8 partiden alternatif Cumhuriyet Bayramı kutlaması

Bartın'da CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi, Yeniden Refah Partisi, Demokrat Parti ve Sol Parti, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenledikleri törende Cumhuriyete ve onun değerlerine olan bağlılıklarını dile getirdiler. 'Cumhuriyet Bayramı' için ittifak yapan 8 siyasi parti adına yapılan ortak açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti olduğu vurgulanırken, 'Ulu Önderimiz, Başkomutanımız, 1. Cumhurbaşkanımız, ezeli ve ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1938 yılında aramızdan ayrılana kadar Milletimize hiç yalan söylemedi. Hiç kandırılmadı, hiç aldatılmadı. Hiçbir hata yapmadığı gibi Milletinin karşısında 'Allah beni affetsin' de demedi' denildi.

8 partiden alternatif Cumhuriyet Bayramı kutlaması

İlimizdeki muhalefet partileri, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla güç birliği yaparak, Cumhuriyet Bayramı’nın coşkuyla kutlanması için bir araya geldi.

 

Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına bir gün öncesinden 28 Ekim’de başlayan 8 siyasi parti, ilk olarak Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu gerçekleştirdi.

Meydandaki törene CHP İl Başkanı Selim karakaş, Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu, İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Kasapoğlu, Demokrat Parti İl Başkanı Hamit Güngör, Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Ziver Gebiç, DEVA Partisi İl Başkanı Ali Yıldırım, Gelecek Partisi İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya, ve Sol Parti İl Başkanı Adnan Soylu ile bu partilerin mensupları katıldı.

CHP Bartın Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu da törene katılanlar arasında yer aldı.

Ortak çelenk ve açıklama

8 siyasi parti il başkanının ortak çelengi Atatürk Anıtı’na koymasının ardından Atatürkçü Düşünce Derneği ve Eğitim İş adına da çelenk sunumları yapıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından ise törene katılan tüm siyasi parti temsilcilerinin imzası bulunun ortak metin okundu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olduğunun vurgulandığı açıklamada şöyle denildi:

“Vatanımız Türkiye'de  ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ kuralını devlet yönetimine yerleştiren ve demokrasiyi taçlandıran Cumhuriyetimizin ilanının üzerinden 98 yıl geçti. Ulusal milli mücadelemizin dillere destan bir zaferle sonuçlanmasının ardından Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, yeni kurulan Türk devletinin yüzünü uygarlığa, çağdaşlaşma ve demokrasiye çevirdi. Ankara'nın başkent ve Türkiye'nin Hükümet merkezi olmasının ardından oluşturulan yeni rejimin isminin de bütün açıklığıyla konulması, Devlet Başkanının da seçilmesi gerekiyordu. Milli Mücadelenin başlangıcından itibaren devlet başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı sıfatı ile Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü.

O dönemde çeşitli nedenlerle hükümet eden İcra Vekilleri Heyeti’nin istifası ve Meclis’ten güvenoyu alabilecek yeni bir kabine oluşturulamaması da bu soruna acil çözüm gerektirdi. 25 Ekim 1923'te Hükümetin istifasıyla ortaya çıkan bunalım Atatürk’e Cumhuriyeti ilan etmek için önceden beri beklediği tarihi fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşlarına 98 yıl önce bugün ‘Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz’ diyerek fikrini açıkladı. 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Meclis’te yapılan görüşmeler sonrasında hazırlanan kanun tasarısında yer alan hükümlere göre; ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulusal işlerin, fiili idarenin yönetim şekli halka dayanmaktadır. Türkiye Devleti bir cumhuriyettir. Resmi dili Türkçe’dir. Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Türk Devleti'nin başıdır. Kurul Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar yine milletvekilleri arasından,  Kurul Başkanı tarafından seçilir. Kurulun listesi Büyük Millet Meclisinin onayına,  Cumhurbaşkanı tarafından sunulur.’

Yapılan görüşmeler sorasında Tasarı 29 Ekim 1923 gecesi Meclis oturumuna katılan 158 üyenin tamamının oyuyla Alkışlarla ve ‘Yaşasın Cumhuriyet’ sesleriyle kabul edildi.

“Hiçbir hata yapmadığı gibi…”

Hepimiz biliyoruz ki! Ulu Önderimiz, Başkomutanımız, 1. Cumhurbaşkanımız, Ezeli ve Ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1938 yılında aramızdan ayrılana kadar milletimize hiç yalan söylemedi. Hiç kandırılmadı, hiç aldatılmadı. Hiçbir hata yapmadığı gibi Milletinin karşısında ‘Allah beni affetsin’ de demedi. 

Cumhuriyetimizin 98. yılını kutladığımız bu anlamlı günde başta Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını, Cumhuriyetimizin kurucu meclisi üyelerini,  başlangıçtan bugüne kadar bu toprakları bizlere vatan yapmak için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi rahmetle, yaşayan kahraman gazilerimizi şükran, minnet ve saygıyla anıyoruz.

Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın! Bu güne kadar geleceğe yönelik söylediği her sözü doğru çıkan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dile getirdiği gibi koşullar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Her ne kadar bugünlerde öyle olmasa da! Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.’ Bu duygu ve düşüncelerle hemşehrilerimin ve ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını ve Cumhuriyetimizin 98. kuruluş yıldönümünü kutluyor Cumhuriyetimizi bugünlere taşıyanlara ve geleceğe taşıyacak olanlara en içten saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti.”

