkati çeken Tunç, "2002 yılında adli yargıda 3 bin 581 mahkeme varken, bugün mahkeme sayısını 8 bin 383'e yükselttik. 2023 yılından bu yana da yargıdaki gecikmenin önüne geçmek için ihtiyaç duyulan yerlerde 2 bin 814 yeni mahkemenin kurulmasını sağladık. İdari yargıda da mahkeme sayısını 146'dan 233'e yükselttik." bilgilerini paylaştı.

Adalet Bakanı Tunç, istinaf mahkemesi sayısının, Tekirdağ ve Denizli'de açılan bölge adliye mahkemeleriyle 17'ye yükseldiğini, Malatya Bölge Adliye Mahkemesinin de önümüzdeki süreçte faaliyete geçeceğini bildirdi.

“Yargıda yapay zekaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz”

Adalet Bakanı Tunç, bugün itibarıyla mahkemelerde toplam 11 milyon 795 bin derdest dosya bulunduğunu, ağır iş yüküne rağmen yıl içerisinde yargı teşkilatınca toplam 12 milyon 230 bin dosyada karar verildiğini anlattı.

Bakan Yılmaz Tunç, "Hakim ve savcılarımızın teftişi, hedef süreye uyum, üzerinde hassasiyetle durduğumuz konulardır." ifadesini kullandı.

Bakan Tunç, "2025 Yılı Yatırım Programı'na 68 adliye, 2 adli tıp binası, 20 ceza infaz kurumu, 3 personel eğitim merkezi ve 30 mahalde toplam 896 dairelik kamu konutu yapılması için teklifte bulunduk." şeklinde konuştu.

Dijital çağın gerekleri neyse, teknolojinin hangi imkanları varsa adaletin hizmetine kazandırmak için çalıştıklarına işaret eden Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"UYAP entegrasyon çalışmaları kapsamında, 57 kurumla 185 farklı entegrasyonu tamamladık. Vatandaş portal 22 milyon kullanıcı sayısına ulaştı. Dünya çapında bir projemiz. Ayrıca UYAP Avukat, Uzlaştırmacı, Arabulucu, Bilirkişi, Kurum ve e-Satış portallarında hizmet vermeye devam ediyoruz. SEGBİS, e-Duruşma, e-Tebligat, icrada e-Satış uygulamalarıyla yargı hizmetlerinde hem zaman tasarrufu, hem de daha az masrafla daha etkin bir hizmet alınmasını sağladık. Yargıda yapay zekaya yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz."

77 binden fazla hükümlü ve tutuklu eğitim görüyor

Adalet Bakanı Tunç, ceza sisteminin caydırıcılığını güçlendirmek amacıyla başta Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda olmak üzere önemli değişikliklerin hayata geçirildiğini belirtti.

Ceza adaleti sisteminin etkinliğine yönelik tutuklama tedbiri, denetimli serbestlik ve toplumsal huzura yönelik suçlarda caydırıcılığın artırılmasını da içeren bilim komisyonlarının çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Tunç, çalışmaların kısa sürede TBMM'nin takdirine arz edileceğini bildirdi.

 

Bakan Tunç, "Marmara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki iddialar hakkında da bilgi verdi. İstanbul'da tutuklanan kişilerin cezaevlerine sevkinde kötü muameleye maruz bırakıldığı" iddialarının doğru olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Kuruma girişte, ceza infaz kurumları yönetmeliğinin ilgili maddeleri kapsamında uygulama gerçekleştirilmiş olup, çıplak arama yapılması kesinlikle söz konusu değildir. Ceza ve tevkif evlerimizde yapılan uygulamalar mahremiyete, insan haysiyetine saygı esas alınarak gerçekleştirilmektedir. Söz konusu olayda da fiziki ve detaylı arama da insan onurunu zedelemeyecek şekilde uluslararası kriterler çerçevesinde yapılmıştır. Ceza ve tevkif evlerinde kemer, ayakkabı bağcığı gibi başta intihar gibi kişi güvenliğine zarar verici amaçla kullanılabilecek eşyalar güvenlik gerekçesiyle denetime tabi tutulmaktadır. Burada başörtüsüne yönelik kesinlikle bir kısıtlama söz konusu değildir. Nitekim tutukluların da 'Başörtüsüne yönelik böyle bir ifade söz konusu değil.' şeklinde beyanları söz konusu. Biz başörtüsü mücadelesi yaparak buralara geldik. Biz 'Başörtüsüne özgürlük.' diyerek Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandık.”

Ceza adaleti sisteminin en önemli amacının, toplumu suçtan korumak olduğuna işaret eden Tunç, “Bu da suçlunun hak ettiği yaptırıma tabi tutulmasının yanı sıra cezaevinden tahliye olduktan sonra topluma zarar vermemesi, yani ıslah olmasıdır. Bu nedenle cezaevlerinde işyurdu ve eğitim faaliyetlerini giderek artırıyoruz. Cezaevlerinde 372 işyurdu müdürlüğümüzde 200'den fazla iş kolunda, bin 700 atölye ve tesisimizde yıllık 60 bin hükümlü çalışıyor. Şu anda cezaevlerinde ilkokul, ortaokul, lise eğitimlerini gören 77 bin 14 hükümlü var” bilgilerini paylaştı.