Bankoğlu: “Sorumluluğumuzun farkında mücadele ediyoruz”

Törene katılan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu da kısa bir konuşma yaparak, Atatürk ilke ve inkılapları ile Cumhuriyetin yüklediği sorumlulukların farkında olduklarını, bu bilinçle Cumhuriyeti daha da yüceltmek için aralıksız çalıştıklarını belirterek “Tam 98 yıl önce bugün yepyeni bir güneş doğdu, bambaşka bir rüzgâr esti. Bu cennet topraklar aslında hepimize vatan oldu. Türkiye Devleti, bir Cumhuriyet’tir diye başladı anayasamız, Atatürkçü, insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir devlet hedeflendi. Milli yemini İstiklal Marşı, başkenti Ankara olan… Aslında kişisel iktidar ve hırsların saray sefalarının acı sonuçlarını gören halkımız 98 yıl önce, Atatürk’ün önderliğinde kendi geleceğinin kararını kendi verebilmek için kurmuştur Cumhuriyeti. Bizler de ülkesiyle, milletiyle bölünmez bir Cumhuriyetin evlatları olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmek için çalışmaya, mücadele etmeye, Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak için çalışmaya devam ediyoruz. Ben hepimizin Cumhuriyet Bayramı’nı tekrar kutluyorum. Sorumluluğumuz çok büyük. Bu sorumluluğumuzun farkında olarak mücadele etmeye, çalışmaya ve birlikte olmaya devam edelim istiyorum. İyi bayramlar. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Cumhuriyet…” dedi.

Darçın: “Cumhuriyet sonsuza kadar yaşayacak”

Atatürkçü Düşünce Derneği Bartın Şubesi adına konuşma yapan Uysal Darçın,  Cumhuriyetin, özgürlük, adalet, toprak, bayrak, vatan, birlik, paylaşmak, öğretmek, kazanç ve coşku olduğunu vurgularken, Cumhuriyetin sonsuza kadar yaşayacağını söyledi.

Şaşmaz: “Çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk ediliyor”

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Bartın Şube adına günün anlam ve önemini belirten konuşmayı ise Perihan Şaşmaz yaptı. Çağdaş, demokratik ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk ulusunun birliği, beraberliği, mücadele azmi ve bağımsızlığına düşkünlüğüyle yokluklar içinde yürütülen bir bağımsızlık savaşı sonunda kurulduğunu anımsatan Şaşmaz, “Cumhuriyet yerine hanedan egemenliği yerine teokrasi yerine laiklik, dikta rejimi yerine ise demokrasi uygulamaya konulmuştur. Ancak bugün siyasal iktidarın faşizan politikalarının her türlü haksızlığın ve hukuksuzluğun yaşandığı, yargının ve adaletin çöktüğü bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta, başta eğitim ilkeleri olmak üzere devrim yasaları çiğnenmekte, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmektedir” ifadelerini kullandı.

“Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün pek çok söylemi ile bizlere Cumhuriyete her zaman sahip çıkılması ve yeni başarılar ile geleceğe taşınması konusundaki sorumluluklarımızı anımsattığını dile getiren Şaşmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşte bugün içeride ekonomik, sosyal ve ekonomik alanlarda karşı devrimi büyük oranda gerçekleştirmiş olan AKP’ye ve dışarıda emperyalist güçlere karşı Cumhuriyetin devrimci ve aydınlanmacı ruhunu ilk günkü coşku ile sürdürmek zorundayız. Bu ulusumuza karşı borcumuzdur. 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldıran Türk Ulusu, Başkanlık Sistemi ile padişahlık sistemine özlem duyanları mutlaka tarihin çöp sepetine atacaktır.

Cumhuriyetin eğitim çalışanları olarak bizler her türlü tehlikenin farkındayız. Atatürk’ün ‘Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve sürdürecek olan sizlersiniz’ sözlerinden aldığımız ilhamla yetiştirdiğimiz Türk gençlerini bu konuda uyanık tutmak asli görevlerimizden biridir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Eğitim İş olarak Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.”

Akşam da fener alayı vardı

Bartın’daki 8 siyasi partinin Cumhuriyetimizin 98. Yıldönümü dolayısıyla 28 Ekim Perşembe günü düzenledikleri kutlamalar akşam da fener alayı ile sürdü.

Bartın Belediyesi önünde toplanarak Kemerköprü üzerinden Şadırvan Caddesi oradan da Cumhuriyet Meydanına kadar süren fener alayı yürüyüşünde Milletvekili Bankoğlu ile birlikte söz konusu 8 siyasi partinin il başkanları ve ön safta yürüyerek partililere ve yürüyüşe katılanlara mihmandarlık ettiler.

Büyük bir coşkuyla meşaleler eşliğinde ellerinde Türk bayrakları taşıyan kalabalığın coşkusu görmeye değerdi.

Güzergah boyunca Cumhuriyete bağlılığın ifadesi sloganlar atan kalabalığın hiçbir siyasi partinin bayrak ya da flamasını taşımadığı, hiçbir siyasi söylem ya da slogana yer vermezken sadece Atatürk posteri ve Türk bayrakları ile yürüyüşe katılması da gözlerden kaçmadı.

Havanın soğuğuna aldırış etmeyen Bartınlılar, türküler ve marşlar eşliğinde Cumhuriyet coşkusunu zirveye taşıdılar.