“Yeni ve sivil bir anayasayla kolaylaşacak”

Adalet Bakanı Tunç, hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla hazırlanan Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin kısa süre içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanacağını söyledi.

Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Tunç, şöyle konuştu:

“Türkiye Yüzyılı vizyonu, ülkemizin her alanda yaşadığı gelişmeleri ortaya koyan nihai bir perspektiftir. Bu perspektifin tam anlamıyla hayata geçirilmesi, yeni ve sivil bir anayasayla kolaylaşacaktır. Yeni anayasayı, hak ve özgürlüklerimizi koruyacak, birlikte yaşamaya dair ortak sözümüzü ve bu topraklar üzerindeki barış ve huzur arzumuzu tesis edecek bir toplum sözleşmesi olarak görüyoruz. Bu anlayışla, millet iradesinin tecelligahı olan Gazi Meclisimizde yapılacak çalışmalara Bakanlık olarak katkı vermeyi bir görev addediyoruz.”

Türkiye'nin "Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde çok geri sıralarda olduğu" iddialarının gündeme getirildiğini anımsatan Tunç, buna göre, Türkiye'nin 117. sırada gösterildiğini hatırlattı.

Bakan Tunç, "Türkiye'nin üzerinde gösterilen ülkelere bir bakın, Türkiye'nin üzerinde gösterilen onlarca ülkede demokrasi bile yok. Serbest seçimler yok. Bu proje kimin projesi? Eski ABD Barolar Birliği Başkanının kurduğu bir dernek. Bunu fonlayanlar var. Bağış yapanlarla listede ilk sırada olanlar aynı. Ne kadar bağış yaparsan listede o kadar yukarı çıkıyorsun. Ama bizim bütçemizde bu bağışa ilişkin bir bütçe konulmadı. 2025'te böyle bir rakam söz konusu değil” diye konuştu.

OECD 2023 raporlarının eleştiri konusu yapıldığını ancak raporda yer alan olumlu hususun gündeme getirilmediğini belirten Tunç, "Türkiye, yargıyla ilgili 'erişebilir, yanıt veren ve kaliteli adalet' konusunda en çok gelişme gösteren ülkeler arasında. Yine aynı raporda, 'Yargıda kadın/erkek eşitliği konusunda 10 yılda 13 puan arttı.' diyor. Kürsüde görev yapan kadın hakim sayısı yüzde 40'a ulaştı. Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonunun olumlu değerlendirdiği raporlar da var. Onlar niye hiç gündeme gelmiyor? Gidiyorsunuz, masa başında hazırlanan, objektif kriterlere dayanmayan, gerçek Türkiye'yi yansıtmayan raporları burada dile getiriyorsunuz." değerlendirmelerinde bulundu.

“Yargı milletin yargısı olmaya devam edecek”

Adalet Bakanı Tunç, yargı kararlarının eleştirilebileceğini, 2024 yılında verilen 12 milyonu aşkın dosyada karar verildiğini, birkaç dosyanın gündeme getirildiğini söyledi.

İstisna olan birkaç dosya gündeme getirilerek 12 milyon dosyanın göz ardı edilmesiyle yargı teşkilatına haksızlık yapıldığını vurgulayan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili olarak eleştiri sınırlarını aşanlara şunu ifade etmek istiyorum. Bugün eleştirdiğiniz bu yargı sistemi eğer 1961'de 27 Mayıs'ta iş başında olsaydı Adnan Menderes ve arkadaşları asılmazdı, dar ağacına gitmezdi. Beğenmediğiniz bugünkü yargı sistemi 12 Eylül 1980'de iş başında olsaydı, 'bir sağdan bir soldan' diye gençlerin yaşı büyütülerek dar ağacına gönderilmezdi. Hesap sorulması bugüne kalmazdı.

Bağımsız ve tarafsız olmamakla suçladığınız bugünkü yargı sistemi 28 Şubat'ta iş başında olsaydı, o üniversite birincisi başörtülü kızlarımızı kürsülerden ağızları kapatılarak yaka paça atmaya kimse cesaret edemezdi. Vesayetçilerin, darbecilerin koruyucu ve kollayıcısı olan 27 Mayıs'ta merhum Menderes'e 'Seni buraya tıkan kuvvet böyle istiyor.' diyen, 28 Şubat'ta adeta cübbelerini darbecilerin önüne seren yargı anlayışı eğer 15 Temmuz'da işbaşında olsaydı bugün hiçbirimiz burada olamazdık. İyi ki bugünkü yargı sistemi var, iyi ki 15 Temmuz'da iş başındalarmış. İyi ki darbecilere karşı milletiyle beraber dik durdular, adeta savaştılar. Demokratik hukuk devletinin, milli iradenin yanında oldular. Bundan böyle yargı hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak. Yargı, milletin yargısı olmaya devam edecek.”

Adalet Bakanı Tunç, 2025 yılında Bakanlığına 280 milyar 275 milyon 802 bin lira bütçe öngörüldüğünü belirtti.

Konuşmaların ardından TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, Adalet Bakanlığı ve bağlı kurumların bütçesi kabul edildi.